Gaffar Okkan’ın operasyon planı 22 yıl sonra ortaya çıktı

Diyarbakır’da 25 vatandaşın öldürülmesinde yer alan 2 Hizbullah tetikçisinin örgüt konutundan çıkmak için polisle işbirliği yaptıkları yıllar sonra Yargıtay kararıyla ortaya çıktı. Periyodun Şehit Emniyet Müdürü Gaffar Okan’ın senaryosunu çizdiği operasyonda burunları dahi kanamadan yakalanan Hizbullah tetikçileri pişmanlık maddesinden yararlanarak 10 yıl mahpusa mahkum oldu.

Diyarbakır’da barındıkları hücre meskenine düzenlenen baskında silahlarıyla birlikte yakalanan ve Hizbullah terör örgütünün askeri kanadında faaliyet gösteren Şahin A., Süleyman A., Mehmet Şah B. ile Mehmet Ali A. ile ilgili Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği kararı Yargıtay 3. Ceza Dairesi inceledi.

Dosyada sanıklardan Şahin A. ile Süleyman A.’nın örgütten korktukları için teslim olamadıklarını, lakin emniyetle irtibat kurup bulundukları hücre konutunun adresini polise bildirip güya baskınla yakalanmış üzere bir senaryoyu polisle hazırladıkları ortaya çıktı.

Teslim olanların örgüt tarafından affedilmeyip mevt listesine alındığı için çatışma süsü verilerek polis tarafından yakalanmış algısını yaratmak olduğunu belirten Yargıtay, sanıklar Şahin A. ile Süleyman A.’nın yakalandıktan sonra da işledikleri cinayetler ile örgütün yapılanması hakkında kıymetli bilgiler verdiklerine dikkat çekti.

ÇATIŞMA SÜSÜ TALİMATINI GAFFAR OKKAN VERDİ

Hücre meskenine yapılan operasyonla ilgili şahit olarak dinlenen Özel Harekât Şube Müdür Yardımcısı K.Y’nin tabirlerini de pahalandıran Yargıtay, sanık tetikçilerin samimi itiraflarda bulunduğuna kanaat getirdi. Şahit K.Y sözünde, “Operasyon öncesi şehit Emniyet Müdürümüz Ali Gaffar Okkan beni yanına çağırdı. Bana iki tetikçinin teslim olacağını, fakat konutta üçüncü bir kişinin daha bulunduğunu, bu kişinin silahlı olduğunu ve teslim olacaklara, ya da ailelerine ziyan verebileceği ihtarında bulundu.

Bu nedenle bir senaryo hazırlayıp güya çatışmada yakalanmış üzere göstermelik bir çatışmayla ele geçirilmeleri tarafında bana talimat verdi. Emniyet Müdürümüz bu bireylerin teslim olması konusunda bilgi kaynağını bana açıklamamıştı. Biz operasyon yaptıktan sonra bu bilgiyi Hizbullah itirafçısı Kemal A.’dan aldığını öğrendik.

Operasyonu ben yönettim. Sanıkların kaldığı mesken denetim altına alındıktan sonra ‘Teslim ol’ davetiyle birlikte cılız bir ateş açıldı. Konuta gaz bombası attık. 2’si de balkona çıkıp teslim oldu. Sonra 3’üncü kişiyi de ikna edip teslim olmasını sağladık. Yaralanan kimse olmadı. Operasyona katılan takım de bu durumu bilmiyordu.” dedi.

“GAYRI RESMİ BİR SENARYO HAZIRLANDIĞI DOĞRUDUR”

Operasyonda vazife alan ve şahit olarak dinlenen TEM eski Şube Müdürü B.Y.’nin de tabirinde, “Operasyonun başında ben vardım. İtirafçı Kemal A. sanıklardan Şahin ya da Süleyman’ın kayınbiraderiydi. Kemal, bu şahısların teslim olmak istediklerini, lakin örgütten çekindikleri için ortam bulamadıklarını bize anlattı. Bu şahıslarla irtibat kuruldu.

Operasyondan Şahin ve Süleyman’ın evvelce haberleri vardı. Mehmet Ali A.’nın haberi yoktu. Bu kişiyi de teslim olmaya ikna etmek için çalıştık. Teslim olmayı kabul etmediği için göstermelik bir çatışmayla Şahin ve Süleyman balkona çıkıp teslim oldu, akabinde Mehmet Ali’yi ikna edince kimsenin burnu kamadan operasyon gerçekleştirildi. Operasyon sırasında bu bireylerin yapması gerekenleri kendilerine evvelce bildirdik. Tutanak da resmi olarak belirtilmese de kelamlı olarak hazırlanmış bir senaryo olduğu doğrudur” dedi.

İTİRAFLARIYLA 25 CİNAYETİ AYDINLATTI

Yerel mahkeme kararını inceleyen Yargıtay, sanık Şahin A.’nın terör örgütünün askeri kanadına tetikçilik yaptığını, 1993–2000 yıllarında Kerem Özgen, Kutbettin Akbal, İkrami Han, Abdülhamit Pamuk, Sedat Çelik, Murat Karaçobanoğlu, Cemal Konat, Mehmet Sait Ayan, İbrahim Halil Baykara, Abbas Demircioğlu, Mahsun Güvenç, Mahmut Kavut, Abdulkadir Tekin, Burhan Ateş, Ahmet Ulu, Çelebi Gül, Recep Kutlay, İlhan Böçkün, Kenan Aydın, İsmail Eren, Hamo isimli kişi ile PKK itirafçısı bir şahsın öldürülmesi, 22 kişinin de yaralanması hareketlerine katıldığını belirtti.

Yargıtay itirafçı sanık Süleyman A.’nın; Ali Şık, Nimet Can ve Ahmet Ulu’nun öldürüldüğü hücumlarda tetikçilik yaptığını, sanık Mehmet Şah B.’nin ise Recep Kutlay ve Muhyettin Altun isimli vatandaşların öldürülmesi, Fahri Özay isimli polis ile 3 kişinin yaralandığı akınlarda yer aldığını tabir etti.

İKİSİ PİŞMANLIK MADDESİNDEN YARARLANDI BİRİNE RET VERİLDİ

Mahkeme sanıklar Şahin A. ile Süleyman A.’nın “Anayasal nizamı silah zoruyla yıkarak yerine İran modeli bir İslam devleti kurmak hedefiyle cinayet işlemek” cürmünden her ne kadar ağırlaştırılmış müebbet mahpusla cezalandırılmış olsalar da, polisle işbirliği yapıp işledikleri cinayetlerle ilgili samimi itiraflarda bulundukları ve örgüt hakkında değerli bilgiler verdikleri gerekçesiyle, pişmanlık maddesinden yararlandırılarak 10’ar yıl mahpusla cezalandırılmaları tarafında lokal mahkeme kararında bir isabetsizlik görülmediğine dikkat çekti.

Mahkeme, daha sonra yakalanan ve birtakım cinayetleri birlikte işledikleri için belgesi birleştirilen tetikçi Mehmet Şah B:’nin pişmanlık yasası talebinin ise örgütü çökertebilecek seviyede samimi itiraflarda bulunmadığı için reddine karar verdi. Bu sanık hakkında verilen ağırlaştırılmış müebbet mahpusla cezalandırılmasının yordam ve yasaya uygun olduğu belirtildi. Yargıtay tetikçilerle tıpkı meskende yakalanan ve örgüt üyeliğinden cezalandırılan Mehmet Ali A.’nın davasının ise zamanaşımıyla düşürülmesine karar verdi. Tümü tutuksuz sanıklar hakkında yurtdışına çıkış yasağı bulunuyor, lakin nerede oldukları bilinmiyor.