Spor

“Ülke futbolu olarak bu hale düşmeyi hak ettik mi?”

Paylaş:

Avrupa Kupaları’nda dolu dizgin ilerlemeye devam ediyoruz. Sonuçlar, oynanan futbol bunu gösteriyor.

Ama şunu da bir sormalıyız. Türkiye’nin Avrupa’ya katılan 4 takımından 3’ü en düşük prestijli kupası olan Konferans Ligi’nde 3 ön eleme maçı oynuyor.

Ülke futbolu olarak bu hale düşmeyi hak ettik mi?

Gruplara kalmak için 3 ön eleme maçı oynamak genellikle küçük, az nüfuslu ve futbol açısından çok gelişmemiş Avrupa ülkelerinin takımlarına özgü bir durum sanıyorduk.

Megerse futbolda başarısız ülkelere göre yapılıyormuş.

O yüzden yükselmeye devam etmeliyiz.

Avrupa Ülkeler sıralamasında 10. Sıradayız ve İskoçya’yı takibimiz sürüyor.

Dün akşama dönersek, takımlarımız ilk maçlardan fişi çektikleri için ikinci maçlar kısmen daha farklı bir kadro yapısıyla daha farklı bir futbol atmosferinde geçti. Maçlarla ilgili notlarımı sizlerle paylaşmak isterim.

MARIBOR – FENERBAHÇE

Fenerbahçe 3-1’in rövanşında Slovenya’da takımdan ayrılmasına artık kesin gözüyle baktığım eski kaptanı Altay Bayındır’dan yoksun çıktı. Ve Tribündeki olaylardan dolayı yarım saat duraksayan maçı 0-3 kazanarak Play-offlara yükseldi.

Ismail Kartal, Hücumda geçen haftaki yazımda formayı Dzeko’dan kapabilir dediğim Batshuayi onun tam arkasında Szymanski, solda Tadic sağda ise İrfancan Kahveci ile başladı.

Zaman zaman iki 8 gibi oynayan Ismail ve Zajc ikilisinden Ismail sık sık 6 numara pozisyonuna da geçerek değişken ve diri bir orta saha oluşmasını sağladı.

Ismail yüksek bireysel olarak yine çok iyi bir maç çıkardı. Fred geldikten sonra dahi Ismail’i ilk 11’in değişmez oyuncusu olarak görmemiz yüksek ihtimal. Hem savunma müdahalelerinde hem de bağlantı oyununda isminden büyük bir oyun oynuyor.

İrfancan Kahveci’yi Fenerbahçe’ye geldiğinden beri en çok eleştiren yorumculardan biriyim. Bunda da haklı sebeplerim olduğunu düşünüyorum. Ama İrfancan kağıt üstünde bu sezonki 5 resmi maçta 2 gol, 2 asistlik performansla 4 gole doğrudan katkıda bulundu. İşte geldiğinden beri Fenerbahçe taraftarının da beklediği skor katkısı aslında tam da buydu.

Bir parantez de Batshuayi için açmak gerek. Takımın şımarık ve duygusal çocuğu Batshuayi zaman zaman takıma kuş gibi görünse de bugün yaptığı mükemmel asist sonrası golü atan İrfancan’ın koşma şeklini taklit etmesi, İrfan’ın da ona ayak uydurarak eğlenmeli takım içindeki birlik beraberlik mesajı açısından önemliydi.

Tadic demek gole katkı demek. Biz Ajax’ta böyle gördük. Fenerbahçe’deki 5 maçlık performansı da 3 gol 2 asist ile 5 gol katkısı… Daha sezonun çok başı… Tadic’i izlemeye devam edelim.

Fenerbahçe şimdi Play Off’ta gerçek bir rakiple karşılaşacak.

Hollanda’nın köklü kulüplerinden Twente Fenerbahçe’nin Play Offtaki rakibi oldu. İlk maç 24 Ağustos’ta.

BEŞİKTAŞ – NEFTÇİ

Beşiktaş da ilk maçtaki skor avantajından dolayı rahat çıktığı maçı baştan sona üstün oynayarak 2-1 kazandı.

İlk yarısı belki de dünyanın en sıkıcı karşılaşmalarından biriydi diyebiliriz. Temposu bir türlü yükselmeyen, bir sonuca da varmayan başarısız sanat filmleri gibi bir ilk yarı izledik.

Tabii bu durumda Beşiktaş’ın biraz daha yedek ağırlıklı bir kadroyla sahaya çıkmasının da etkisi vardı.

Aboubakar, Amir ve Masuaku’yla ikinci yarıya başlayan Şenol Hoca çok geçmeden de bu kararın meyvelerini topladı.

Aboubakar da Masuaku da çok özel oyuncular. Aboubakar hangi açıdan nasıl gol atacak bunu tahmin etmek güç. Dünya Kupası’nda da sıra dışı goller atıp gözlerin pasını silmişti. Dün de öyle yaptı.

Masuaku ise güç ve dayanıklılığın yanına teknik beceri de eklemiş bir oyuncu. Umut Meras’tan sonra onu izlemek keyif verdi.

Şenol Güneş Gedson Fernandes’den bir Talisca yaratmaya çalışıyor. Bu formül de tutmaya başladı gibi duruyor. Bakalım laboratuarda bir kaza yaşanacak mı?

Son not da Demir Ege Tiknaz için…

Ben soğukkanlılığını ve oyun görüşünü çok beğendim. Tebrik ederim.

Beşiktaş için sıradaki rakip geçen yıl Fenerbahçe ile karşılaşan, Beşiktaş’ın eski Teknik Direktörü Lucescu’nun çalıştırdığı Dinamo Kiev.

Zor bir rakip. Takımın daha çok çalışması şart.

OSIJEK – ADANA DEMİRSPOR

5-1’lik muhteşem skorun ardından ateşli Hırvat taraftarların önünde amacı skoru tutup, oyundan keyif almak olan bir Demirspor vardı.

Geçen hafta da gözümün üzerinde olacağını söylediğim Yusuf Sarı açılışı yaptı ve 0-1 skoruyla öne geçti Adana.

Ancak genel olarak oyun üstünlüğünü bir türlü alamadı.

Burada da konsantrasyonun önemi ortaya çıktı.

Sonuç olarak Adana Demirspor Osijek’i eledi ve Belçika temsilcisi Genk ile eşleşti.

Adana Demirspor Niang’in takıma adapte olmasıyla çok daha güçlü hale gelecek.

Savunmadaki sorunları çözdükleri takdirde Genk’i de eleyebilecek güce sahipler.

Son not, ben hocanın yerinde olsam kalede Ertac ile başlarım.

Açıkçası Karacic performansıyla pek güven vermiyor.

Paylaş:

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu