İSTANBUL (AA) – Besteci Giacomo Puccini’nin baş yapıtlarından biri olarak kabul edilen eser, aynı zamanda dünyada en çok sahnelenen ve sevilen operalar arasında yer alıyor.
Librettosu Luigi Illica ve Giuseppe Giacosa tarafından yazılan dramatik ve romantik opera “La Boheme”de 1830’lu yılların Paris’inde yaşanan bir aşk hikayesi anlatılıyor.
Operayı sahneye koyan Evin Atik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Henri Murger’in “Scenes de la vie de Boheme” romanından uyarlan eserde, gerçek ve bohem bir yaşamdan sahneler görülebileceğini söyledi.
127 yıl sonra yeniden La Boheme AKM’de sahnelenecek
Atik, eserin dekor ve kostüm araştırmalarının ardından müzikal çalışmalarının yapıldığını aktararak, “Yine eseri klasik olarak hazırladık. Sahnede derinliği kullandık. Sanatçılar oyuncu olarak değil, gerçek kişiler olarak görünüyor. Büyük bir keyifle oynandı. Seyircilerin de o keyifle izleyeceklerini düşünüyorum.” dedi.
“La Boheme”in ilk oynandığı günden bu yana sahnelerden hiç inmediğine işaret eden Atik, “İDOB, eserin ilk sahnelendiği günden, 127 yıl 3 gün sonra AKM’de La Boheme’i sahneleyecek. 3 sene önce İzmir’de de prömiyer yaptığımızda aynı kostüm ve dekorla çalışmıştık. O da tam olarak günü gününe 124. yıldı.” ifadelerini kullandı.
Evin Atik, hikayede 1830-1840 arasına odaklandıklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Henri Murger’in kitabında siyasete hiç girilmemiş ama librettoda o dönemin siyasetine biraz girilmiş. Gençlere yansımasını görüyoruz. Ama olay burada insan duyguları, insanların yaşadığı acılar, sevdalar. Zaman zaman keyif, zaman zaman hüzün bulacak seyircilerimiz.”
“Müzik ve oyun o kadar birbirinin içerisindeki bu bir opera mı yoksa tiyatro oyunu mu bilmiyorum”
Orkestra şefi İbrahim Yazıcı ise Puccini’nin kaleme aldığı eserin, en kolay dinlenebilir operalardan biri olduğunu dile getirerek, “Hiç opera, klasik müzik dinlemeyen bir insan bile sanki çok sürükleyici bir film izliyormuşçasına, filmin altında da çok güzel bir müzik varmış gibi eseri seyredebilir. Eskiden yoktu ama artık üst yazı var. O yüzden sahnedekilerin ne dediğini çok rahatlıkla anlayabiliyor, oyunu takip edebiliyorsunuz.” diye konuştu.
Eserin eski bir film gibi olduğunu sözlerine ekleyen Yazıcı, şu bilgileri verdi:
“Müzik ve oyun o kadar birbirinin içerisinde ki, bu bir opera mı yoksa tiyatro oyunu mu gerçekten ben de bilmiyorum. Puccini’nin en güzel tarafı da şu; diyelim ki operanın dilini hiç anlamıyorsunuz, konuyu da bilmiyorsunuz ama müzikten orada neler olduğunu az çok çıkartabilirsiniz. Puccini’nin müziğinin ustalığı da zaten bu. Opera dünyasında yönetmesi en güç eserlerden biri de diyebilirim. Çünkü birbiri üzerinde sanki o an gerçekleşiyormuşçasına, inanılmaz bir akıcılığın olması gerekiyor ve bunu ancak orkestra şefinin o anı iyi ve doğal bir şekilde yönetmesiyle oluyor. Büyük bir otoriteyle yönetmek falan değil, o zaman bütün tadı kaçıyor. Çünkü ‘La Boheme’, ciddiyetten bir o kadar uzak yazılmış.”
Yazıcı, eserin ilk bölümünde seyircilerin çok güleceğine işaret ederek, “Sonra yavaş yavaş duygulanacaklar. İkinci perdede inanılmaz komik sahneler var. Günümüzde de olabilecek bir şey. Genç bir kız, kalantor bir adamı parası için parmağında oynatmış. O adamla nasıl oynadığını görüyorsunuz. Üçüncü perdede birbirlerini sevmelerine rağmen, birbirlerinden vazgeçmek zorunda kalan iki aşık var. Sanki bir Filiz Akın, Ediz Hun filmi ve dördüncü perdede sevdiği adamın kollarında son nefesini veren bir kızımız var. Gözyaşlarını kimse silemeyecek.” değerlendirmesinde bulundu.
