GüncelGündem

Yeni yangıç türü bulunan Gökgöl Mağarası, bilim dünyasına yeni keşiflerin kapılarını aralıyor

Paylaş:

ZONGULDAK (AA) – Anadolu Ajansının (AA) “Türkiye’nin Mağaraları” dosya haberinin 20. bölümünde, Zonguldak’taki Gökgöl Mağarası’na yer verildi.

Turizme açık 875 metrelik bölümü gezilebilen mağara, her yıl yerli ve yabancı binlerce turisti ağırlıyor.

3 bin 350 metre uzunluğundaki, yürüyüş parkuru, cam köprüleri ve seyir terasının yanı sıra temiz havası, doğal ve mikroklima özelliğiyle de ilgi çeken mağara, Türk bilim insanlarının yürüttüğü çalışmada kabuklu sınıfı canlılardan “gammarus tumaf” ismi verilen yangıç türünün keşfedildiği yer olarak da adını duyurdu.

Binali Yıldırım Üniversitesi Biyoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Mert Elverici ve Kıbrıs Yaban Hayatı Araştırma Enstitüsünde görevli araknolog (örümcekleri ve akrepleri inceleyen zoolojinin alt dalıyla ilgilenen bilim insanı) Kadir Boğaç Kunt’un mağaradan topladıkları kabuklu örnekleri, Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Özbek, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyeleri İsmail Aksu ve Hazel Baytaşoğlu tarafından yeni tür olduğu belirlenen yangıç türüne, Türkiye Mağaracılık Federasyonuna (TUMAF) ithafen “gammarus tumaf” adı verildi.

Prof. Dr. Murat Özbek, AA muhabirine, Gökgöl Mağarası’nda yaşayan bu nadir türün koruma altına alınması gerektiğini söyledi.

Bu canlıların çok dar bir bölgede yaşadıklarını belirten Özbek, “Bu tür de tahminimce dünyada sadece Gökgöl Mağarası’nda var. İlave olarak, Zonguldak’ta 2013’te Cumayanı Mağarası’nda bulduğumuz ve bu yeni türle akraba olan ve adını ‘Gammarus baysali’ koyduğumuz başka bir tür daha var. Aynı kentte, iki farklı mağarada bulduğumuz bu canlı türleri biyolojik çeşitlilik açısından çok önemli.” diye konuştu.

“Yaptığımız çalışmalar temel bilimler çalışması”

Özbek, mağara habitatlarının çok özel olduğu ve yer altı sularıyla bağlantılarının bulunduğunu, karanlık habitatlar olmaları dolayısıyla buradaki canlıların genellikle o mağaraya özgü olduklarını anlattı.

Biyolojik çeşitlilik açısından bu canlıların doğal miras olduğunu vurgulayan Özbek, “Yaptığımız çalışmalar temel bilimler çalışması. Yani adı üstünde biz olayın temelini atıyoruz, bu canlının dünyada olduğunu kanıtlıyoruz.” dedi.

Özbek, literatüre kazandırılan canlı türünün önemine değinerek, “Bu canlının enzimleriyle, vücudunda yaşama ihtimali olan başka bir bakteriyle ilgili çalışmalar yapılabilir. Merdivenin ilk basamağı canlının türünü bulabilmek. Bu keşif bu anlamda çok değerli. Eğer biz bu habitatları, mağarayı koruyamazsak ya bu canlılar şansları varsa başka bir yere göç eder ya da yok olur giderler. Bu, dünyadan bir türün daha yok olması anlamına gelir ki, bu da bir çeşit fakirleşme ve dünya açısından da dezavantajdır.” değerlendirmesini yaptı.

Bu tür canlıların mağara ortamına adapte oldukları ve oralarda evrimleştikleri için yapılan değişikliklerin (aydınlatma ve turizme açma) türlerin varlığını tehlikeye düşürebileceğini aktaran Özbek, Türkiye’de turizme açılan bazı mağaralarda keşfedilen canlı türlerinin yok olduğu yönünde örneklerin bulunduğunu kaydetti.

Özbek, keşfettikleri canlı türünün dışında başka yeni canlıların da mağarada olabileceğini, bu bakımdan Gökgöl Mağarası’nda yeni çalışmaların yapılması gerektiğini belirtti.

İnsanların, “Yangıç türünün bulunmasının nasıl faydası olabilir?” gibi düşünceye sahip olabileceklerini aktaran Özbek, “Bu canlının üzerindeki bir bakteri çok şeyi değiştirebilir. Bakterinin veya bu canlının üzerindeki enzimin ileride çok önemli bir hastalığa iyi gelmeyeceğini hiç kimse bilemez. Bunların araştırılması lazım. Ama siz o türü koruyamazsanız, sonrasında yapılacak çalışmalar için öyle bir şansınız kalmıyor. Çünkü o tür dünyada başka bir yerde yok. Sadece o mağarada var.” ifadesini kullandı.

“Bu yıl 75 binin üzerinde ziyaretçi ağırladı, hedef 100 binin üzeri”

Gökgöl Mağarası sorumlusu Arda Yılmaz, zararlı maddeler girmediğinden mağara içerisindeki hava akımının sürekli temiz kaldığını, özellikle astım hastalarının mağara içerisinde kendilerini daha iyi hissettiğini dile getirdi.

Bu özelliğinin yanı sıra Türk bilim insanlarının yeni yangıç türünü dünya literatürüne kazandırdığını anımsatan Yılmaz, mağaranın bu yıl 75 binin üzerinde ziyaretçi ağırladığını, çok kısa süre içerisinde 100 binin üzerine çıkmayı hedeflediklerini bildirdi.

Mağarayı özel kılan bir başka unsurun da 350-400 milyon yıl önce okyanus tabanında çökelmiş kireç taşları içinde oluşması olduğuna dikkati çeken Yılmaz, “Yine o dönemde mağara içerisinde mercanlar yaşamış. Bu mercanların bugün burada fosillerini gözlemlemekteyiz. Bu anlamda milyonlarca yıl öncesine ait mercanların fosillerini görebilmek, hissedebilmek aslında bilim camiasının da çok ilgilendiği bir durum. Bu anlamda tabii bilimsel çalışmalar yapılıyor.” ifadelerini kullandı.

Mağarayı ziyaret eden Meriç Bektaş, her fırsatta Zonguldak’ın kültürel ve tarihi mirası hakkında bilgi edinmeye çalıştığını söyleyerek, “Mağara beklentileri karşılıyor ama bence hak ettiği değeri görmüyor. Yakın zamanda değeri daha iyi anlaşılacaktır. Çünkü mağaranın barındırdığı unsurlar zengin.” dedi.

Muhabir: Gökhan Yılmaz

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu