İmamoğlu’ndan cami pürüzüne reaksiyon

İBB Lideri Ekrem İmamoğlu, Avcılar’a 475 araç kapasiteli otopark ve 7 bin metrekarelik meydan kazandıracak projenin temelini attı. Temel atma merasimine; CHP İstanbul Vilayet Lideri Özgür Çelik,  Avcılar Belediye Lideri Turan Hançerli, Beylikdüzü Belediye Lideri Mehmet Murat Çalık, Küçükçekmece Belediye Lideri Kemal Çebi ve eski Avcılar Belediye Lideri Yüksel Çengel katıldı.

“BİR CAMİNİN YAPILMASI ENGELLENİYOR”

İmamoğlu konuşmasında (Silivri açıklarında 26 Eylül 2019 tarihinde meydana gelen 5.8 büyüklüğündeki zelzelede ağır hasar gören ve yıkılan 40 yıllık Hacı Ahmet Tükenmez Camii’ni İBB tarafından tekrar yapılmasının nasıl engellendiğini anlatarak reaksiyon gösterdi. İmamoğlu “Bir caminin yapılması engelleniyor. Yazıklar olsun. Tekraren içinde bulunduğum bu cami, yıllar evvel yapılmış fakat ne yazık ki sarsıntıya dayanıksız olduğu için Silivri’deki sallantıdan sonra yıkılması öngörülmüş. O günden itibaren süreci devam ettiriyoruz” dedi.

“BİR MÜFTÜ, ‘CAMİ KÜÇÜKMÜŞ’ DİYE BİZİ DAVA ETTİ”

Temelini atacakları taban altı otopark ve meydan projesi şekillendiğinde, Avcılar’ın en kalabalık noktasında bulunan Hacı Ahmet Tükenmez Camii’ni de yine yapmayı tasarladıklarını ve inşaat başladıklarına anlatan İmamoğlu, şunları söyledi:

* “Bir müftü bizi dava etti. Buraya yürütmeyi durdurma kararı aldı. Niçin? Küçükmüş cami! Yani 800 kişi kapalı alanı, dışarısıyla bir arada 2000 kişiyi bulan ibadet noktası olacak bir yer, küçükmüş! Kardeşim, oraya binlerce kişi gelemiyor bile. Çabucak karşıda Cerrahpaşa diye üniversitenin içerisinde kocaman bir cami tasarlanmış esasen. Çabucak 200 metre karşısı. Hatta ben dedim ki, ‘Burada esasen büyük bir cami var.

* Burada, burayı boğan değil, burayı ferahlatan bir cami yapılmalı.’ Sonra dediler ki, ‘Bir de müftülük istiyorlar. Israrla onun için bunu zorluyorlar.’ ‘Yazı yazın’ dedim, ‘Hazine ya da Ulusal Emlak… Neyse devletin bir yerde yeri varsa, onu bize göstersinler. Avcılar’ın müftülük binasını da biz yapacağız Büyükşehir Belediyesi olarak. Hiç sorun yok. Lakin oraya sığmaz’ dedim. Orası aslında bir avuç içi kadar yer. Oraya sığmaz.”

“O KOLTUKLARDA SİYASET YAPMAYIN”

İmamoğlu şu tabirleri kullandı:

* “Mesele üzüm yemek değil, sorun bağcıyı dövmek. Ben bu aklı tanıyorum. Ben bu aklı biliyorum. Ne biliyor musunuz? Kederleri, ‘Cumhuriyet Halk Partili Büyükşehir Belediye Lideri buraya cami yapmasın.’ Sıkıntısı bu. Evet, ben bu müftü aklını tanıyorum. Beylikdüzü Belediye Liderimiz burada. Bize Beylikdüzü’nde cami yaptırmadılar. Zorla yaptık. Ben kaçak cami yaptım biliyor musunuz? Mecburen kaçak cami yaptım. Bunu hatırlatıyorum, mecbur. Daha ileri gideyim mi? Mescide imam vermedi tıpkı müftü. Karadeniz fıkrası üzere değil mi? Dedim ki, ‘Vermesinler. Sarfiyat imamlık yaparız. Yapacak bir şey yok.’ Ayıptır, günahtır; yapmayın.

* O koltuklarda siyaset yapmayın. Ben, buradan Diyanet İşleri Başkanı’na, daha evvel bu mevzuyu anlattığım İstanbul Müftüsü’ne sesleniyorum: Ayıptır günahtır. Bu işe müftülüğü, insanların inancının bir nevi oradaki önderini siyasete alet etmeyin. O işin art planındaki siyasi irade aklını ben biliyorum. Bakın tam proje önünüzde. Şuna ‘mescit’ diyerek yürütmeyi durdurma mahkemesini açan akıl makûs niyetli akıldır.”

