Hizbullah tetikçilerini müebbetle mahkum eden hakim: Tahliyeler vicdanları yaraladı

Diyarbakır Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan ile 5 müdafaa polisinin şehit edildiği hain suikastı gerçekleştiren Hizbullah tetikçileri İbrahim Gürceğiz, Mustafa Bozkurt, Abdulkadir Aktaş ve Ekrem Kılavuz, Mehmet Emin Sabaz ile Bilal Çetiner, toplamda  29 kişinin öldürülmesinden sorumlu tutularak ağırlaştırılmış müebbet mahpusla cezalandırıldı.

1086 VE 218 SAYFALIK GEREKÇELİ KARARLARIN ALTINDA İMZASI VAR

Hizbullah’ın Diyarbakır ve Batman’da 84 kişiyi sokak ortasında tek kurşunla infaz eden 34 sanıklı askeri kanat yapılanması ana davasındaki 20 tetikçi de ağırlaştırılmış müebbet mahpusla cezalandırıldı. Bu kritik iki davadaki kararlarda imzası bulunan Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi hakimi Mehmet Taştan tetikçiler hakkında 1086 sayfalık gerekçeli karar yazdı. Okkan suikastıyla ilgili de 218 sayfalık gerekçeli karar hazırladı.

YARGITAY NOKTASINA, VİRGÜLÜNE DOKUNMADAN ONADI

Hakim Taştan’ın gecesini gündüzüne katarak her cinayet için başka ayrı kanıtlarını değerlendirdiği gerekçeli kararın yazımı haftalarca, sabahlara dek sürdü. Her iki dava yüksek yargı organı olan Yargıtay’ın incelemesinden geçerek kanıtların hukuka uygun elde edildiği için kararlarda bir isabetsizlik görülmediğinden noktasına, virgülüne dahi dokunulmadan onanıp katılaştı.

Gaffar Okkan suikastıyla ilgili birinci kararı veren hakim Mehmet Taştan’ın da içinde yer aldığı heyetin verdiği bu karar Yargıtay’ın onamasıyla birlikte Okkan suikastının Hizbullah terör örgütünce işlendiği yargı kararıyla katılaşmış oldu.

84 VATANDAŞIN KATİLİ 20 TETİKÇİYE “AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET” 

20 tetikçisinin cezalandırıldığı 34 sanıklı askeri kanat yapılanması davası da birebir biçimde Yargıtay tarafından onanınca tozlu raflarda yıllarca bekleyen faili meçhul 84 cinayet de aydınlanmış oldu.

“ERDOĞAN’A DESTEK” KARARININ AKABİNDE GELEN SALIVERMELER

24 Haziran 2018 seçimlerinde HÜDA PAR’ın aday çıkarmayıp Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleme kararı alması ve sonrasında 31 Mart 2019 lokal seçimlerinde Güneydoğu’da lokal seçimlerde tekrar aday çıkarmayıp AKP’li belediye lider adaylarını destekleyeceğini ilan etmesi sonrasında, gerek Gaffar Okkan suikastına katılan tetikçiler, gerekse 84 kişinin katili 20 tetikçi “Yeniden yargılama” ismi altında birer birer özgür bırakıldı.

“HAİNLER” ARKA ARDA SALIVERİLDİ

Ağır Ceza Mahkemeleri’nin  “Hizbullahçı Teröristlere Tahliye” kararları yağmur üzere geldi. Hakim Mehmet Taştan ise bu kararları verdikten sonra Konya 5. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na atandı. Burada da kritik ve kıymetli davalara baktı. Yargıç Taştan 2022 yılı isimli yargı ana yaz kararnamesiyle tayin talebi olmaksızın Konya Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’ndan alınarak Mersin’e atandı.

“SABAHLARA KADAR UYUMADIK, TÜRK MİLLETİ İSMİNE KARAR VERDİK”

Yaşanan hukuksuzluklar ve yargı mensuplarına karşı siyasi iktidarın beğenilmeyen kararlar veren yargı mensuplarına karşı mobbing uygulamalarına karşı çıktığı için yargı teşkilatında varlığından rahatsızlık duyulan hakim Taştan, emekliliğine 12 yıl kalmasına karşın 28 Şubat itibariyle emekliye ayrılmak zorunda kaldı.

Hizbullah tahliyeleri ve yargıdaki hukuksuzluklara dikkat çeken Mahkeme Lideri Hakim Taştan, şunları söyledi:

“Gaffar Okkan suikastıyla ilgili birinci kararı benim de içinde bulunduğum heyet verdi. Birkaç hücreden oluşan suikast timinin birinci hücresine mahkûmiyeti bizim heyet verdi. Birebir halde öldürülen vatandaş sayısının fazlalığı nedeniyle yalnızca gerekçeli kararı 1200 sayfa olan askeri kanat yapılanmasıyla ilgili sabahlara kadar uyumayıp karar yazdım.

Bu iki karar hukuka uygun olup bir isabetsizlik görülmediğinden Yargıtay’da onandı. Ancak gördük ki, tekrar yargılamayla sanıkların tümü özgür kaldı. Öncelikle sonuç ceza değişmeyecekse yine yargılama kararı alınsa bile infaz durdurulup tahliye kararı verilemez.

84 cinayetle ilgili tahliye edilen sanıklar hakkında 150 başka iddianame hazırlanmıştı, bu iddianamelere birleştirme kararı verip tek evrak üzerinden yargılama yaptık. Her cinayeti delileriyle en ince detayına kadar değerlendirdik.

Bu kararları yazabilmek için sabahlara kadar uykusuz kaldık. Vicdani kanaat getirip Türk Milleti ismine karar verdik ancak özgür kalmalarıyla epey emeğimiz boşa gitti. Tahliyeler kamuoyu vicdanını yaraladı.”

“SONUÇ CEZA DEĞİŞMEYECEKSE İNFAZ DURDURMA OLMAZ”

HÜDA-PAR’ın Cumhur ittifakına katılmasıyla tahliyelerin sürat kazandığına dikkat çeken hakim Mehmet Taştan, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Buradan yola çıkılarak tahliyelere göz kırpıldı. Yargılamanın yenilenmesi kurumu CMK 311. Unsurunda hangi şartlarda gerçekleşir açıkça belirtiliyor.

311’inci hususun 1. hususunun F bendinde insan hakları mahkemesinin verdiği kararlar nedeniyle yargılamanın yenilenmesiyle ilgili karar düzenlenmiştir. Burada ihlal kararının içeriği kıymetli. Makul mühletin aşılmasıyla ilgili ihlalden kelam ediliyor.

Bu da 311. Unsurun f  bendiyle uyuşmuyor. Yani tekrar yargılama koşulları oluşmuyor. Tahliye kararları türel değil. Sonuç ceza değişmeyecekse tekrar yargılama kararı alınsa bile infaz durdurulup tahliye kararı verilemez.

Ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası almış kişi hakkında şayet çok güçlü somut, davanın temelini etkileyecek seviyede kanıtlar ortaya çıkmışsa ve sanığın beraat etme ihtimali kaçınılmaz olursa o vakit infaz durdurma verilebilir.

Burada onlarca cinayetten karar almış bireylerden kelam ediyoruz. Haydi bir cinayetten kanıt yetersizliği nedeniyle aklansa bile geride onlarca cinayetten mutlaklaşmış mahkûmiyet kararı var. Yani mahkeme beraat etme mümkünlüğü olmayan ve sonuç ceza birinci kararla birebir olacak bir evrakta yine yargılama yapabilir, fakat infazı durdurması tüzel olmaz.

Yazık oldu. Ferdi manada topluma verecek çok şeyimiz var. Ben rövanşist durumları ve çekişmeleri de çok gerçek bulmuyorum. Bir hukukçu olarak bundan sonraki hayatımda mesleksel yayın işlerine tartı vereceğim. Yargıda çekişme ve didişmeler artık son bulmalıdır”

YARGIYA MÜDAHALE VE HUKUKSUZLUKLARA DAYANAMADI

Siyasi irade üzerinden gelen taleplere karşı geldiği için yargı teşkilatında adeta “İstenmeyen adam” ilan edilen, vazife yeri ve unvan değişikliği üzere nedenlerle mobbing uygulamalarına maruz kalan hakim Mehmet Taştan, siyasi iradenin bilhassa Başsavcılıklar ve Komite Başkanlıkları üzerinden mahkemelere müdahale etmelerine dayanamayıp Şubat itibariyle emekliye ayrılmak zorunda kaldı.

Adliyelerde çalışma barışının bozulması, bir heyetin verdiği kararın beğenilmeyip üyelerin vazifeden alınıp ceza yargılamalarından hukuk mahkemelerine yahut farklı vilayetlere atanmaları da Taştan’ın mesleği bırakmasında değerli rol oynadı.

Hukuk mecmualarında Terörle Gayret Kanunuyla ilgili makaleleri de yayımlanan yargıç Taştan avukatlık yapacak.