Yaşam

EQ (Duygusal Zeka) Nedir? IQ Nedir? EQ ve IQ Arasındaki Farklar?

Paylaş:

Zeka, genel olarak mantık, öz farkındalık, anlama, iletişim, öğrenme, duygusal bilgi, hafıza, planlama, yaratıcılık ve problem çözme kapasitesini kapsar. Daha önceleri, zekanın asıl belirleyicisi IQ olarak görülse de son zamanlarda EQ yani duygusal zeka üzerine çok sayıda araştırma yapılmış ve bu iki farklı zeka türü birlikte tartışılmaya başlanmıştır.


EQ (Emotional Quotient), IQ’dan farklı olarak analitik düşünme yerine duygularımızın seviyesini zeka katsayısı ile gösteren bir olgudur (APA Dictionary). Yani bizim duygusal zeka seviyemizdir. İnsanların dürtülerini kontrol etme, davranışlarını düzenleme, motivasyonlarını koruma görevlerinin seviyelerini belirleyen bir faktördür. İlk olarak Amerikalı psikolog Goleman tarafından ortaya atılmıştır. Goleman’a göre, EQ seviyesi yüksek olan kişilerin anlama kabiliyeti daha yüksektir ve bundan dolayı işlerinde veya sosyal ilişkilerinde daha başarılı olurlar (Goleman, 1995). Bu iki kavram arasındaki temel fark olan ve çoğumuzun da dışsal dünyasında şahit olduğu prototipleşmiş bir insan tiplemesi vardır. Karşımızdaki insanın çok zeki bir yapıya sahip olduğunu gözlemleriz fakat o insanın hayatında elle tutulur bir başarısının olmadığını da fark ederiz. İşte bunun sebebi, EQ seviyesinin düşük olmasından kaynaklanır. Yeterli bir zeka potansiyeline sahiptir fakat bunu yansıtmakta başarısızdır. Bu durumun tam tersi de mümkündür. Aslında görüldüğü üzere, iki kavram bağlantılıdır ve ortak çalışır.

IQ Nedir?

IQ (Intelligence Quotient): Standardizasyonu yapılmış zeka testlerinden alınan zeka skorudur. Zeka testlerinin alt testlerinde matematik becerisi, dil yeteneği, hafıza, mantık yeteneği ve bilgi işleme hızı yer alır ve bu skorlar genel IQ skorunda toplanır.İngilizcede, Intelligence Quotient kavramının baş harflerinden oluşan IQ, Türkçede zekâ katsayısı veya zekâ seviyesi olarak isimlendirilir. IQ, analitik zekâ olarak da tanımlanabilir. Peki, analitik zekâ ne demek? IQ, bireyin mantıksal düşünme ve çıkarımda bulunma becerisini ölçmeyi amaçlar. IQ seviyesi, kişinin bilgiden ve mantıktan ne kadar iyi yararlandığını gösterir. IQ seviyesi, kısa süreli ve uzun süreli belleğin ölçümüyle belirlenir. İlk resmi zekâ testi, Alfred Binet ve Theodore Simon tarafından hazırlanan Binet – Simon Ölçeği’nin revize edilmiş hali olan Stanford – Binet IQ Testidir. 1905 yılında hazırlanan ilk testte farklı zorluk düzeylerinde 30 soru yer alıyordu. Günümüzde Stanford – Binet Testi’nin beşinci versiyonu olan SB5 uygulanır. Tam ölçek, 10 alt testten oluşur. Stanford – Binet zekâ Testi, 2 yaşından 85 yaşına kadar her insana uygulanabilir.
Stanford Binet Testi dışında Cattell, Wechsler Testi de IQ ölçümünde kullanılır. Kullanılan teste göre skor aralıkları ve ifade ettikleri zekâ düzeyleri de farklılık gösterir. Bugüne kadar iq seviyesi en yüksek insan 11 Ağustos 1946 doğumlu Marilyn vos Savant olarak belirlenmiştir. Savant, 10 yaşındayken 228 IQ skoruna sahiptir. Peki, normal bir insanın iq seviyesi kaçtır? Normal bir insanın iq seviyesi, 90-110 arasında değişir. Normal iq seviyesi, ortalama bir değere karşılık gelir.
IQ, IQ = ( zekâ / Gerçek Yaş ) X 100 formülü ile hesaplanır. Stanford – Binet Testi’nin 5. versiyonuna göre

IQ sınıflandırması şu şekildedir:

145 – 160 = Çok Yetenekli veya Çok Gelişmiş
130 – 144 = Üstün Yetenekli veya Çok Gelişmiş
120 – 129 = Üstün
110 – 119 = Yüksek Ortalama
90 – 109 = Ortalama
80 – 89 = Düşük Ortalama
70 – 79 = Sınırda Bozulmuş veya Gecikmiş
55 – 69 = Hafif Derecede Engelli veya Gecikmiş
40 – 54 = Orta Derecede Engelli veya Gecikmiş
IQ seviyesinden bağımsız olarak öğrenme eylemi, her birey için mümkündür. IQ testleriyle bireyin zekâ düzeyinin hangi noktalarda daha gelişmiş olduğu veya yetersiz kaldığı belirlenerek kişiye özel öğrenme programları geliştirilebilmektedir.

EQ (Duygusal Zeka) Nedir?

EQ (Emotional Quotient): Bir insanın duygusal zekasının seviyesini gösterir. Duygusal zeka, bir insanın duyguları anlama, kontrol etme, değerlendirme ve ifade etme kapasitesidir.
Duygusal zekânın tanımlanmasında öz yönetim, öz farkındalık, sosyal farkındalık ve ilişki yönetimi olmak üzere 4 temel faktör bulunur:
Öz Yönetim: Dürtüsel duygularımızı ve davranışlarımızı yönetmeyi ifade eder. Duygularımızı sağlıklı bir biçimde yöneterek inisiyatif alabiliriz. Verdiğimiz sözleri tutmamızı ve farklı durumlara adapte olmamızı sağlar.
Öz Farkındalık: Kendi duygularımızın ve düşüncelerimizin bilincinde olmamızı sağlar. Sahip olduğumuz duyguların, davranışlarımız üzerinde de etkili olduğunu bilerek bu etkileri takip edebiliriz. Kendi güçlü ve zayıf yönlerimizi bilerek buna göre davranırız. Öz farkındalığı yüksek olan kişilerin, öz güvenleri de yüksek olur.
Sosyal Farkındalık: Sosyal farkındalık, empatiyi ifade eder. Sosyal farkındalığı yüksek insanlar, diğer insanların duygularını, ihtiyaçlarını, endişelerini anlayabilir. Duygusal ipuçlarını fark ederek bu ipuçlarından yararlanır böylelikle sosyal ilişkilerde rahat olur. Kişiler arası ve grup içi iletişimde dinamikleri kolaylıkla analiz ederek içinde bulunduğu koşullara uyum sağlar.
İlişki Yönetimi: İyi ilişkilerin nasıl inşaa edildiğini ve nasıl sürdürüldüğünü bilen kişiler ilişki yönetimi yeteneğine sahiptir. İletişim sürecinde açık ve net bir yol izleyerek iletişim kurdukları kişileri etkileyebilirler. Takım çalışmasında başarılı olur ve iletişim çatışmalarını doğru bir biçimde yönetebilirler.

EQ ve IQ Arasındaki Farklar:

IQ, analitik zeka anlamına gelirken EQ da duygusal zeka anlamına geliyor. Her ne kadar birbirlerini tamamlayıcı oldukları bilinse de IQ ve EQ arasında temel farklılıklar bulunur. Bu farklılıkları şu şekilde sıralayabiliriz:

  • IQ skoru yüksek olan bireyler, bilgiyi ve enformasyonu öğrenme, anlama ve uygulama üzerine beceri sahibidir. EQ skoru yüksek olan bireyler, bilgi ve enformasyondan çok duyguları anlama ve ifade etme üzerine beceri sahibidir.
  • IQ skoru, içerisinde matematiksel veriler barındırır. Bu nedenle seviye hesaplaması daha kolay yapılabilir. Duygusal zekâ tanımı gereği duygular hakkında olduğu ve duygular üzerine çalışılması gerektiği için EQ düzeyini hesaplamak daha zordur.
  • IQ skoru, çoğunlukla beynin sol lobunun aktifliğini belirlemeye yarar. EQ skoru, çoğunlukla beynin sağ lobunun aktifliğini ifade eder.
  • IQ seviyesi kalıtsal olup genetik olarak aktarılabilir. EQ seviyesi, çoğunlukla çevresel faktörlerle bağlantılıdır. Bu nedenle çevresel faktörlerinin gelişimi, EQ seviyesini de geliştirebilir.
  • IQ skorunuz yüksek ise karşılaştığınız durumları daha iyi analiz ederek araştırabilir ve geliştirebilirsiniz. Farklı durumlar arasında bağlantı kurarak daha zor görevleri kurulan bağlantılar sayesinde daha hızlı yapabilirsiniz.EQ skorunuz yüksek ise iletişim becerileriniz ve empati yeteneğiniz daha yüksektir. Böylelikle kişiler arası ve grup içi iletişimde daha başarılı olursunuz.
  • IQ skoru yüksek olan bireyler ‘bilgiyi’ öğrenme, anlama ve uygulama konusunda daha yetenekliyken EQ’su yüksek olan bireyler ‘duyguları’ anlama, ifade etme ve değerlendirmede daha yeteneklidirler.
  • IQ skoru Stanford Binet, WISC-R gibi standart testlerle matematiksel olarak kolayca hesaplanabilirken EQ seviyesini ölçmek için böyle standart bir test mevcut olmadığından EQ seviyesini ölçmek çok daha zordur.
  • IQ skoru beynin her iki lobunu da içinde barındırmasına rağmen daha çok beynin sol lobunun aktifliği anlamına gelirken EQ seviyesi daha çok beynin sağ lobunun aktif olduğunu gösterir.
  • IQ çevresel etmenlerden etkilense de çoğunlukla kalıtsaldır, genlerle bireylere aktarılır; EQ çevreseldir ve dış faktörlerin iyileştirilmesiyle geliştirilmesi daha mümkündür.
  • IQ skoru yüksek olan bireyler daha çok zorlayıcı görevleri, konuları analiz etmeyi ve ilişkilendirmeyi, araştırma ve geliştirmeyi içeren mesleklerde yoğunlaşırken EQ skoru yüksek olan bireyler liderlik, takım çalışması, iş birliği, dayanışma, girişimcilik ve başarılı ilişkileri içeren mesleklerde yoğunlaşırlar.
  • İş dünyasında işe alınmak için IQ skoru daha önemliyken, işe alındıktan sonra terfi ettirilmek için EQ seviyesi daha önemlidir.
  • Bir birey zeki ama başarısız olabilir, bunun sebebi yüksek IQ seviyesine sahip olmasına rağmen EQ seviyesinin düşük olmasıdır, yeterli donanıma sahip olmasına rağmen çevresiyle etkili bir iletişim kuramaz. Bunun tersi de mümkündür, bir birey zeki olmayıp başarılı olabilir, bunun sebebi de EQ seviyesinin yüksek olmasıdır. Eğer birey her iki skoru da yüksek olmasına rağmen başarısız ise, o bireyin ruhsal dengesinde bazı sorunların olduğu söylenebilir.
  • Yüksek IQ skoru akademik başarı için önemliyken yüksek EQ hayat başarısı için önemlidir. Yüksek zeka, her zaman başarılı bir hayat anlamına gelmez ve tek başına yeterli değildir. Bazı psikologlar, IQ seviyesinin başarıya olan etkisinin yaklaşık olarak %10 olduğunu belirtirken EQ seviyesinin %90 olduğunu belirtiyorlar (Bressert, 2007). Duygular, insanlar için temel güdülenme aracıdır.
  • IQ seviyesi yüksek olan bireyler, bu yeteneklerini kötüye kullanmayı düşünmezken EQ seviyesi yüksek olan bireyler, bunu kötüye kullanabilirler. Bunu duygusal zekanın karanlık tarafı olarak adlandırabiliriz. İnsanların duygularını anlayıp onları kendi çıkarları doğrultusunda manipule edebilirler. Örneğin Hitler duygusal zekası yüksek bir liderdir ve felaketlere yol açmıştır.
  • IQ ve EQ farklı faktörleri ifade etse de son yapılan araştırmalara düşünceler ve duygular birbirlerine bağlıdır. Diğer bireylerle anlamlı olmayacak ilişkiler kurmadan karmaşık analizler yapmak tehlikeli olabileceği gibi mantıklı çıkarımlar yapmadan sadece duyguları gözetmek de gereksizdir.

Özetle:

IQ ve EQ farklı becerileri ortaya koymakla birlikte birbirlerini tamamlarlar.
IQ düzeyimizin yüksek olması her zaman başarılı olacağımızı ifade etmez. Benzer biçimde IQ seviyesinin daha düşük olması da başarısız olacağımız anlamına gelmez. IQ seviyesi, başarıya ulaşabilmek için tek başına yeterli değildir. Evet, yüksek IQ mantıklı düşünme ve problem çözme becerisini artırabilir, sınavlarda başarılı olmayı sağlayabilir. Bununla birlikte stresi ve duyguları yönetmeyi sağlayan EQ, yani duygusal zekâdır. Bu nedenle duygusal zekânı geliştirerek hem akademik hem de sosyal ilişkilerdeki başarını artırabilirsiniz.

Kaynak:monapsikoloji.com

Paylaş:

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu