Cudi Dağı şehitleriyle ilgili Yargıtay noktayı koydu

Şırnak’ta 8 polisin şehit edilmesi, 9 polisin de yaralanmasıyla sonuçlanan akınla ilgili davada yargılanan sanıklara verilen ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezalarını Yargıtay 3. Ceza Dairesi oy birliğiyle onadı.

Şırnak’ın Cudi Dağındaki Derebaşı kısmında 21 Mart 2012 günü özel harekat polisleri Arif Mamış, Kadir Can, Cihat Akkaya, Recep Topaloğlu, Selim Arslan, Mustafa Erdoğan ile Silopi’de Polis Konutu önünde nöbet tutan Muharrem Ünlü ile Gökmen Şimşek’in şehit edilmesi, 9 polisin yaralanmasıyla sonuçlanan atakla ilgili 10 sanık hakkında kapatılan Diyarbakır özel yetkili Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.

Yargılama başlamadan bu mahkemeler FETÖ’cü yargıçların denetimi altında olduğu gerekçesiyle kapatılınca evrak yetkisizlik kararıyla Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.

Ancak mahkeme, hain atağın Silopi ilçesi sonları dahilinde meydana geldiğini, Silopi’de işlenen hatalarla ilgili yargılama yapma yetkisinin de en yakın ağır ceza mahkemesi sıfatıyla misyon yapan Cizre Ağır Ceza Mahkemesi’nde olduğunu belirterek karşı yetkisizlik kararı verdi.

YASA DEĞİŞİNCE ÜÇÜNCÜ SEFER YETKİSİZLİK KARARI VERİLDİ

Cizre Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılamanın başlanmasından kısa mühlet sonra hükümet bu kere bir yasa değişikliği daha yaparak terör ve örgütlü kabahatlerle ilgili ilçelerde heyeti bulunan Ağır Ceza Mahkemeleri’nin yargılama yapma yetkisinin kaldırıldığını, bu kabahatlere fakat vilayet bazlı Ağır Ceza Mahkemeleri’nin yargılama yapmaya yetkili olduğuna dair kanun unsuru Meclis’te yasalaşınca evrak tekrar Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi’ne üçüncü yetkisizlik kararıyla Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.

Yıllarca vazife ve yetki karmaşası nedeniyle vilayet ve ilçelerde dolaşan belgeyle ilgili mahkeme sanıkları çeşitli mahpus cezalarına çarptırdı, lakin bu sefer de belge Gaziantep Bölge İstinaf Mahkemesi ve Yargıtay tarafından bozuldu.

Son olarak Yargıtay’ın bozma kararına uyan Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi sanıkları yine cezalandırınca Yargıtay 3. Ceza Dairesi belgeyi temelden inceledi.

DAVA 10 YIL SONRA KESİN KARARA BAĞLANDI

Yargıtay PKK’ya lojistik dayanak sağlayan ve örgütle işbirliği yapan sanık Süleyman Tanrıverdi ile Mustafa Sidar’ın çatışmadan 1 gün sonra operasyon bölgesinde yakalandıktan sonra teröristlerin saklandığı mağaranın yerini gösterdiklerini, çıkan çatışmada 5 teröristin öldürüldüğünü belirtti.

Güvenlik güçlerinin operasyon yapacağı bölgeleri evvelden teröristlere haber verdikleri belirlenen Sidar ile Tanrıverdi’nin el svap örneklerinde ateşli silah artıklarına da rastlanıldığının kriminal incelemeyle tespit edildiğine dikkat çekti.

“NASIL OLSA ÖLECEĞİM BARİ BİRKAÇ POLİS ÖLDÜREYİM”

Polislerin şehit edilmesinden sonra kaçmaya çalışırken yaralı yakalanan terörist Orhan Şakar’ın sorgu sözleri de bir bütün olarak incelenince sanıkların polislerin şehit edildiği olayın asli fail olduklarına kanaat getirildi.

Şakar sorgusunda, şu tabirleri kullandı:

*Sabah 05.00’te keşif için mağaradan çıktım. Özel timlerin bize yanlışsız geldiklerini dürbünle görünce bölge sorumlumuza haber verdim.

*O da, ‘Asker bizi fark etmezse mutlaka ateş açmayın’ dedi. Mağaranın üstündeki bir delikte saklandım. Polisler bize yaklaşıyordu.

*Mağaranın önüne gelince mayın patlatıp taradık. Çatışma akşama kadar sürdü. Karanlık çökünce kaçmak istedik. Askerler mağaranın üstünü tutmuştu.

*Dışarı çıkmak isterken ateş gelince geri kaçıp bir yarığın içine girdim. Gün ağarırken askerler beni fark edince ateş açtım. Bombadan kelam ediyorlardı.

*Bomba atacaklarını düşünerek yarığın sonuna kadar geriye kaçtım. 10 tane el bombası atıldı. Birinin pimi çekilmemişti. Ben çekip geri askerlere fırlattım.

*Tam karşıda polisleri görünce ‘Nasıl olsa beni öldürecekler, ölmeden bari birkaç polis öldüreyim’ dedim ve dere yatağına kaçtım.

*Geceyi burada geçirdim. 3 gün toprakta gizlendim. Arkadaşlarımın öldüğünü görünce Silopi’ye gelince yakalandım.

KÜRT OLDUĞU İÇİN YARGILANIYORMUŞ

Yargıtay, sanık Süleyman Algan’ın teröristlerle işbirliği içinde olduğu kabahatinin toplanan kanıtlarla sabit olduğunu, sanığın mahallî mahkemedeki savunmasında,  “Kürt’üm diye beni yargılıyorsunuz.

Dil, din, ırk gözetilmeksizin karar vermenizi istiyorum. Ağırlaştırılmış ceza verecekseniz buyurun verin. Bizi kinlendiriyorsunuz, öfkelendiriyorsunuz” diyerek Kürtçe savunma yaptığını kaydetti.

“SAVUNMA HAKKI KISITLANMADI KANITLAR HUKUKA UYGUN”

Yargıtay, sanıkların temyiz müracaatlarının incelenmesinde, silahların eşitliği, çelişmeli yargılama unsuru doğrultusunda savunmaya kâfi imkan sağlanması ve bu hakkın faal halde kullandırılmış olması, istinaf ve temyiz kontrolünde sınırsız biçimde yazılı savunma imkanını kullanabilme imkanı bulunması dikkate alındığında savunma hakkının kısıtlanmasının kelam konusu olmadığından evrakın temelden incelemeye alındığını belirtti.

Yargıtay, vicdani kanının oluştuğu, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, dokümanlar ve gerekçeli karara nazaran kanıtların hukuka uygun elde edildiğinin altını çizdi.

İddiaların özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, dengeli ve çelişmeyen datalara dayandırıldığının altını çizen Yargıtay, aksiyonların gerçek nitelendirilip kanundaki cürüm tipine uyduğunu, temyiz dilekçelerindeki nedenler yerinde görülmediğinden asıldan reddiyle lokal mahkeme kararında bir isabetsizlik görülmediğinden kararı farklı başka onanmasına karar verilmesi gerektiğini bildirdi.

HER BİR ŞEHİT İÇİN BAŞKA AYRI AĞIR MÜEBBET

Yargıtay örgüte silah sağlama kabahatinden 13 yıl 9 ay mahpusla cezalandırılan sanık Sait Ermağan’ın temyizden feragat talebinde bulunarak evrakının kesin karara bağlanmasını istikametinde dilekçe verdiği için belgesinin temyiz incelemesine alınmadan verilen kararın katılaştığını belirtti.

4yıl 2 ay mahpus cezası alan sanık Mehmet Aydın’ın ise müddetinde temyiz müracaatında bulunmadığı için talebinin reddine karar verildi.

Yargıtay tutuklu sanıklar Orhan Şakar ile Süleyman Tanrıverdi’ye “Ülke birliğini ve bütünlüğünü bozmak ve kişiyi yerine getirdiği kamu vazifesinden ötürü öldürmekten” kabahatlerinden 7 kere ağırlaştırılmış müebbet, 145’er yıl 6’şar ay mahpus, sanık Mustafa Sidar’ın 9 defa ağırlaştırılmış müebbet ve 145 yıl 6 ay mahpus, sanıklar Süleyman Algan, Mehmet Halil Ermağan, Ahmet Gün’e verilen 3 sefer ağırlaştırılmış müebbet mahpus, Tutuksuz Mehmet Mirmehmet 6 yıl 3 ay mahpus cezaları farklı başka onadı.