Son Dakika: 2002’deki oy oranına gerilemişti… Erdoğan’dan ‘milletvekili’ ve kabine mesajı

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 14 Mayıs’ta gerçekleşen Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili seçimlerinin ardından CNN Türk – Kanal D ortak yayınında açıklamalarda bulundu.

“MİTİNG DÜŞÜNMÜYORUM”

Erdoğan’ın açıklamalarının satır başları şu şekilde:

“*Böyle bir programı seçimden sonra sizinle yapıyoruz. 14 Mayıs’ta rekor katılımla milli iradeyi sandığa yansıtan vatandaşlarıma teşekkür ediyorum. Türkiye’mize yakışır demokrasi şöleni yaşadık. Dünyada eşi benzeri yok, yüzde 90’a varan katılım. Siyasal katılımı artırmak için çaba serf eden adaylara ve görev yapan kamu personeline teşekkür ediyorum.

*Çalışmaya başladık. Tüm liderler görüştük. Önümüzdeki günleri iyi değerlendireceğiz asla rehavete katılmayacağız. Miting düşünmüyorum. Deprem bölgesinde halk bütünleşmek adına miting toplantılar yapacağım. onlara çok hakaret ettiler gönüllerini almak isterim. Bu hafta sonu gideceğim. 

*Bekledikleri oyları alamadıkları için bir daha buralara destek yok yardım yok gibi ifadeler kullandılar. Milletimize karşı daima samimi olduk. Hayal satmadık. Milletimizin aklını hiçbir zaman hafife almadık. Seçim meydanlarında verdiğimiz tüm sözlerin arkasındayız. Milletten yetki aldıktan sonra hepsini hayata geçireceğiz. Yaptığımız eleştiriler teyit edildi. Milletimiz ayrıca kumpas ve kaset siyasetini de reddettiğini göstermiş oldu. Muhalefet artık terör örgütleri ile seçim kazanamayacağını anlaması gerekiyor. Bu millet kendisine hizmet edeceklere oy veriyor. Terör örgütlerine değil. Kılıçaroğlu’nun en azından 12 gün boyunca temiz siyaset yapmasını bekliyoruz.

*Özellikle benim halkım, kucaklayıcı, nefret kokan değil dışlayan değil özellikle samimiyet içinde. Bu finalin de böyle tamamlanmasını bekliyor. Benim milletim terör örgütleri ile birlikte bir seçim görmek istemiyor. Onlarda sadece kan kin ve ölüm var. Böyle bir şeyi Türk milletinin beklemesi olabilir mi? Düşünün deprem bölgesine tehdit savuruyorlar. Böyle bir şey olabilir mi? Kendilerine oy vermeyenlere hakaret ediyorlar. Devlet kurumlarını yıpratmayı sürdürüyorlar. Bu jakobenler CHP’nin başında olduğu sürece millet ne mesajı verirse versin yeterli olmayacaktır.

*Biz oranın bize olan oy noktasında yaklaşımını biliyoruz ama bizim için Defne’de ölen insanlar önemli. Devletsen bu hizmeti en yüksek seviyede yapmanız gerekiyor. Ben bugüne kadar gerek başbakanlığım gerek cumhurbaşkanlığım döneminde böyle bir ayrımı hiçbir yerde yapmadım. Van depremini hatırlayın. Van bizim yüksek oy aldığımız bir il değil. Daha ikinci akşam orada oldum ve tüm arkadaşlarımı seferber ettim. Belediye başkanı muhalif bir partidendi. Büyükşehirlerde su olayını çözmek belediyenindir. Adam müdahale etmiyor. Veysel Bey’e dedim ki DSİ’yi buraya sok ve buranın su sorununu çöz. Adeta Van gölünün etrafında yalılar yapar gibi konutlar yaptık. Biz oradaki süreci devam ettirdik. Şu an bile Van’da ikinci parti konumundayız bu kadar hizmete rağmen. Ama bu ben Van’ı ihmal edebilirim demek değildir. Sen bu sorumluluğu üzerine aldığına göre bu ülkenin tamamı bu hizmete layıktır. Milletimizin her bir ferdine hizmet için varımızı yoğumuzu ortaya koyduk. Deprem bölgesinde 50 bin vefatımız var. Hangi partiye oy verirse versin kucaklayacaksın. Bazıları hala annesinin babasının öldüğünü bilmiyor.

*Önce yerelden başlayayım. Şimdi İstanbul’da belediye başkanlığı malum CHP’de. Ama meclis bizde. Ankara’da durum yine aynı. Meclis bizde. Şimdi burada örneklemek istiyorum, sağlıklı bir yönetim isterseniz, bu yönetimi gerek yürütme, gerek yasama olarak uyumlu olursa orada neticde farklı olacaktır. Meclis’te böyle sağlıklı bir yapı ortaya çıkmazsa sıkıntılar olacağı bir gerçek. Yasama ve yürütmenin uyumlu olması ülkenin geleceği için çok ciddi neticeler doğuracaktır. Hükümet sistemini değiştirirken bu seçimlerin aynı zamanda yapılmasını bu yüzden yaptık. Burada iki kelime çok önemli: İstikrar ve güven. Yasama ve yürütmenin eş güdümlü olması çok önemli. 5 yılda biz bunu gösterdik. Geçmişteki o koalisyon dönemlerini düşünün. Ne çileler çektik. Cumhur İttifakı’nın Meclis’teki güçlü duruşu bizi de güçlü kılıyor.

