Ekonomi

Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu, Liralaşma Stratejisi’ni kaleme aldı: Finansal sistemin bütüncül olarak TL ağırlıklı hale gelmesi mümkün olacak

Paylaş:

Kavcıoğlu’nun kaleme aldığı “Liralaşma Stratejisi” başlıklı blog yazısı Merkez Bankası’nın Güncesi’nde yayımlandı.

Kavcıoğlu yazısında dolarizasyonun yüksek olmasının ekonominin yurt içi veya yurt dışı kaynaklı şoklara hassasiyetini  artırdığını ve belli aralıklarla döviz kurlarında ekonomik temellerden uzak fiyatlamaların oluştuğunu bildirdi. Kavcıoğlu “Yabancı para ağırlığı yüksek olan bilançolar nedeniyle fiyatlama davranışları ve enflasyon beklentilerinin de döviz kuru duyarlılığı yüksek olmaktadır” dedi.

Kavcıoğu “Liralaşma ile birlikte, hanehalkı, firma ve bankacılık kesimlerinin varlık ve yükümlülüklerinde Türk lirası cinsi kalemlerin ağırlığının artırılması, böylece finansal sistemin bütüncül olarak Türk lirası ağırlıklı hale gelmesi mümkün olacaktır.”  diye yazdı.

Kavcıoğlu’nun kaleme aldığı yazı şöyle:

Türkiye, değişen küresel şartlara uyum sağlayarak ve bu şartların sunduğu fırsatlardan azami derecede yararlanarak; yakın tarihteki ekonomik başarılarını güçlendirmek maksadıyla yeni “Türkiye Ekonomi Modeli”ni uygulamaya başlamıştır. Türkiye Ekonomi Modeli, büyük ölçüde yerli sermaye ve beşeri kapasite kullanılarak geliştirilmiş olup, ekonomimizin yatırım, istihdam, üretim ve ihracatla kalıcı fiyat istikrarını yakalayarak sürdürülebilir şekilde büyümesini önceliklendirmektedir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) uygulamaya koyduğu liralaşma stratejisi, bu modelin baş unsurlarından biridir.

Liralaşma stratejisi ile birlikte, hanehalkı, firma ve bankacılık kesimlerinin varlık ve yükümlülüklerinde Türk lirası cinsi kalemlerin ağırlığının kademeli bir şekilde artırılması, böylece finansal sistemin bütüncül olarak Türk lirası ağırlıklı bir yapıya kavuşması hedeflenmektedir. Bu kapsamda, para politikası duruşu sürdürülebilir fiyat istikrarını sağlama temel amacı doğrultusunda, üretimin sürekliliği, cari dengenin bileşenleri, kredilerin büyümesi, kompozisyonu ve kullanım amaçları ile döviz piyasasında sağlıklı fiyat oluşumları gözetilerek belirlenmektedir.

TCMB, ekonomimizin son yirmi yıldaki emsalsiz kazanımlarını koruyup ülkemizi ekonomik gelişmişlik ve toplumsal refahta ileriye taşıyabilecek kritik bir dönemeçte para politikasını uzun dönemli bir perspektifle geliştirmektedir.

Türkiye Ekonomisinin Kazanımları ve Yapısal Dönüşümü

2001 krizi sonrası yıllarda Türkiye ekonomisi tarihsel olarak önemli bir ekonomik yeniden yapılanma ve dönüşüm göstermiştir. Bu dönemde ortalama büyüme oranı küresel ölçekte yüzde 3 civarındayken Türkiye’de yüzde 5,5 olarak gerçekleşmiştir. Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) 2002 yılındaki 238 milyar ABD doları seviyesinden 2021 yıl sonu itibarıyla 807 milyar ABD doları seviyesine yükselirken, kişi başına gelir ise 3.600 ABD doları seviyelerinden 10 bin ABD dolarına yakınsamıştır. Söz konusu dönemde satın alma gücü paritesine göre kişi başına milli gelir büyümesi açısından Türkiye, OECD ülkeleri arasında ilk sıralarda yer almıştır. İstihdam edilen kişi sayısı, 2005 yılında yirmi milyona yakın bir seviyeden 2021 yıl sonu itibarıyla yirmi dokuz milyon seviyelerine ulaşılmıştır. Aynı dönemde, işgücüne katılım oranı yüzde 45 seviyelerinden yüzde 50’nin üzerine çıkmıştır.

