Eğitim ve Bilim İşçileri Sendikası (Eğitim Sen) İzmir şubeleri; Ulusal Eğitim Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı ortasında imzalanan Etrafıma Hassasım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) projesi kapsamında, birinci etapta İzmir ve Eskişehir’deki okullarda “manevi danışman” ismi altında din hizmetlerinde çalışan şahısların görevlendirilmesine basın açıklamasıyla reaksiyon gösterdi.
Ellerinde ‘Laikliği ve laik eğitimi amaç alan siyaset ve uygulamalara derhal son verilmeli’ yazılı büyük bir afiş taşıyan sendika üyeleri, “Okullarda imam istemiyoruz”, “İmam mescide öğretmenler okula”, “AKP elini çocuklardan çek”, “Karanlığa teslim olmayacağız” sloganları attı.
Türkiye genelinde bütün Eğitim Sen şubeleri tarafından yapıldığı belirtilen açıklamada, laikliğe ve laik eğitime karşıt olduğu lisana getirilen bu uygulamadan vazgeçilmesi daveti yapıldı. Bu projenin hiçbir formda bilimsel desteğinin olmadığı, “Biz istiyoruz o yüzden olacak” mantığıyla hayata geçirildiği belirtilerek buna karşı İzmir ve tüm Türkiye’den ortak ses yükseltildiği kaydedildi.
“LAİK EĞİTİMİ AMAÇ ALAN UYGULAMALARA DERHAL SON VERİLMELİDİR”
Açıklamayı okuyan Eğitim Sen İzmir 1 No’lu Şube Lideri Necip Vardal, şunları söyledi:
*Son yıllarda Ulusal Eğitim Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı ile dini dernekler ortasında çok sayıda protokol imzalanmıştır. Laik ömrü amaç alan uygulamalar hayata geçirilmiştir. ÇEDES projesi kapsamında bir müddettir çeşitli çalışmalar yapılmaktadır.
*ÇEDES projesinin, öğrencilerin ‘millî, ahlaki, insani, manevi ve kültürel pahaları benimseyen, koruyan ve geliştiren fertler olmalarına’ ayrıyeten çağın ve geleceğin maharetleriyle donanmış, bu donanımı insanlık hayrına sarf edebilen, bilime sevdalı, kültüre meraklı ve hassas; ulusal, ahlaki, insani, manevi ve kültürel bedelleri kendi yaşantılarında inşa etmiş; akl-ı selim, kalb-i selim ve zevk-i selim sahibi, bedensel ve toplumsal bakımdan istikrarlı bireyler olarak yetiştirilmesine katkı sağlayacağı söz edilmektedir.
*ÇEDES laik, bilimsel eğitime karşıt olarak uygulanmaya başlamıştır. Hiçbir pedagojik eğitimi bulunmayan imam, vaiz, kuran kursu öğreticileri okullarda görevlendirilmeye başlanmıştır.
*Manevi danışmanlara atfedilen vazifeler, 4 yıllık üniversite mezunu ruhsal danışmanlar tarafından zati yürütülmektedir. Ulusal Eğitim Bakanlığı çocuğun üstün faydası prensibini sekteye uğratmaktadır.
*İktidar, okulları ve öğrencileri dini referanslı eğitim anlayışıyla siyasallaştırmaktadır. Eğitimin bütün kademelerinde niteliğini yükseltmek ve güzel yetiştirmek için adımlar atılmalıdır.
*Tek din tek mezhep anlayışıyla hareket edilmemelidir. Laikliği ve laik eğitimi gaye alan siyaset ve uygulamalara derhal son verilmelidir.
KUTUPLAŞTIRMA YARATACAĞI UYARISI YAPILDI
Devletin bütün inançlara eşit arada ve tarafsız yaklaşması gerektiği vurgulanan açıklamada, ÇEDES projesinin bu tarafıyla laikliğe temelden ters olduğu belirtildi. Türkiye’de eğitim siyasetlerinin temelinde tek din, tek mezhep anlayışının yer almaya başladığı, ÇEDES projesinin de toplumdaki kutuplaşmayı derinleştireceği kaydedildi. Eğitim ve inanç alanlarının birbirine karıştırılmasına yönelik bu çeşit uygulamalardan vazgeçilmesi istendi. Açıklamada tüm kesitler bu duruma karşı ortak gayrete davet edildi.
CHP’Lİ GÖKÇEN: BU DURUM ÇOCUKLARIN GELECEĞİ İÇİN BÜYÜK BİR TEHLİKEDİR
Açıklamaya CHP İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen ile öğrenci velilerinin kurduğu kimi dernekler, Alevi dernek ve vakıfları ile birtakım sivil toplum kuruluşları da takviye verdi. CHP Milletvekili Gökçe Gökçen, mevzuyu yakından takip ettiklerini söyledi.
Gökçen, “Öğretmenler atama beklerken, öğretmenlik uzmanlık mesleği iken, formasyonu olmayan eğitim vazifelilerinin okullara atanması kabul edilemez. Hem CHP hem de bileşenler olarak bu mevzuyu takip etmeye devam edeceğiz. Bugün itirazımızın başlangıcı. Takipçisi olmaya devam edeceğiz. Bu durum çocukların geleceği için büyük bir tehlikedir” diye konuştu.
