Herkesi “Doktorum” diye kandıran genç kız, beyaz önlükle çektirdiği vesikalığı sahte öğrenci kimliklerinde kullanmış

Ülkeyi sarsan “sahte doktor” soruşturması sürerken, olaya ait detaylar da ortaya çıkmaya devam ediyor. Çerkezköy Devlet Hastanesi yetkilileri, hastanede uzman bir hekimin yanında yaklaşık 4 aydır gözlemci asistan olarak bulunan Özkiraz hakkında cürüm duyurusunda bulunmuştu. Yapılan araştırmada diplomalarının geçersiz olduğu anlaşılınca polislerce gözaltına alınan Özkiraz, 25 Kasım’da tutuklanmıştı.

DOKTOR ÜZERE ÇEKTİRDİĞİ FOTOĞRAFLARI KARTLARINDA KULLANMIŞ

Özkiraz’ın yaklaşık 4 ay evvel ilçedeki bir fotoğraf stüdyosuna giderek üzerinde tabip önlüğü, boynuna astığı steteskopla vesikalık fotoğraf çektirdiği, bu fotoğrafı da öğrenci kimlik kartlarında kullandığı görüldü.

BABASI DA İSYAN ETTİ:PARA GÖNDERMEK İÇİN TRAKTÖRÜMÜ SATTIK

Sağlık Bakanlığı, olayla ilgili soruşturma başlatıp müfettiş atarken Özkiraz’ın babası da yaşadığı hayal kırıklığını anlattı. Baba Ali Özkiraz, “Ben kızımı tabip olarak biliyorum. ‘Helal olsun, gurur duyarım’ dedim. Geçersizliğinden hiç haberimiz yok. Ben bin kilometre bu yandayım. O benden bin kilometre uzakta. Kızım bana, ‘Baba ben okuyorum, okursam bana takviye olur musun?’ dedi. ‘Kızım biliyorum, başarılısın. Abin ve ben sırtımızda taş taşırız, kâfi ki sen oku kızım. Oku kendini kurtar’ dedim. Üniversite tıp kitapları önceki sene 12 bin lira idi, bir traktör parası. Ağabeyi daima parasını aktardı. Kamyonum da satıldı. Kamyonumdan da traktörümden de oğlum para verdi. Oğlum onu parasız bırakmadı. Oğlum, tabip çıkınca da yanına gitti. Biz burada şoka girdik. Benim kızımı suçlamasınlar, o çocuk. Ben kızımın sonuna kadar gerisindeyim. Bu can çıkana kadar kızımın yanındayım.” dedi.

HASTANEDEKİLERİ DE BU TÜRLÜ KANDIRMIŞ

Öte yandan Özkiraz’ın oyununun, hastanede vazifeli çocuk cerrahisi uzmanının başhekimliğine sunduğu dilekçeyle bozulduğu belirtildi. Çerkezköy Devlet Hastanesi Başhekimliğinin Özkiraz hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı hata duyurusunda, hastanede çocuk cerrahisi uzmanı olarak vazife yapan hekim M.K’nin başhekimliğe verdiği dilekçe de yer aldı. M.K. dilekçesinde, Özkiraz’ın kendisine yeni mezun tabip olduğunu, uzmanlık imtihanında yüksek puan aldığını, İstanbul’un Fatih ilçesinin Çapa semtindeki İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesini devir birinciliğiyle tamamladığını anlattığını, bunlarla ilgili evraklar gösterdiğini tabir etti.

“TIP BİLGİSİNİN YETERSİZ OLDUĞUNU FARK ETTİM”

Özkiraz’ın uzmanlık imtihanında Türkiye 25’incisi olduğu belgeyi göstermesi ve çocuk cerrahisi kısmını tercih edeceğini belirtmesi üzerine “idealist bir doktor” izlenimi yarattığını aktaran M.K, dilekçede şunları kaydetti: “Böylece şahıs vakit zaman polikliniğime geldi ve çocuk cerrahisi hakkında sohbet ettik. Polikliniğe gelen çocuklara şeker, çikolata ikram ediyordu. Ben hasta muayene ederken izliyordu. Elinden cep telefonu düşmüyordu. Çapa’dan arkadaşları, hocalarıyla görüştüğünü söylüyordu. Bazen nişanlısı olduğu astsubayla ziyarete geliyordu, bazen de savcılarla görüştüğünü söylüyordu. Sohbetlerimizde tıp bilgisinin çok yetersiz olduğunu fark ettim, başımdan nasıl bu puanı aldığını anlamaya çalışıyordum. Medyada gördüğüm, Çapa’dan birinci olan hekim adayının konuşmasını sorduğumda onun bu yılki birinci, kendisinin geçen yılki birinci olduğunu söyledi.”

Dilekçesinde Ayşe Özkiraz’ın yeni yapılan imtihandan yüksek puan alarak Ankara’da çocuk cerrahisi kısmına atandığını tabir ettiğini anlatan M.K, şöyle devam etti: “Şüpheli telaffuz ve hareketlerde olduğunu görüp hastane bilgi sisteminden kayıtlarına baktığımda hasta olarak gelmediği için bilgilerine ulaşamadım. Bir gün kardeşini hastaneye muayeneye getirdiğinde çabucak hastane kayıtlarına girdim, kardeşinin bilgilerine ulaştım. Kızılpınar’da oturduğunu gördüm, meğer bize Ankara’dan geldiğini söylemişti. Çabucak sekreterimle kayıtlı telefonu aradık. Babası çıktı, kendisinin kamyon sürücüsü, annesinin konut hanımı olduğunu söyledi. 3 kızının olduğunu kelam konusu kişinin isminin Ayşem değil Ayşe olduğunu ve tıp fakültesi ikinci sınıf öğrenci olduğunu belirtti. Aldatıldığımızı anladım ve Özkiraz’ı hastaneye çağırttım.” M.K, daha sonra Özkiraz’ın “bunların bir palavra olduğunu” ağlayarak anlattığını belirtti.

“ÇOK PİŞMAN OLDUĞUNU SÖYLEDİ”

Özkiraz’ın pişmanlığını lisana getirdiğini söz eden M.K, şunları kaydetti: “Her şeyi tek başına yaptığını, palavra sarmalı içine girdiğini ve çok pişman olduğunu söyledi. Annesinin numarasını isteyip hastaneye çağırdık, sekreterim ile annesiyle görüştük. Annesi de Çapa Tıp Fakültesini kazanan kızını kendi elleriyle İstanbul’da yurda yerleştirdiğini, daima olarak telefonda manzaralı konuştuğunu, sınıfta gördüğünü, yurtta gördüğünü belirterek Çerkezköy Hastanesinde staj yaptığını bildiğini söyledi. Biz ise kızının tabip olmadığını, burada staj yapmadığını belirttik. Olayların başından beri şahıs ile sohbetlerimiz, yalnızca çocuk cerrahisi hakkında bilgi vermekten ibaret olup yanımdayken hastalara rastgele bir müdahalede bulunamamıştır, reçete yazmamıştır, rastgele bir para yahut maddi alışverişimiz olmamıştır, uzaktan izlemekle yetinmiştir.”