Daha yakın dönem incelendiğinde, büyüme ve istihdam alanındaki olumlu gelişmeler dikkat çekmektedir. Türkiye ekonomisi koronavirüs pandemisinin sınırlayıcı etkilerine rağmen, 2020 yılında yüzde 2’ye yakın büyümüş ve pozitif büyüme kaydeden az sayıda ekonomiden birisi olmuştur. 2021 yılında da iktisadi faaliyet gücünü korumuş ve Türkiye yüzde 11,4 büyüme oranı ile OECD ve G20 ülkeleri arasında öne çıkmıştır. Haziran ayı itibarıyla son bir yılda mevsimsellikten arındırılmış olarak istihdam 2,1 milyon kişi artış göstermiştir. Bu dönemde işgücüne katılım oranı artmaya devam ederken işsizlik oranı yüzde 10,9’dan yüzde 10,3’e gerilemiştir. Türkiye salgın sonrasında OECD ülkeleri arasında istihdamını en fazla artıran ülke olmayı başarmıştır.

İhracat ve döviz kazandırıcı hizmetler kapasitesinin artırılması sürdürülebilir cari dengeyi ve kalıcı fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmek açısından belirleyici önem arz etmektedir. Türkiye ekonomisi komşuları başta olmak üzere, yakın bölgedeki diğer ekonomiler ve emsal ülkeler arasında imalat sanayinin ihracattaki payı, ihracat yapılan ürün ve pazar sayısı ile ihracat çeşitliliği bakımından öne çıkmaktadır. Türkiye’nin ihracatında imalat sanayi ürünlerinin payı 2018-2020 yılı ortalamalarına göre hesaplandığında yaklaşık yüzde 78 ile diğer emsal ve çevre ülkelerin çoğuna kıyasla daha yüksektir. Ülkemiz, 200’den fazla ülkeye 4.300 civarında farklı ürün satarak benzer ülkelere kıyasla daha yüksek bir pazar ve ürün çeşitliliği kapasitesi oluşturmayı başarmıştır. En fazla ihracatı yapılan üç ürünün toplam ihracat içindeki payının görece düşük bir oranda olması ise ihracatın belli ürünlerde yoğunlaşmadığı gerçekliğine işaret etmektedir. Salgın döneminde küresel arz, talep ve lojistik zincirlerindeki tektonik değişimler, doğru stratejilerle birleştirilerek dinamik şekilde ve beceriyle yönetilebildiği için Türkiye’nin küresel ticaretteki konumu daha da önem kazanmıştır. Ekonomimizin sahip olduğu göreli avantajları değerlendirebileceği önemli bir fırsat penceresi ortaya çıkarılıp aktif hale getirilmiştir. Bu dönemde ekonomimiz hızla küresel bir üretim merkezine dönüşerek geleceğin ekonomik değer zincirlerinde başta gelen oyuncu olmaya yönelik kritik bir altyapıya kavuşmuştur.

Türkiye’nin üretim odaklı dönüşümü, küresel lojistik zincirlerindeki kalıcı konumlanması ve istihdamdaki olumlu performansının yanı sıra bu dönemde mali disiplin bakımından dünyada en iyi performanslardan birini sergilediği ve bütçe disiplininden taviz vermediği de özellikle not edilmelidir. Söz konusu mali disiplin performansı çok güçlü bir çıpa özelliği göstererek özellikle 2008 küresel finansal krizinin ekonomimize etkisini sınırlamış ve Türkiye’nin enflasyon ile mücadeledeki kazanımlarında öncü bir rol oynamıştır. Ancak, dezenflasyon sürecinde elde edilen kazanımlara rağmen enflasyon maalesef yüzde 5 hedefine kalıcı olarak düşürülememiştir. Bu dönemde uygulanan sıkı para ve maliye politikaları ile küresel dezenflasyonist ortama karşın kalıcı fiyat istikrarı tesis edilemezken devam eden süreçte ortaya çıkan içsel ve dışsal şoklar ile enflasyonla mücadele tam anlamıyla başarılı olamamıştır. Son dönemde ise salgınla başlayan küresel arz ve tedarik sorunlarına, bölgemizdeki sıcak çatışma ortamının sebep olduğu, başta enerji olmak üzere tüm emtia fiyatlarındaki artışların eklenmesiyle enflasyon görünümündeki bozulma belirginleşmiştir. Bu doğrultuda özellikle son yıllarda edinilen tecrübeler, enflasyonla mücadelede kısa vadeli kazanımların yerine enflasyonu sık sık hedeften uzaklaştıran yapısal kırılganlıkları hedefleyen politikaların önemini ve uzun dönem sürdürülebilirliği önceleyen kalıcı bir yapısal istikrar programına olan ihtiyacı ortaya koymuştur.

Liralaşma Stratejisi

Liralaşma stratejisi; sağlık, eğitim ve ulaştırma gibi temel alanlarda altyapı sorunlarını büyük ölçüde çözen ve birçok sektörde dışa bağımlılığı azaltacak büyük atılımlar yaparak küresel göreli üstünlük kazanımları elde eden ve bütün bunları mali dengesini koruyarak başaran Türkiye ekonomisinin kalıcı fiyat istikrarını ve finansal istikrarı yakalayabilmesi için sürekli geliştirilen kapsamlı politika çerçevesini ortaya koymaktadır.

Kalıcı fiyat istikrarının önündeki başlıca iki engelin gelişmiş ve benzer nitelikteki gelişmekte olan ülkelere kıyasla hanehalkı, firma ve banka bilançolarında yerel para ikamesinin yüksek olması ve cari işlemler dengesinin süregelen şekilde açık vermesi olduğu değerlendirilmektedir. Birbiriyle de ilişkili bu iki kırılganlığın yüksek seviyelere ulaşması aktarım mekanizmasını olumsuz etkileyerek ve sıklıkla zayıflatarak para politikasının etkinliğini azaltmakta, ekonominin dışsal şoklara duyarlılığını artırmakta ve büyüme ile fiyat istikrarı arasındaki ödünleşimin yüksek kalmasına neden olmaktadır.

Bu çerçevede TCMB 2021 yılı Aralık ayı Para Politikası Kurulu kararında fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde yeniden şekillenmesi amacıyla geniş kapsamlı politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürüteceğini duyurmuştur. Ocak ve Nisan 2022 Enflasyon Raporlarında ise “Liralaşma Stratejisi”, politika gözden geçirme sürecinin asli unsuru olarak kamuoyu ile paylaşılmıştır.

Dolarizasyonun yüksek olması, ekonominin yurt içi veya yurt dışı kaynaklı şoklara hassasiyetini artırmakta ve belli aralıklarla döviz kurlarında ekonomik temellerden uzak fiyat oluşumlarına neden olmaktadır. Bu durum, para politikasının kur üzerindeki baskıları hafifletebilmek için etki alanı dışındaki şoklara sıkılaştırıcı tepki vermesini gerektirmiştir. Yüksek cari açık veren bir ekonomide döviz kurundaki oynaklıklara yönelik parasal sıkılaştırma tepkisi yurt içi talebi baskılayarak cari açığı yalnızca kısa vadede azaltırken, enflasyon üzerinde sadece kısmi kontrol ve geçici bir düşüş sağlamaktadır. Ancak ekonominin potansiyeline dönmesiyle birlikte enflasyon ve cari açık yeniden sürdürülemez seviyelere çıkmakta, döviz kurlarındaki artış enflasyon görünümü üzerinde ek baskı unsuru olurken para politikasında erken ve verimsiz bir sıkılaşma ihtiyacı doğurmaktadır. Bu haliyle yüksek dolarizasyon kur şoklarının büyüklüğünü ve enflasyon üzerindeki kur geçişkenliğini artırırken, sermaye akımları kaynaklı kredi döngülerine duyarlı büyüme yapısı da cari denge ve dolayısıyla döviz kuru üzerinde ek baskı unsuru olmaktadır. Süreç zamanla bir kısır döngüye evrilmektedir. Kur geçişkenliğine ilave olarak yabancı para ağırlığı yüksek olan bilançolar nedeniyle fiyatlama davranışları ve enflasyon beklentilerinin de döviz kuru duyarlılığı yüksek olmaktadır. Öte yandan gerçek ve tüzel kişi tasarruflarında yabancı para ağırlığının yüksek olmasından ötürü döviz kuru artışlarına bağlı olarak oluşan servet etkisi iç talebi besleyerek enflasyon üzerinde ilave baskı oluştururken, cari dengede döviz kuru artışı kaynaklı beklenen iyileşmeyi sınırlandırmaktadır. Böylece yüksek dolarizasyon, enflasyonu kur artışı kaynaklı maliyetlerin üzerinde artırırken cari açığı da katılaştırarak kalıcı fiyat istikrarı önünde önemli bir engel oluşturmaktadır.

Bu nedenlerle, dolarizasyonun, yani ülke ekonomisinin ve finansal sisteminin temel aktarımlarının kısmen yabancı paraya bağımlı hale gelmesinin göreli fiyatlarla geçici olarak değil yapısal ve kalıcı olarak bertaraf edilmesi, TCMB’nin ve ilgili tüm kurumların liralaşma stratejisinin temel hedefi olarak tanımlanmış durumdadır. Bu noktada, küresel finansal kriz sonrasındaki dönemde uygulanan bazı politikaların yan etkisi olarak dolarizasyonun yapısal olarak arttığı gözlemi önemlidir. Yabancı para sözleşme serbestisi, rezerv opsiyon mekanizması (ROM) ve yurt dışı para takası fonlamasının giderek yükselmesi de dolarizasyonun artmasına neden olmuştur. Nitekim, finansal sistemin mevduat ve kredi dolarizasyonu, 2010’da gerilemiş olduğu yüzde 30’lar seviyesinden kademeli bir şekilde yüzde 50’ler seviyesinin üzerine çıkmıştır. Küresel likidite bolluğunun yaşandığı 2010 sonrası dönemde; firmalara getirilen yabancı para borçlanma serbestisi ile döviz geliri olmayanlar dahil firmaların yüksek oranda yabancı para cinsi kredi kullanımı kolaylaştırılırken, bankalara yabancı para likidite yönetiminde getirilen kolaylıklar ile bankacılık sisteminde bilanço içi ve dışı aktif, pasif ve varlık dolarizasyon eğilimleri ek güç kazanmıştır.

Türk lirası zorunlu karşılıklar yükseltilirken yabancı para zorunlu karşılıklar düşürülmüş, ayrıca bankalara ROM ile fazla dövizleri karşılığında Türk lirası likiditeye erişim imkânı tanınarak bankaların yabancı para fon toplaması teşvik edilmiştir. Söz konusu dönemde banka bilançolarındaki yabancı para varlık ve yükümlülüklerin payı hızla artarken bankaların, fazla döviz likiditelerini yurt dışında para takası ile serbestçe Türk lirasına dönüştürmeleri de yabancı para mevduat toplama tercihlerini teşvik etmiştir. Kalıcı çözümlere öncelik verilmesinde gözlenen gecikmeler, dış dengenin sürdürülebilirliğine zarar vermeye devam etmiştir.

Ayrıca, işçi dövizleri gibi ekonomide yabancı para finansman dengesine katkı sunan güvenilir ve sürekli döviz kaynaklarının devreden çıkarılması ile kronik cari açık veren ülke ekonomisi kısa vadeli yabancı sermaye akımlarına daha da muhtaç hale gelmiştir. Dış piyasalarda da Türk lirası ile spekülatif pozisyonlar daha da kalıcı şekilde tercih edilmeye başlanmıştır.

Tüm bu tespitlerin ışığında, liralaşma;

i) Finansal sistemde temel değer saklama aracının Türk lirası cinsinden varlıklar olmasını,
ii) Tüm bilançolarda Türk lirası ağırlığının önemli ölçüde artmasını,
iii) TCMB’nin Türk lirası fonlamasında ağırlıklı olarak sabit getirili Türk lirası cinsi varlıkların teminat olarak kullanılmasını,
iv) Yurt içindeki ticari işlemlerde yegâne değişim aracının Türk lirası olmasını sağlayacak süreçleri ve TCMB’nin bu makro süreci yönetmek için izlediği bütünleşik politika çerçevesini

ifade etmektedir.

Liralaşma ile birlikte, hanehalkı, firma ve bankacılık kesimlerinin varlık ve yükümlülüklerinde Türk lirası cinsi kalemlerin ağırlığının artırılması, böylece finansal sistemin bütüncül olarak Türk lirası ağırlıklı hale gelmesi mümkün olacaktır. Liralaşma ayrıca sözleşme, fiyatlama ve ödeme işlemlerinde Türk lirasının temel alınmasını da kapsamaktadır.

Liralaşma Politikası Genel Çerçevesi

TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda para politikası kararlarını şekillendirirken tespit edilen tüm verimsizliklerin ortadan kaldırılmasını ve aktarım mekanizmasının sağlıklı bir şekilde çalışmasını hedeflemektedir.

Döviz piyasalarında ekonomik temellerden uzaklaşan fiyatlama davranışlarının engellenmesi ve liralaşma stratejisinin desteklenmesi amacıyla bir dizi düzenleme yapılmıştır. Zorunlu karşılıklar ve teminat yönetimi kapsamında gerçekleştirilen düzenlemeler, diğer merkez bankalarıyla para takası anlaşmalarının etkin kullanımıyla geliştirilen ve yaygınlaştırılan yerel paralarla ticaret, ödemelerde Türk lirasının kullanılması, Türk lirası sağlanan kredilerin döviz talebi oluşturmayacak şekilde kullanılmasını hedefleyen düzenlemeler bir bütün olarak finansal sistemde Türk lirasına olan talebin yapısal ve kalıcı olarak artırılmasına katkıda bulunacaktır. Döviz kurlarında sağlanacak istikrar neticesinde fiyatlar üzerindeki kur kaynaklı doğrudan maliyet baskısı zayıflayacak; fiyatlamalarda yabancı paralara endekslenme tercihlerinin giderek azalmasıyla ve oluşacak güven ortamının beklentileri olumluya dönüştürmesiyle enflasyon eğilimleri normalleşecektir.

Reel sektöre finansal sistem tarafından sağlanan kredilerin belirlenmiş amaçlara uygun kullanımı ve kaynakların dağılımının finansal istikrarı güçlendirmesi, Türk lirasının ekonomik aktarım temellerinin sağlamlaştırılması açısından elzem görülmektedir. Kredilerde Türk lirasının payının artmasıyla birlikte firmaların döviz cinsi yükümlülüklerinin azalması fiyat belirleme sürecinde döviz kuruna endeksleme davranışını ve buna bağlı döviz kuru geçişkenliğini kalıcı olarak azaltacak, kurdaki oynaklıklara bağlı fiyat artışları ise ortadan kaldırılmış olacaktır. Öte yandan, kredilerin kompozisyonunun ticari krediler lehine geliştirilmesi tüketim talebi yoluyla enflasyon görünümü ve dış denge üzerindeki riskleri de sınırlandıracaktır.

Türk lirası krediler sürdürülebilir bir finansman maliyetiyle ve kapsayıcı olarak ekonomimizin potansiyel büyümesini artırıcı şekilde kullandırıldığında hem parasal büyümenin hem de cari dengenin istikrarlı gelişimi sağlanacaktır. Kredi kanalının etkin çalışması için kredilerin ve parasal büyüklüklerin fiyat istikrarı ile tutarlı bir şekilde üretimi desteklemesi gerekmektedir. Liralaşma stratejisi kapsamında kredilerin kompozisyonu ve büyümesine ilişkin makroihtiyati tedbirler alınmaya devam edecektir. Böylelikle bankacılık sektörünün iktisadi faaliyetin ihtiyacı olan dengeli kredi büyümesini para politikası duruşuna katkı verecek şekilde sürdürmesi teşvik edilecektir. Bu noktada liralaşma ilkeleriyle uyumluluğu artırılan ve finansal kapsayıcılığı geliştirilen reeskont ve Yatırım Taahhütlü Avans Kredileri, hedefli kredi uygulamalarına örnek olması açısından desteklenmektedir.

Son Bir Söz

TCMB para politikası kararlarını tasarlarken başta sürdürülebilir dış denge olmak üzere Türkiye ekonomisinin yapısal sorunları ile yüzleşmektedir. Bu süreçte, kolay ama geçici çözümler yerine kısa ve orta vadeli zorluklarına rağmen uzun dönemli kalıcı çözümlere odaklanmaktadır. Bu süreç, aynı zamanda uzun yılların çabasına rağmen henüz çözülememiş bir yapısal soruna meydan okumadır.

Liralaşma stratejimiz ile ekonomik modelimizin para politikasına ilişkin sütunlarını inşa ediyor ve serbest piyasa dinamikleri çerçevesinde sürdürülebilir fiyat istikrarını sağlayacak kalıcı reformlara odaklanıyoruz. Ülkemizin sahip olduğu stratejik küresel değer ile uyumlu, vatandaşlarımızın sahip olduğu emsalsiz beşeri sermaye ile oluşturduğu katma değere yakışır şekilde, ekonomimizde Türk lirasına olan ilginin sürekli artmasını, milli paramızın ekonomimizin temel ödeme ve temel değer saklama aracı haline gelmesini, finansal kaynakların yatırım, istihdam, üretim ve ihracata yönelik verimli ve dengeli dağılmasını ve böylelikle kalıcı cari denge tesis edilirken finansal mimarimizin para politikasının etkinliğini artıracak şekilde tasarlanmasını liralaşma stratejimiz ile gerçekleştirmeye kararlıyız.

Temel önceliğimiz, liralaşma stratejisi sayesinde enflasyonla mücadelede uzun yıllardır yapısal sorun olmayı sürdüren, yüksek yerel para ikamesi sorununu çözmek ve kalıcı dış denge sürdürülebilirliğini sağlamaktır. Makro ve mikro ihtiyati tedbirlerin de desteği ile bu sefer kamu finansmanındaki güçlü dengeye dış denge sürdürülebilirliği de eşlik eder hale geleceği için fiyat istikrarını sağlama ve sürdürme hedefi tamamen gerçekleşmiş olacaktır.

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu