Kılıçdaroğlu, Kadıköy Belediyesi arama-kurtarma ekibinin çalışmaları hakkında bilgi aldı Açıklaması

CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Fay çizgisinin üzerine bir kenti inşa ederseniz, sonuç esasen felaket olur. Ona müsaade vermemek, müsaade vereni yargılamak ve gerekirse mahpusa atmak gerekiyor.” dedi.

Kılıçdaroğlu, sarsıntı felaketinden etkilenen Hatay’da arama kurtarma çalışmalarına katılan Kadıköy Belediyesi Arama Kurtarma grubuyla parti genel merkezinde bir ortaya gelerek, çalışmalar hakkında bilgi aldı.

Kılıçdaroğlu, siyaset kurumunun sorumluluğuna dikkati çekerek, “Aslında bütün bunların sorumlusu siyaset kurumu. İmar affını çıkaran siz misiniz? Hayır, oy için yaptılar lakin on binlerce insanın hayatı gitti.” diye konuştu.

Olayların biraz derinlemesine düşünülmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, Düzce zelzelesini anımsattı. Kılıçdaroğlu, “Ama hiçbir sarsıntıdan siyaset kurumu gerekli dersi çıkaramadı. Hala İstanbul’da ortadan o kadar uzun yıllar geçmesine rağmen sağlıklı ve dengeli bir çalışma hiç yapılmadı. Bağcılar’a gidin, eski Bağcılar. Sultanbeyli’ye gidin eski Sultanbeyli. Nereye giderseniz.” sözünü kullandı.

TOKİ’nin yeni konutları kentsel dönüşümü gerçekleştirmek için değil, satmak için yaptığını öne süren Kılıçdaroğlu, kanunların öngördüğü kuralların uygulanmadığını savundu.

Deprem bölgesini gördüğünü belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“Tam bir dram, insanlık dramı. Siyasetin, yaşadığı acılardan ders çıkarmadığını gördük. Bürokrasi aslında kendi vazifesini yapmış vaziyette. Yani AFAD’ın çalışkan, nitelikli bürokratları var, çalışıyorlar bunlar. Zelzele haritalarını çıkarmışlar. Her şey kağıt üzerinde görünüyor esasen. Risklerin tamamı görünüyor lakin kimse o raporları dikkate almamış. Dikkate almayan yeniden siyaset kurumu. 20 yıldır ülkeyi yönetecekler. 20 yıldır önlerinde bütün zelzele haritaları duruyor. 20 yıldır önlerinde raporlar var lakin hiçbir şey yok ortada. Hiçbir şey yok. Büyük bir acı. Umarım bundan ders çıkarırlar.”

Bir an evvel sarsıntıya sağlam konutlar yapılması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Eğer bunlar olmadığı, yapılmadığı takdirde Türkiye bu acıları daima çekecektir. Muhakkak aralıklarla acılar çekilecektir.” sözünü kullandı.

“Ordu hızla müdahale edebilirdi”

Türkiye’nin zelzele neslinde olduğunu herkesin bildiğini söz eden Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmede bulundu:

“Kahramanmaraş’ta sarsıntının olacağı, Adıyaman’da sarsıntının olacağı, Malatya’da sarsıntının olacağı ve Hatay aslında bir zelzele neslinde yer alıyor. Herkes biliyor bunu. Televizyonlarda aylardır bunlar anlatılıyor, ‘yapmayın, etmeyin, tedbir alın’ diye. Büyük İstanbul sarsıntısı, herkes bekliyor ne vakit olacak diye. Sarsıntı vergilerinin ismi üstünde sarsıntı vergisi. İsmi o denli koymuşlar. Sarsıntıya destekli konutlar yapmak, iş yerleri yapmak, insanların daha inançlı bir ortamda çalışmaları, hayatlarını sürdürmeleri için bir ortam yaratmak, sarsıntı vergilerinin temel maksadı da buydu zati. Lakin bunların çabucak hemen hiçbirisi yapılmadı. İmar afları dediğim üzere ‘siyaset kurumu daha fazla nasıl oy alabilirim’ diye imar aflarını çıkardılar parlamentodan. Acı fakat gerçek.”

Toplumun yaşadığını unutmaması gerektiğini lisana getiren Kılıçdaroğlu, “Eğer toplum yaşadığı dramı unutursa gelecek jenerasyonlara sağlıklı bir yapı terk edemez, bırakamaz. Acılardan ders çıkarması lazım toplumun, siyaset kurumunun, öbür kurumların.” dedi.

Bu çeşit büyük olaylarda dünyanın hangi ülkesi olursa olsun, ister Amerika, ister Japonya, ister Güney Kore’de birinci müdahalenin ordu tarafından yapıldığını anlatan Kılıçdaroğlu, ordunun eğitilmiş takımları ve bu hususta kurulan bir taburu bulunduğunu söyledi.

Bunların raporlarda yazdığını belirten Kılıçdaroğlu, “Sahra hastaneleri hızla kurulurdu. Hiçbirisi yok. İnsanların yemek yiyeceği sahra mutfakları kurulurdu. Kışın ortasında o soğukta, o ayazda kutup çadırları var. Çadırlar hızla kurulabilirdi. Ordu hızla müdahale edebilirdi, gelebilirdi. Bu harekete geçirilmedi.” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, gittiği her yerde koordinasyonsuzluğu gördüğünü ve muhatap bulunamadığını tabir ederek, “Askerleri görüyorsunuz buyruk bekliyorlar. Herkes vazifeli olduğu yerde buyruk bekliyor fakat buyruk verecek kişi yok.” dedi.

Arama kurtarma takımına, “büyük bir dram yaşadıklarını ve acılara şahit olduklarını” söyleyen Kılıçdaroğlu, misal acıların artık bu coğrafyada yaşanmaması gerektiğini kaydetti.

Kahramanmaraş’ta yaşadığı bir olayı aktaran Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“İki küçük kız çocuğu geldi, ‘babamız burada, sesleri geliyor ne olur kurtarın’ diyor. İstanbul’dan gruplar vardı. Onlara söyledik, ‘ilgilenin.’ Sonradan öğrendim, babaları hayatta değil. Kurtarılamadı babaları. Evet acıları yaşayan ve acılara tanıklık eden beşerler onları ruhlarının derinliklerinde, anılarında taşırlar. Hiçbirimiz eskisi üzere değiliz aslında. O yıkıntıları gördükçe, felaketi gördükçe, ağlayan insanları, ağlayan çocukları gördükçe çaresiz, ne yapacağını bilmeyen insanların bir sağa bir sola koştuğunu gördükçe ve en acısı o soğukta insanların sabaha kadar beklediklerini gördükçe devletin ne kadar çürüdüğüne şahit oluyorsunuz. Devlet dediğiniz kurumun olmadığını görüyorsunuz. Yok edildiğini görüyorsunuz. En acı olan da 21. yüzyılda beşerler ‘devlet nerede?’ diye bağırıyorlarsa, haykırıyorlarsa aslında devletin yok olduğunun bize söylendiği söylemlerdir bunlar. Devleti göremiyorlar yanlarında. Bu türlü bir yapı var.”

Bütün bunlara karşın belediye liderlerinin ellerinden gelen bütün çabayı gösterdiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Koşarak gittiler. Bütün olumsuz şartlara karşın çalıştılar bir şeyler yapmaya efor harcadılar. Ellerinden gelen çabayı gösterdiler. Büyük bir acı. İnşallah bu türlü acılar olmaz. Lakin bu işin özü, aklı kullanmaktan geçiyor. Binaların sağlıklı, sağlam olması gerekiyor. Binaların zelzeleye güçlü olup olmadığının yeniden âlâ beşerler tarafından denetlenmesi gerekiyor. Pek çok açmaz var lakin düzelteceğiz. Öbür seçeneğimiz yok aslında.” değerlendirmesini yaptı.

“Bütün sorun ders çıkarıp bir an evvel tedbir almak”

Kılıçdaroğlu, üniversiteler, AFAD ve bilim insanları tarafından yapılmış çalışmalara işaret ederek, Hatay, İzmir, Bingöl, İstanbul konusunda, her alanda çalışma yapıldığını, Kahramanmaraş’ın durumunun raporlarla ortaya konulduğunu anlattı. Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“Her şey var, olmayan raporların gereğini yerine getirmeyen bir siyasi irade. Bunun olması lazım. Üniversitelere, hocalara sorduğunuzda size söylüyorlar zati. ‘Rapor’ diyorsanız, aslında raporlar var. Artık gelişen teknolojiyle bir arada fay sınırlarını bütün detaylarına kadar haritalamak mümkün. Zati bu da yapılıyor. Ancak siz gidip fay çizgisinin üzerine bir kenti inşa ederseniz, sonuç aslında felaket olur. Ona müsaade vermemek gerekiyor. Müsaade vereni de yargılamak ve gerekirse mahpusa atmak gerekiyor. ‘Buraya niçin müsaade verdin?’ diye. Türkiye o denli komik olaylarla karşılaştı ki, ‘fay çizgisi değişmiştir’ diye belediye meclisinden karar çıkaran belediyelere de şahit olduk. Ancak kimse bunda bir şey yapmadı. Siyaset kurumu, ‘sen bunu nasıl yaptın?’ diye sormadı. Sarsıntısı bundan sonra da yaşayacağız, bütün sıkıntı ders çıkarıp bir an evvel tedbir almak, gerekiyorsa bu hususta farklı kaynak yaratmak. Akıllı bir planlamayla bütün bunların hepsini aşmak mümkün.”

CHP Genel Lideri, arama kurtarma çalışmalarında vazife alanlara teşekkür ederek, “Gösterdiğimiz uğraş çok kıymetli bir can bile kurtarmanız çok lakin çok pahalı.” tabirini kullandı.