
Ev kazalarının tüm kazaların yaklaşık yarısını oluşturduğunu vurgulayan Özkaya, “Sağlık Bakanlığının verilerinde birçok çocuğun ev kazası nedeniyle sağlık kuruluşuna başvurduğu ve bu başvuruların hatırı sayılır oranda ölümle sonuçlandığı belirtilmiştir” dedi.
Özkaya, ev kazalarının genellikle düşme, yanık ve zehirlenme gibi nedenlerle oluştuğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“Okul öncesi yaş grubunda olan çocuklar ev kazaları için risk altındadır. Evde yaşayan birey sayısının çok olduğu evlerdeki çocukların ev kazası geçirme sıklığı da artar. Aşırı meraklı ve maceracı küçük yaştaki çocuklar da kazalara açıktır. Ağız yoluyla yabancı cisimleri, ilaç ve benzeri maddeleri tanımaya çalışırlar. Ayrıca, küçük çocukların kolayca dengelerini kaybedebilmeleri de düşme gibi kazalara zemin hazırlar. “
Sabah saatlerinde ev kazaları artıyor
Özkaya, sabah saatlerinde ev kazalarının daha çok olduğunu da aktararak, “Erkek çocukları oyun odalarında genellikle yaramazlık sonucu kazalara karışırken, kız çocukları genellikle oyun odası dışındaki mekanlarda kazaya uğramaktadır” diye konuştu.
Düşmeler özellikle bebek ve küçük çocukların yataktan, mobilyalardan, puset, bebek arabaları, pencereden ve merdivenlerden düşmesiyle oluştuğunu anlatan Özkaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Özellikle yaz aylarında çocukların ev dışına çıkmalarına bağlı yüksekten düşme oranları artar. Karadeniz’in engebeli arazilerindeki yapılara, yaz döneminde ülke içinden veya ülke dışından gelen çocukların uyum sağlama sorunu oluşur. Bu nedenle yüksekten düşme ve benzeri yaralanmalara maruziyetler artar.”
Özkaya, yanma ile kazaların da daha çok yangın alalının içinde çocuğun kalması ya da sıcak su, sıvılar ile haşlanmasıyla oluştuğunu belirterek, şunları kaydetti:
“İstemsiz, kaza eseri olarak ilaçlar, parafin, böcek ve tarım ilaçları gibi maddelerin alımı özellikle 5 yaş altındaki çocukların hayatını tehdit etmektedir. Yine evdeki kovalarda ve havuzlarda, ayrıca yiyecek veya oyuncak parçası gibi yabancı cisimlerin soluk borusuna kaçmasıyla boğulmalar görülebilir. Günlük yaşamda sıkça kullanılan temizlik maddelerinin özellikle de yakıcı özelliktekilerin içilmesiyle yemek ve soluk borusunda ciddi yanıklar ve darlıklar oluşabilir. “
“Evde alınabilecek güvenlik tedbirlerine özen gösterilmeli”
Ayrıca evdeki kesici ve batıcı, bıçak, makas, iğne, kırılabilecek cam eşyalar, tornavida gibi cisimlerle de çocuklarda ciddi yaralanmaların oluşabileceğini ifade eden Özkaya, “Çocukların yaralanmalarını azaltabilmek için en etkili yöntem kazaları önlemektir. Bu amaçla, düşmeleri önlemek için evlerde merdiven başlarına güvenlik kapıları, koruyucu bağlar, yataklara yatak korkulukları takılabilir. Yangın için duman dedektörleri, yangın tüpü, yanıcı maddelerin kullanımının doğru bilinmesi, yangın anında kaçış planının tatbik edilmesi koruyucu güvenlik önlemlerindendir. ” diye konuştu.
Özkaya, yemek pişirirken çocuğun kucağa alınmaması, temizlik ve ilaç gibi maddelerin kilitli dolaplarda ve orijinal ambalaj ile kutularının içinde saklanmasının önemli olduğunu anlatarak, şöyle devam etti:
“Çocukların suda oynarken ebeveyn gözetiminde olması, banyo bitince küvet ve kovalardaki suyun boşaltılması, klozet kapaklarının kapalı olması, ev havuzlarında parmaklıkların bulunması diğer yapılabilecek önlemlerdir. Kazalardan korunmak için çocuklara bakmaktan sorumlu kişilere eğitim verilerek, evde alınabilecek güvenlik tedbirlerine özen gösterilmeli. Tedbirler alındığı halde de kazalar gelişebilir. O nedenle ilk yardım bilgileri hakkında çocuğa bakan kişilerin eğitilmesi en ideal olandır ve kaza durumunda ilk yardım eğitimleri doğrultusunda çocuğa müdahale yapılarak,112 aranmalı.”