Dünyada negatif faiz dönemi Japonya’nın da politikasını değiştirmesiyle sonlandı
BERLIN (AA) – BoJ, 2016’da çoğunlukla güçlenen yenin ihracat ağırlıklı ekonomisine zarar vermesini önlemek ve deflasyonla mücadele kapsamında başladığı negatif faiz politikasına, büyük şirketlerdeki önemli ücret artışlarının ardından son verme kararı aldı.
- Japonya, negatif faizleri sonlandırarak 17 yıl sonra ilk kez faiz artırdı
Banka, kısa vadeli faiz oranlarını yüzde eksi 0,1’den yüzde 0 ila yüzde 0,1 aralığına yükseltti. Böylece, BoJ, 17 yıl sonra yaptığı ilk faiz artırımıyla, dünyanın önde gelen merkez bankaları arasında negatif faiz politikasını terk eden son banka oldu.
BoJ, negatif faiz politikasına son vermenin yanında, 10 yıllık Japon devlet tahvillerine ilişkin getiri eğrisi kontrolünü de sona erdirdi.
Başkan Kazuo Ueda, diğer merkez bankaları gibi kısa vadeli faiz oranlarını hedefleyen “normal para politikası”na dönüşten söz etti.
Faiz oranlarındaki geri dönüş hisse senedi piyasalarını desteklerken, Japon yeni şaşırtıcı şekilde baskı altına girdi. Dolar/yen paritesi 150 seviyesinin üzerine çıktı.
Analistler, yenin tepkisinin muhtemelen belirsiz görünümün bir sonucu olduğunu belirterek, Başkan Ueda’nın başka adımlar atılıp atılmayacağı ve ne ölçüde adımlar beklenebileceği konusunda bir işaret vermediğini anımsattı.
Negatif faiz, harcamaları teşvik ediyor
Düşük büyüme ve deflasyonla mücadele için başvurulan negatif faizler, para politikasının “olağan dışı” araçlarından biri olarak tanımlanıyor.
Negatif faizler, bankaların merkez bankalarında tuttuğu rezervler için faiz alması yerine faiz ödemesi anlamına geliyor.
Bankaların rezervlerini merkez bankasında tutmak yerine kredi vermesi için kullanmaya teşvik eden negatif faizler, aynı zamanda borçlanma maliyetini düşürerek kredi talebini artırmayı amaçlıyor.
Düşük enflasyon veya ekonomik gerileme dönemlerinde ekonomik faaliyetleri canlandırmak için merkez bankalarınca uygulanan negatif faiz oranları, paranın banka hesaplarında nakit olarak tutulması maliyetli hale geldiğinden borçlanmayı ve harcamaları teşvik ediyor.
Nispeten alışılmadık bir para politikası aracı olan negatif faiz oranları, genellikle uzun vadeli bir strateji değil, ekonomik toparlanmayı desteklemek veya deflasyonist baskılarla mücadele etmek için geçici bir önlem olarak uygulanıyor.
Dünya genelinde birçok merkez bankası, geçmişte para politikası araçlarının bir parçası olarak negatif faiz oranlarını uygulamaya koyarken, BoJ’un yanı sıra Avrupa (ECB), Danimarka, İsveç (Riksbank) ve İsviçre (SNB) merkez bankaları bir süre politika faizlerini negatif seviyede tuttu.
Negatif faiz oranlarına karşı olanlar, sıfırın altındaki faiz oranlarının piyasalardaki fiyat mekanizmasını bozduğunu belirterek, negatif oranların aynı zamanda finans kuruluşlarının borç vermekten kazandıkları marjı da daralttığını savunuyor.
Küresel finansal kriz sonrasında parasal genişleme uygulamasına başlandı
ABD’de mortgage krizi sonrasında 2008’de yaşanan küresel finansal krizin ardından, dünyanın önde gelen merkez bankaları Fed, ECB ve BoJ, faiz oranlarını da “sıfıra yakın” seviyelere indirerek, parasal genişleme dönemine geçti.
Fed, 2008 sonundan 2015 yılı sonunda kadar politika faizi oranını yüzde 0-0,25 aralığında tutarken, diğer merkez bankaları deflasyonun ekonomilerini resesyona sürükleyebileceği endişesiyle faiz oranlarını sıfırın altına çekmeye karar verdi.
ECB, borç vermeyi teşvik etmek ve bölgede ekonomik faaliyeti canlandırmak amacıyla Avro Bölgesi’ndeki bankaların tuttuğu rezervler için negatif faiz oranları uyguladı.
Avrupa Merkez Bankası, 2014’te bankaların merkez bankasında tuttukları mevduat için ödenen faiz oranını yüzde eksi 0,1’e indirerek negatif para politikası rejimine geçerken, Banka Eylül 2019’da da mevduat faizini yüzde eksi 0,5’e kadar çekti. ECB, negatif faiz politikasına Temmuz 2022’de son verdi.
İsviçre, parasının aşırı değerlenmesinin önüne geçmek istedi
SNB, İsviçre frangının ülkenin ihracata dayalı ekonomisine zarar verebilecek seviyede hızlı değer kazanmasını engellemek amacıyla 2014-2022 yılları arasında negatif faiz politikası benimserken, faiz oranlarını yüzde eksi 0,75’e kadar düşürdü.
Riksbank deflasyonist baskılarla mücadele etmek için 2015-2020 döneminde, Danimarka Merkez Bankası da para biriminin avroya sabitlenmesini sağlamak ve sermaye akışlarını yönetmek için 2021-2022 arasında faizleri sıfırın altına çekti.
BoJ da 2016’da politika faizini yüzde eksi 0,10’a düşürerek negatif faiz uygulayan ülkeler arasına katıldı. Banka, bu hafta negatif faiz politikasını terk etti.
Faiz oranlarında yukarı dönüşü 2022’de başlatan Fed ve ECB, artık ilk faiz indirimlerine ne zaman başlayacağını değerlendiriyor.
Para biriminin değer kaybına yol açması nedeniyle eleştirildi
Küresel finansal kriz sonrası can çekişen ekonomilerde büyümeyi teşvik etmek ve deflasyonla mücadele etmek amacıyla uygulanan negatif faiz politikası çeşitli kesimlerden eleştirilere de maruz kaldı.
Negatif faiz oranları, bankaların ve diğer finansal kuruluşların karlılığını baskılaması, tasarruf ve emeklilik hesaplarında daha düşük veya hatta negatif getirilere yol açması ve para biriminin değer kaybına neden olması konularında eleştirildi.
Yatırımcıların gelir elde etmeleri için riskli varlıklara yönelten negatif faiz oranlarının aynı zamanda varlık balonlarına ve finansal istikrarsızlığa katkıda bulunabileceği, uzun vadede krizlere yol açabileceği öne sürüldü.
Deflasyonist baskıların sinyali olarak değerlendirilen negatif faiz oranlarına zaman zaman da tüketici ve iş dünyasının güvenini zedeleyebileceği, tüketicileri harcamaları ve işletmeleri yatırımları konusunda daha temkinli davranmaya itebileceği gerekçesiyle karşı çıkıldı.
ECB’nin negatif faiz oranlarının kredi büyümesine katkıda bulunsa da Avro Bölgesi enflasyonunu yüzde 2 hedefine çıkarma konusunda yetersiz kaldığı değerlendirildi.
Nihayetinde, Kovid-19 salgını ve Rusya-Ukrayna Savaşı’nın yol açtığı küresel tedarik zinciri aksamaları ile mali şoklar, düşük enflasyon dönemini sonlandırarak bankaların negatif faiz oranlarını terk edebilmesine olanak tanıdı.
Sermaye akışlarını büyük ölçüde etkilemesi beklenmiyor
BoJ’un kararı öncesinde, Japonya’daki yüksek faiz oranlarının ülkedeki sigorta şirketleri ve emeklilik fonları gibi büyük yatırımcıların yurt dışına yatırdıkları ve geçen yıl sonu itibarıyla 4 trilyon doların üzerinde bulunan sermayelerini çekmelerine yol açabileceği ve bunun da piyasa istikrarı açısından olumsuz sonuçlar doğurabileceği endişesi ortaya çıkmıştı.
Analistler, BoJ’un kararını bir dönüm noktası olarak görürken, bu adımın çok küçük olması ve başka hızlı faiz artışlarının olası görülmemesi nedeniyle, başlangıçta küresel sermaye piyasaları üzerinde çok az etki yapacağını belirtti.
Şu an için sermaye akışlarında büyük bir değişim beklemeyen analistler, büyük bir kısmı yurt dışında bağlanmış durumda olan Japon sermayesinin geri dönmesi için ülkede faizlerin çok daha fazla artması gerekeceğini kaydetti.
Toplu iş sözleşmeleri daha fazla fiyat baskısına işaret ediyor
Japonya’da ücretlerde gözle görülür bir büyüme, faiz oranlarının yükselmesinin koşuluydu. Ancak, son 33 yılın en yüksek seviyesine ulaşan ücret artışlarının ardından bazı analistler, enflasyonist baskının artması tehlikesine dikkati çekerek, artan ücret ve fiyatların potansiyel olarak tehlikeli bir enflasyonist spirale yol açma olasılığını anımsattı.
Analistler, faiz oranlarındaki geri dönüşe rağmen Japonya’da finansman koşullarının son derece gevşek kalmaya devam ettiğine vurgu yaparak, bunun da enflasyonu daha da güçlendirebileceğini kaydetti.
BoJ, aslında canlandırmak istediği iç talebi baltalama riskiyle de karşı karşıya. Japonya’da ev sahiplerinin yüzde 80’i mülklerini piyasa faiz oranlarına dayanan kredilerle finanse ediyor. Bu nedenle faiz oranlarındaki keskin bir yükselişin hane halklarının geri ödemelerini hızla artırması ve dolayısıyla tüketimi azaltması muhtemel görülüyor.
Birçok uzman ve yatırımcıya göre BoJ temmuz ayına kadar yeni faiz adımları atmayacak. Analistler, ücret görüşmelerinden iyi bir sonuç çıkmasının iyi bir haber olsa bile tüketimde keskin bir artışın beklenmemesi gerektiğini belirterek, BoJ’un bir dizi hızlı faiz artırımı yapmasının olası olmadığını ifade ediyor.
Faiz oranlarındaki geri dönüşe rağmen Japonya’da finansman koşulları son derece gevşek kalmaya devam ederken, bunun da enflasyonu daha da güçlendirebileceği aktarılıyor.
Yüksek ulusal borç ve Japonların yatırım davranışlarının, BoJ’un faiz oranlarını diğer gelişmiş ülkelerdeki seviyeye çıkarmasını çok zorlaştırması bekleniyor.
Japonya’nın kamu borcu tek başına gayrisafi yurt içi hasılasının (GSYH) yüzde 250’sine denk gelirken, hane halkları ve şirketler dahil toplam borç GSYH’nin yüzde 426’sını oluşturuyor. Çin’de bu oran yüzde 295, ABD’de ise yüzde 264’te.
Hesaplamalara göre, 50 baz puanlık bir faiz artışı Japon özel sektörüne 11 trilyon yen ya da GSYH’nin neredeyse yüzde ikisi oranında ek faiz maliyetine mal olabilecek.
BoJ, 1999’dan beri temel faiz oranını iki kez (2000-2007) yükseltmeyi denedi ancak daha sonra tekrar yüzde sıfıra indirdi.
2000 yılında BoJ’un Para Politikası Kurulu faiz oranlarını çok erken yükseltti ve hızla düzeltmek zorunda kaldı. Şu anki merkez bankası başkanı Ueda, komitenin buna karşı oy kullanan tek üyesiydi.
2008 küresel finansal krizden sonra BoJ, büyük miktarda tahvil alımı yaparak enflasyon oluşturmaya çalıştı ama uzun süre başarılı olamadı.
Muhabir: Sevgi Ceren Gökkoyun,Bahattin Gönültaş
Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.
- Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
- Kan dolaşımını hızlandırır,
- Kronik yorgunluğu azaltır,
- Bağışıklık sistemini güçlendirir,
- Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
- Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
- Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
- Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
- Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.
Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER
- SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
- 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
- SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
- Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
- Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
- DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
- 05523307100-05325466184
- www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
- www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
- www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,