Doğan Özdemir -Corona Günlükleri-30
Corona Günlükleri-30
Böl-Parçala-Yönet
Ülkemiz iyi yönetilmiyor. Bu konuda sadece muhalif kesim değil, halkın büyük çoğunluğu özlediği bir yaşam tarzına ulaşamamanın sıkıntısını yaşıyor. Özellikle ekonomik konularda dolar milyonerleri hariç, üretici, tüketici, küçük esnaf, işçi, köylü, memur, emekli aşağı yukarı aynı derecede ciddi sıkıntı içindedir. Siyasette de kırılma noktası işte tam da bu durumdur. İktidar bu durumu çoktan anlamış, gelecek olan çöküntüyü elinden geldiğince ötelemeye ve zamana yaymaya çalışmaktadır. Tek Adam sisteminin garabeti, her şeyi bir tek kişinin kararına bırakmanın olumsuz sonuçları giderek artmaktadır. Yüzyıllardır devlet geleneğindeki liyakate dayalı yönetici kadrolar hızla yok edilerek, sadece talimatlara uyan ve konusunu bilmeyen sadakatli kadrolarla değiştikçe devlet yönetimi de hızla bozulmuş ve çökmüştür!
Bu durumda geleceğini kurtarabilme açısından iktidar, sorunlara çözüm üretemeyince tek çareyi mutlaka iktidarda kalmanın yollarını aramakta buluyor. Halkı, söz verdikleri halde seçim barajını kaldırmayarak ve Tek Adam sisteminde olası bir seçimde hiçbir partinin tek başına %50+1 oy alamayacağı gerçeğine göre, başta kötülediği koalisyonlara zorlaması yüzünden bir tür bölünmeye, gruplaşmaya, taraf olmaya zorlamıştır. Bu durumda da şimdi iktidarın kendi elleriyle yarattığı iki grup oluşmuştur; Millet ve Cumhur Cepheleri.
İktidar yönetememe sıkıntısını aşabilmek, koltuğunu ve geleceğini koruyabilmek için çözüm üretmek zorundadır. Ancak temelsiz politikaları onları çırpındıkça batar hale sokmaktadır. Ekonomi bitince deniz de bitmiş; kara görünmüştür! O zaman ne yapıp-edip iktidarda kalmanın planları yapılacaktır. Bunlardan biri de “Allah vergisi” FETÖ kalkışmasından sonra bu sayede yasalar bir tarafa bırakılarak ülke KHK’larla yönetilmeye çalışılmıştır. Yine verdikçe veren Allah bir de Corona belası vermiş; İktidar bu duruma dört elle sarılmayı da denemiş, ama yüzüne gözüne bulaştırmıştır. 25 kuruşluk maskeyi bile dağıtamayınca yoksulluğu yönetme başarsını da hızla kaybetmiştir. Hele bu dönemde muhalif(!) belediyelerin halkın tüm gereksinmelerini yandaş gözetmeksizin büyük bir beceriyle yapması, halkın bu zamana kadar yoksulluklarının ortadan kaldırılmaya değil, ondan yararlanarak kendilerine bağımlı bir kitle oluşturulmak istendiğinin farkına varmasına da neden olmuştur. Böylece ellerindeki en büyük kozu da yitirmek üzeredirler.
İşte bu durumda yapabilecekleri tek şey hızlı bir baskın seçimle, ellerinde kalan son kuruşu da seçim yatırımında kullanıp muhalefet toparlanamadan ve daha önce becerikli oldukları seçim oyunlarından da umut bekleyerek tekrar iktidarını pekiştirmeyi düşlemeleri kalmıştır. Bu konuda hepinizin çok iyi bileceği gibi “pek çok alametler belirmiştir!” Elbette kolay bir yol değildir! Ama bunu kolaylaştırabilecekleri malzemeleri çok iyi kullanmayı bilmektedirler.
Kendi içlerinden kopan iki ayrı parti az ya da çok –ki bence ikisi %5-8 kadar oy alabilir- onlardan oy alacaktır. Koltuk değnekleri parti ise günden güne kan kaybetmeyi sürdürmekte, çareyi dün seçime sokmadığı parti liderini geri çağırmada bulmaktadır. Bunlara SP de eklendiğinde AKP+MHP’den oy alacak 4 parti karşılarında gittikçe güçlenerek dikilmektedir. Erken bir seçimde hiç değilse bunlardan yeni kurulmakta olan ikisinin yeterince taban oluşturmadan gafil avlanması düşünülecektir.
Ama asıl hedef CHP’dir! Son Genel Kurulundaki 13 maddelik iktidar manifestosu iktidarı iyice köşeye sıkıştıracak kadar güçlüdür. Hele kendi eliyle kurdurttuğu Millet İttifakı günden güne güçlenerek büyümektedir. Bunlara kendi “Kürt Açılımı” döneminde bebek katilinin mektubunu Diyarbakır’da okutması, kardeşini devlet TV’lerine çıkarttırması, PKK hendek kazarken görevlilere karışmayın diye talimat verildiğinin söylenmesi konularında o gün HDP oylarını alabilmek için dokuz takla atarken, bu gün CHP’yi HDP ile aynı tarafta olmaktan suçlaması akıllarla alay etmektir! HDP de yasal bir partidir ve her HDP’li ya da her Kürt PKK’lı denemez! AKP’ye oy verenin iyi, vermeyenin kötü HDP’li denememesi gibi!
Kala kala son çare CHP’yi bölmek, onlardan bir parça olsun oy koparabilmeye gelmiştir. Bunca zaman en alt birimlerinden başlayarak CHP’nin CB adayı olan birinin durduk yerde ve tam da bir erken seçim beklendiği sırada birdenbire yeni bir parti kurmaya kalkması çok “manidar”dır! Nedense bu konuda tüm yandaş basında çok büyük bir destek patlaması yaşanmaktadır…
Bu konuda yeni bir yazı yazacağım; ancak henüz basında resmen kendi ağzından böyle bir açıklama duymadım; bu nedenle o açıklamayı bekleyeceğim. Ama şu kadarını söylemek isterim; yeniden parlamenter demokratik sisteme dönmenin, kuvvetler ayrılığı ve hukukun üstünlüğüne geçmenin tek yolunun “koalisyon” gibi düşünmek ve birlikte hareket etmekten geçtiğini bilmek zorunda olduğumuz bir dönemde, bu ittifaktan tek bir oyun kopmasını bile sağlamanın kişinin siyasi geçmişine ihanet olacağını düşünüyorum! Umarım yanılırım. Sonraki yazıda konunun devamını görüşmek üzere Coronasız günler diyeceğim de bu bayramda yaşananları gördükten sonra işimizin ne kadar zor olacağını da üzülerek belirteyim.