YETERLİ Parti’nin İsveç önergesine AKP ve MHP’den ret

TBMM Genel Konseyi’nde bugün, GÜZEL Parti’nin İsveç’in NATO’ya üyelik sürecine ait genel görüşme açılması önerisi ele alındı. Teklifin münasebetini açıklayan YETERLİ Parti Ankara Milletvekili Kürşad Kuvvetli, şunları söyledi:

“ROLÜ VE KIYMETİNİ ÇOK PAHALI BULUYORUZ”

*Biz, NATO’nun genişleme sürecine saygılıyız ve Türkiye’nin bu ittifak içerisindeki rolü ve değerini çok bedelli buluyoruz. Lakin DÜZGÜN Parti açısından Türkiye’nin onuru, saygınlığı ve çıkarı her şeyden kıymetlidir.

*Bununla birlikte biz, bugüne kadar ulusal problemlerde ve Türkiye’nin güvenlik hususlarında yapan ve tahlil odaklı bir anlayışı ortaya koyduk ve buna da devam edeceğiz. Devam eden NATO Tepesi’ndeki gelişmelere bakıldığında, İsveç’in NATO’ya başvurduğu Mayıs 2022 ve akabinde Madrid Doruğu’ndan bu yana maalesef önemli bir yol katedilememiştir.

*Bunun en büyük sebebi de mevcut siyasi iktidarın daha evvel yaptığı yanılgıları diğer yollarla telafi etme ve dış politikayı iç siyasete gereç yapma stratejisinden diğer bir şey değildir.

“ARTIK ELZEMDİR”

*Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsveç’le ilgili hususta da benzeri bir eğilimi sürdürmüştür. Ocak 2023’te Sayın Erdoğan, ‘Büyükelçiliğimiz önünde bu türlü bir kepazeliğin yaşanmasına sebebiyet verenler, NATO’ya üyelik müracaatları konusunda bizden rastgele bir dayanak beklemesin.

*NATO’ya üyelik konusunda bizden bu türlü bir dayanak göremeyecekler’… Devam etmiş Şubat 2023, ‘İsveç, boşuna uğraşma. Sen benim kutsal kitabım Kur’an’ın yakılmasına müsaade ettiğin sürece biz, sizin NATO’ya girmenize müsaade vermeyeceğiz’… Nutuk, Gazi Meclis’imize yüz yıl evvel kuşaklarımıza, milletimize emanet edilen bir başucu kaynağımız.

*Burada omurga var, burada tutarlılık var, burada gerçekçilik var, burada ulusal gayret var. Sadabat Paktı var, Balkan Antantı ve Türkiye’nin nasıl bir dış siyaset istikrarı kurduğu burada var.

*Büyük Atatürk diyor ki ‘Dış siyaset, iç teşkilatlanmayla ilişkilidir’. Nutuk’un Türk dış siyasetinde hayata geçirilmesi artık elzemdir.

“KABUL ETMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR”

*Dün yapılan açıklamayı Türkiye-NATO alakaları açısından ileriye yanlışsız bir adım olarak görsek de açıklama metni büyük ölçüde temennilerden oluşmaktadır. Yarınlar için bir garanti taşımayan, adeta bir geri adım atma metninden öteki bir şey değildir.

*Oysa Türkiye onay vermediği sürece NATO’nun yeni üye kabul etmesi de mümkün değildir. İsveç, terör suçlularının iadesi konusunda bugüne kadar hangi adımları atmıştır? Türkiye’nin taleplerine hangi yanıtı vermiştir?

*FETÖ, PKK ve öteki terör örgütlerindeki, bizim istediğimiz bu faaliyetlerin sonlandırılması konusunda hangi somut önlem ve hukuksal süreçlere başvurulmuştur? Bu sorular yanıt bulmadan TBMM’ye bir iştirak protokolü getirilmesi, milletimizle alay etmekten öteki bir şey değildir.

“BU SÜRECİN TAKİBATINI YAPMAK SURETİYLE ORTAYA KOYACAĞIZ”

*Yanlış iktisat siyasetleriyle ülkemizin ekonomik bağımsızlığını tehlikeye atan siyasi iktidarın bu bahislerde aldığı ani kararların Türk milleti tarafından titizlikle irdelenmesi gerektiğini kıymetle vurgulamak istiyoruz. Biliyoruz ki ekonomik bağımsızlık, bugün Türkiye’nin getirildiği bu çıkmaz, Türkiye’nin dış siyasetini bir kıskaç altına almıştır.

*Buna bir son vermek gerekmektedir ve bu sonu da bu iktidarın veremeyeceği çok açık bir formda görülmektedir. Bizim teklifimiz, kelam konusu iştirak teklifi TBMM’ye sevk edilmeden evvel, kesinlikle bahsettiğimiz dertlerimizi giderecek somut ve gerçekçi çerçeveye kavuşturulması gerektiği tarafındadır.

