
Hükümete yakın Yeni Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, “Erdoğan, Birlik Vakfı’nda..” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Dilipak yazısında, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birlik Vakfı’nda yaptığı iftar konuşmasını irdeledi.
Dilipak şu ifadeleri kullandı:
“Erdoğan’ın İstanbul’da Birlik Vakfı iftarındaki konuşması önemli. Şimdi bu söylemin eyleme geçmesi gerek. Beklentiler boşa çıkar, söz sadece sözde kalır, kuvveden fiile çıkmazsa bedeli daha ağır olur. Bu tek başına Erdoğan’ın söylemesi ile olmayacak. Partisinin yönetici kadrolarının, bakanların, grubunun, yerel yönetimlerin, bürokrasinin ve birlikte hareket eden STK ve iş adamlarının da bu söylemin eyleme dönüşmesi konusunda bir adım atması gerek. Ve bu alanda yenilenme kaçınılmaz. Bu alanda bir değişiklik olmazsa, seçim sonuçlarından kimse emin olmasın.
Binali Yıldırım’ın bir videosu dolaşıyor sosyal medyada. Eğer montaj değilse, Yıldırım diyor ki ‘Seçim kampanyalarında söylenenle, sorumluluk omuzlarınıza yüklenince söylemleriniz hiçbir zaman aynı olmaz. Hiçbir ülkede de aynı olmaz. Bu siyasetin gereğidir. Siyasetle hakikat her zaman birbiri ile örtüşmez’. Dilerim bu gerçek değildir. Bu söz söylenmişse, önünde sonunda inşallah zem edilmiştir. Allah ‘söz verdiğinizde sözünüzde durun’ der. Siyaseti cinayete dönüştüren bu anlayıştır. Evet, piyasa böyle. Ama bu görüşü olumlayamayız. ‘Özü sözü bir olmak’ bunu gerektirir. Bu söz söylenti mi bakalım. Yapıldı ise özür dilemek gerek.
Akif’in deyişi ile ‘Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek: Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek.’ ‘O zaman kazanamayız’ diyorsanız, ahiretinizi kaybederek kazandınız dünya metaı sırtınızda cehenneminize taşıdığınız odun olacaktır. Ben de şu mesajı attım bu videoya karşı: ‘Bize özü sözü evveli ahiri bir olan söz verdiğinde sözünde duran politikacılar. Hakikat uğruna can feda diyenler gerek ama reel politik böyleymiş. Ben o zaman bu oyunda yokum. Özümüz sözümüz bir olunca kazanacağız’. Hakk’ın hatırı halkın hatırından her zaman âlidir! Sözü diler doğrusuna tabi olur, yanlışına karşı çıkarız. O sözü söyleyen babamız da olsa. Ebu Hüreyre (r.a.)’den rivayet, Resulullah buyurdu ki: ‘Münafığın belirtisi üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edildiği zaman hıyanet eder.’(Buhari) Hz. Âişe buyurdu ki: ‘Eshâb-ı Kirâm indinde yalandan daha kötü bir şey yoktur. Çünkü yalanla îmânın bir arada bulunmadığını bilirlerdi.’ Peygamberimiz de buyurdu ki: Îmân sâhibi, her hatâya düşebilir. Fakat hâinlik yapamaz ve yalan söyleyemez.”