“DERT NE BİLİYOR MUSUNUZ?”

Sözünü ettiği Beylikdüzü’ndeki müftülük binasını yaptıkları süreçte de ilçe müftüsünün kendilerini kaçak müftülük binası yapmakla suçlayarak şikayet ettiğini aktaran İmamoğlu, “Yine fıkra üzere değil mi? Ve o müftülüğü bitirdik. Ta 2017’de, 2018’de taşınacağı müftülüğe, herhalde 2-3 sene evvel taşındılar değil mi Lider? Niçin? İnat. Sıkıntı ne biliyor musunuz? ‘CHP’li belediye müftülük yapar mı?’ Bakın neyi konuşuyoruz? İnançta, en temel şeyi, yani siyaseti dine alet etmemeyi. Benim inancımı sorgulayacak, ister ismi müftü olsun, ister ismi öteki bir şey olsun, benim inancımı sorgulayacak insan daha anasının karnından doğmadı. Bu ülkede kim kimin inancını sorgulayabilirmiş? Dünyada kim kimin inancını sorgulayabilirmiş? Gurur duyuyoruz. Bu türlü bir şey olabilir mi” biçiminde konuştu.

“İHBAR EDİYORUM”

Beylikdüzü’nde açtıkları taziye meskenlerinin dahi kapatılmaya çalışıldığı bilgisini paylaşan İmamoğlu, “Şimdi hayatı öteki bir şeye evirmeye çalışıyorlar bu ülkede. Bakın buradan ihbar ediyorum. Dini siyasete alet edip bu tıp hizmetlerin önünü kesmeye çalışan bir kısım memuru, bir kısım amiri ya da Avcılar’daki müftüyü şikayet ediyorum. İhbar ediyorum. Kime ihbar ediyorum? Hükümetin başına. Sayın Cumhurbaşkanı’ndan tutun kim varsa, Diyanet İşleri Lideri’nden bakana kadar şikayet ediyorum” dedi.

“BUNLARI ANLATIRKEN İÇİM ‘CIZ’ EDİYOR”

Anlattığı hususları İstanbul Valisi ve Müftüsü ile de yazılı-sözlü paylaştığını belirten İmamoğlu, şöyle konuştu:

* “Biraz evvel Liderimiz (Hançerli) buradan Filistin’deki acıya, oradaki derin acıya ileti yolladı, bu acının dinmesi ve barışın gelmesi için. Niye acı var biliyor musunuz? İnancın istismar edildiği her yerde acı vardır, zulüm vardır.

* İnancı istismar eden her toplumun içerisinde katliam vardır, zulüm vardır. Onun için biz, bu kentte ve ülkemizde, inancımızı, inançları -herkesin inancı kendine, kulla Allah arasında- kendi çıkarlarına, kendi ömürlerini düzgünleştirmeye ya da iktidarlarını sağlama almaya, müdafaaya kullanmaya kalkan kim var ise, sonuna kadar onlarla çaba edeceğiz kardeşim, sonuna kadar.

* Ben bunları anlatırken, içim ‘cız’ ediyor. Niçin ‘cız’ ediyor? Ben o caminin cemaatiyim. Ben, 17-18-19 yaşında o caminin cemaatiydim, daha sonrasında da. Sen kalkıyorsun -bugün geldin yarın tahminen öbür bir yere gideceksin- müftü olarak, bu kentteki insanların hakkını gasbediyorsun. Masaya bile oturmuyorsun. Kasıtlı davranıyorsun. Ayıptır.”

“BİR BÜFE YERİ KADAR YERİ BİLE, BİRİNE PEŞKEŞ ÇEKMEDİK”

Kentin farklı noktalarında yaptıkları meydan düzenlemelerinin anlatan İmamoğlu, “Vallahi hiçbir alanını, bu kente ve bu kentin insanına ilişkin bir metrekaresini bile -iddiayla söylüyorum- bir büfe yeri kadar yeri bile, birine peşkeş çekmedik. Milletimizin kullanacağı hale dönüştürdük. O güzelim camiyi de biz oraya yapacağız. İnsanlarımızın ibadet etmesini en kısa vakitte sağlayacağız. Burada da 500 araca yakın kapasitesi olan otoparkı tıkır tıkır, süratlice bitireceğiz. Üstünde muazzam bir meydanı olacak” dedi.

