Utku Çakırözer: Büyükelçiyi baht değil, çarpık idareniz öldürdü

Kahramanmaraş merkezli zelzelede enkaz altında kalan Dışişleri Bakanlığı Hatay İrtibat Ofisi Temsilcisi İhtilal Öztürk’e yaklaşık 42 gündür ulaşılamazken, Dışişleri Bakanlığı’nın ‘yurt içi irtibat ofislerine yaptığı büyükelçi atamaları’ TBMM’de tenkit konusu oldu.

Büyükelçi Öztürk’ün durumunu gündeme getiren Meclis Dışişleri Komitesi Üyesi ve CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, “Büyükelçi İhtilal Öztürk’ün enkaz altında kalması bir baht değildir! AKP devrinde Dışişleri Bakanlığı’nın çarpık idare anlayışı ve umursamazlığının bir sonucudur. Yurt dışındaki temsilciliklerimizi eş dost, ahbap çavuş ilgisiyle siyasi atamalarla doldurdukları için, bakanlığın tecrübeli büyükelçileri Hatay, Edirne, Gaziantep, Diyarbakır, İzmir, Antalya’daki irtibat ofislerine gönderiliyor” dedi.

Dışişleri Bakanlığı’nın yurt dışında bina kiralarken sağlam olup olmadığı konusunda her türlü incelemeyi yaptırdığını anımsatan Çakırözer, “O vakit Hatay’a atanan Büyükelçi İhtilal Öztürk’e tahsis edilen konut, Rönesans Rezidans’tan alınırken ya da kiralanırken birebir hassas inceleme yapıldı mı? Yapılmadıysa sorumlular hakkında Dışişleri Bakanlığı’nda bir soruşturma başlatıldı mı?” diye sordu.

YURTİÇİNE BÜYÜKELÇİ ATANIR MI?

Onbir ili etkileyen sarsıntıda Antakya’da 12 katlı Rönesans Rezidans’ın enkazı altında kalan Dışişleri Bakanlığı Hatay İrtibat Ofisi yöneticisi Büyükelçi İhtilal Öztürk 42 gündür bulunamadı. Rezidansın enkazı 24 Şubat’ta iş makinalarıyla kaldırılırken, Öztürk’ün vücuduna hala ulaşılamadı.

TBMM’de Dışişleri Kurulu toplantısında, Hatay’daki İrtibat Ofisinin başındaki Büyükelçi Öztürk ve bakanlık çalışanı Gökhan Aytaç’ın durumlarını gündeme getiren Komite üyesi CHP milletvekili Utku Çakırözer şunları söyledi:

“Depremde hayatını kaybeden Gökhan Aytaç için Allah’tan rahmet diliyorum. Öldü demek istemiyorum fakat Büyükelçi Öztürk de hala bulunamadı. Bakanlığınıza başsağlığı diliyorum.

Bu devlete 35 yıl hizmet etmiş bir büyükelçinin 42 gündür bulunamamış olmasının yanı sıra sorgulanması gereken değerli bir konu var: Dışişleri Bakanlığımızın kendi topraklarımız içinde yerleşik diplomatik temsilcilik açarak oralara büyükelçiler atama siyaseti yanlıştır.

AKP öncesinde yalnızca İstanbul’da bir Dışişleri Bakanlığı Temsilciliği vardı. O da birçok konsolosluk orada olduğu için ve milletlerarası toplantılar orada yapıldığı için. 2011 sonrasında yurt içi irtibat ofisleri ismi altında İzmir, Hatay, Edirne, Gaziantep, Diyarbakır ve Antalya’ya ofisler açıldı. Son devirde de bu ofislere hiç olmayacak biçimde büyükelçiler atandı.

Oysa ülkemizin rastgele bir bölgesinde milletlerarası bir gelişme olduğu ve çalışana yerinde gereksinim duyulduğu takdirde süreksiz görevlendirme öteden beri mümkün. Devletin valisi kaymakamı ve öteki tüm üniteleri fonksiyonlarını olağan sürdürürken, Dışişleri Bakanlığı’nın ülke içinde temsilcilik açmasının, haydi açtı oraya büyükelçiler görevlendirmesini sorgulamalıyız.

Bir büyükelçi bir ülkenin öteki bir ülkedeki en üst seviye temsilcisidir. Öyleyse tıpkı ülke içinde birçok vilayette büyükelçi görevlendirme mantığı nedir?”

Utku Çakırözer

“KADER DEĞİL, ÇARPIK İDARE ÖLDÜRDÜ”

Çakırözer, AKP iktidarı periyodunda yapılan siyasi atamaları da gündeme getirerek birçok yetişmiş meslek diplomatın bu nedenle yurt içinde verilen misyonlar ile yetinmek meselede bırakılmalarını eleştirerek şöyle konuştu:

“Büyükelçi İhtilal Öztürk’ün enkaz altında kalışı bir mukadderat değildir! Olsa olsa Bakanlığın çarpık işleyişi, yanılgılı idaresi ve umursamazlığının bir sonucudur.

Otuz yılı aşkın liyakatle mesleğini icra etmeye çalışan Büyükelçi Öztürk ve onun üzere onlarca yetişmiş büyükelçimiz, mesleklerinin ellerinden çalınarak ulufe dağıtılır üzere, diplomasiyle yakından uzaktan alakası olmayan, yalnızca ahbap çavuş alakaları ve siyasi ilişkileri nedeniyle gözetilen dışarıdan birtakım şahıslara verilmesi karşısında kendi meslek basamaklarında vazife bulamamaktadır.

İşte bu çaresizlik nedeniyle, tekrar mesleğimi icra etmenin yolunu açabilecek bir basamak olarak gördükleri için, kendilerine sunulan bu cins tali ve aslında çok da gerekli olmayan konumları kabul etmek durumda kalıyor. İşte bu yüzden Büyükelçi Öztürk’ün o gün orada oluşu baht değildir.”

“RÖNESANS‘TAN KİRALAMAYI KİM NASIL ONAYLADI?”

Büyükelçi Öztürk’e tahsis edilen konutun yer seçimini de gündeme getiren Çakırözer,

“Dışişleri Bakanlığımızın yurtdışı temsilciliklerinin bina seçimlerinde güvenlikten temsil niteliğine kadar onlarca konuya büyük ihtimam gösterilmektedir.

Antakya’daki irtibat ofisinin başındaki Büyükelçi Öztürk’e tahsis edilen konut için Rönesans Rezidans’ın seçilmesinde ne tıp kriterler göz önünde bulundurulmuştur?

Bina seçimini kimler yapmıştır, kimler onay vermiştir? Bu hüzünlü gelişmenin baş sorumlularının Dışişleri Bakanlığı’nda aranması gerekmektedir. Bu hususta Bakanlığınızda yürütülmekte olan bir soruşturma var mıdır?

Siz yürütmüyorsanız bile biz hem bu mevzuyu hem de daha evvel de tekraren lisana getirdiğimiz dışarıdan ahbap çavuş münasebetleriyle yapılan büyükelçi atamalarını çok yakından takipçisi olacağız” dedi.