*Bu tespit ve çekincelerimiz konusunda ilgili protokolün TBMM’ye gelmesinden evvel milletimiz ismine gerekli gördüğümüz bu konularda nasıl bir ilerleme kaydedildiğini dikkatle talip edeceğiz. Son kararımızı da bu sürecin takibatını yapmak suretiyle ortaya koyacağız.

*Ülkemizin gerek içeride gerek dışarıda yaşadığı bu sorunları ulusal Meclis’imizde konuşamayacaksak, burada irdeleyip birlikte değerlendiremeyeceksek o vakit burada ortaya konulan kontrol faaliyetlerinin hiçbir ehemmiyeti kalmamaktadır.

*Genel görüşme talebimiz de Türk milleti ismine bu dertlerimizin, hassasiyetimizin irdelenmesiyle alakalı bizim için geri döndürülmez bir davettir.

“DIŞ SİYASETTE ZİGZAGLAR…”

İYİ Parti’nin önerisi hakkında kelam alan Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya, şöyle konuştu:

*Türkiye, 20 yıldan beri inişli çıkışlı bir ekonomik hayatı, toplumsal hayatı yaşadı. Ancak en önde, ziyan gördüğü başlıkların önünde dış siyaset geliyor. Dış siyaset bir kuyumcu, sarraf titizliğinde yürütülmesi gerekirken biz, her bir adımında dış siyasette zigzaglar diplomasisiyle bir süreç yürütüldüğünü görüyoruz.

*Bunun Türkiye’ye verdiği ziyanı, bu süreçte İsveç, Finlandiya sıkıntısında de pek net olarak görmüş durumdayız.

*Şubat 2022’de başlayan Ukrayna işgali sonucunda NATO’nun doğuya hakikat genişleme projesi, 2004 yılında Bulgaristan ve Romanya’yı içine aldıktan sonra Gürcistan ve Ukrayna’yı da dahil etme sürecine girdi.

*Kırım’da haksız ilhak sonucunda oluşan görünüm ve sonucunda de bugün Ukrayna’nın NATO üyesi olma talebi, akabinde da İsveç ve Finlandiya’nın bulunduğu durum, bizleri şu anda farklı bir noktaya getirdi.

*İsveç’le ilgili yürütülen süreç, tam manasıyla bir zigzaglar diplomasisidir. İktidar, kendisiyle çelişen, daima birbirini yalanlayan ve birbiriyle taban tabana zıt olan açıklamalarla birlikte yanlış bir süreç yürütüyor.

*Dış politikayı iç siyaset materyali yapıyor. Türkiye’nin hem içeride hem dışarıda güvenliğine tehlike oluşturacak altyapılara maalesef kendisi bu noktada ön açıyor.

“TİTİZLİĞİNDE YÜRÜTÜLMESİ GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ”

*Sayın Cumhurbaşkanı’nın, Dışişleri Bakanlığı’nın yaptığı açıklamalarda görüyoruz ki İsveç’le yürütülen süreçlerin tamamı da aslında bu vakte kadar tepede İsveç’in NATO üyeliğine onay verilmeyeceği istikametindeydi.

*Hangi münasebetle bu süreçlere gelindi, bunu anlamak mümkün değil. Şayet Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik zorluklar sonucunda batıdan gelecek finans kaynakları çerçevesinde İsveç’in NATO üyeliğine onay verilecekse bunu anlamak mümkün değil.

*Bu, birebir vakitte iktisatta düştüğümüz krizi gösterir. Bu, birebir vakitte dış siyasette siyasi ödünler vereceğimiz manasına gelir.

*Türkiye’nin dış siyasetinin sarraf titizliğinde yürütülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Tıpkı vakitte Türkiye’de dış siyasetin iç siyasete materyal yapılmasının sonuçlarını daima bir arada görüyoruz.

“PAZARLIK BİLAL ERDOĞAN İÇİN YAPILDI”

Yeşil Sol Parti Adana Milletvekili Tülay Hatımoğulları Oruç ise şunları söyledi:

*Türkiye’de ‘Asla İsveç’in NATO’ya girmesine müsaade vermeyeceğiz’ diyen Erdoğan, ‘Kur’an yaktılar’ diyen Erdoğan, her zamanki üzere dış siyasetteki ‘U’ dönüşlerinden biriyle, beni de şaşırtacak bir biçimde süratli bir ‘U’ dönüşüyle İsveç’in NATO’ya girmesine onay vermiş oldu.

*AKP’nin dış siyaseti, çok net olarak tutarsızlık, ciddiyetsizlik, diplomasiden uzak, diyalogdan uzak ve her fırsatta tehditkar bir lisan tutturup aslında iç siyaseti dizayn etmeye çalışan, lakin sonraki günde ‘U’ dönüşü yapmakta bir beis görmeyen siyaset.

*İsveç’le yapılan görüşmedeki pazarlık neydi? Pazarlık, Kürtler üzerine bir pazarlıktı. ‘Kürtler Suriye’de bir statü kazanmasın’ pazarlığıydı ve bu hususta yapılan bütün çalışmalar bize şunu bir sefer daha gösterdi ki AKP iktidarı ne vakit masaya rastgele bir ülkeyle oturmaya kalksa elindeki kart ve pazarlıkla kendi elini zayıflatıyor.

*Çünkü bu ülkede Kürt sorunu barışçıl ve demokratik usullerle çözülmediği için, Suriye’de bu sorunun çözülmesi engellendiği için Finlandiya’yla da görüşmeye oturduğu vakit tıpkı zayıflıkla oturdu, artık de İsveç’le tıpkı zayıflıkla oturmuş durumdadır.

*Bilal Erdoğan’ın rüşvet davasını ABD masaya getirdi ve pazarlık Bilal Erdoğan için yapıldı. Bu pazarlıklar daha evvel Halk Bank davası içinde yapıldı.

*Bugün, yıllardan beri yüzünü Avrasya’ya döndüğü bir NATO ülkesi olan Türkiye, daha doğrusu bu iktidar, artık birden NATO’cu oluverdi. Sanki NATO’culuğu kaç ay devam edecek, çok merak ediyoruz.

“MÜTTEFİKLERİMİZE İTİMAT TELKİN ETMEKTEN UZAK ZİGZAG POLİTİKALAR…”

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer da şöyle konuştu:

*Dış siyaset, ciddiyet isteyen bir sıkıntıdır. Dün ve bugün, üyesi olduğumuz NATO’nun doruğu yapılmakta. İsveç’in NATO üyeliği problemi, ülkemizin takındığı hal, kıymetli bir hadisedir.

*Hem ülkemizin güvenliği açısından hem de üyesi olduğumuz NATO ittifakı ve batı kurumları ile münasebetlerimiz açısından kıymetlidir.

*Maalesef böylesine kıymetli bir hadisede ülkemizi yöneten takım, tekrar bildiğimiz dostlara, müttefiklerimize itimat telkin etmekten uzak zigzag siyasetleri ve iç siyasete dönük yaklaşımlar sergilemiştir, sergilemektedir.

*Aylardır İsveç’ten, Finlandiya’dan hiçbir teröristi iade alamadık. ‘Atılan adımlar yetersiz, bu türlü olursa üye yapmayız’ demiyor muydunuz? Pekala öyleyse kaç kişiyi iade aldınız? Madem ABD bastırınca ‘evet’ diyecektiniz, o vakit iki gün öncesine kadar neden ‘Veto edeceğiz’ dediniz?

*İki yıldır içeriye kahramanlık nutukları atanlar, Amerika bastırınca bu sefer ‘U’ dönüşlerine münasebet aradı. Buldular da. Neymiş, İsveç bize AB’nin kapılarını açacakmış, bizde onlara NATO’yu açacakmışız.

*Bu ülkede milyonlarca yurttaşımız, geleceğini Atatürk’ün gösterdiği muasır medeniyette görmektedir. Bunun simgeleşmiş hali Avrupa Birliği’dir, batı kurumlarıyla ilgilerdir. Lakin orası NATO’dur, AB’nin kilidini açacak yer değildir. O kilidi açacak ülke de İsveç değildir.

“ORADAKİ MÜTTEFİKLERİMİZ BİZLERİ KANDIRMAKTA”

*Ortada büyük bir kandırmaca var. Hem ülkemiz kendi vatandaşını kandırıyor hem de oradaki müttefiklerimiz bizleri kandırmakta. ABD Lideri bastırınca ‘haydi, çevir hafriyat yanmasın’ oluyor.

*Dış siyaset bu türlü yönetilmez. Hakikaten Türkiye’nin AB üyesi olmasını istiyor musunuz? O vakit deva NATO’da değil. Deva burada, konutumuzda. Demokrasiyi, hukuk devletini burada yaşatacaksınız.

*Milletvekili, gazeteci, belediye lideri, hak savunucusunu zindanlarda tutarak Avrupa Birliği yolu açılmaz. Gümrük Birliği dahi güncellenemez.

*Avrupa Konsey’i üyesiyiz lakin AİHM’nin kararlarına uymadığımız için yaptırım uygulanacak. NATO’daki ‘U’ dönüşünün ikinci kandırmacası; İsveç bize özgür sirkülasyonun önünü açacakmış. Hakikat değil, içeriye boş hayal satmaca.

*Yurttaşlarımızın çektiği vize sıkıntısının tahlil yeri NATO değil, İsveç de değil, tekrar burası. Bu iktidar ‘terörist’ diye gazeteciyi, siyasetçiyi cezaevine atıyor. Televizyon kanalları karartıyor, kapatıyor.

*13-14 yaşındaki çocukları, sözü nedeniyle mahpusa atıyor. Bu iktidar, şahsî bilgilerimizi korumuyor. Doğal ki biz hem Gümrük Birliği’nin güncellenmesi hem vize hürlüğü hem de ülkemizin hakkı olan AB üyeliği için takviye vermeye hazırız lakin bu sorunları iktidarın iki yüzlü siyasetlerini gizlemek için kullanılmasını da hakikat bulmuyoruz. (ANKA)