CHP lideri Kılıçdaroğlu: Bu ülkenin insanlarına altı ay içinde nefes aldıracağız

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Malatya İl Başkanlığı’nın yeni bina açılışında, Millet İttifakı’nın ortak hareket ettiğini kaydederek, “Göreceksiniz Millet İttifakı’nda bu ülkenin insanlarına altı ay içinde nefes aldıracağız” dedi. Kılıçdaroğlu, “Altı lider bir aradayız. Altı partinin genel başkanı bir aradayız. Bizi bir araya getiren Türkiye’nin sorunlarıdır… Bu dert hepimizin ortak derdi. Bu derdi çözmek için altı lider bir aradayız. Her birimiz ayrı partiyiz, bunun da farkındayız. Ama demokrasi aşkımız, insan sevgimiz aynıdır” diye konuştu.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Adıyaman programının ardından Malatya’ya geldi. Kılıçdaroğlu, burada sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve kanaat önderleri ile basına kapalı toplantı yaptı. Kılıçdaroğlu daha sonra CHP Malatya İl Binası’nın açılışına geçti. Kemal Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmada, şunları söyledi:

“Gençler benim umudum da sizsiniz. Türkiye’nin kaderini 7,5 milyon genç değiştirecek. İlk kez sandığa gideceksiniz ve oy kullanacaksınız. 7,5 milyon genç, Türkiye’nin umudu olan gençler, sizin hayalleriniz benim hedefim olacak. Sizin bütün hayallerinizi gerçekleştirmek de Bay Kemal’in görevi olacak, böyle bilin.

Türkiye, Malatya’nın ne kadar önemli bir kent olduğunu, ne kadar önemli devlet adamları yetiştirdiğini de gayet iyi biliyor. Malatya’nın kültürünü, sevgisini, kardeşliğini, çalışkanlığını hepimiz biliyoruz. Malatya’nın kayısı markası açısından, Malatya’nın sadece bir Türkiye değil dünya markası olduğunu da gayet iyi biliyoruz.

Birinci ve ikinci organize sanayi bölgelerinde iş yapan, binlerce kişiye istihdam yaratan değerli sanayicileri biliyoruz. Bunlar sadece Malatya’da yatırım yapmıyorlar, Türkiye’nin neresine giderseniz gidin bir Malatyalı iş insanı görürsünüz.

“Altı lider bir aradayız” 

13’ncü Cumhurbaşkanı ile ilgili bir vurgu yaptı. Herkesin çok iyi bilmesini isterim. Altı lider bir aradayız. Altı partinin genel başkanı bir aradayız. Bizi bir araya getiren Türkiye’nin sorunlarıdır. Türkiye’nin meseleleridir. Hangi yaş ve partiden olursak olalım Türkiye’nin iyiye gitmediğini görüyoruz. Bir sorunumuz var, beka sorumuz var. Türkiye’nin bunu aşması lazım. Türkiye bunu aşarken akılla, bilgi ve birikimle aşması lazım. Kucaklaşarak, helalleşerek, kavga etmeden aşması lazım. Bu ülkenin dokularına, ülkedeki insanların dokularına adalet vurgusu yaparak aşması lazım. Sorunları aşmak için kavga değil kucaklaşmamız gerekiyor. Bir arada olmamız gerekiyor.

“Bu ülkede adalet yok, adaleti getireceğiz, bunun kararlılığını vurguluyoruz”

Bugüne kadar ayrıştırdılar, kimlik, inanç, yaşam tarzı üzerinden ayrıştırdılar. Benim bu millete sözüm var, inancı ne olursa olsun başımın üstünde yeri var. Kimliği ne olursa olsun, yaşam tarzı ne olursa olsun başımın üstüne. Benim derdim o insan bu memlekette huzur içinde yaşıyor mu? O insan bu memleketin caddelerinde, sokaklarında, parklarında otururken güler yüzlü oturuyor mu? İşi var mı? Kazanıyor mu? Benim derdim bu. Bu dert hepimizin ortak derdi. Bu derdi çözmek için altı lider bir aradayız. Her birimiz ayrı partiyiz, bunun da farkındayız. Ama demokrasi aşkımız, insan sevgimiz aynıdır. Bu ülkede adalet yok, adaleti getireceğiz, bunun kararlılığını vurguluyoruz.

“Kuru kuruya dünyaya meydan okumanın hiçbir anlamı yok. Meydan okumanın yolu güçlü olmaktan geçer”

Bu ülkede birilerine dünyanın parası dolar bazında aktarılırken fakir ve fukara ekmek parası bulamıyor. Bu ülkede birileri yatlarıyla gezerken, ÖTV’siz ve KDV’siz mazot alırken siz çiftçiye ÖTV ve KDV’li mazotu satamazsınız, vallahi eğer satacaksanız ÖTV ve KDV’siz mazot vereceksiniz. Yani ucuz vermek zorundasınız. O üretiyor, alın teri döküyor. Onun kazanması lazım. Çiftçiyi toprağa küstüremezsiniz.

Bir avantajımız var. Dışarıdan kayısı ithal etmiyoruz. Çünkü burası dünyaya meydan okuyor kayısı konusunda. Biz buğdayda da meydan okumalıyız. Fındıkta da meydan okumalıyız. Canlı hayvanda da meydan okumalıyız. Kuru kuruya dünyaya meydan okumanın hiçbir anlamı yok. Meydan okumanın yolu güçlü olmaktan geçer. Ekonominiz güçlüyse zaten size hiç kimse bir şey demez. Ama ekonominiz zayıfsa dolar ve euro dilenmek için ülke ülke gezersiniz.

“Millet İttifakı’nda bu ülkenin insanlarına altı ay içinde nefes aldıracağız”

Biz Milli Kurtuluş Savaşını vermiş bir gelenekten geliyoruz. Bizi Milli Kurtuluş Savaşımız sıradan bir Milli Kurtuluş Savaşı değildir. Bütün mazlum milletlere örnek olan bir savaştır. O nedenle mazlum milletlere örnek olduk, ekonomik kalkınmada da bütün mazlum milletlere örnek olmak zorundayız. Üreterek, çalışarak, kazanarak, yatırım yaparak, üniversitelerde bilgi üreterek yapmak zorundayız. Büyümek zorundayız. Biz bunları yapabilirsek ki yapacağız. Yapmak konusunda kararlıyız. Göreceksiniz Millet İttifakı’nda bu ülkenin insanlarına altı ay içinde nefes aldıracağız.

“Haksızlığa uğrayan herkesin yanında duracağım”

Gençler işsizlikten kırılıyor, yurt dışına gitmek istiyorlar. ‘Acaba yurt dışında iş bulabilir miyiz?’ diye. Çalışıyorlar, çabalıyorlar. Neden? Neden bu insanlar kendi ülkelerinde çalışmasın, üretmesin, alın teri döküp kazanmasın? Bunu yapacağız. Sizden tek isteğim var, sakın moralinizi bozmayın. Bu ülkenin çiftçisinin, emeklisinin, EYT’linin, taşeron işçisinin, çalışanların, KPSS sınavına girip haksızlığa uğrayanların, şiddet gören kadınların yanında duracağım. Haksızlığa uğrayan herkesin yanında duracağım. Haksızlığa uğrayan kim varsa, oy versin ya da vermesin nerede adaletsizlik varsa onun karşısında duracağım. Çünkü haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.

“Taban fiyat belirleyin de Malatyalı da biraz nefes alsın”

Güzel bir bina. İçini görmedim. İçi bu kadar güzel mi bilmiyorum. Arkadaşlarıma söylüyorum, bina güzel diye içinde oturmayın. Sizin göreviniz dışarıda, sokaklardadır. Köylerde, sanayide, esnafın yanında, çiftçinin yanında, yani bütün Malatya’nın yanındadır ve Malatyalıları kucaklayacaklardır.

Toprak Mahsulleri Ofisi hala taban fiyat belirlemedi, kayısı dolayısıyla. Buradan çağrı yapalım. Her şeye koşuyorsunuz kardeşim, bir de taban fiyat belirleyin de Malatyalı da biraz nefes alsın.” (ANKA)