AktüelGüncelTürkiye

“Korkarım ki Marmara depremi, Gölcük Depremi’nden çok daha fazla hasar verecek”

Paylaş:

“Korkarım ki Marmara depremi, Gölcük Depremi’nden çok daha fazla hasar verecek”

Ülkenin yakın tarihinin ‘en büyük felaketi’ olarak nitelendirilen 17 Ağustos’un üzerinden geçen 21 yılda deprem gerçeğiyle yüzleşilmedi. 17 Ağustos’ta can kayıpların çoğunluğunun nedeni, binalardaki eksik malzeme kullanımıydı. Bu depremden ders çıkarılmadığının en net göstergesi ise İmar Barışı…

‘Tablo’ bu haldeyken Marmara’da 7 ve üzeri şiddetinde bir deprem bekleniyor. Depremin nerede ve ne zaman olacağı ise merak konusu. Ülkenin önde gelen deprem uzmanlarından Prof. Dr. Naci Görür, BirGün’ün sorularını yanıtladı.

Aynı zamanda Bilim Akademisi Üyesi olan Prof. Dr. Görür’e göre beklenen Marmara depremi minimum 7.2 şiddetinde olacak. Prof. Dr. Görür, “Bu deprem nüfusu 16 milyon olduğu söylenen bir mega kentte olacak” diyor ve ekliyor: “Korkarım ki Marmara depremi, Gölcük Depremi’nden çok daha fazla hasar verecektir.”

Ülkenin en önemli deprem bilimcilerinden biri olarak, bugünden 17 Ağustos’a baktığınızda ne görüyorsunuz? Yeni 17 Ağustoslar kapıda mı?

1999 depremleri Marmara Denizinin altındaki kabuğa önemli miktarda stres transfer etmiştir. Zaten burada son 1766 depreminden bu yana da stres birikmektedir. Marmara’da deprem beklediğimiz fay sisteminin deprem tekerrür periyodu da dolmuştur. Bütün bunlar Marmara Denizi içerisinde yakın bir zamanda büyük bir depreme işaret ediyor.

Daha önce verdiğiniz bir röportajda, “Marmara’da büyük bir depremin olacağı tespitine vardık. Bunun da yaklaşık minimum 7.2 büyüklüğünde olmasını bekliyoruz” demiştiniz. İstanbul’da meydana gelecek deprem için neler söylersiniz? Gölcük depreminden daha yıkıcı olabilir mi?

Beklenen Marmara depremi minimum 7.2 büyüklüğünde olacaktır. Bu deprem nüfusu 16 milyon olduğu söylenen bir mega kentte olacaktır. Üstelikte bu kentin yapı stokunun yüzde 60’ının mühendislik hizmeti görmediği iddia edilmektedir. Kalabalık nüfus ve kalitesiz bir yapı stoku herhangi bir depremde can ve mal kaybını en fazla artıran parametrelerdir. Hal böyle olunca, korkarım ki Marmara depremi, Gölcük Depremi’nden çok daha fazla hasar verecektir.

prof-dr-naci-gorur-beklenen-deprem-daha-yikici-olacak-770014-1.

Sadece Kartal’da kendiliğinden çöken tek bir binada bile 21 yurttaşın hayatını kaybettiğini düşününce, olası İstanbul depreminde yaşamını yitiren insan sayısını düşünmek bile istemiyoruz. Sizce en kötü “senaryo” ne olacak?

Düşünebileceğimiz en iyi senaryoda bile vardığımız sonuçlar bizi ürkütüyor. İstanbul’da 1 milyon 600 bin binanın olduğu söyleniyor. Olası depremde binaların yüzde 99’unda hiç ölümlü ve yaralanmalı vaka olmayacağını düşünsek bile geriye yüzde 1’e tekabül eden 16 bin tehlikeli bina kalıyor. Bu binaların her birinin 4 katlı olduğunu düşünsek 64 bin katla karşı karşıya kalırız. Her kat 2 daire içerse 128 bin daireyi buluruz. Her dairede en az 4 kişi yaşasa karşımıza tehlikede olan 512 bin kişi çıkar. Bu sayının onda birinin bile hayatını kaybedeceğini düşünseniz rakam yine 50 binleri buluyor. Durum maalesef çok ciddi…

İstanbul’un yapı stoku oldukça sorunlu, kentsel dönüşüm çalışmaları ise tartışmalı. Bunu nasıl yorumlarsınız?

Kentsel dönüşüm çok iyi bir proje. Eğer doğru yapılsaydı bugün çok şey değişirdi. Bu proje bir müteahhitlik projesi olarak algılandı. İşin odağına deprem değil, rant yerleşti. Devletin destek, gözetim ve denetimi olmayınca da proje olası depremde en fazla hasar görebilecek yerlerde değil en fazla kâr getirebilecek semtlerde yürütüldü. Projenin motor gücünü müteahhitler oluşturdu. Sadece yapı stokunu yenilemekle kentsel dönüşüm olur sanıldı. Hâlbuki bir kenti depreme hazırlamak için o kentin tüm bileşenlerini deprem güvenli hale getirmek gerekir. Kent bileşenleri de halk, yönetim, altyapı, yapı stoku, çevre ve ekonomidir. Bütün bu bileşenler üzerinde çalışmak gerekir.

17 Ağustos’un üzerinden 21 yıl geçti ama alınan önlemlerin hâlâ yeterli olup olmadığı konuşuluyor… Siz neler düşünüyorsunuz?

