Çocuk Sahibi Olmak Evliliği Sarsıyor!
Araştırmalara göre ilişkilerin önemli bir çoğunluğu çocuk sahibi olduktan sonra değişiyor. Almanya’daki Bern Üniversitesi’nin 2021 tarihli bir araştırmasına göre, ebeveyn olsun ya da olmasın çiftlerin ilişkilerinden tatmin düzeyi birlikteliğin ilk 10 yılında azalıyor ve genellikle dalgalı bir seyir izliyor.
Ancak ebeveyn olanların tatmin düzeyi olmayanlara göre daha düşük takip ediyor.
Çocuk sayısı arttıkça ilişkiden tatmin düzeyi azalıyor. Oranlar özellikle yenidoğan anneleri için daha düşük: Evli annelerin yüzde 38’i ilişkisine dair yüksek tatmin ifade ederken çocuk sahibi olmayan evli kadınlarda bu oran yüzde 62’ye çıkıyor.
BBC Türkçe’de yer alan habere göre; ebeveynliğin ilişkileri zorlaması aslında şaşırtıcı bir sonuç değil. Çiftlerin büyük çoğunluğu için iletişim, yakınlık ve birlikte geçirilen zaman gibi psikolojide “koruyucu” ilişki öğeleri olarak adlandırılan faktörler çocuğun gelişinden olumsuz etkileniyor.
Buna uykusuzluk ve maddi kaygılar gibi stres faktörleri eklenince bir çiftin çocuk sahibi olduktan sonra kendilerini daha fazla çatışma veya gerginlik içinde bulmaması imkansız görülüyor.
Buna rağmen birçok evli çift, çocuktan sonra ilişkilerinin bu şekilde sekteye uğramasını beklemiyor. Bunun sebebiyse konunun doğum öncesi eğitimlerde, sosyal medyada ya da çiftlerin yakınları tarafından çok az konuşulması.
Uzmanlara göre bu durum ebeveynlerin yaşadıkları zorluklarla ilgili utanç duymalarına ve soyutlanmalarına neden olurken psikolojik yardım almamalarıyla sonuçlanıyor.
İlişkideki çatlaklar belirgin hale geliyor
ABD, California’da aile terapisti Stacey Sherrell, ebeveyn olmanın yeni çatışmaların tek nedeni olmadığını söylüyor. Ancak çiftlerin bebek öncesinde genellikle zayıf iletişim gibi konulara odaklanmak için daha fazla zamanları oluyor.
Çocuk sahibi olduktan sonra zorlanan çiftlerle sık sık çalıştığını söyleyen Sherrell, “Yavaşlayıp yakınlaşmamız gereken bir zamanda ertelediğimiz tüm sorunlar öylece bizi bekliyor. Seks hayatınız iyi değil mi? Muhtemelen çocuktan sonra daha iyiye gitmeyecek” diyor.
Sherrell, çocuktan sonra “biraz rahatsız edici” olabilecek bir davranışın bile büyük bir soruna dönüşebileceğini söylüyor.
Örneğin, eşlerden biri video oyun oynamayı seviyorsa, çocuklardan sonra bu, diğerinin çocuklara tek başına ebeveynlik yapmak zorunda kaldığı anlamına gelebiliyor.
Bunun yanında çatışmalar sadece sorunlu ilişkilerde değil aynı zamanda kendilerini çok sağlam gören çiftleri de etkileyebiliyor.
Örneğin toplumsal cinsiyet rolleri annelerin bebekleriyle ilgili tüm sorumluluğu üstlenip kocalarıyla çatışmalar yaşamasına neden olabiliyor. Annelerin çocuk için başkalarından gelen tüm bakım girişimlerini reddetmesi durumuna “anne bekçiliği” adı veriliyor.
Bunun yanında çok çocuklu eşler için kesintisiz bakım baskısı ilişkilere gücenme ya da içerlenme gibi hislerin yerleşmesine neden olabiliyor.
Kimlik değişimi
Bakım ve toplumsal cinsiyet kalıpları, çiftler arasında çatışmalara yol açan tek konu değil.
Çiftler çocukla birlikte kimliklerinin nasıl değişeceğine çoğunlukla hazırlıksız yakalanıyor.
Kadınlar için anneliğe geçiş olarak adlandırılan bu süreçle ilgili daha fazla şey biliniyor. Davranışları etkileyen hormonal değişikliklerden beden imajına kadar çok yönlü bu geçiş genellikle hamilelikte başlıyor.
Doğum yapmayan ebeveyn için, bebek doğmadan önce eşinin değiştiğini görmek kafa karıştırıcı olabiliyor.
Doğum öncesi ve doğum sonrası dönemde de yaygın olan ruh sağlığı sorunları daha fazla zorluk getirebiliyor. Örneğin, doğum sonrası depresyon yaklaşık dört anneden ve on babadan birini etkiliyor.
Bunun yanında doğumda sağlık sorunları olan bir bebeğe sahip ebeveynlerde kaygı düzeyinin yükselmesi sorunlar da gözlenebiliyor.
Bu sorunlar birkaç sene içinde düzelse de bazı ebeveynler, sadece cinsel yaşamlarının değil sarılma ve dokunma gibi sevgi ve yakınlık gösteren davranışların da eskisine dönmediğini söylüyor.
Bazı çiftlerde kadınlar için özgüvenli birey kimliğinin anne kimliğiyle gölgelenmesi bunda etkili olabiliyor.
Koruyucu faktörler ilişkiyi geliştiriyor
Ebeveynlerin zorlanması ya da ilişkiyle ilgili tatminsizlikler çok yaygın görülmesine rağmen birçok çift bu sorunlarla ilgili yardım almak değil konuşmayı bile düşünmüyor.
Ancak duyguları bastırmak, ebeveynlerin kendilerini daha yalnız hissetmelerine neden olabiliyor ve onları profesyonel destek aramaktan ya da eşleriyle iletişim kurmaktan alıkoyabiliyor.
İnsanların bu konuda konuşmaması çatışmaların nadir yaşandığı inancını yaygınlaştırıyor. Bunun da yaftalanmayı beslediği düşünülüyor.
İsviçre’deki Bern Üniversitesi’nde Psikolog ve Araştırmacı Janina Buehler, yaftalanma korkusunun ilişkilerdeki bu zorlukları aşmayı daha da zorlaştırdığını savunuyor:
“İlişkilerin her zaman çok tatmin edici olması gerektiği, düzenli seks yapmamız, her zaman mutlu olmamız gerektiği fikri doğru değil”.
Bazı çiftler, ilişkilerini kurtarmak için çok çaba harcamış olsalar bile, bu çatışmalardan kurtulamayıp çareyi boşanmakta buluyor.
Buna karşın çok sahibi olan tüm çiftler bitmeyen çatışmalar ya da ayrılığa sürüklenmiyor.
Uzmanlar, çiftler arasında “koruyucu” faktörleri beslemenin birliktelikleri geliştirmede önemli rol oynadığını söylüyor.
Buehler’in ortak yazarlığını yaptığı, ilişki tatminini zaman içinde inceleyen kapsamlı araştırmaya göre, bu koruyucu faktörler arasında net, açık iletişim; anlaşıldığını ve onaylandığını hissetmek; haftada en az bir kez birlikte vakit geçirmek ve özellikle partnerinin her yönden ideal olması gerekmediği gibi gerçekçi beklentilere sahip olmak var.
Bununla birlikte, çiftler her zaman ilişkilerine kolaylıkla öncelik veremeyebilir. Bazıları çiftlerin terapiye ya da birlikte yalnız zaman geçirmek için çocuk bakımına erişimi diğerlerininkine daha kolay.
Buna karşın Buehler, çatışan çiftlerin ilişkilerini besleyecek her ne kaynakları varsa bunu kullanmak için bir an önce harekete geçmenin önemli olduğunu söylüyor.
Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.
- Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
- Kan dolaşımını hızlandırır,
- Kronik yorgunluğu azaltır,
- Bağışıklık sistemini güçlendirir,
- Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
- Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
- Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
- Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
- Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.
Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER
- SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
- 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
- SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
- Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
- Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
- DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
- 05523307100-05325466184
- www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
- www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
- www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,