Denize uçan arabadaki lise müdürü ölmüştü… Kaza mı cinayet mi?

Tekirdağ Şarköy Anadolu Lisesi Müdürü Esma Deniz Dellal Erkutlu, eşi Ahmet Gürkan Erkutlu ile 2 Eylül akşamı, Hoşköy Mahallesi’nde restorana yemeğe gitti.

Alkol alan Ahmet Gürkan Erkutlu’nun yemek dönüşü kullandığı 09 ANF 396 plakalı araba, Hoşkoy-Mürefte mahalleleri ortasındaki kara yolunda 8 metre yükseklikten denize uçtu.

Denizde karşıt dönen arabada Ahmet Gürkan Erkutlu, kendi imkanlarıyla kurtulurken eşi ise hayatını kaybetti.

Kazanın akabinde gözaltına alınan ve 1,49 promil alkollü olduğu belirlenen Ahmet Gürkan Erkutlu, çıkarıldığı Şarköy Sulh Ceza Hakimliği’nde, ‘Şüphelinin atılı hatası işlediğine dair kuvvetli hata kuşkusunun varlığını gösteren somut kanıtların bulunduğu, şüphelinin şahit, mağdur yahut diğerleri üzerinde baskı yapma hususu devam ediyor olması nedenleri ile şüphelinin taksirle mevte neden olma’ kabahatinden tutuklandı.

Bir mühlet cezaevinde kalan Erkutlu, avukatının itirazıyla isimli denetim koşuluyla tahliye edildi.

‘YÜZDE 100 ASLİ KUSURLU’

Şarköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Ahmet Gürkan Erkutlu hakkında, ‘Bilinçli taksirle vefata neden olmak’ kabahatinden 2 yıldan 9 yıla kadar mahpus istemiyle iddianame hazırlandı.

İddianamede, olayla ilgili eksperin hazırladığı raporda, Erkutlu, ‘asli’ kusurlu bulundu.

Raporda, “Soruşturmaya husus ölümlü trafik kazasında, kazalı araç üzerinde yapılan incelemede, aracın teknik olarak rastgele bir eksikliğinin bulunmadığına, aracın gaz, fren ve debriyaj pedallarında rastgele bir takılmanın olmadığına, aracın lastiklerinde, şoförün fren yapmasından kaynaklı rastgele bir sürtünme izi bulunmadığına, davaya bahis kazanın meydana gelmesinde şoför Ahmet Gürkan Erkutlu’nun, yüzde 100 oranında asli derecede kusurlu olduğuna dair görüş ve kanaat belirtir rapordur” denildi.

Şarköy’de esnaflık yapan Ahmet Gürkan Erkutlu, sözünde, eşiyle 29 Ekim 2022’de evlendiklerini, olay gecesi tanışma yıl dönümü olduğundan yemeğe gittiklerini söyledi.

Birlikte alkol aldıklarını belirten Erkutlu, şöyle konuştu:

-Yemek yediğimiz sırada ortamızda benim işten konuta geç gelmem sebebiyle tartışma çıktı lakin fizikî temas olmadı. Daha sonra aramızdaki konuşmayı tatlıya bağladık, birlikte çıkarak araca bindik, 60-70 kilometre süratle gitmekteydim.

-Karşıma tilki yahut köpek gibisi bir hayvan çıktı. Ona çarpmamak için direksiyonu kırdım lakin frene basmadım.

-Ayağımı gaz pedalından çektim ve arabayı çarpmaktan kurtardım lakin direksiyon hakimiyetini kaybederek karşı şeride girdim ve uçurumdan denize yanlışsız uçtum.

-Çarpma anını hatırlamıyorum fakat araç karşıt döndüğünde içeri su dolmasıyla birlikte ben kendime geldim. Benim emniyet kemerim takılı değildi.

-Esma Deniz’in emniyet kemerinin takılı olup olmadığını bilmiyorum. Bir ölçü su yutmaya başladığımda olayın şokundan çıktım. Elimle yokladığımda camın açık olduğunu gördüm ve camdan dışarı çıktım.

-Çıktığımda suyun sığ olduğunu gördüm. Ayağım su içerisinde denizdeyken su benim göğüs bölgeme kadar geliyordu. O sırada Esma’dan reaksiyon yoktu, etraf da karanlıktı. Çarpmanın tesiriyle sırtımda ve kollarımda ağrı ve kesi vardı.

-İçeriye gerçek elimle yokladım lakin Esma’ya o karanlıkta denk gelemedim. Bir orta ayağından yakaladım fakat dışarıya çekemedim.

-Daha sonra yardım çağırmak emeliyle yola çıkmaya çalıştım fakat bulunduğumuz yer çukur olduğu için zirveye yola çıkamadım” dedi.

‘YALNIZ YİYEN YALNIZ ÖLÜR TABİRLERİNİ DAİMA SÖYLERİM, ŞAKALAŞMADIR’

-Daha sonra itfaiye gelerek hem beni hem de Esma’yı bulunduğu yerden çıkardı. Olay günü sürat yaptığıma dair ihbar hakikat değildir. Ben süratli değildim. Zannediyorum ki yoldan toprak kalktığı için bu türlü bir ihbar yapılmıştır.

-Esma Deniz’in annesi Saadet’in sözleri yanlışsız değildir. Bizim Esma ile konuşmalarımız yüksek sesle olur fakat ortamızda rastgele bir ayrılma kararı yoktur. ‘Yalnız öleceksin’ sözü benim ağzımdan hiç çıkmamıştır.

-Ben ona latife hedefli, ‘Yalnız yiyen yalnız ölür’ biçiminde tabirleri daima söylerim, ortamızda bir şakalaşmadır.

-Eşim özel hayatımızı ailesine, akrabasına bahsederdi. Kavgalarımız bu yüzden çıkardı. Ayrılmaya ait bir durum kelam konusu değildi.

-Benim için söylenen, ‘Ayrılırsak makus olur’ formunda cümleleri ben kurmadım. Yaşananlar için pişmanım. Kasti hiçbir davranışım kelam konusu değildir.

‘AYRILIRSAK BU İŞİN SONU BERBAT OLUR’

İddianamede hayatını kaybeden Esma Deniz Dellal Erkutlu’nun yakınlarının da sözlerine yer verildi.

Erkutlu’nun annesi Saadet Dellal, kızının daima evliliğiyle ilgili mutsuz olduğunu ve ayrılmak istediğini, buna rağmen Ahmet Gürkan Erkutlu’nun ‘Ayrılırsak bu işin sonu makûs olur’ biçiminde tabirlerde bulunduğunu sav etti.

Dellal, “Olaydan yaklaşık üç ay evvel eşi olan Ahmet Gürkan’a beni ziyaret ettikleri esnada kızım Esma, ‘Bu bu türlü gitmez, ayrılalım’ dediğinde bahse mevzu şahıs ‘Ayrılırsak bu işin sonu makûs olur’ halindeki beyanı vardır. Haricen Ahmet Gürkan ile kızım bize geldiğinde benim kızıma karşı argo ve küfürlü konuşurdu. Kızımın mutsuz olduğunu daima görüyordum. Trafik kazasında benim kızım Esma Dellal Erkutlu’nun ölmesine sebebiyet veren Ahmet Gürkan Erkutlu’dan şikayetçi ve davacıyım” dedi.

‘ABLAMA KÜFÜR VE HAKARET İÇERİKLİ KONUŞMALARI VARDI’

Esma Deniz Dellal Erkutlu’nun kardeşi Onur Oğuz Dellal de tabirinde, olay günü yaşananları anlattı.

Ablasının kendisine attığı bildirileri işaret eden Dellal, “01.09.2023 günü saat 21.00 sularında beni aradı ‘Babamı çok özledim, Gürkan bana yalnız öleceksin’ dedi. Daha sonra Gürkan telefonu aldı bana ‘Ağabey yanlış manaya kardeşin bazen beni eksik düşürüyor, sen merak etme’ dedi telefonu kapattı. Yaklaşık 1-1,5 saat sonra kardeşim Esma Deniz’in mevt haberini aldım. Ahmet Gürkan müteakip vakitler benim kardeşimle ilgili küfürlü konuşmalar ve hakaret içerikli konuşmalar yapardı. Ben meydana gelen olayla ilgili kız kardeşimin vefatına sebep olan Ahmet Gürkan Erkutlu isimli şahıstan şikayetçi ve davacıyım” tabirlerini kullandı.

Şarköy Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen birinci duruşma, hakimin müsaadeli olması nedeniyle 10 Temmuz’a ertelendi.