Cumhurbaşkanı Erdoğan: Krizlerin tahlilinde anahtar rol üstleniyoruz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Diplomaside uyguladığımız istikrarlı, tarafsız ve barışçıl siyasetlerle krizlerin tahlilinde anahtar rol üstleniyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP’nin iktidara gelişinin 20’nci yılı nedeniyle düzenlenen ’21. Yüzyılda Siyaset ve Yeni Açılımlar Forumu’na katıldı.

Burada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, forumdaki her değerlendirmenin kendileri için yol gösterici olduğuna vurgu yaptı.

“MİLLETİMİZ AK PARTİYİ UMUT OLARAK GÖRDÜ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP’nin 20’nci yılıyla ilgili, şöyle konuştu:

*AK Parti 15 ay üzere bir mühlet sonra 3 Kasım 2002 seçimlerinin çabucak akabinde ülkeyi yönetme sorumluluğu üstlendi.

*Milletimiz gerisi arkasına yaşadığı krizlerden ve siyasi istikrasızlıklardan sonra Türkiye’nin en genç partilerinden olan AK Parti’yi bir umut olarak gördü.

*Özellikle de parlamenter demokrasi noktasındaki tecrübesi vatandaşlarımıza yeni bir idare sisteminin de gereğini bilhassa icbar etti.

*O günden bugüne milletimizin bize olan inancını zedeleyecek, umudunu kıracak, milletimize mahcup olacak hiçbir iş yapmadık.

MİLLİ İRADENİN GASP EDİLMEYE ÇALIŞILDIĞI DEVİRDE BİLE DURUŞUMUZDAN TAVİZ VERMEDİK

*20 yıllık kesintisiz iktidarlarımızla çok partili siyasi hayatımızda elde edilmesi güç bir rekora imza attık. Bu süreçte elbette sayısız mahzurla, vesayetin oyunlarıyla hatta darbe teşebbüsüne kadar anti demokratik müdahale ile karşılaştık.

*Ama milletin bize sandıkta özgür iradesiyle tevdii ettiği emanete hiçbir vakit halel getirmedik.

*İçinde bulunduğumuz kurallar ne olursa olsun, gayretimizi hep hukuk ve demokrasi yerinde yürüttük.

*Gece yarısı bildirilerinin yayınlandığı, Cumhurbaşkanı seçmemizin 367 garabeti ile engellendiği, partimizin uyduruk gazete kupürleriyle kapatılmak istendiği, siyaset mühendislikleriyle ulusal iradenin gasp edilmeye çalışıldığı periyotlarda bile bu duruşumuzdan taviz vermedik” diye konuştu.

“MUHAFAZAKAR DEVRİMCİ DERKEN KÖKÜ MAZİDEN OLAN ATİYİ TABİR EDİYORUZ”

*Kuruluş prensiplerimizden taviz vermeden, milletimizin taleplerine ve günün kurallarına nazaran partimizi, takımımızı ve siyasetimizi de yeniliyoruz.

*Bir ayağımızı kadim kıymetlerimize sabitlerken, başkasıyla daha hoşun, daha güzelin, daha yeninin daha yararlının peşinde koşuyoruz.

*Tıpkı ulu bir çınar üzere köklerimiz derinlere indikçe hamdolsun kısımlarımız da büyüyor, serpiliyor, ülkemizle birlikte gönül coğrafyamıza ulaşıyor.

*Bugün, muhafazakar devrimci derken, bir tenakuzu ve ya paradoksu değil, merhum Yahya Kemal üzere kökü mazide olan atiyi söz ediyoruz. Millet ve parti olarak geçmişi reddetmeden, maziye sırtımızı dönmeden, mevcut kazanımlarımızın üzerine geleceği inşa etmekten bahsediyoruz.

“TÜRKİYE YÜZYILI VİZYONUNU MİLLETİMİZLE TEKEMMÜL ETTİRECEĞİZ”

*Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun çıkış noktasını da işte bu yaklaşım oluşturuyor. Dikkat ederseniz, vizyonumuzu kamuoyuyla paylaşırken öbürleri üzere buyruğu vaki yapmadık.

*Ülkemizin gelecek asrına damga vuracak bu vizyonu, 85 milyon olarak daima bir arada şekillendirelim istedik.

*Türkiye’ye dair hayali, ideali, teklifi olan kim varsa, hiçbir ayrım yapmadan herkesin katkısını almayı aruz ediyoruz. Bu anlayışımız 81 vilayetimizde ve ilçelerinde düzenleyeceğimiz kapsamlı toplantılar vasıtasıyla vatandaşlarımızın tekliflerini dinleyecek, Türkiye Yüzyılı vizyonunu milletimizle birlikte tekemmül ettireceğiz.

*Türkiye Yüzyılı ekseninde yapılacak tartışmalarla ortaya çıkacak sinerji partimizin yanı sıra Türk siyasetine de yeni bir perspektif kazandıracaktır. Bu toplantının birebir vakitte iştirakçi demokrasi ülkümüzün en hoş örneklerinden birini teşkil edeceğine inanıyorum” diye konuştu.

“GÜNÜ KURTARMAK, BUGÜNÜ SAVUŞTURMAK İÇİN SİYASET YAPILMAZ”

*Günü kurtarmak, bugünü savuşturmak için siyaset yapılmaz. Siyaset, usta bir satranç oyuncusu üzere bugünden yarını planlamak demektir.

*Yaptığınız atakların nereye varacağını kestiremiyorsanız kendinize ve ülkenize bedel ödettirmeniz kaçınılmazdır. Bunun için dünyanın ve siyasetin gidişatını güzel okumanız, insanlığın yaşadığı kırılmaları güzel tahlil etmeniz gerekiyor. Global ölçekte meydana gelen her hadisenin bölgesel ve mahallî seviyede de tesirleri olduğunu biliyoruz.

*Yakın tarihe baktığımızda 11 Eylül saldırısından, 2008 finansal krizine, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki halk hareketlerinden Covid-19 salgınına kadar pek çok hadisede bu hakikate tekraren şahitlik ettik.

*11 Eylül olayı dünyanın gündeminde terör tehdidini birinci sıraya çıkartırken, 2008 finans krizi yabanî kapitalizmin yapısal sıkıntılarını tekrar gözler önüne serdi. Halk hareketleri vesilesiyle batılı kurumların demokrasi karnesini görmüş olduk.

“DÜZENSİZ GÖÇ SORUNU İNSAN HAYATINA VERİLEN EHEMMİYETİ ORTAYA KOYDU

“Düzensiz göç sıkıntısı, insan hayatına verilen değeri ortaya koydu” diyen Erdoğan, “coronavirüs salgınında gelişmiş denilen ülkelerin sıhhat ve toplumsal güvenlik alt yapısının ne kadar zayıf olduğu gün yüzüne çıktı. Rusya Ukrayna krizi, güvenlik kurulu üzere görevi memleketler arası güvenliği sağlamak olan kurumların başarısızlığını deşifre etti. Bizim yıllardır savunageldiğimiz dünya 5’ten büyüktür tespitimizin haklılığı yaşanan her gelişmeyle bir kere daha teyit edildi. Son 70 yılın en yüksek oranlarına çıkan global enflasyon ise insanlığa dayatılan mevcut ekonomik modellerin açmazlarını göstermiştir” biçiminde konuştu.

U DÖNÜŞLERİNE ŞAHİT OLUYORUZ

*Tüm bunlarla birlikte dünyada siyaset, iktisat, siyaset diplomasi, siyaset güvenlik ilgileri enine uzunluğuna sorgulanmaktadır.

*Devletin rolüyle ilgili tartışmaların da tekrar alevlendiğini görüyoruz. Daha birkaç yıl öncesine kadar devleti hayatın büsbütün dışına çıkarmaktan bahsedenler bugün tam zıttı tezlerin savunuculuğunu yapıyor.

*Savunma sanayiine yapılan yatırımları, israf olarak görenler, bugün ulusal bütçelerinde aslan hissesini silah ve mühimmat alımına ayırıyor. Sıhhat yatırımlarından toplumsal güvenlik harcamalarına geniş bir yelpazede emsal U dönüşlerine şahit oluyoruz.

CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİYLE AKTİF VE HIZLI KARARLAR ALDIK

*Bu savrulmaların pek çok ülkede önemli düşüncelere yol açtığı da bir gerçektir. Türkiye vaktinde attığı adımlarla bu süreci en başarılı yöneten ülkelerden birisidir.

*Bilhassa üretim, alt yapı, sıhhat ve savunma alanlarında siyasi öngörümüzün meyvelerini topladık, topluyoruz.

*Muhalefetin tenkitlerine karşın, kamu özel iştiraki modeliyle hayata geçirdiğimiz kent hastaneleri, salgın devrinde yüz akımız oldu.

*Bunun yanında altyapıyla ilgili yatırımlar da yüz akımız oldu. Ana muhalefet PPP nedir ne demektir, hala bunu anlayamamış, bunu bilmiyor.

*Yürütmede çok başlılığa son verdiğimiz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle, faal ve hızlı karar alırken bunları tam bir uyum içinde uyguladık.

*Parlamenter demokrasi olsaydı bu kararları mümkün değil alamazdık. Mevcut şu andaki idare sistemimizle bu kararları hızla alabilme imkanı yakaladık. Bu bir ileri görüşün sonucudur. Büyümeyi de 5 temel esas üzerinde gerçekleştirdik” diye konuştu.

“KRİZLERİN TAHLİLİNDE ANAHTAR ROL ÜSTLENİYORUZ”

*Diplomaside uyguladığımız istikrarlı, tarafsız ve barışçıl siyasetlerle krizlerin tahlilinde anahtar rol üstleniyoruz.

*Esir takası ile tahıl koridorunun açılması ve devam ettirilmesindeki kritik rolümüz ülkemizin diplomatik gücünü gösteren değerli birer örnektir. Biz bu süreç içerisinde Sayın Putin’le olan münasebetlerimiz, Sayın Zelenski ile olan münasebetlerimiz, Sayın Guterres ile olan münasebetlerimiz, bunların hepsi istikrarlı bir formda yürümüş ve ne uzak ne yakın bu dengeyi kurmak suretiyle de bu süreci işletme fırsatını bulduk.

*İnşallah Türkiye Yüzyılı vizyonumuzla planlarımızı şimdiden yapacak, gelecek tasavvurumuzu bir adım daha öteye taşıyacağız.

“KENDİ ÖNCELİKLERİMİZ ÇERÇEVESİNDE PROJELERİMİZİ YÜRÜTÜYORUZ”

*İnsanların devletten talebi arttıkça, siyasetçiden ve siyaset kurumundan beklentileri de yükselmektedir. İrtibat ve ulaşım imkanlarının yaygınlaştığı günümüzde siyasetçinin yükü daha evvel hiç olmadığı kadar ağırlaşmıştır.

*Tam 20 yıldır milletimize aşkla, heyecanla hizmet eden bir takım olarak mesuliyetimizin farkındayız. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını kutlamaya hazırlanırken dünyanın nereye evrildiğini görüyor, planlarımızı buna nazaran yapıyoruz.

*Sahte ve sanal gündemlerin peşinden gitmek yerine kendi önceliklerimiz çerçevesinde projelerimizi yürütüyoruz.

*Başkaları en kolay problemlerini çözmekten acizken, biz ülkemizin asırlık hayallerini gerçeğe dönüştürmenin alt yapısını hazırlıyoruz.

*Ülkemizi birbiri gerisinde gündeme taşınan iftiralarla karalama ve insanımızı karamsarlığa sürükleme gayretlerinin rast gele tercihler olmadığını, şuurlu bir senaryonun yapıtı olduğunu düşünüyoruz.

*Biz bu sinsi ve yıkıcı kampanyaların önünü milletimizle birlikte umutlarımızı yeşertecek vizyonlarla, amaçlarla, projelerle keseceğimize inanıyoruz.

*Son devirde dünyanın pek çok farklı yerinde denenen, hepsi de o ülkelerin ve insanlarının felaketiyle sonuçlanan ihtilal görünümlü zehirleme faaliyetlerini Türkiye’de teşmil etmek isteyenlere asla müsaade vermeyeceğiz” sözlerini kullandı.

“2053 VİZYONUMUZU DA KENDİMİZ ŞEKİLLENDİRECEĞİZ”

*Ülkemizi bugüne kadar nasıl kendi programlarımızla getirdiysek, nasıl 2023 gayelerimizi adım adım hayata geçirdiysek 2053 vizyonumuzu da kendimiz biçimlendirecek ve uygulayacağız.

*Batı ülkelerinin kendi asırlık demokrasi ve iktisat parametrelerinden vazgeçtiği bir periyotta bize geçerliliği kalmamış bilhassa o çeşit modellerin dayatılmasını düzgün niyetli görmüyoruz.

*Türkiye, kadim medeniyet müktesebi, varlıklı ve yenilikçilik kabiliyeti yüksek insan gücüyle kendi yolunu çizecek ve o yolda yürüyecek dirayete sahiptir. (DHA)