Hizbullah’ın celladı “Kasap Hüseyin” zamanaşımıyla kurtuldu

Diyarbakır’da Hizbullah terör örgütü ismine satırlı taarruzlarda çok sayıda kişinin yaralanması aksiyonlarına katıldığı gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet mahpus istemiyle yargılanan Kasap Hüseyin kod isimli Süleyman Koraltan’ın dava evrakına zamanaşımıyla düşme kararı verildi.

17 yaşındayken satırlı hareketlere katılan Koraltan’a 49 yaşında olmasına karşın hatanın işlendiği tarihte çocuk olduğu münasebet gösterildi

Tetikçi Koraltan 20 yıldan beri firariydi. Düşme kararıyla birlikte hakkındaki yakalama kararı da geri alındı. Hücumlarda ölenler ise öldüğüyle kaldı.

Hizbullah tetikçisini zamanaşımıyla kurtaran süreç şöyle gelişti:

Terör örgütünün askeri kanat yapılanmasında yer alıp Diyarbakır’da 1993-2000 yılları ortasında satırlı ataklara katılan Kasap Hüseyin kod isimli Süleyman Koraltan (49) örgüt önderi Hüseyin Velioğlu’nun İstanbul Beykoz’da öldürülmesinden sonra bu konutta ele geçen örgüt arşivindeki bilgiler üzerine 19 Haziran 2000 tarihinde tutuklanıp hakkında Ağır Ceza Mahkemesine dava açıldı.

Koraltan, itirafçı olup o tarihte yürürlükte olan 4959 sayılı Topluma Kazandırma Maddesinden faydalanmak istediğini belirtti.

“EVET BEN HİZBULLAH ÜYESİYİM”

Mahkemedeki savunmasında şunları söyledi:

“Ben duruşmalarda Hizbullah terör örgütü ile hiçbir ilgim bulunmadığını söylemiş isem de, artık Hizbullah terör örgütü üyesi olduğumu kabul ediyorum. Fakat askeri kanatta, satırla yaralama hareketlerine katılmadım.

Zeynel Abidin Gülveser benim sorumlum olduğu için ondan 1 yıl dini ders aldım. Gülsever beni daha sonra Kavas-ı Sağır Mescidine gönderdi. Bu mescitte ders vermemi söyledi. Mescitte küçük çocuklara ders verdim.

Örgüte özgeçmiş raporumu verdim. Rapor verdiğim şahıslar yakalanınca örgütten ‘Piyasadan çekilin, yakalanabilirsiniz’ talimatı gelince yakalanmamak için örgüte ilişkin hücre konutlarında askeri kanattaki öbür tetikçilerle kalmaya başladım.

Polis takibinden kurtulmak için Adana’ya gittim. Burada da kendimizi polis olarak tanıtıp birtakım şahısları kaçırıp sorgulama planları yaptık”

YETERLİ BİLGİ VERMEYİNCE TALEBİ REDDEDİLDİ

Tetikçi Koraltan 3 yıl tutukluluğun akabinde 9 Aralık 2003’te tahliye edildi. İçişleri Bakanlığı, tetikçi Süleyman Koraltan’ın yakalandıktan sonra terör örgütünün çökertilmesine yönelik kâfi seviyede bilgi ve evrak sağlamadığını ve güvenlik güçlerine yardımcı olmadığı tarafında mahkemeye rapor gönderince tetikçinin Topluma Kazandırma Maddesinden faydalanma talebi reddedildi.

YARGITAY BOZDU: AĞIR MÜEBBET VERİN

Mahkeme sanığı 14 Aralık 2010 günü 12 yıl mahpusla cezalandırdı. Yargıtay, 17 Mart 2011 günü Koraltan’ın mahkûmiyet kararını temelden bozdu. Katıldığı satırlı taarruzların yaşandığı tarihlerde 18 yaşından küçük olduğu için yargılamanın çocuk mahkemesinde görülmesi gerektiğine hükmetti.

Yargıtay, sanığın öldürme ve yaralama aksiyonlarına katıldığı için de, “Mevcut Türkiye Cumhuriyeti Anayasal tertibini silah zoruyla yıkarak yerine şerri temellere dayalı İran modeli bir Kürdistan devleti kurmak hedefiyle vahim nitelikte silahlı aksiyonlarda bulunmak” cürmünden ağırlaştırılmış müebbet mahpusla cezalandırılması gerekirken, terör örgütü üyesi olmak hatasından verilen mahkumiyet kararının metot ve yasaya alışılmamış olduğunu belirtti.

SATIRLA HİZBULLAH ZITLARINI DOĞRAMIŞ

Yargıtay, tetikçinin örgütün evvel cami yapılanmasında sorumlu seviyede faaliyetlerde bulunduktan sonra askeri kanat yapılanmasına tetikçi olarak terfi ettirildiğini, kapalılığını sağlamak için Kasap Hüseyin kod ismini kullanıp Hasan Geçti ismine düzenlenmiş uydurma kimliklerle silahlı ve satırlı akınlara katıldığını belirtti.

Sanığın Hizbullah zıddı oldukları gerekçesiyle bakkaliye işleten Abdurrahim Demir ile Ahmet Bars, Mehmet Bakışkan, Faruk Bulduk, Muhlis Işıktaş, Behzat Sular, Ali Şahin, Selahattin Varlı ile Melik Ahmet Lisesinde bir öğrenci ile demir doğrama ustası bir esnafın satırla baş ve bedenlerinden uzuv kaybına neden olacak derecede yaraladığını, söz etti.

Bozma kararı üzerine belge çocuk mahkemesinde görülmeye başlandı. Sanık da hakkındaki yakalama kararına karşın bir türlü yakalanamayınca suça öngörülen zamanaşımı müddeti dolduğundan düşme kararı verilerek hakkındaki yakalama kararının da geri alınmasına karar verildi.

ZAMANAŞIMI MÜDDETİ DOLDU YAKALAMASI KALDIRILDI

Mahkeme, kanun değişikliği yoluna gidilmiş ise, sanık lehine olan kanun unsurlarının uygulanacağı ve infaz edileceğini, tetikçi Süleyman Koraltan’ın ise kabahati işlediği tarihte eski TCK’nın yürürlükte olduğunu ve bunun sanık lehine olduğunun altını çizdi.

Mahkeme, eski 765 sayılı TCK’nın 102. ve 104. Hususları mucibince ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezasını gerektiren cürümlerde olağan zamanaşımı mühletinin 20, harikulâde zamanaşımı mühletinin ise 30 yıl olduğunu belirtti.

Olağanüstü zamanaşımı mühletinin de dolması nedeniyle sanık hakkındaki “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın tamamını yahut bir kısmını tağyir tebdil ve ilgaya teşebbüs” hatasından açılan davaların düşürülmesine, hakkında 20 yıldan bu yana tutuklamaya yönelik yakalama kararı bulunan tetikçi Koraltan’la ilgili 81 vilayette çıkarılan yakalama buyruğunun ise geri alınmasına karar verildi.

17 yaşında terör örgütünün satırcısı olan Koraltan, dava evrakı bir türlü kesin karara bağlanmadığı için şu anda 49 yaşında olmasına karşın çocuk olduğu gerekçesiyle düşme kararıyla ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası almaktan kurtuldu.