“ERKEN SEÇİME GİTME DURUMU YOK”

*Erken seçime gitme durumu yok. Cumhur İttifakı 322 ile parlamentoda olduğu sürece böyle bir adım olmaz. 28 Mayıs çok çok farklı olacak. Bu bir sinyal olacak. 29 Mayıs’a çok farklı uyanacağız diye düşünüyorum. Çok oy alacağımıza inanıyorum. 1. turdaki yol haritasını aynen uygulayacağız diyemem. Onun benzerini deprem bölgesinde uygulayacağız. İstanbul ve Ankara’da teşkilatımız şehri ziyaretlerle geçecek. Hemşeri dernekleriyle iç içe olacağız. Gençlikle yapacağımız görüşmelerle bu süreci farklı bir şekilde işleyeceğiz. 2. turda 1. turda olduğu gibi sandıklara koşacağına inanıyorum. Mayıs ayındayız. Özellikle Karadeniz’de çaya gidenler, fındığa gidenler olabilir. Ne olur bunu erteleyelim. Önce oyunuzu kullanın sonra bu seyahatları yapın. Bu zamanı iyi değerlendirin. Millet bize daha çok gönül alalım diye 2 hafta verdi.

‘KABİNE’ MESAJI

*Cumhurbaşkanı veya başkan kuracağı kabinede birçok özellik arar. Mevcut kabinemiz büyük bir sınav verdi. Yeni dönem biraz daha farklı olacak. Üzerinde çalışmalarımız var. Güçlü bir kabine ile inşallah yeni dönemde mevcut eksiklerimizi de gidererek Türkiye Yüzyılı’nda devam ettirmeyi düşünüyoruz. Ama bu bir ülkeyi yanıma çekeyim bir ülkeyi uzağa iteyim gibi bir şey bizde yok. CHP’nin yaptığı gibi Rusya’ya meydan okuyayım gibi bir şey söz konusu olamaz. Benim dargın küskün olduğum bir lider yok. Hepsi ile görüşmeleri yapıyorum. Siz bir ülkeyi bir kenara attığınız zaman kaybedersiniz. İplikle de olsa aranızdaki bağı koparmayın.

“PARTİMDE MAALESEF BİR DÜŞÜŞ VAR”

*Seçim sonucuna göre Cumhur İttifakı olarak 322 vekile ulaştık. Muhalefette böyle bir çoğunluk söz konusu değil. Partimde maalesef bir düşüş var, az olsa bir eksiklik söz konusu. Dün yaptığımız toplantıdan sonra çalışıyorlar. Nerede ne tür eksiklerimiz oldu bunları gidermek üzere hazırlığımızı yapmamız lazım. İç muhasebemizi yapacağız ve gereken adımları atacağız.

DEPREM BÖLGESİ

İstanbul, Ankara İzmir bunlar Türkiye’nin özeti. Biz sözlerimizi tuttuk. Ben bunlara deprem turisti diyorum. Bunlar deprem yerlerine turist gibi gittiler, döndüler. Ben de aynı yerlere gittim. Orada vatandaş yaşlı bir amca ‘benim bir traktörüm vardı, yandı halim ne olacak’ dedi. Ben kendisine dedim ki senin traktörün bu hafta gelecek dedim gönderdim. Konutum ne olacak diyen bir vatandaşım vardı. CHP’liymiş. Dedim konutları süratla yapacağız sen de yerleşeceksin. Teslime gittim. Yanıma sokuldu dedi ki ben size inanmıyordum. Milletim diyor ki bunlar söz verdiği zaman yapar. Biz dedik ki köy evlerini size teslim edeceğiz, yaptık. Devlet Bey ile beraber teslim ettik. Yanlarında ahırı da var.

*Bu sloganı duyuyorum. Yaparsa reis yapar diyorlar. Vatandaş bunu dediğine göre bunu teyit etmişiz. Bundan sonra da milletimize mahçup olmayacağız. Buradaki Defne Hastanesi bunun örneğidir. İnşaat mühendisi değil anlamıyorlar bu işlerden ama yalan üzerinden bazı iddialarda bulunuyorlar. Biz kovid döneminde hastane yaptık, 3 ayda bitirdik. Tüm mesela bunu yaparken radye temel ile yapıyoruz. Radye temel ile bu adımlar atılıyor. Bir de kalkıp sen 5 kat, 10 kat yapmıyorsun. Defne Hastanesi ortada. Gün gün gösterildi yapımı. Çok çok sağlam. Depreme dayanıklılık konusunda bir sıkıntı yok. Bunu İstanbul’da da yaptık. Pandemi döneminde çok büyük işler gördü. Sancaktepe’de de aynı projeyi yaptık.

YURTDIŞI SEÇMENİ 

*Yurtdışında 1 milyon 800 bine yakın oy kullanıldı. Şahsıma 1 milyonun üzerinde oy çıktı. Yurtdışındaki tüm vatandaşlarıma çok teşekkür ediyorum çünkü ne tür çileler çekerek oy kullanmaya gittiklerini biliyorum. Bunu çok kıymetli buluyorum. Gurbetçilerimiz 21 yılda yaşanan değişimi çok iyi anlıyor ve görüyor. Biz de yurt dışındaki vatandaşlarımızı hiçbir zaman yalnız bırakmadık. Emeklilikten diğer konulara birçok adımı attık. İslam düşmanlığı ile mücadelede onların yanında olduk. Devletin gücünü onlara hissettirdik. 28 Mayıs’ta inanıyorum ki sandığa gideceklerdir, gitmelerini rica ediyorum.

*İlk turda elde ettiğimiz başarıda gençlerin büyük payı var. Geçici olarak Meclis Başkanlığı’na gelecek. Zaten hak da onun. Bugün müsaadesiyle bu konuyu da konuştuk. Kılıçdaroğlu, koltuğunu kaybetme korkusu yaşayınca mutfaktan çıkmış makamına geçmiş. Kendi partisi de 28 Mayıs’tan sonra Kılıçdaroğlu’na gereken dersi verecektir.”