GüncelGündem

Son 9 yılda 649 işçi intiharı: Çıkış yolu örgütlü mücadele

Paylaş:

Nur Kaplan

ANKARA- İstanbul Finans Merkezi (İFM) şantiyesinde çalışan işçilerin ağır çalışma koşullarına karşı eylemi bir süredir gündemde. Geçtiğimiz hafta DİSK’e bağlı Dev Yapı-İş, Finans Merkezi şantiyesinde çalışan 19 yaşındaki Musa Yıldız’ın inşaatta yaşamına son verdiğini açıkladı. Yine aynı şantiyede güvenlik görevlisi olarak çalışan 22 yaşındaki Ferhat Malkaver de Yıldız’dan birkaç ay önce aynı yerde intihar etti.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi verilerine göre, 2013 yılından bugüne 649 işçi, borçları, mobbing ve işsizliğin de içinde olduğu nedenler dolayısıyla yaşamına son verdi. Ekonomik krizin beraberinde getirdiği ağır çalışma koşullarına bağlı olarak işçi intiharlarının nedenlerini, Psikiyatrist Gamze Akçay Oruç ve İSİG Meclisi’nden Kansu Yıldırım anlattı.

‘İŞÇİ İNTİHARI KİMİ ZAMAN İSYAN KİMİ ZAMAN ÇIĞLIK’

Psikiyatrist Gamze Akçay Oruç intihar eyleminin, sosyal ve kültürel faktörlerin tetiklediği psikolojik süreçlerin bir sonucu olarak yaşandığını söyledi. Stresli ve ağır çalışma koşullarının, uzun çalışma saatlerinin, iş güvensizliğinin, kolektif hak arama yollarının engellenmesi sonucu işçinin yalnızlık duygusuna, karamsarlığa, çaresizlik hissine, öfkesinin artmasına neden olduğunu belirten Akçay, bu sürecin de intihar davranışıyla sonuçlandığını belirterek şöyle devam etti:

“Her ne kadar kulağa çelişkili gibi gelse de intihar davranışı her koşulda o işçinin ölmek istediği anlamına gelmez. İntihar davranışı gösteren işçi, içinde bulunduğu yoğun ıstırabı dindirmek istiyor olabileceği gibi duyulmak, anlaşılmak ya da tepki göstermek isteği ile de bu eyleme başvurmuş olabilir. Yani intihar kimi zaman bir isyan, kimi zaman bir yardım çığlığı, kimi zaman da çaresizliğin son noktası olabilir.”

‘EKONOMİK KRİZ VE DURGUNLUK DÖNEMLERİNDE İNTİHAR ORANLARINDA ARTIŞ’

İntihar nedenli ölümlerin yüzde 75’inden fazlasının düşük ve orta gelirli ülkelerde, çoğunlukla da çalışma çağındaki nüfusta gerçekleştiğini ifade eden Akçay, ekonomik kriz ve durgunluk dönemlerinde intihar oranlarında artış görüldüğünü söyledi. Akçay, “Sosyokültürel farklılıklar da bir etken olmakla birlikte sınıfsal eşitsizliğin, yoksulluğun, ayrımcılığın, adaletsizliğin, yalnızlığın daha derin olduğu, hak arama kültürünün ve sosyal destek ağlarının yeterli olmadığı toplumlarda bu oranların artması olasıdır” diye konuştu.

İŞYERİ SAĞLIK BİRİMLERİ VE AİLE SAĞLIĞI MERKEZLERİNİN ÖNEMİ

İntiharın bir halk sağlığı sorunu olduğunu söyleyen Akçay, işçi intiharlarının bireyleri intihara sürükleyen tüm sosyal ve ekonomik risk etmenlerini ortadan kaldıracak, insani çalışma ve yaşam koşullarını sağlayacak politikalarla önlenebileceğini belirtti.

“Bir sonraki basamak ‘erken tanıma’ ve ‘etkili müdahale’, bu amaçla intihar önleme programları geliştirilmelidir” diyen Akçay, işçilerin yaşamlarının büyük bir bölümünü işyerinde geçirdiğini, dolayısıyla “İşyeri Sağlık Birimleri”nin işçilerin intihar için risk oluşturabilecek ruhsal ve davranışsal değişikliklerini erkenden fark edebileceği potansiyel merkezlerden biri olduğunu ifade etti.

İşçi intiharlarının önlenmesi adına diğer bir önemli kuruluşun Aile Sağlığı Merkezleri olduğunu ifade eden Akçay, “Son basamak ise önleyici tedavi yaklaşımı daha önce intihar girişiminde bulunmuş işçilerin, tekrar intihara teşebbüs etmelerinin önlenmesidir. Bu amaçla, karşılaşılan her intihar davranışına yönelik etkin inceleme yürütülmeli ve tespit edilen nedenlerin ortadan kaldırılması sağlanmalıdır” dedi.

İŞÇİ İNTİHARLARININ ÇIKIŞ YOLU: ÖRGÜTLÜ MÜCADELE

İşçi intiharlarının, “faili olan düzene tepki içermesi itibariyle politik bir nitelik” taşıdığını ifade eden Akçay, intihar eden işçilerde hayatlarını değiştirme noktasında derin bir umutsuzluk ve yalnızlık duygusunun hâkim olduğunu söyledi. Bu duruma karşı ancak örgütlü mücadele ve sendikalaşma ile çıkış yolunun mümkün olacağını söyleyen Akçay şöyle devam etti:
“Eğer söz konusu koşullara karşı işçiler yalnız olmadıklarını, birlikte mücadelenin mümkünlüğünü ve değiştirici potansiyelini deneyimleyebilirlerse, sınıfsal tepki bireysel tepkilerin yerini alabilirse, gittikçe ağırlaşan yaşam ve çalışma koşulları yapıcı-onarıcı bir gücün/iradenin fitilini ateşleyerek, kümülatif bir şekilde toplumsal sosyolojik birtakım sıçramalara yol açabilir.”

AŞAĞILANMA, AZARLAMA, DEĞERSİZ HİSSETME…

Ekonomik nedenlerden dolayı işçi intiharlarının arkasında yapısal ve öznel çeşitliliğin olduğunu ifade eden İSİG Meclisi’nden Kansu Yıldırım, toplumsal, ekonomik, siyasal olgularla birlikte, işçinin duygu durumu, akıl ve ruh sağlığının bütünlüğünün de işçi intiharlarında etkili olduğunu söyledi. Yıldırım, şöyle devam etti:

“Sermayenin, kamunun kolektif yapısını parçalamasının işçiler üzerinde de doğrudan sonuçları oluyor. İşçilerin ve emeğin değersizleştirmesi, ekonomik sorunlar, patronları ve üstleri tarafından sürekli aşağılanma ve azarlanma gibi, kendilerini sürekli değersiz hissetmelerine yol açan bir sistemin varlığı, intiharları daha çok konuşmamıza neden oluyor.”

‘GÜVENCESİZLİK İŞYERİ İNTİHARLARINI ARTTIRIYOR’

İşçi ve işyeri intiharlarında dört temel sınıfsal, yapısal faktörün öne çıktığını, bu faktörlerin işsizlik, borçluluk, iş yükü ve baskıdan oluştuğunu dile getiren Yıldırım, “İşçilerin üzerindeki sermaye denetimi ve tahakkümü arttıkça, istatistiksel olarak, hem iş cinayetlerinde hem de işçi intiharlarında bir artış gözlemleniyor. Ayrıca yıllara göre güvencesizliğin derinleşmesine paralel olarak işyeri intiharlarında bir artış olduğunu söyleyebiliriz” dedi.

‘İŞÇİLERİN POSASI ÇIKINCAYA KADAR…’

DİSK-AR’ın verilerini hatırlatarak, gençlerin sadece yüzde 49.3’ünün işgücü içinde yer aldığını söyleyen Yıldırım, icra dosyalarında ve kredi kartı borcunu ödeyemeyen kişi sayısında artış olduğunun, yapılan araştırmalarla ortaya konduğunu belirtti. Yıldırım, şunları ifade etti:
“Birbiriyle ilişkili bu sorunların kaynağında, servet transferini hızlandıran, sömürüyü yoğunlaştıran, işçileri yaşamın her alanında disiplin mekanizmalarıyla kuşatan despotik emek rejimi bulunuyor. Düşük ücret ve ucuz meta üretimine dayalı ihracat modelini benimseyen iktidar, işçileri posası çıkıncaya kadar çalıştırarak bu modeli ayakta tutabiliyor. Sömürü düzeninden kaynaklı işçi intiharları bize özgü değildir, küresel kapitalist üretimin genel eğilimiyle ilişkilidir. Dünya Sağlık Örgütü’nün bir verisine göre her yıl ortalama 800 bin kişi intihar ederek hayatına son verirken bu intiharların yüzde 79’u düşük veya orta gelirli ülkelerde gerçekleşiyor.”

‘İŞ CİNAYETLERİNİN YÜZDE 98’İ SENDİKANIN BULUNMADIĞI YERLER’

Sınıfsal eşitsizlik, işsizlik, borçluluk, yoksunluk, yoksulluk, aşırı çalışma, işyerinde sözlü veya fiziksel şiddet, aşağılanma, değersizlik duygusu, depresyon, tükenmişlik sendromu arttıkça işçinin üzerindeki zihinsel ve fiziksel baskının arttığını, bu durumunda umutsuzluk, çaresizliği beraberinde getirdiğini ifade eden Yıldırım, şunları kaydetti:

“İşçi intiharlarına ve iş cinayetlerine karşı en etkili ve kalıcı hamle, işçilerin örgütlülüğünü, sermayenin parçaladığı kolektif bütünlüğünü geri kazandırmaktır. Siyasal ve ekonomik talepleri etrafında örgütlenmenin önemini iş cinayetlerinde görüyoruz; iş cinayetlerinin yüzde 98’i ilgili işyerinde herhangi bir sendikanın bulunmadığı yerler.”

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu