GüncelGündem

Gamze Taşcıer: İlaç bulamayan hastaların tedavileri yarıda kaldı ve hayati riskleri doğdu

Paylaş:

Her yıl aralıkta başlayan ve şubat zamlarına kadar devam eden ilaç sıkıntısı bu yıl daha da şiddetli şekilde patladı. Eczanelerde antibiyotik, ateş düşürücü ve tansiyon ilaçları bulunmuyor. Resmi Gazete’deki son kararla euro kurunda güncelleme yapıldı. Peki bu karar, çözüm için çare olur mu? CHP Ankara Milletvekili, Eczacı Gamze Tascıer ile konuştuk.

– TBMM kürsüsünde eczanelerde bulunamayanların yazılı olduğu metrelerce uzunluktaki listeyi gösterdiniz. İlaç krizi neden yaşanıyor?

Türkiye’de her yıl şubat ayının ortasında ilaç fiyat kararnamesi yayınlanıyor ve o yıl ithal ilaçların fiyatlandırılmasında kullanılacak sabit Avro kuru belirleniyor. Belirlenen sabit kur, güncel kurun o denli altında oluyor ve yıl içerisinde Türk lirası öylesine değer kaybediyor ki, yeni yılın kararnamesi yayınlanmadan birkaç ay önceden ilaçlar piyasada bulunamamaya başlıyor, çünkü kimi firma ve depolar zararına vermek istemiyor ve yeni fiyatlandırmayı beklemeye başlayarak ilaç tedarik etmeyi kesiyor. Bu yıl bir istisna yapılıp temmuzda da güncellenmişti ama fayda etmedi. Bu durum her sene daha da kötüye gidiyor. Daha önceleri ilaç yoklukları aralık ayı gibi başlardı. Sonraları bu kasıma kaydı. Kasım ekim, ekim eylül oldu ve giderek bütün bir yıla yayılmaya doğru gidiyor. Benim gösterdiğim ve altı metreyi bulan liste aslında Türkiye’de bulunamayan ilaçların yarısı kadarı. 700 civarı ilaç yok diyebiliriz.

CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer
​​​​​​

– Sorun küresel mi, yoksa bize mi özgü?

Bakan Koca açıklamasında dünyadaki hammadde sıkıntısından bahsediyor. Evet, doğru bu konuda tüm dünyada bir sorun var, ama Türkiye’deki ilaç yokluğunun sebebi bu değil. Bizdeki sorunun kaynağı Recep Tayyip Erdoğan ve partisinin Türkiye ekonomisini ve sağlığı batırması, Türk lirasının değerini tarihi düşük seviyelere indirmesi, enflasyonu patlatması ve bugüne dek eczacıların söylediklerine kulaklarını tıkamaları. Yıllardır söylüyoruz, Türk Eczacıları Birliği söylüyor, odalar söylüyor, eczacılar söylüyor, biz TBMM’de eczacı milletvekilleri söylüyoruz, ama duymazdan geliyorlar. Dışa bağımlı ilaç politikası, sağlığın özelleşmesi ve ekonominin kötüleşmesi sarmalının sonucudur bu.

– Hangi hastalıkların ilaçlarında sıkıntı var?

O kadar geniş ölçekte bir sorun var ki, neredeyse her hastalıkta kullanılan ilaçlarda yokluk var. Çocukların tedavilerinde kullanılan şurup formundaki antibiyotiklerde, ateş düşürücü ve ağrı kesicilerde gerçekten büyük bir kriz var. Vatandaş 5-10 eczane geziyor ama yine de bulamıyor, çünkü yok. Hele ciddi bir salgın döneminde olduğumuzu, okullarda çocuklar arasında ciddi bir hastalık yayılımının olduğunu düşündüğünüzde olayın vahameti büyüyor. Bunun dışında kanser tedavisinde kullanılan kemoterapi ilaçları yok örneğin. İnsanların tedavisi yarıda kalıyor, hayati tehlike yaşıyorlar. Mevsimsel soğuk algınlığı ilaçları, ağrı kesiciler, analjezik ampuller, burun spreyleri, hipertansiyon ilaçları, kulak damlaları ve göz damlaları, kortizonlar ve egzama ilaçları, antidepresanlar ve daha birçok ilaç bulunamıyor.

– İlaç firmalarının mevcut fiyatları yeterli bulmadığı için piyasaya ürün vermediği doğru mu?

Doğru, nedeni de şu; İthal ilaçlar için sabit euro kuru 2018’de 2.69 TL, 2019’da 3.40 TL, 2020’de 3.81 TL ve 2021’de de 4.57 TL olarak belirlenmişti. 2022 için de şubatta 6.29 TL olarak sabitlenmişti. Ki 2021’deki sabit kur, piyasadaki reel kurun yüzde 54’üne tekabül ediyordu. Şubat ayında bu oran yüzde 41’e denk geldi. Temmuzda istisnai olarak yapılan güncellemeyle de 7,86 liraya çıkarıldı ve bu da reel kurun yüzde 40’ına geliyordu ki nihayet kararnamede değişiklik yeniden yapıldı ve bu oran yukarıya çekildi. Bakın, elbette ilaç ucuz olsun. Büyük zamlar yapılmasın. Ancak bunu sağlamanın temel yolu, hem ilaçta ve hammaddede dışa bağımlı olmayacaksınız, hem sağlam bir sağlık politikanız olacak, hem de güçlü bir ekonominiz olacak. Keşke iktidar bu duruma gelmeden önlem alsaydı. Elbette devlet ilaç firmalarıyla pazarlığını yapacak. Belirli bir limit koyacak ve ben bundan alırım diyecek. İlacı mümkün olan en uygun fiyata getirecek. Türkiye, nüfusuyla ilaç firmaları için büyük bir pazar. Ancak makasın bu denli açılmasının, dengenin bozulmasının ve firmaların ilaç vermekten imtina eder duruma gelmesinin nedeni, ekonomik istikrarın bir türlü sağlanamaması, önlenemeyen enflasyon ve Türk lirasının olağanüstü değer kaybı, yani kısaca Erdoğan ve arkadaşlarının kötü ekonomi yönetimi. Yani eczaneye gittiğinizde ilaç bulamamanızın nedeni eczacılar değil, AKP iktidarı. Bunun altını özellikle çiziyorum.

– Nasıl mağduriyetler yaşanıyor?

İnsanlar ellerinde reçete, eczane eczane dolaşıyor. Meslektaşlarımla konuşuyorum, hastaların girdiğim 10’uncu eczane, 15’inci eczane, “Şu ilaçtan var mı” diye sorduklarını söylüyorlar. Bir başka meslektaşım, nöbetçi olduğu bir akşam saat 7’den gece yarısına kadar tam 200 reçeteyi karşılayamadığını söyledi. İnsanlar gecenin bir yarısı, çocukları ateşli, arabayla neredeyse şehir turu atıyor nöbetçi eczaneleri gezip bir ateş düşürücü arıyor. Ankara’da bizzat tanıdığım insanlar var, yaşlıların çok olduğu bir binadalar. Komşular arasında dayanışma kurulmuş, 4-5 kalp hastası, bir kutu bulmuşlar ortak kullandıkları ilaçtan paylaşarak idare ediyorlar yenisini bulana dek. Böylesi bir süreci yaşıyoruz. Olmayan ilaçlar arasında kanser hastalarının kemoterapi görürken kullanması gereken ilaçlar da var. Hastaların tedavileri yarıda kaldı bu süreçte ve hayati riskleri doğdu. İnsanların yaşadığı eziyete aylarca gözlerini ve kulaklarını kapatan bir iktidar var. Burada bir noktayı da belirteyim muayene için aylarca randevu alamıyor insanlar. Randevu alsalar MR, tomografi için aylarca sonrasına randevu alabiliyorlar. Yaşamsal bir hastalık olsa ne yapılacak? Sağlık sistemi bu halde.

– Bakan Koca “çözeceğiz” dedi, Resmi Gazete’de euro kurunda güncelleme de yapıldı. Çözülür mü?

Nihayetinde baskılara daha fazla dayanamadılar ve sabit Euro kurunda güncellemeye gittiler. Ama çare olmaz! Bu sistematiğe oturtulmadığı sürece, aylarca kriz olduktan sonra baskılar neticesinde mecburiyetten değiştirildiği sürece çözüm olmaz. Yılda bir kaç kez güncellenmeli, ama böyle değil. Vatandaşın aylardır çektiği eziyet arşa vardı, sustular, görmezden geldiler. İlla bu eziyetin çektirilmesi mi gerekiyor güncelleme için? Neyi beklediniz, elinizden tutan mı vardı? Artık akıllanmışlar mıdır? Yıllardır söylediğimiz gibi yılda bir kaç kez belirli tarihlerde, önceden belirlenmiş standartlara göre sabit kur yayınlanır mı, sanmıyorum. Akıllanmak, hatasından ders çıkarmak AKP’nin lügatında yok. Keza sabit kurun yetersiz kalmasının sebebi de Erdoğan ve izlediği akıl, mantık, bilim dışı ekonomi politikası. Bu politikanın değişeceğine dair bir öngörü var mı, yok. Böyle bir işaret var mı, yok. Dolayısıyla bu bilim dışılık sürdüğü sürece daha çok kararname değişir ve yine bir fayda sağlamaz. Bu karar yine bir günü kurtarma kararı. Birkaç ay sonra yeniden sıkıntıların başladığını göreceğiz. Çünkü hem kurun ne olacağı belli değil, hem de Türkiye ilaçta dışa bağımlı. Türkiye’de üretilen ilaçların neredeyse tamamı hammaddesi de dışarıdan gelip burada birleştirilen ilaçlar. Geçen yıl piyasaya sürülmüş hiçbir referans ilaç yerli üretim değil, tamamı ithal. Dolayısıyla ilaç sanayisine yeterli AR-GE desteği verilmediği ve ekonomi politikası da böyle sürdüğü sürece, üzülerek söyleyeyim: Bu kriz yeniden başlayacak.

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu