TRT ekranlarında ilk propagandasını yaptılar! İşte cumhurbaşkanı adaylarının mesajları

14 Mayıs cumhurbaşkanlığı seçimi için adayların radyo ve televizyon birinci propaganda konuşmaları yayımlandı. Yüksek Seçim Heyeti’nde gerçekleştirilen isim çekme sürecine nazaran birinci konuşmayı Kemal Kılıçdaroğlu yaptı.

“TRT GERÇEKLERİ HALKTAN GİZLİYOR”

Kemal Kılıçdaroğlu, TRT’de yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Sevgili halkım. TRT siyasal iktidardan bağımsız, kamu yayıncılığı yapmak için kurulmuştur. Lakin bugün TRT, iktidar partinin yayın organı haline geldi. Halbuki haber alma özgürlüğü temel haklardandır. TRT her gün kendi prensiplerine ve mevzuatına alışılmamış yayın siyasetiyle cürüm işliyor. Halkın vergileriyle ayakta kalmasına karşın iktidarın propagandasını yapıyor. TRT gerçekleri halktan gizliyor. TRT sizlerden asıl neyi gizliyor? Bugün propaganda yapmak için karşınızda değilim. Devletimizin televizyonunun sizden gizlediği gerçekleri anlatacağım.

“AFAD NEREDE DİYEN VATANDAŞLARIMIZIN MANZARALARI TRT’DE YAYINLANDI MI?”

Geçen yıl Ankara’da elektriği kesilen İbrahim’e konuk oldum. İbrahim Beyefendi bana “Çocuk Esirgeme Kurumu’nda büyüdüm. Çöp toplayarak geçindim, artık simit satıyorum. Elektriğim kesik” dedi. TRT size faturalarını ödeyemediği için karanlığa mahkum edilen milyonlarca vatandaşımızı gösterdi mi? TRT hayatını kaybeden 41 maden emekçisini haber yaptı mı? Yapmadı. Şanlıurfa’da iktidar partisi adayının kardeş ve akrabaları tarafından eşi ve iki evladı öldürülen adalet aramak için yıllardır nöbet tutan Emine Şenyaşar’a sarıldım. Emine Hanım’ın bitmeyen göz yaşlarını TRT halkımıza gösterdi mi? Göstermedi. 8 Şubat’ta Hatay Samandağ’daydım. “İçeride annem, abim ve babam var. Ses veriyorlar. Termal kamerada ısı da var. Lakin girecek ekipman yok” diye bize feryat eden gencimizi TRT’de gördünüz mü? Görmediniz. “Devlet nerede? AFAD nerede?” diyen vatandaşlarımızın imgeleri yayınlandı mı? Yayınlanmadı. Ergenekon kumpasıyla canına kastedilen Kuddisi Okkır’ın meskenine gittim. Beni metanetle karşılayan Sabriye Okkır hanımı gördünüz mü? Görmediniz. “Süt veren ineğimi kestirip kredi ödüyorum” diyen Meliha Hanımı pekala? Görmediniz. KPSS’de derece yapmasına karşın atanamayan Salihcan’a yer verdi mi TRT? Vermedi.

“HAK ETTİĞİMİZ NİZAMI DAİMA BİR ARADA KURACAĞIZ”

Sokakta uyuşturucu torbacıları tarafından ülkücü hareketin en bedelli evlatlarından biri olan ve hunharca katledilen Sinan Ateş’in eşini gösterdi mi? Bebeklerini gösterdi mi? Ateş ailesinin kıssasını dinlediniz mi hiç TRT’de? Dinleyemediniz. Seyahat Parkı davasında haksız yere mahpus yatan kent plancısı Tayfun Kahraman tutuklandı. Cezaevine girmeden evvel kızına son sarılışını gördünüz mü? TRT son 7 yılda beni yalnızca bir defa davet etti. Ben bu defa bana ayrılan süreyi gerçekleri duyun diye kullanmak istedim. Zira bu seçim onların seçimi. Bu seçimde onlar aday. Ekmeği, suyu, geleceği çalınmış 85 milyon aday. Her birimiz refah, huzur ve adalet hasretiyle insanca yeni bir tertip kurmak için adayız. 14 Mayıs’ta yalnızca bana oy vermeyeceksiniz. Adalet arayan herkese oy vereceksiniz. Kendiniz, sevdikleriniz ve geleceğiniz için oy vereceksiniz. Hak ettiğimiz nizamı daima bir arada kuracağız. Birleşe birleşe kazanacağız.”

“TRT EKRANLARINDA GEREĞİNCE YER BULAMIYORUZ”

ATA İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan şu sözleri kullandı: “TRT’nin adaylara eşit kurallarda yer vermediğini söz etmek isterim. TRT’yi size şikayet etmek isterim. TRT ekranlarında ne yazık ki gereğince yer bulamıyoruz. Biz bu ülkede adaleti sağlayacağız. Biz bu ülkede haksızlığı ortadan kaldıracağız. Hiç kimse hakkının yenildiğini düşünmeyecek. Devletin dininin adalet olduğu unsuru bütün vatandaşlarımızca benimsenecek ve bu devletimiz tarafından da herkese eşit biçimde gösterilecektir. Bizim bugün bir aday olarak eşit fırsatlarda yarışamamamızı belirtmek isterim. 14 Mayıs seçimleri ülkemiz için bir baht seçimidir. 14 Mayıs’ta siz bu ülkeden 13 milyon sığınmacı gitsin mi yoksa kalsın mı onu oylayacaksınız. CET İttifakı’na oy verirseniz sığınmacılar gidecek.

“SIĞINMACILAR ÜLKELERİNE GİDECEK”

“SİYASETÇİLERİN ÜLKEYİ AŞAĞIYA ÇEKMESİNE MÜSAADE VERMEYECEĞİZ”

Çok sayıda insanımız sarsıntıda hayatını kaybetti. Biz birinci günden beri zelzele bölgesindeydik. Birinci günden beri bizim gördüğümüz sarsıntı bölgesinde tam bir beceriksizlik kelam konusuydu. Biz bu ülkede artık raydan çıkan sistemi tekrar rayına oturtacağız. Siyasetçilerin bu ülkeyi aşağıya çekmesine müsaade vermeyeceğiz. Bizim cumhurbaşkanı olduğumuz bir ülkede Kızılay çadır satamayacak. Bizim cumhurbaşkanı olduğumuz bir ülkede birinci üç gün sarsıntıya müdahale konusunda gecikilmeyecek. Kimse en doruktan talimat beklemek zorunda kalmayacak. Bizim yönettiğimiz ülkede liyakat olacak.”

“DEVLET İŞ YAPAMAZ HALE GETİRİLMİŞTİR”

Memleket Partisi Genel Lideri Muharrem İnce şöyle konuştu: “21 yıldır iktidarda bulunanlar ülkemizin hiç bir temel sıkıntısını çözememiş hala içi boş vaatlerle bir seçim daha kazanma peşindedir. Daha evvelki seçimde olduğu üzere bu seçimi Türkiye Cumhuriyeti’nin beka seçimi olarak yutturmaya çalışmaktalar. Milletimizin devlet kurumlarına inancı kalmamıştır. Merkez Bankası, Kızılay, TÜİK, TRT üzere kurumlarımıza itimat tarihin en düşük düzeylerindedir. Bağımsız ve tarafsız yayın yapması gereken TRT, iktidarın yayın organı haline gelmiştir. Devletin kurum ve konseyleri tarumar edilmiş, devlet iş yapamaz hale getirilmiştir.

“BU İKTİDARIN GİTMESİ ŞARTTIR”

Ekonomi yönetilemez hale gelmiş, işsizlik ve yoksulluk artmış ülke ve beşerler borç batağına batmıştır. Yürütülen yanlış tarım ve hayvancılık siyasetleriyle ülkemiz kendini besleyemez hale gelmiştir. Ülkemiz denetimden çıkmış bir göç siyaseti sonucunda devasa bir mülteci ve sığınmacı sıkıntısıyla karşı karşıya bırakılmıştır. Denetimsiz formda ülkemize girmelerine müsaade verilen bu sığınmacılar şimdiden önemli bir beka ve asayiş sorunu haline gelmiştir. Bu iktidar periyodunda liyakat ve ehliyetle, makam ve vazifeler ortasındaki bağ koparıldı. Partili olmak ve kayıtsız olarak biat etmek her vazife için kural haline getirildi. Liyakat bir kenara atıldı. Devlet ayak üstü kararlarla ve günü birlik siyasetlerle yönetim edilir hale geldi. Türkiye’nin hiçbir problemine deva olamayan bu iktidarın gitmesi kuraldır.

“TÜRKİYE VEFATLA SITMA ORTASINDA TERCİH YAPMAK ZORUNDA DEĞİL”

Ancak ‘bu gitsin de yerine ne gelirse gelsin’ mantığı yanlışsız bir mantık değildir. Memleketimizin içinde olduğu bu karanlık tabloyu dağıtmak ve umudu yine yeşertmek üzere ülkemizin bu iktidardan da bu muhalefetten de kurtulması gerektiği inancıyla üçüncü bir yol olarak her türlü zorluğu, meşakkati ve saldırıyı göze alarak karşınızdayız. Biz ne iktidara karşı olduğumuz için teröristiz ne de bu muhalefeti eleştirdiğimiz için bölücüyüz. Türkiye mevtle sıtma ortasında tercih yapmak zorunda değildir. Milletimize üçüncü bir yol var demek için karşınızdayız. Ülkeyi içinde bulunduğu duruma düşürenlerin ülkeyi kurtarması beklenemez. İktidardakilerin 21 yıldır iktidarda değillermiş üzere daha önceli vaatlerini yerine getirmişler üzere yeni vaatlerle ortaya çıkmaları, muhalefettekilerin daha evvel tekraren seçim kaybetmelerine karşın birebir formülleri kullanarak iktidarı devirebilecekmiş üzere ortaya çıkmaları milletimizin aklıyla dalga geçmektir. O nedenle ne cumhur ne millet tek yol memleket diyoruz.

“YARGIDAKİ SİYASALLAŞMAYI ÖNLEYECEĞİZ”

Memleketimizin yaralarını sarmak, milletimizin kederlerine derman olmak gayesiyle ne sağdan ne soldan Atatürk’ün yolundan diyoruz. Memleketi adalet ve ahlak ölçütleriyle yöneteceğiz. Akıl demek devlet idaresinde hesabı yanlışsız, ölçülü yapmak demektir. Adalet devletin dinidir. Adaleti olmayan devlet ayakta kalamaz. Devlet denetim ve kontrol sistemlerini sağlayamıyorsa, yapanın yanına çalanın hanesine kar kalıyorsa orada ekonomi işlemez refah artmaz. Devleti yönetirken akıllı adaletli ve ahlaklı olacağız. Bağımsız faal ve gecikmeye, talimatla hareket etmeyen bir yargı nizamı kuracağız. Yargıdaki siyasallaşmayı önleyeceğiz. FETÖ, PKK, Hizbullah, IŞİD ve bütün terör örgülerine karşı odunsuz çaba edeceğiz. Kamu yöneticileri seçimlerinde liyakat ana unsurumuz olacak. Her türlü ayrımcılığa son vereceğiz.”

“TARİHİ BİR ZİHNİYET İHTİLALİ GERÇEKLEŞTİRDİK”

Son konuşmayı yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise şunları söyledi: “Bugüne kadar girdiğimiz 15 seçimin tamamında sizlerin sandıkta verdiği onayla ülkemizi yönettik. Elbette eksiklerimiz, yanılgılarımız olmuştu. Lakin içtenlikle hizmet vermek için çalıştığımızı kimse inkar edemez. Türkiye’nin son 21 yılında hayata geçirdiğimiz ıslahatlarla tarihi bir zihniyet ihtilali gerçekleştirdik. Mardinli Aziz Sancar hocamız Nobel Ödülü’nün kazandığında kimse ona kökenini sormadı. Hataylı Uğur Şahin aşıyı geliştirdiğinde kimse onun nereden geldiğine bakmadı. Yozgatlı İstek Kayaalp, güreşte muvaffakiyetler kazandığında nereli olduğunu sormadı. Milletçe bu kıymetlerimizin hepsinin farklı alanlardaki başarılarıyla gurur duyduk.

“BU ÜLKENİN HİÇBİR FERDİ KAYBETMEYECEK”

Her nerede olursa olsun bu ülkenin bir bireyi olarak Türkiye’ye paha katan tüm vatandaşlarımızla iftihar ediyoruz. Ülkemizin bugün geldiği düzeyde emeği olan herkesi hiçbir ayrım yapmadan kenetlenmeye davet ediyoruz. Geçtiğimiz 21 yılda ülkemizin asırlık demokrasi ve kalkınma eksiklerini giderirken daima bugünlerin hasretini yaşadık. Biz daima insanı yaşat ki devlet yaşasın öğüdünün müsaadeden gittik. Bunun için ne çabalar verdiğimizi en düzgün sizler biliyorsunuz. Ülkemizi terör örgütlerinden, darbecilerin namlularından kurtarma uğraşı verirken daima ülkemizin huzurunu düşündük. 14 Mayıs’ta evlatlarımızın geleceğinin aydınlığını hedefliyoruz. 14 Mayıs’ta o denli bir kazanacağız ki, bu ülkenin hiçbir ferdi kaybetmeyecek.”