Yazarlar

Doğan Özdemir -Corona Günlükleri-40

Paylaş:

Corona Günlükleri-40

Eskiye rağbet olsa

Çocukluğumuzu ve gençliğimizi aklımıza getirdiğimiz zamanlar olur; derin bir “Ahhhh” çekip “Neydi o günler” deriz genellikle… Gerçekten, neydi o günler? Övünmek mi, yerinmek mi gerekmekte, karar vermekte çok zorlandığımız anlar olacağından eminim. “Geçmişe rağbet olsa bitpazarına nur yağardı” sözü de kafamıza sopa gibi vurmakta… Evet; teknolojide tüm dünya olarak ve özellikle bizim gibi azgelişmiş ülkeler çok gerilerdeydi. Örneğin henüz siyah-beyaz tek kanallı TV’lerle bile yeni tanışıyorduk. TV’lerden önce evinde eski “Transistörlü” ve ekranı “ışıklı” radyosu olana bile gıptayla bakılırdı. Sonra çağ atlayıp birden renkli TV’lere geçiverecektik. Aynı dönemlerde ülkemizin bazı şanslı vatandaşları azı dişlerine kadar muayene edilerek “Alamanya’ya” işçi olarak gitmenin gururunu yaşayacak ve omuzlara asılı “Radyo teypçalar” ile konu komşuya hava atacaklardı.

Aynı mahallede bir arada yaşamaktan gocunmazdık. Mahallenin büyükleri aileden sayılır, arada kulak çekmeleri bile hoş görülürdü. Yardımlaşma vazgeçilemez bir gelenekti. Bayramlarda kimsenin aklına Alevilik-Sünnilik gelmediği gibi diğer inançlardan olanların bayramları da mutlaka saygıyla ve karşılıklı olarak kutlanırdı. Mahalledeki büyükler aile büyüğü sayılır, kimse atlanmadan bayramlarda elleri öpülmeye gidilirdi.

Mektup yazılır, bayram ve yılbaşı kartları unutulmazdı. Hepsi öncelikle el yazısıyla yazılır, zarflanır, pullanır ve gönderilirdi. En önemli iletişim aracıydı mektuplar… Sayfalar dolusu yazılırdı; hatta renkli pelür kâğıtlar da kullanırdı genç âşıklar… Henüz ev telefonlarının yaygınlaşmadığı dönemlerdi; PTT’ye telefon yazdırmaya gidilir, başında beklenirdi. Sonra tek tük de olsa evlere telefon alınınca evler PTT gibi kullanılmaya başlanacaktı. Gurbetteki evladının sesini duymak kadar değerli bir şey olur muydu?

Toplu taşıma araçlarının az, işe gidenlerin yoğun olduğu dönemlerde gençler ayakta yaşlı birini, hele bir kadını gördüklerinde anında yerlerini verirlerdi ve bu hiç sorun olmazdı. Hatta tersine davrananlar şiddetle kınanır, insan içine çıkamaz hale sokulurlardı.

Teknoloji bizden hızlı geliştiğinden kısa zamanda Bilim Kurgu filmlerine konu olacak yenilikleri de görüp yaşamak durumunda kalacaktık. Bizler için bu nedenle tam bir “Geçiş Kuşağı” denebilir. Şimdi yüzlerce kanala sahip renkli-şekilli dev ekranlı TV’ler güncel oldu. Her evde bırakın sabit telefonu, her bireyde ayrı ayrı cep telefonları, hem de en akıllılarından yoksa adamdan sayılmaz hale gelindi. İnternet ve her şeyi bilen Gogıl Amca sayesinde bilgiye de, alışverişe de, iyiliğe de, kötülüğe de tek tuşla anında ulaşır olduk.

Ama artık mektup ve kutlama kartları göndermeyi tamamen unuttuk. Yerini akıllı telefonlarda “Kopyala yapıştır” şeklinde başkalarının kalıplaştırdığı kısa, soğuk, insanı içinden sarmalamayan, sıcaklığını hissettirmeyen “Kısa mesaj”ların esiri olduk… Hatta artık bunlarla bile uğraşmak uzun zaman alıcı işlerden sayılıp “Emoji” denen tiplemeler ile konuşur olduk! Hiç değilse ev telefonlarında dostların seslerini duymak amaçlı kullanım çoğunluktayken akıllı telefonlarda karşılıklı konuşmak bile zaman alıcı görülmeye başlandı. Bir mesaj ile çok şeyler “adet yerini bulsun” şeklinde halledilir oldu. İnsan ilişkileri büyük zarar gördü diyebilirim. Bir dost sesine hasret kalmaya başladık; modaya da uyuyoruz biz de emojiler, kısa mesajlar gönderiyoruz artık… Teknoloji bize çok kötü bir oyun oynuyor aslında; bizi insan sıcaklığından mahrum ediyor, soğuk tuşların esiri oluyoruz. İçimize kapanıyoruz, kimselere gereksinme duymuyor, “Biz” demeyi unutup “ben” demeyi öğreniyoruz. Ellerdeki akıllı telefonların o ufacık ekranlar, minnacık tuşları bizleri esir almış… Yolda yürürken, otobüste, parkta otururken, evde yemek yerken bile elimizden düşmeyen tek şey o telefonlar! İki nefes arasında mutlaka bir göz atıp bir tarafını kurcalamazsak rahat edemiyoruz. Aynı masada oturan 4 kişi kendi dünyalarında telefonlarına gömülmüş; yoklar! Evlerde kırk yılda bir haline gelen misafirliklerde bile aynı görüntü… Sohbet ortadan kalkmış, iki satır konuşma bile sıkıcı geliyor. Birisi konuşurken diğeri eli ve gözü telefonunda başka dünyalarda geziniyor. Karı-koca bile aynı durumda; ikisi iki koltuğa oturmuş, ellerde cep telefonları saatlerce birbiriyle konuşmadan telefonlarıyla boğuşabiliyor.  Sosyal Fenomen denen kişiler türedi, hem de bolca… Uyanık kaldığı her dakika telefonu eline yapışık gibi duran, sürekli bir şeyler izleyen, gruplar kuran, onlarca gruba laf yetiştiren, çevresindekileri de sürekli bunun içine çekmeye çalışan, kopyalayan-paylaşan, mesaj yazan kişiler… Bu kadar çok zamanın nasıl bu kutuya ayrılabildiğine aklım almıyor! Bu kişilerin eşi-dostu, karısı-çocuğu yok her halde diye düşünüyorum; kafam karışıyor…

Şimdi düşünüyorum da, biz mi dünyaya çok erken gelmişiz, teknoloji mi bizi esir almış, şanslı mıyız, şanssız mıyız; anlamadım gitti! Teknolojiden şikâyetçi değilim ama tüm yaşantımı esir almasına da razı değilim. Sıcak bir sohbetin yerini hiçbir kısa mesaj ya da emoji tutmuyor; bunu söyleyebilirim.

Pardon; bir mesaj geldi, şuna bir bakayım bari. J)))))

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu