CHP Sözcüsü Faik Öztrak Sedat Peker’in gündeme getirdiği SPK yolsuzluğu argümanlarıyla ilgili sert açıklamalarda bulundu. “Memlekette tuz koktu” diyen Öztrak “Saray’daki bir kısım danışman kümesi siyasi pozisyonlarını kullanarak milleti ve küçük tasarrufçuyu oysaki soymakla görevliymiş. Meğerse orada burada ‘din, iman, bayrak, ezan’ derken deveyi havuduyla götürüyorlarmış.” diye konuştu.
Öztrak konuşmasında şunları söyledi:
* Bu çürümüş yozlaşmış idare elinde gün geçmiyor ki yeni bir skandal patlamasın. Gün geçmiyor ki Saray’ın dehlizlerinden fışkıran makus kokular ortalığı kaplamasın.
Son yaşadığımız borsa skandalı memleketin deveyi havuduyla götürmeye gelmiş sakat bir zihniyet tarafından yönetildiğini göstermiştir.
* Borsa İstanbul’daki skandalın başrol oyuncuları, Saray’ın sermaye piyasasına atadığı üst seviye bürokrat, Saray’ın listelere yazdığı milletvekili, Saray’ın atadığı Cumhurbaşkanı danışmanı yani Saray’ın şürekası, yanaşmaları ve beslemeleri.
* Bu oyunun oyuncularından biri atanmış eski SPK lideri daha evvel de Bank Asya’da misyon yapmış. Banka kapatılmadan birkaç gün evvel de kefilsiz teminatsız birilerine 100 milyon lira kredi verdiği argüman edilen bir kişidir.
* Bank Asya’ya meskeninin kirasını yatıranı önünden geçen ne kadar insan varsa içeri atan bu idare evvel Halkbank’ın başına sonra SPK’nın başına bu kişiyi neden getirmiştir? Verildiği argüman edilen 100 milyon dolar kredi ipte oynayan iki cambazdan ipten düşene mi gitti yoksa ipte kalana mı?
* Başka taraftan Saray’ın kibirlisi bu kadar danışmanı ne yapıp duruyor diye merak ediyorduk. Ne işe yaradığını yavaş yavaş görüyoruz. Saray’daki bir kısım danışman kümesi siyasi pozisyonlarını kullanarak milleti ve küçük tasarrufçuyu oysaki soymakla görevliymiş.
* Halbuki orada burada ‘din, iman, bayrak, ezan’ derken deveyi havuduyla götürüyorlarmış. Biz karşımızda yalnızca otoriter bir saray rejimi var diyorduk. Fakat bugün ortaya dökülenler karşımızda yalnızca otoriter bir rejim değil tıpkı vakitte koca bir yamyam güruhu olduğunu da gösteriyor.
* Argümanlar geçekten mide bulandırıcıdır. Küçük yatırımcının silkelemeye dönük borsa manipülasyonları, bu manipülasyonu köpürten medya tetikçileri, danışmanlık kisvesi altında yapılan iş takipçiliği, istenen ve itiraf edilen rüşvetler.
* Bu işlerle ilgili evrakları, bilgileri, rüşvetin kaydını, tarifesini, nerede saklandığını, hangi konutta kaç kasa bulunduğunu, ne kadar rüşvet toplandığını İçişleri Bakanlığı ya da savcılar değil de bir mafya babası açıklıyor.
* Memleketin düşürüldüğü hale bakın. Türkiye rüşvetin evrakı olduğunu bir kabahat örgütünün başındaki şahıstan duydu, öğrendi. Bunlar yalnızca onun bildikleri, eline geçenler. Bahsin çok daha derin olduğu açık.
* Devletin polisinin istihbaratının, İçişlerinin elinde çok daha fazlası olduğu kuşku götürmez. Lakin herkes kulağının üstüne yatıyor. İçişleri Bakanı mafyadan 10 bin dolar rüşvet alan siyasetçi olduğunu söyledi ne oldu. hiç bir şey. Deveye sormuşlar neren eğri diye nerem gerçek ki demiş. Hesap o hesap.
Bu rezalet karşısında savcılar harekete geçecek mi? Memlekette tuz koktu.