Geçmişte yaşadığı bölgeler olarak Avcılar ve Beylikdüzü’nün kurduğu hayallerin, evvelki İBB idaresi devrinde yıkıldığını söz eden İmamoğlu, “Senin, benim, milletin malı üzerinden hesap kitap yaptılar. İmar değişiklikleriyle, yalnızca kamu mülkü üzerinde imar rantı geliştirerek yahut bir kişinin, şahsın malındaki imar artışını sağlayarak, bu kentte 15 yılda, 86 milyar dolarlık rant elde edildi. Seksen altı milyar dolar. Arkadaşlarım bunu bu türlü bir külliyat yaptılar. İsteyen istesin benden, yollayayım. Bunları daima anlatacağız” diye konuştu.

“PARA İSTEMİYORUZ, YALNIZCA PÜRÜZ OLMA BE KARDEŞİM”

İmamoğlu, kentin elinden alındığını kaydettiği 86 milyar dolar ile yapılacakları şöyle sıraladı:

* “İstanbul’un çoktan 850-900 kilometre metrosu olurdu çoktan. Biz tepiniyoruz metro bitirmek için. Tepiniyoruz Sefaköy’ü, Avcılar’a, Beylikdüzü’ne, Esenyurt’a bağlayan metroyu bitirmek için. Kıvranıyoruz, çırpınıyoruz temelini atmak için. Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası’yla ön protokolünü yaptık. Biz onlar üzere yapmıyoruz. Finansını hazırlıyoruz, projesini hazırlıyoruz, liyakatli bir ihale altyapısını hazırlıyoruz.

* 2 yıldır yatırım planına alınmıyor. 2 yıldır kim cezalandırılıyor? Küçükçekmece, Avcılar, Büyükçekmece, Esenyurt, Beylikdüzü; hepsi cezalandırılıyor. Daha ileri gittik. Artık sıfırdan başladığımız Mahmutbey-Bahçeşehir-Esenyurt metrosunu Saadetdere’ye kadar indireceğiz. Beylikdüzü’ne bağlanacak, Sefaköy metrosunu da Saadetdere’den buluşturacağız. Bunu yatırım planına alsana. Bir imza. Para istemiyoruz. Pul istemiyoruz. Yalnızca mahzur olma be kardeşim. Ancak o manisi de aşacağız ve insanlarımızın hayatını kolaylaştıracağız.”

“KOŞAN ADAMIN ÖNÜNDEKİ TAŞLARI TEMİZLEMEM LAZIM”

İmamoğlu, “İddialı insan yeterlidir. Artık burada üç belediye liderimiz var. Her birisi de pek çalışkan. ‘En çalışkan ben olacağım’ diye kendi ortalarında yarışsa, gurur duyarız değil mi? Ne hoş bir yarış. Gidip de ‘Senin ayağına çelme takacağım ya da seni geri çekeceğim’ demiyor. Siyasette bu yapılır mı? Yapılmaz. Yapılmaması lazım. Geri çekeceğim… Berbat kelam kullanacağım… Yapılmaması lazım. Koşan adamın önündeki taşları temizlemek lazım, o denli değil mi? O bakımdan, ‘En başarılı olacağım’ demek bir savdır. Evet, en başaralı belediye lideri olacağım, en demokrat belediye lideri olacağım.’ Bunu kiminle yapacağım? Bu kentin 16 milyon insanıyla yapacağız. Allah’ın müsaadesiyle başaracağız” biçiminde konuştu.

TAYFUN KAHRAMAN ZİYARETİ

Sabah saatlerinde, Seyahat davasından mahkum edilen Tayfun Kahraman’ın Silivri Cezaevi’nde ziyaret ettiğini anlatan İmamoğlu, “Ona şunu dedim: ‘İnşallah bu hukuksuz mahpus cezası son bulur. Ben yargıya güveniyorum, güvenmek istiyorum. Beşerler, adaletli bir dünyada nefes alabilir. Devletin dini adalettir. Çok asil kavramlar bunlar. Adalet, inşallah tecelli edecektir sevgili kardeşim. Lakin bil; ortaya koyduğum azmin ve uğraşın ve kararlılığın en büyük modülü da senin özgürlüğüne kavuşman olacaktır. Senin ve senin üzere adaletsizliğe uğrayanların özgürlüğüne kavuşması olacaktır. İnşallah onu da başaracağız’ dedim. Bu vesileyle sevgili Tayfun’un da size selamlarını getirmiş olayım” dedi.