Gültekin Uysal, Erdoğan’ın Central Park gezisini yorumladı: Keşke Gezi Parkı’nda gezebilseydi

Demokrat Parti lideri Gültekin Uysal, Halk TV’de İsmail Küçükkaya ile Yeni Bir Sabah’ın konuğu oldu.

Altılı Masa’ya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Uysal, “Çok formel bir, prosedürel bir toplantı düzeni yok. Neticede insani hukuklarımız da var. Geçmişte beraber siyaset yapmış, karşı karşıya da gelmiş masa etrafında siyasi liderler de var. Aslında zaman içerisinde hep şuna inanırım, aynı fikirde olmanız yetmez duygudaşlığı ortaya çıkarmanız lazım ki bir enerji ortaya çıksın. Bu masanın varlık sebebi de orasıdır. 20 yılda muhatap olduğumuz hukuksuzluklar, usulsüzlükler, yolsuzluklar ve her birimizin nefes sahasının daraltılmış olması demokrasi, hukuk temelinde bir araya gelme mecburiyetini ortaya çıkardı. Bu mecburiyetin fotoğrafıdır Türkiye’de” dedi.

Küçükkaya’nın sorduğu ve Uysal’ın verdiği yanıtlar şu şekilde:

• Hepsiyle yakın ilişkidesiniz ancak gözlemim doğruysa Sayın Akşener’le bayağı yakınsınız çünkü aynı damardan geliyorsunuz. Doğru mu bu?

“Elbette Sayın Akşener’le biz geçmişte Doğru Yol Partisi içinde, insani olarak da, bir önceki seçimde iş birliğimiz de var. Her bir liderle farklı hukukumuz var. Sayın Karamollaoğlu, pek çok tecrübenin içinden geçmiş. Mesela 1950 yılında Türkiye’de 3 bin üniversite öğrencisi var. Türkiye’yi inşa etmiş geleneğin içinden gelen çok yetkin bir isim. Diğer liderler de…”

• Kılıçdaroğlu, sizin yaklaşım ve görüşlerinize çok saygı duyuyor. Beni eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı aradı. Kılıçdaroğlu’yla ilgili olumlayan analizler yaptı. Kılıçdaroğlu nasıl? Sizin gözleminiz nedir?

“Bence Sayın Kılıçdaroğlu çok tarihi bir vazife yapıyor. Sadece kendi hitap ettiği kesimlerin değil, genel başkan seçildiği andan itibaren genelin rızasını gözetecek bir üslupla. Türkiye’yi birileri soğuk savaş dönemi içerisinde kadastro geçirmiş, kimlik mahallelerine bölmüş. Buna bir itiraz var. Hamleleriyle CHP’nin kurucu irade olmasıyla, bazı ön yargılar var bu ön yargıları asgariye indirebileceği kadar tutum, davranış, tercihleri… Şimdi 2019 yılında Mansur Yavaş’ın Ankara adaylığını konuşuyoruz ama esas 2014 yılında Mansur Yavaş’a aday yapabilmek büyük bir cesaret. O taşları döşediği için bugün bu masa var”

• Altı lider ortak aday olmayabilir. Ne olur o zaman?

“Matematiksel olasılıklar üzerinden gitmem açıkçası. Sürecin tarif ettiği bir gerçeklik var bunun dışına düşmemek gerekir. Her birimiz o sorumluluk duygusuyla ilerliyoruz. Zaten Sayın Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında yüzde 50+1 dengesini kurarken temel bir varsayımı vardı o da; muhalefetteki siyasi partilerin aralarında çok derin fikir ayrılıkları var ve hiçbir şekilde bir araya gelemez. Ama Türkiye’nin şartları bir araya getirdi ve bir arada durmak durumundayız. Israrla bir şeyin altını çiziyorum; Türki Demokrasisinin en zor sınavıyla karşı karşıyayız. Türkiye ya demokrasi rayında ilerleyecek”

• 6 lider ortak aday konusunda anlaşmak durumunda ama olur da anlaşamazsa B planınız nedir?

“İşin bir tabiatı var eğer bir ortak aday çıkmıyorsa partilerin varlığı da yürütmeye taliptir. Her siyasi partinin genel başkanı doğal olarak Cumhurbaşkanı adayıdır. Ama Türkiye’nin tarihi şartlarının bizi mecbur ettiği bir gerçeklik var o da ortak aday. Kararlılıkla bu masa bu iradeyi ortaya koydu. Yine koyacağına inanıyorum”

• Siyaset iddia işidir. Siz genç bir lidersiniz hitabetiniz güçlü tabii içinden geldiğiniz geleneğe bağlı olarak. Bu masa kazanır mı?

“Elbette hiç şüpheniz olmasın. Romantizm içinde söylüyor değiliz. Biz Türkiye’nin gerçekliğini görüyoruz. Türkiye’yi içe kapatamazsınız. Sayın Erdoğan siyasi hedefleri için Türkiye’yi içine kapatmayı istiyor. Dış-iş konjonktür de buna zaman zaman fırsat veriyor. Türkiye’yi içe kapatarak yol alamazsınız. Demografi değişiyor, köy-kent dengesi değişiyor”

• Altılı Masa, seçime gidiyoruz, ortak adayla çıktı, seçimi de kazandınız. O günden itibaren biz ne yaşayacağız?

“Öncelikle derin bir nefes alacak. Biz bu ülkenin imkan ve kapasitesini görüyoruz. Ben şöyle bir riski de görüyorum; eğer Türkiye önümüzdeki 3-5 yıllık zaman içerisinde soğuk savaşn sarsıntılarının bittiği yeni güç merkezlerinin yükseldiği böyle bir dönemde doğru bir konumlama yapamaz ise daha büyük meydan okumalarla karşı karşıya kalır endişesi yaşıyorum”

Erdoğan’ın Central Park görüntülerini yorumlayan Uysal, şunları söyledi:

“Çok önemli bir görüntü. Gönlümüz arzu eder ki; Sayın Erdoğan Central Park’ta böyle gezerken keşke Gezi Parkı’nda gezebilseydi. Kuğulu Park’ta gezebilseydi. Ama baskıcı rejim ve yöneticileri öyledir. Batı’ya gittiklerinde bir meşruiyet kavgasıyla daha yumuşak davranırlar. 20 yıl önce böyle değildi Sayın Erdoğan, fotoğraf kendisini tekzip ediyor. Gezi Parkı’nı hatırlıyoruz. Şu görüntüleri orada vermiş olsaydı bunlar yaşanır mıydı? Türkiye’de bir travmaya dönüşür müydü?”