Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’nun 21 yıl evvel öldürülmesine dair görülen davanın yeni duruşması Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşmaya, tutuklu sanık eski askerler Ahmet Tarkan Mumcuoğlu, Nuri Gökhan Bozkır ve Aydın Köstem ile tutuksuz sanık Mehmet Narin katıldı. Sanıklardan eski istihbaratçı Enver Altaylı ile Levent Göktaş ve Fikret Emek, Ses ve Manzaralı Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden duruşmada hazır edildi.
Duruşmada çapraz sorgusu yapılan sanık Enver Altaylı, iddianamede tutarsızlıklar bulunduğunu, iddianamenin birtakım kısımlarında telefonunun açık, kimi yerlerde ise kapalı olduğunun yazıldığını öne sürdü.
Sanıklardan Nuri Gökhan Bozkır’ın, kendisini hatırlayıp hatırlamadığını sorması üzerine Altaylı, Bozkır’ı hatırlamadığını argüman ederek, “Sayısız beşerle görüştüm. Yüzlerce insan beni arardı. Benim hepsini hatırlamam mümkün değil.” dedi.
Bunun üzerine Bozkır, 2010’da Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde yüksek lisans yaparken Aydın Köstem’in tavsiyesiyle Enver Altaylı’yı ziyaret ettiğini, ders için yaklaşık 10 dakika görüştüklerini söyledi.
“HİÇ HATIRLAMIYORUM”
Bozkır’ın, “MİT’te size husumetli biri var mı?” diye sorduğu Altaylı, bunu bilmediğini belirtti.
Hablemitoğlu’nu takip edip keşif yapmakla suçlandığını, meğer HTS kayıtlarına nazaran Necip Hablemitoğlu ile hiçbir vakit yan yana bulunmadıklarını savunan Bozkır, bu türlü bir takibin mümkün olup olmadığını sordu. Altaylı, bu soruya, “Hayır, bu türlü bir takip mümkün değil.” karşılığını verdi.
Bozkır’ın, “İddianamede benim Hablemitoğlu cinayetiyle ilgili Enver Altaylı ile konuştuğum söyleniyor. Ben sizinle konuştum mu? Sizi hiç aradım mı?” sorusu üzerine Altaylı, “Hiç hatırlamıyorum. Çok uzun vakit oldu, lakin telefon görüşmesi yaptığımızı hiç hatırlamıyorum.” diye konuştu.
Sanık Ahmet Tarkan Mumcuoğlu’nun avukatının, müvekkilini tanıyıp tanımadığını, bir ortada bulunup bulunmadıklarını sorması üzerine Altaylı, Mumcuoğlu’nu tanımadığını, ismini birinci sefer iddianamede gördüğünü öne sürdü.
Sanık Levent Göktaş’ın avukatı da Altaylı’ya, bir MİT mensubunun aleni biçimde bankadan para çekip akabinde müvekkilini makamında ziyaret etmesinin olağan olup olmadığını sordu. Altaylı, “Sayın savcı kriminal bir roman yazmaya çalışmış lakin olmamış. Roman olsaydı da satmazdı zati.” karşılığını verdi.
“LEVENT GÖKTAŞ İLE GÖRÜŞMEDİM”
Cumhuriyet savcısının, FETÖ’nün kelamda “Türkiye imamı” Mustafa Özcan ile neden Nizamettin Afşar’ın telefonu üzerinden görüştüklerini sorduğu Altaylı, o periyot Özcan’ın herkesin bilip tanıdığı bir kişi olduğunu, kendisinin de bu nedenle yardımcısı üzerinden Özcan ile görüştüğünü, bunun da hata oluşturmadığını söyledi. Altaylı, “İddialar saçma, sayın savcı bunun hesabını Allah önünde verecektir.” sözlerini kullandı.
Cumhuriyet savcısının, “Levent Göktaş’ın HTS kayıtları incelendiğinde 18 Ekim 2002’de Kızılcahamam’a gittiğini, birebir tarihte sizin de Kızılcahamam’da olduğunuzu, 1-2 saat tıpkı yerde bulunduğunuzu ve geri döndüğünüzü tespit ettik. Tekrar tıpkı tarihte Mustafa Özcan Türkiye’ye gelip sizinle irtibat kurdu. Bu periyotta yeniden Levent Göktaş’ın Kızılcahamam’dan döndüğü, Kızılay meydanından sinyal verdiği görüldü. Siz, Levent Göktaş’ın Mustafa Özcan ile görülmesi için aracılık yaptınız mı?” sorusu üzerine Altaylı, şunları söyledi:
“HUKUKÇU MUSUNUZ MU, ROMAN MÜELLİFİ MI?”
“Elinizde hiçbir kanıt yok sayın savcı. Ben Kızılcahamam’a gitmiş olsam ne olur? Göktaş ile görüştüğüme dair kanıtınız var mı? Siz hukukçu musunuz, yoksa kriminal roman müellifi mısınız? Oradaki bir türbeye vakit zaman gidiyordum ancak o gün niçin gittim bilmiyorum. Belimde sorun olduğu için kaplıcaya da vakit zaman gidiyordum. Levent Göktaş ile Kızılcahamam’da hiç görüşmedim.”
Altaylı’nın çapraz sorgusunun akabinde duruşmaya orta verildi. Ortadan sonra sanıklardan Aydın Köstem’in savunma yapması bekleniyor. (AA)
