Mustafa Kemal Atatürk 57 yıllık yaşamı boyunca, hayatını milletinin özgürlük ve uygarlık mücadelesine adayan büyük bir devrimci olarak sadece iç ve dış düşmanlarla değil, sağlık sorunlarıyla da hep savaşmıştır.
Çocukluk dönemindeki ilk travmasını, o senelerde salgın olan difteriden, kendisi atlatmasına rağmen 3 kardeşini kaybederek yaşamış, 7 yaşındayken yetim kalmıştır. Harp Okulu’nu bitirdiği sene, en küçük kardeşi Naciye de verem hastalığına yakalanarak hayatını kaybetmiştir. Başka bir deyişle, Mustafa Kemal 21 yaşına geldiğinde, annesi ve kız kardeşi Makbule’den başka ailesinde yaşayan kimse kalmamıştır.
Mustafa Kemal, Manastır’da askeri liseye henüz yeni başladığı sıralarda, o dönemlerde ölümcül olan sıtmaya yakalanmış, atlatmasına rağmen bu hastalık onun bağışıklık sistemini zayıflatmış ve onu hayatının sonuna kadar etkilemiştir.
Tarihler 1911’i gösterdiğinde, Binbaşı Mustafa Kemal Osmanlı Devleti’nin Kuzey Afrika’daki son toprağı Trablusgarp’a gönderilmiş, 1912 yılındaki bir taarruz esnasında gözünden yaralanmış, bir ay hastanede tedavi görmesine rağmen bu yaralanma gözünde kalıcı bir hasar bırakmıştır. Atatürk’ün sol gözünün şehla olması bu yaralanmadan kaynaklanmaktadır.
Çanakkale savaşları esnasında, Yarbay Mustafa Kemal tekrar sıtmaya yakalanmış ve yine atlatmıştır. 10 Ağustos 1915’te Conkbayırı’ndaki çarpışmalarda bir bombadan saçılan şarapnel parçası kalbinin üzerinde duran saatine isabet etmiş, bu sayede ölümden dönmüştür.
Atatürk aynı zamanda böbreklerinden de rahatsızdı. 1917 yılında bu sebepten dolayı Avusturya’da hastane ve kaplıca tedavileri görmüş, ilerleyen yıllarda da bu rahatsızlığının nüksettiği dönemler yaşamıştır.
1921 yılındaki Sakarya Meydan Muharebesi esnasında, Ankara Polatlı’da cepheyi denetlerken atının ürkmesi sonucu düşerek üç kaburga kemiğini kırmış, 5 gün sonrasında tam iyileşmeden tekrar cepheye geriye dönmüştür.
1923’te Cumhuriyetin ilanından iki hafta sonra, aşırı yorgunluktan kalp krizi geçirmiş, Doktor Refik Saydam’ın son anda müdahalesi sayesinde ölümden dönmüştür. Ancak 2. kalp krizi, iki gün sonra, onu Çankaya Köşkü’nün bahçesinde köpeği Foks ile oynarken yakalamıştır.
Takip eden 10 sene içerisinde Atatürk’te fazla bir rahatsızlık görülmemiştir. 1936 yılının Kasım ayında ateşlenmiş ve zatürre teşhisi konmuştur. 1938 yılına kadar doktor gözetimi altında kalmış, ancak sağlığı ile ilgili yasaklara uymadan ve yaşam tarzında fazla bir değişiklik yapmadan hayatına devam etmiştir.
1938’in Ocak ayında vücudunda kaşıntılar başlamış, bunun üzerine Yalova’ya kaplıca tedavisi için gitmiştir. Paris’te Tıp eğitimi alan, o dönemde Yalova Kaplıcaları’nı çağdaş bir kür merkezi haline getirmesi için Müdür olarak atanmış Doktor Nihat Reşat Belger’e muayene olmuş ve siroz hastalığının ilk teşhisi burada konmuştur. Ancak kendisine önerilen en az üç hafta tedavi programına uymayarak, önce Bursa’ya, sonra da İstanbul’a geçmiş, bu yolculuğu sırasında tekrar zatürreye yakalanmıştır.
27 Şubat 1938’de Balkan Antantı şerefine verilen ziyafete burun kanaması nedeniyle geç gelmesi ve halsizliği üzerine, dönemin Başbakanı Celal Bayar tarafından yabancı uzman doktorların getirilmesi kendisine teklif edilmiş, Hatay meselesi yüzünden sağlık durumunun duyulmasından endişe eden Atatürk tarafından bu talep kabul edilmemiştir. Daha sonra Celal Bayar’ın bu konudaki ısrarlarını dikkate alarak onay vermiş ve Paris Üniversitesi’nden Profesör Fiessenger Türkiye’ye getirilmiştir.
Ayrıca, dönemin mesleklerinde en tanınmış Türk hocalarından, Akıl Muhtar Özden, Neşet Ömer İrdelp, Mim Kemal Öke, Süreyya Hidayet Serter, Mustafa Hayrullah Diker, Abravaya Marmaralı ve Nihat Reşat Belger ile, Almanya’dan Prof. Von Bergmann ve Avusturya’dan Prof. Eppinger tedavi sürecinde birlikte çalışmışlardır.
Atatürk, ulusun çıkarlarını, kendi sağlığının hep önünde tutan bir liderdi. Günden güne kötüleşmesine rağmen, Fransa ile Hatay görüşmelerinin çıkmaza girmesi üzerine, 19-24 Mayıs 1938 tarihleri arasında hasta yatağından kalkarak, Mersin ve Adana’yı kapsayan bir yurt gezisine çıkmış, askeri birlikleri teftiş ederek Hatay konusundaki kararlılığını, başta Fransa olmak üzere tüm dünyaya göstermiş ve Hatay’ın bağımsızlığını kazanmasında büyük bir rol oynamıştır.
Ölümcül bir hastalığın pençesine düştüğünde tanışmış olmalarına rağmen, Prof. Fiessinger’in Atatürk hakkındaki görüşleri, beni her zaman çok etkilemiştir.
“Zamanımızın birçok büyük adamlarıyla temas etmek fırsatını bulmuştum. Atatürk’ü bunların hiçbiriyle kıyas etmek elimden gelmiyor. Bu kadar dinamizmin, bu kadar zekâ ve cevvaliyetin bir arada toplanması pek seyrek tesadüflerle kabildir.”
Atatürk 10 Temmuz 1938 gecesi ateşi çok yükselmiş ve zatürre başlangıcı teşhisi konulmuştur. Zatürre tedavisi ile uğraşılırken, maalesef siroz hastalığı iyice ilerlemiş, artık onu yatağa mahkûm etmiştir. Bundan sonra, hayata gözlerini yumana kadar yaşamını yatakta geçirmek zorunda kalmıştır.
Fiessinger, Nihat Belger ve Neşet Ömer İrdelp’in 8 Eylül 1938 tarihli raporunda, Atatürk’ün hastalığı olan sirozun alkole bağlı olarak değil, safra yollarının kronik tıkanıklığından kaynaklandığı belirtilmiştir.
Atatürk son 10 gününü uyur bir vaziyette geçirmiş, 7 Kasım gece yarısı gözlerini açmasına rağmen, 8 Kasım akşamı yeniden komaya girmiştir.
Ve 10 Kasım 1938; ülkemizin bir anda göz yaşlarına boğulduğu, neredeyse bütün dünya liderleri ve basınının, övgü ve saygı dolu başsağlığı mesajlarını duyurduğu, bugüne kadar ülkece yaşadığımız en acı günümüz…
Bugünlere geldiğimizde idrak ettiğimiz tek şey, hiçbir şeyin onun zamanındaki gibi olamadığıdır.
Eğer ben kadın bir hekim olabilmişsem ve bu satırları yazabiliyorsam, Gazi Mustafa Kemal Atatürk sayesindedir.
Yolumuz hep onun yolu olarak kalacaktır ve o ışıklarda uyurken, biz hep onun ışığıyla aydınlanmaya devam edeceğiz.
Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.
- Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
- Kan dolaşımını hızlandırır,
- Kronik yorgunluğu azaltır,
- Bağışıklık sistemini güçlendirir,
- Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
- Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
- Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
- Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
- Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.
Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER
- SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
- 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
- SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
- Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
- Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
- DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
- 05523307100-05325466184
- www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
- www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
- www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,