Baraj doluluk oranı son bir yılın en yüksek düzeyinde

İstanbul’a su sağlayan barajlardaki doluluk oranı azalan yağışlar nedeniyle daima bir düşüş içerisindeyken, son aylardan yaşanan yağışlar sonrasında yükseliş gösterdi. İşte İSKİ datalarına nazaran İstanbul barajları doluluk oranı…

BARAJ DOLULUK ORANI YÜZDE 58,57

Barajlardaki doluluk, bugün prestijiyle yüzde 58,57 olarak ölçüldü.

İstanbul Barajlarının aktüel doluluk oranları

Ömerli %77.53

Elmalı % 82.67

Istrancalar % 48.91

Darlık % 72.89

Alibeyköy %69.35

Terkos %48.78

Büyükçekmece % 50.55

Sazlıdere % 41.06

Kazandere % 41.43

Papuçdere % 25.92

SON BİR YILDAKİ EN YÜKSEK SEVİYE

Özellik geçtiğimiz yıl yaşanan yağış azlığı nedeniyle yüzde 18 düzeylerine kadar inen baraj doluluk oranı ulaştığı yüzde 58’lik düzey ile son bir yıldaki en yüksek oranı yakaladı.

Son bir yılda en düşük düzey yüzde 18 ile Eylül ayında yaşanırken, yağışlarla yaşanan yükseliş ile bu oran üç ayda yüzde 58’e ulaştı.

SONBAHAR YAĞIŞLARI KURAKLIĞA İLAÇ OLDU

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, İstanbul’da bir kuraklıktan bahsedilebileceğini, bu sonbaharda olağanın üzerinde yağış sayesinde barajların dolduğunu ve gelecek için bugünden önlem alınması gerektiğini söyledi.

Türkiye’nin 2024 yılı yağış bedelleri hakkında bilgi veren Toros, kuraklık kavramının değişkenlik arz ettiğini, bir bölgede olması gereken yağışın görülmemesi ve barajlarda gereğince su olmaması durumunda hidrolojik kuraklıktan bahsedilebileceğini kaydetti.

Ülkede 2020-2022 yılları ortasında son 20 yılın bilgilerine nazaran olağanın altında bir yağış görüldüğüne dikkati çeken Toros, “Türkiye geneli yıllık yağış ortalaması 573,4 milimetre (mm). Bu bedel, 2022’de 503,8 mm, 2021’de 524,8 mm ve 2020’de 500.1 mm olarak gerçekleşmiştir. Yağış ölçüsünün, 2020’den sonra 574 milimetrenin çok altında olduğunu görüyoruz.” dedi.

SONBAHAR YAĞIŞLARI OLAĞANIN ÜZERİNDE GERÇEKLEŞTİ

İstanbul’da 16 milyon insanın yaşadığını ve ortalama 3 milyon metreküp su kullanıldığını vurgulayan Toros, şu değerlendirmeyi yaptı:

“İstanbul’da 2022 Kasım ayında barajlardaki doluluk oranı yüzde 16 civarındaydı. Bu, son 10 yılın en düşük düzeyiydi. İşte bu nedenle İstanbul’da bir kuraklıktan bahsedebiliriz. Bu da 2020-2022 yılları ortasında gereğince yağış alamamamızdan kaynaklanıyor. Son 2-3 yılda Anadolu’da bir kuraklık yaşandı ve İstanbul’da barajlardaki su düzeyi çok düştü. 2023 sonbahar yağışlarının olağanın üzerinde gerçekleşmesi kuraklığa can suyu oldu. Bu sonbahar yağışları sayesinde İstanbul barajlarında 2023 yılında ölçülen yağış ölçüsü 852 mm ile son 10 yılın üçüncü büyük pahasına ulaştı.

Türkiye geneli sonbahar yağış normali (1991-2020) 132,7 mm, 2022 sonbahar mevsimi yağışı 96,3 mm, 2023 yılı sonbahar mevsimi yağışı ise 162,6 mm olarak gerçekleşti. Ülke genelinde sonbahar yağışları normaline nazaran, yüzde 23, geçen yıl sonbahar mevsimine nazaran yüzde 69 artma gösterdi. Tüm bölgelerde yağışlarda normaline ve geçen yıl yağışlarına nazaran artma kaydedildi ve en fazla artış yüzde 41 ile Doğu Anadolu Bölgesi’nde gerçekleşti.”

2024 YAĞIŞLI BAŞLADI

Yağıştaki projeksiyona nazaran tablonun olumlu olduğunu, Türkiye’de 2020’den bu yana yaşanan kuraklığın akabinde 2024’ün yağışlı başladığını ve İstanbul’da barajların doluluk oranının şu an prestijiyle yüzde 52 düzeyine ulaştığını belirten Toros, “Bu, son 12 ayın en yüksek düzeyi. Başta İstanbul olmak üzere ülke genelinde yağışlı bir yıl bekleniyor.” tabirini kullandı.

Son yıllarda çok sıcak, çok soğuk ve çok yağış üzere ekstrem olayların yaşandığını hatırlatan Toros, “170 yıldır artan fosil yakıt kullanımı, atmosferdeki sera gazlarını artırıyor. Sera gazları güneşten gelen ve giden güç istikrarını bozuyor. Yeryüzü daha fazla ısınıyor. Isınma global iklim değişikliğine, buzulların erimesine, okyanusların ısınmasına, su düzeyinin yükselmesine, fırtınalara, orman yangınlarına ve kuraklığa neden oluyor. Dünyadaki sıcaklık şu anda 1900’lü yıllara nazaran bir derece arttı. İddialara nazaran, artmaya da devam edecek. Bir ayda yağması gereken yağışın birkaç saat içinde yağdığını görüyoruz. Üstelik bu bir anda yağan yağışlar yer altı sularını da beslemiyor. ” değerlendirmesinde bulundu.

“TEDBİR ALINMAZSA BİR KURAKLIKLA KARŞI KARŞIYA KALABİLİRİZ”

Hüseyin Toros, Türkiye’nin su zengini bir ülke olmadığını ve kuraklığa karşı tedbir alınması gerektiğinin de altını çizerek, kelamlarını şöyle noktaladı:

“Ülke olarak, ‘Suyu daha verimli nasıl kullanabiliriz?’ sorusuna karşılık aramamız gerekiyor. Bunun için akıllı tarıma geçilmesi ve su havzalarındaki suyun geleceğine yönelik planlamalar yapılması lazım. Uzun vadeli tahliller üretmeliyiz. En değerlisi suyu tasarruflu kullanmalıyız. Yağmur hasadı, 3 yıllık su bütçesi idaresi, uygun bitki örtüsü seçilerek çölleşmeyi önleyebiliriz. Suya bakış açımızı değiştirebilirsek suyun her damlasının bedelli olduğunu kabul ederiz ve gelecekteki mümkün kuraklık için şimdiden tedbir almış oluruz. Gerek Anadolu’da gerekse İstanbul’da her vakit kuraklık riski olabileceğini bilerek hareket etmeliyiz. Gelecek için bugünden önlem almazsak bir kuraklık ile karşı karşıya kalabiliriz. O yüzden tahlil bizde.”