Doğan Özdemir – Komplo Teorileri-4
Komplo Teorileri-4
İsyanlar Darbeler İhtilâller
Kitabın Yazarı: Erol MÜTERCİMLER
(Asi Kitap, 2. Baskı-Kasım 2016, 448 Sayfa)
Emekli Binbaşı, Fizik öğretmeni, deniz tarihi üzerindeki araştırmaları ve strateji konusundaki uzmanlığı ile tanıdığımız yazarımız bu kitabında bizlere tarih boyunca Komplo ve Komplo Teorileri hakkında değişik örnekler üzerinden bilgi veriyor.
“Temel kuraldır; komplo teorisi üretmenin ya da yazmanın ilk koşulu ortada “komplonun” olmasıdır. Toplum açısından tehlikeli olan, fesat üretilmesidir. Örneğin, İslam dünyasında “Kur’an’da anlatılan Allah” ile din simsarlarının uydurdukları Allah’a dayandırılarak üretilen fesat bunun en tipik örneğidir.”
Yazarımız bu kez de ABD’li iki araştırmacının tanımını veriyor ve ekliyor:
“Birinin ya da bir grubun, güç, servet, nüfuz veya başka türlü bir çıkar elde etmek için gizlice eylem içinde olduğu düşüncesidir.”
“ Komplo teorileri ile gizli cemaatleri birbirinden ayırmak olanaksızdır. Etle tırnak gibidirler. (…) Gizli cemaatler komplo teorilerini ören gizli bilgilerin kaynağıdır.”
İşte bu açıklamaların ışığında tarih boyunca dünyadaki ve ülkemizdeki bazı önemli olayların biraz üzerlerini aralayınca, o olaylar hakkında kıyıda-köşede kalmış, dikkatlerden kaçmış ya da kaçırılmış bilgi kırıntılarını bir araya getirince ortaya yepyeni bir bakış açısının çıktığını; bunun da olayın bir komplo olduğunu açıklamaya yettiğini göstermektedir.
Bunların önemlileri arasında CIA’nin içinde olmadığı hiçbir darbenin yapılamayacağı gerçeğinden hareketle 27 Mayıs 1960 devrimini, Kanlı Pazar eylemini, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbelerini bu gözle inceliyoruz. 28 Şubat 1997 Post modern darbesinin ise AKP’nin kuruluşundaki son adım olduğunu, AKP’nin bir “Proje Partisi” olduğunu bir kez daha öğreniyoruz.
Elbette Gezi Olayları ile “Kabataş Yalanının” ne olduğunu, CB Gül’ün ABD ile yaptığı ikili gizli anlaşmayı bu gözle okuyunca daha iyi kavrıyoruz.
Ve en önemlisi de Atatürk’e kurulan 5 komployu ayrıntılarıyla okuyoruz. Finalde de 15 Temmuz 2016’ya giden yolların nasıl el birliği ile döşendiğini ve arkasındaki güçleri tekrar anımsıyoruz.
Şunu açıkça söylemek isterim ki sayın yazarın bu kitabını hacminden dolayı epeyce önce almama rağmen hep okuma sırasında sonlara bırakarak gelmiştim. Ancak okumaya başlayınca hata ettiğimi anladım. Mutlaka okunması gereken kitaplar arasında yer alacak bir kitap olduğunu, henüz okumamışsanız bir an önce alıp okumanızı da öneririm.
Bizim için önemli olan Atatürk döneminde yaşananların yeterince aktarılamamış olmasıyla yaklaşık son yirmi yılımızı geçirmekte olduğumuz AKP iktidarının nasıl bir komplonun parçası olduğunu kavrayabilmemizdir. Günümüz Türkiye’sinde baskı altındaki yandaş basından dünyada ve ülkemizde neler olup bittiğini öğrenebilmemiz olanaksızdır. Yapılan işlerin aslında hepimizin gözü önünde yapıldığını; ancak bizim bilmemiz gerekenin bize verildiği bir ortamdayız.
Bunu ancak iyi bir analist çözebilir. İşte bu nedenle sayıları çok az olan bu tür aydınlarımızın kitapları ve programları dikkatle izlenmeli, olayların buzdağı gibi görünmeyen yanlarını da görmeye çalışılmalıdır.
Bu kitap işte bu şekilde yazılmış, okudukça olayın farklı bir boyutunu, belgesini, oluşumunu görüp yeniden anlamaya çalışıyorsunuz. Yani aynanın arkasını da görüyorsunuz.
İyi okumalar dileği ile. (30.5.2020)