Eserin hikayesinden dolayı orkestrayı her seferinde ağlayarak yönettiğini söyleyen Yazıcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kaç defadır yönettiğim bir eser. Provalarında bile ağlıyorum. Eminim ki herkes aynı şeyi hissedecektir. Büyük bir zevkle izleyecek seyircilerimiz. O kadar etkili bir şiir var ki, ‘Herkes çıktı mı, gitti mi? Uyuyor taklidi yaptım. Seninle baş başa kalayım. Sana söyleyeceğim çok büyük bir şey var. O kadar büyük ki, denizler kadar büyük ve engin. O da sana olan aşkım sonsuza kadar sürecek.’ Yani Puccini’nin müziğiyle bir araya gelince insani en ufak duygusu olan bir insan, hüngür hüngür ağlamaya başlıyor. Düşünün ben çalışma odasında prova yaparken ağlıyorum. Işık, kostüm, dekor ve orkestranın güzel tınısıyla her şey ağlatmak için hazır. Aslında tam bir Hollywood şovu. O dönemlerin Hollywood’u, bir İtalyan operası.”
İbrahim Yazıcı, AKM’de böyle bir eseri yorumlamanın ayrıcalık olduğunun altını çizerek, “İDOB’da ilk defa bir prodüksiyon yönetiyorum. İstanbul ilginç bir şekilde aslında İtalyan operasına hiç yabancı olmayan bir şehir. Opera sanatı İtalya’da doğan ve en çok orada gelişen bir sanat. Fakat Osmanlı İmparatorları da çok kültürlü kişiler. Bu anlamda İtalyan operalarının ikinci durağı Osmanlı İmparatorluğu’nda saray tiyatrosuymuş. Pek çok eser, küçük tiyatroya göre adapte ediliyor. Ama Cumhuriyet ile beraber halk da operayı izleyebiliyor. Şimdi, o dönemin operasından biraz daha modern bir La Boheme. Eminim İstanbul seyircisi AKM’nin bu modern, harika sahnesini doldurup taşıracak ve defalarca oynayacağız bu operayı.” diye konuştu.
“La Boheme” hakkında
Dünya prömiyeri 1 Şubat 1896’da Teatro Regio’da yapılan eser, AKM’de İtalyanca seslendirilecek.
Eserde “Mimi” karakterini Ceren Aydın, Gülbin Günay, Ayten Telek, Hande Ürben, “Rodolfo”yu Caner Akın, Berk Dalkılıç, Erdem Erdoğan ve Bülent Külekçi, “Marcello”yu Caner Akgün, Alper Göçeri ve Murat Güney, “Musetta”yı Dilruba Bilgi, Özgecan Gençer, Anna Sirel Etyemez ve Evren Işık Yasemin, “Colline”i Göktuğ Alpaşar, Kenan Dağaşan, Zafer Erdaş ve Mithat Karakelle dönüşümlü olarak oynayacak.
Dört perdeden oluşan eserin dekor tasarımını Çağda Çitkaya, kostüm tasarımını Sevtaç Demirer, ışık tasarımını Serkan Şentürk, koreografisini ise Şebnem Şenel yaptı.
İDOB korosu Paolo Villa, çocuk korosu ise Sercan Gazeroğlu yönetiminde sahnede olacak.
Dokunaklı bir aşk hikayesinin anlatıldığı eserin konusu özetle şöyle:
“Bohem hayatı yaşayan bir grup arkadaş, geçimlerini sanat eserleri üreterek kazanır. Şair Rodolfo, terzi Mimi’ye aşık olmuştur, ressam Marcello’nun da şarkıcı Musetta ile çalkantılı bir ilişkisi vardır. Her şeye rağmen iki çift de mutlu oldukları zamanlarda, birlikte hayatın ve aşkın tadını çıkarmaya çalışır. Mimi’nin sağlığının oldukça kötü olduğu anlaşılınca, Rodolfo onun bu hastalıktan öleceğini kabul etmekte zorlanır. Rodolfo ve Mimi ayrılır ve aylar sonra Musetta, Mimi’nin durumunun ağırlaştığını fark ederek onu Rodolfo ve Marcello’nun yaşadığı eve getirir. Rodolfo hemen onu içeri alır ve sağlığına kavuşması için elinden geleni yapmaya çalışır. Ancak artık çok geçtir. Birbirlerine aşklarını ilan ettikten hemen sonra Mimi hastalığına yenik düşer.”
Muhabir: Aişe Hümeyra Bulovalı
Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.
- Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
- Kan dolaşımını hızlandırır,
- Kronik yorgunluğu azaltır,
- Bağışıklık sistemini güçlendirir,
- Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
- Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
- Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
- Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
- Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.
Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER
- SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
- 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
- SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
- Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
- Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
- DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
- 05523307100-05325466184
- www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
- www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
- www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,