Birini Gerçekten Nasıl Affedersiniz? Affetmenin Zamanı !

Affetme süreci her şeyden önce affetmeye niyet etmekle başlıyor. Affetmek, içeride sıkışmış bir düğümün açılması ve negatif yükün atılmasıyla kendiliğinden meydana geliyor. Tıpkı uykuya dalmak ya da unuttuğunuz bir şeyi hatırlamak gibi, üzerinde çok fazla kontrolümüz yok. Affetmek yolunda atabileceğiniz ilk adım, bunu istemek ve affetmeye niyet etmek. Bugünden yarına, öyle hemen size zarar vermiş olan kişiyi ya da kendinizi affedemeyeceksiniz belki. Ama buna niyet etmek dahi üzerinizdeki ağırlığı kaldırır, kalbinizi bir nebze de olsa ferahlatır.
Hepimiz tanıdık “affet ve unut” ifadesini duymuşuzdur. Gerçekten affetmek, kelimenin tam anlamıyla unutmakla ilgili değil, geçmişi silmekle ilgilidir. Bir suçu, bir borcu nasıl affedersek, onu sıfırlayarak unuturuz. Geçmişi temizlemek, sanki sadece haksızlığa uğradığımız için değil, affedecek kadar cömert olduğumuz için de ahlaki açıdan üstünmüşüz gibi, görmediğimiz anlamına gelir. Gerçek affetmede küçümseme yoktur.
Bu şekilde affetmek elbette zor olabilir. Yardımcı olabilecek bazı düşünceler:
Kendinizi suçluda görün
Bize yanlış yapan birine karşı kinin yükünü üzerimizden atmaya hazır olduğumuzda, diğer kişide kendimizi görerek başlayabiliriz. Bu, onları kolayca incitebileceğimizi ve muhtemelen benzer şeyleri kendimizin de yapmış olabileceğimizi kabul etmek anlamına gelir.
Affetmeyi insanlığın bir parçası olarak kabul edin
Bağışlayıcılığın kim olduğumuza derinden gömülü olduğunu, en gerçek doğamızın temel bir parçası olduğunu da fark edebiliriz .Bazılarımız için affetmenin bu boyutunun dini veya manevi etkileri olacaktır. Bağışlama bize özgürce sunulur – karşılıksız verilir – ve karşılığında bağışlayıcılığımızı sunarak hayatın akışına daha eksiksiz girebiliriz.
Bağışlamayı kendi içinizde arayın, önce kendinizi affedin
Çoğumuz için affetmesi en zor kişi kendimiziz. Başkalarına verdiğimiz zararı veya kendimizi hayal kırıklığına uğrattığımız yolları bırakmak için mücadele ediyoruz. Bağımlılığın pençesine düştüğümüz yılları, kumarhanelerde boşa harcadığımız binlerce doları ya da ailemizi mahveden ilişkiyi affetmedik. Ve kendimizi ne kadar az affedersek, başkalarını affetmek o kadar zor olur.
Öz şefkat egzersizleri,affetmek yolunda önemli bir adım. Kendimize karşı ne kadar yumuşak ve affediciysek, başkalarına karşı da anlayışımız aynı oranda artar. Kendimizle aramızdaki iletişim kuvvetlendikçe, kendi içimizde bütünlük oluşur. Düşünsel davranış ve döngülerimizin farkına vardığımız, kendimizi olduğumuz gibi sevip, kabul etmeye başladığımız zaman kendimizle barışırız. Kendisiyle barışık ve onu acımasızca eleştirmeyi bırakmış bir insan, herkesi affedebilir.
Kendimizi affettiğimizi söylediğimizde bile, çoğu zaman ruhumuzu yiyip bitiren kendimize kızgınlığımızı sürdürürüz. Gerçek affetme, beyaz bir tahtayı derinlemesine temizlemek gibi, kendi sayfamızı isteyerek ve cömertçe, herhangi bir kalıntı bırakmadan silmeyi gerektirir. Tahtayı kuru bir silgiyle silmenin ötesine geçerek leke bırakmamalıyız.
Başkalarını affetmek için mücadele ediyorsanız, kendi içinizde arayın ve kendini affetmenin mümkün olup olmadığına bakın. Kendinize daha fazla saygı sunun ve diğer ilişkilerinizde neler olduğunu görün.
Ders çıkarın
Bu olaydan ne öğrendiğinizi kendinize sorun. Başımıza gelen her talihsiz olay bize bir mesaj vermek, bir şey öğretmek için. Sizin bu yaşadığınızdan çıkarımınız ne oldu? Kendinize de nezaketle ayna tutma şansını değerlendirdiniz mi?
Affetmenin Zamanı?
Suçlamayı bırakıp kendi içimizdeki acıya dönüp onunla karşılaştığımızda ise farkındalık devreye girer. Yalnızlığımızla, korkumuzla, savunmasız tarafımızla karşılaşma, bu duyguları sağaltma ve sonsuza dek özgürleşme imkanı buluruz. Affettiğimiz zaman özgürleşen kişi affettiğimiz kişi değil, biz oluruz. Suçlama, kin ve öfkenin bünyemizde yarattığı olumsuz etkilerden kurtulur, geçmişi bırakıp, geleceğe temiz gözlerle bakabiliriz. Bu cesur ve zor bir adımdır.
Yapılan araştırmalara göre, garez ve hınç duyguları kortizol (stres hormonu) seviyelerinin ve kan basıncının yükselmesine, kalp atışlarının hızlanmasına ve terlemeye sebep olurken, affetmek bünyeyi stresten kurtararak üzüntü, gerginlik ve huzursuzluk duygularını azaltıyor. Affettiğimiz zaman fiziksel ve psikolojik sağlığımızda önemli oranda iyileşmeler oluyor.
Birine, birini sevmesi gerektiğini söylemediğimiz gibi, affetmesi gerektiğini de söyleyemeyiz. . Ve affetmenin bizim için iyi olduğunu gösteren güçlü araştırma kanıtları olsa da, bu emirle olmaz.
Artık bizim taşımadığımız bir yükten kurtulmuş, kendimizi çok daha hafif hissediyoruz. Ahlaki açıdan üstün hissetmek şöyle dursun, affetmenin bizi bulduğuna inanamayız.