Depreme karşı tüm ülke çapında yaygın bir önlem alma çalışmaları elbette yapılmadı. İstanbul için ise birtakım hazırlık çalışmaları yapıldı. Kimi yol, viyadük ve köprüler güçlendirildi. İSMEP projesi kapsamında devlet daireleri, hastaneler, okullar, vb. güçlendirildi veya yıkılıp yeniden yapıldı. Kentsel dönüşüm başlatıldı. İBB deprem seferberliği ilan etti. Afet yönetimi ile ilgili Valilik, Belediye ve Askeriye ciddi müdahale ve kurtarma plan ve organizasyonları yaptı, müdahale birimlerini güçlendirdi. Bütün bunlara rağmen, halkın yaşam alanlarının deprem güvenliğiyle ilgili olarak yeterli çalışmalar, maalesef yeterince yapılamadı. Depremde en yumuşak karnımız işin bu kısmı… Üzülerek söylemeliyim ki asıl can kaybı halkın yaşadığı konutların yıkımından gelecektir.

İstanbul özelinden Marmara’ya tehlikeli, deprem üreteceğini düşündüğünüz fay hatlarını nasıl özetlersiniz?

Marmara Denizi’nin altındaki fay sisteminde kilitlenmiş ve stres biriktiren iki kol vardır. Bunlardan biri Yeşilköy-Silivri açıkları arasında uzanan Kumburgaz Fayı, diğeri ise Adaların güneyinde uzanan Adalar Fayı’dır. Yaptığımız araştırmalar sonucu ilk kırılacağını düşündüğümüz kol Kumburgaz koludur.

Türkiye bir deprem ülkesi… Fakat göz ardı edilen bir konu var, o da risk yönetimi. Risk yönetimi için sizce çalışmalar ne durumda? Yeterli mi?

Depremde en az hasar görmenin yolu risk yönetiminden geçer. Bugün depremlerin nerede olacağı, nasıl ve hangi büyüklükte olacağı, olursa oradaki yerleşim alanlarına ne kadar bir zarar vereceği, can ve mal kaybının ne kadar olacağı aşağı yukarı bilimsel olarak öngörülebilmektedir. O zaman yapılması gereken şey daha deprem gelmeden depremin vereceği muhtemel zararları azaltacak çalışmalar yapmaktır, yani hazırlanmaktır. Biz buna risk yönetimi diyoruz. Bu yaklaşım ülkemizde, maalesef ne hükümetler ne de yerel yönetimler tarafından desteklenmektedir. Yöneticilerimiz daha çok afeti yönetmeyi tercih etmektedirler.

Riskler azaltılmadığı gibi, yeni riskler de eklendi. Örneğin İmar Barışı… Siz ‘imar affı’ için neler söylersiniz? Çözüm üretmektense sizce neden böyle bir ‘tercih’te bulunuldu?

İmar afları doğru değildir. Yasa ve yönetmeliklerimiz halkı imara aykırı işlem yapacak davranışlara itmeyecek şekilde hazırlanmalı ancak yapıların deprem güvenliğini bozacak imalatlara da asla müsamaha etmemelidir.

Sayısının 500’ün üzerinde olduğu tahmin edilen ve deprem üreten fay hatları ile zonlarına ilişkin özel jeolojik araştırmalar ve projeler sizce teşvik ediliyor mu? Bu konuya dair neler söylersiniz?

Deprem araştırmalarının yeterince desteklenip teşvik edildiğini söylemek mümkün değildir. Eğer değişmediyse, son yıllarda deprem araştırmalarının öncelikli araştırma konuları arasından da kaldırılmış olduğunu sanıyorum. Ülkemizde hemen hemen her deprem kuşağında yerbilimleri bölümü olan üniversiteler var. Bu üniversitelerde muhakkak neotektonik araştırmalar güdümlü proje anlayışıyla desteklenmelidir.

prof-dr-naci-gorur-beklenen-deprem-daha-yikici-olacak-770013-1.

RİSK YÖNETİMİ YOK

Sadece bu yılın ocak ayından bugüne Elazığ-Sivrice, Bingöl-Karlıova, Van Başkale, Manisa-Akhisar depremlerini gördük. Çok sayıda yurttaşın yaşamını yitirdiği bir tablo ile karşı karşıyayız. Siz bu süreçte birçok sefer uyarılarda bulundunuz, biz de “Bilim Uyarıyor” diye manşet attık. Neden yöneticiler ‘bilimin uyarılarını’ göz ardı ediyor? 

Ülkemizde yönetim genellikle afet yönetimini tercih eder. Yani afet olmasını bekler, olunca da harekete geçerek gerekli müdahaleleri yapar ve yaraları sarar. Bu, bugüne kadar hep böyle olmuştur. Ama bu çağdaş bir yaklaşım değildir. Doğru olanı, afet gelmeden can ve mal kaybını azaltacak işleri yapmaktır, yani risk yönetimini tercih etmektir. Risk yönetimi uzun, sabır isteyen, planlı, programlı ve görece pahalı bir iştir. Yöneticilerin tercihi sanırım sonuçları hemen görülebilen ve seçim periyotları içerisinde yapılabilecek işlerdir.

’10 METREYE KADAR ÇIKABİLECEK TSUNAMİ DALGASI OLABİLİR’

Peki, İstanbul’daki büyük depremde tsunami riski her zaman söz konusu. Buna ilişkin ne dersiniz?

Marmara’da 7 ve üzeri büyüklükte hemen hemen her depremde tsunami olmuştur. Buna ait bilgiler tarihi kayıtlarda mevcuttur. Son zamanlarda yapılan araştırmalarda, özellikle İstanbul kıyılarında beklenen Marmara depremi sırasında yüksekliği 10 metre kadar çıkabilecek tsunami dalgası olabilir.

Uğur Şahin/Birgün

Jurnalci.com 

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu