AHBAP ve Babala TV, iktidardan bağımsız ve sivil bir yardım ağı kurdukları için cezalandırılmak isteniyor.
Apaçık siyasi saldırı altındalar.
AFAD ilk iki gün enkaz altında kalırken…
Kızılay deprem bölgelerinde çadırkent kuramazken…
Haluk Levent ve Oğuzhan Uğur, yüzbinlerce yurttaşı seferber etti, ünlüleri harekete geçirdi, milyonlarca TL’lik yardım topladı, çadırkentler kurdu, tırlar gönderdi ve göçük altındakilere ulaşılmasını sağladı.
Yasa ve kuralların egemen olduğu bir ülkede beklenen, AFAD Başkanı’nın hesap vermesi ve sorumluluk üstlenerek, istifa etmesidir değil mi? Fakat Türkiye’de istifa müessesesi, Erdoğan ve iktidarının başarısız olduğunun ilanı ve kabulü sayıldığı için yürürlükten kaldırıldı. AFAD’ın istifası istenemediği için Haluk Levent ve Oğuzhan Uğur’un kellesi isteniyor. Vay sen misin, AFAD’ ve Kızılay’dan daha hızlı organize olup iktidarımızı madara eden!
AK-trollere ayrılan kaynak…
Geçiyorum Kahramanmaraş’ı, Adıyaman’ı ve Hatay’ı, deprem sonrası kendi şehri Osmaniye’yi bile ziyaret etmemiş olan MHP lideri Bahçeli, iki yardımsevere “Akbaba” diye hakaret ederek, onların TV’ye çıkarılmamasını salık veriyor.
Asıl akbaba, devlete çöken liyakatsizler ordusuyken, üstelik…
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu devlete eş koşmaktan söz ediyor. En son bu yaklaşımla, pandemide CHP’li belediyelerin topladığı bağışlara çökülmüştü. Sanırım, şimdi AHBAP’ın hesaplarına el koymanın yolu aranıyor.
Ak-troller ordusu Haluk Levent’in geçmişinden girip Oğuzhan Uğur’un tweetlerinden çıkıyor. İktidar muhalif sesleri bastırmak için istihdam ettiği Ak-trol ordusuna yatırım yaptığı ve mesai harcadığı kadar AFAD’ın arama kurtarma ekiplerine kaynak aktarsa, birkaç bin yurttaşımız daha enkazdan sağ çıkarılabilirdi.
İşte, öyle bir siyasi enkazın altında imdat bekliyoruz.
Öyle bir siyasi moloz ki bu, üzerimizden kalkmak bilmiyor.
Yasin okuma uzmanı
AHBAP ve Babala TV’ye olan yönelim, iktidarın bütün devleti çürütmesinden kaynaklanıyor. Düşünün ki, AFAD’ın Afetlere Müdahale Genel Müdürü İsmail Palakoğlu, Diyanet’ten bu kuruma geçmiş. Afetteki uzmanlığı, depremde hayatını kaybedenlerin ruhuna Yasin okumaktan ibaret.
Palakoğlu istisna mı?
Hayır, değil.
AFAD’ın eski başkanı Mehmet Güllüoğlu, Yeryüzü Doktorları adlı İslami bir örgütün üyesi genç bir doktordu. AFAD’tan sonra büyükelçi yapıldı. Şu liyakatsizlik belasına bakın ki; az yetkin olduğu bir uzmanlıktan hiç yetkin olmadığı diplomatlığa terfi ettirildi.
AFAD’ın afet konusunda hiçbir kadrosu bulunmuyor olmalı ki Güllüoğlu, depremden sonra göreve çağrıldı.
AFAD böyle de Kızılay farklı mı sanki?
Kızılay Başkanı Kerem Kınık, başarısızlığın gerekçesi olarak FETÖ’yü gösteriyor. Üstelik bu gerekçeyi, Fetullah Gülen’i ABD’de ziyaret etmiş biri olarak pişkinlikle söylüyor.
Kınık, Kızılay gibi saygın bir kuruluşu, Erdoğan’ın çocukları tarafından ABD’de kurulan TÜRKEN adlı vakfın yurduna Türkiye’den aktarılan paranın paravanına çevirerek, itibarsızlaştırdı.
Ve zaten sahada görüyoruz.
AFAD ve Kızılay’dan daha çok Menzil’in Beşir, İsmailağa’nın İDDEF ve Nurcuların Hayrat’ı gibi, tarikat ve cemaatlerin yardım örgütleri öne çıkarılıyor. Hatay’ın meydanı, Kızılay’a değil, Menzil’e verilmiş. TÜRGEV’ini, TÜGVA’sını, Hak-Yol’unu, Aziz Mahmut Hüdai’sini saymıyorum artık.
Muhalifler güvenmiyor
Bu çürümeden ötürü muhalifler ve seküler yurttaşlar AFAD’a ve Kızılay’a güvenmiyor. Yapacakları yardımın siyasi propaganda için kullanılacağı, iktidar yanlısı kuruluşlara aktarılacağı kaygısını yaşıyorlar ve çok haklılar.
AHBAP ve Babala TV’yi AFAD ve Kızılay’dan daha güvenilir kılan, iktidarın bu kurumlarda yol açtığı güven erezyonudur.
128 milyar doları iç eden, ürettiği dezenfektanı kendi bakanlığına satan, rüşvetçi Rıza Zarrab’ı “Hayırsever” diye kakalayıp arkasında Türk bayrağı yerleştiren, kolunda 800 bin TL’lik saatle gezen bu iktidar, Haluk Levent’e topladığı paranın hesabını soruyor.
İnşa ettikleri binalar toplu mezara dönen müteahhitler makbul vatandaş muamelesi görürken, fay hatlarının imar planlarına işlenmesi önerisini “Bu planlara inanmıyorum” diye geri çeviren AK Partili belediye başkanları koltuklarında otururken, Oğuzhan Uğur bir tweet yüzünden ifadeye çağrılıyor ve sırf intikam için iki saat adliye koridorunda bekletiliyor.
İktidar, çürümenin kokusunu bastırmak….
Tahribatı olduğundan az göstermek…
Mümkünse başarısızlığını başarı olarak sunmak için AHBAP’a çökmeyi, Babala TV’yi karartmayı aklından geçiriyor.
AHBAP ve Babala TV’nni suçu budur.
Oğuzhan Uğur: Ben yıllarca Silivri’ye gidip geldim, gider yatarım
Hangi aşamada size saldırı yöneldi?
Benim bir videomda AFAD gönüllüleri şöyle diyor: “Hakkımızı helal etmeyeceğiz, bizi koordine edemediler.” Ben de diyorum ki “Şikayet edeceğiniz çok şey var ama şimdi değil.” Bu video onların canını sıktı. Sanırım biz çok daha hızlı koordine olduk. Birileri şovunu yapacaktı, bazı tarikatlar filan… Zaten bize saldıranların algoritmasına baktık.
Ne çıktı?
Hepsi birbiriyle bağlantılı troller. Hatta WhatsApp gruplarında “Oğuzhan ve Haluk’a sallayın” diyenler olmuş. “Adamlar yardım ediyor, niye yapalım” diyenleri gruptan atmışlar.
Baraj içerikli bir twiti gerekçe gösteriyorlar.
Onu da kanıtladık 50 bin kere.
Nedir?
Kültür Bakanlığı’ndan bir kadın arıyor, ses kaydı var, savcılığa verdik, diyor ki “Uydudan su basma görüntüler geliyor.” Bizimkiler tweet atıyor. 7’sinde oluyor bu. Dört gün sonra “Baraj patladı” haberi geliyor. Sahadan yayıyorlar. Megafonlarla bir grup bağırıyor. AFAD’çılar sirenlerini açıp kaçışıyor.
Murat Ağırel aradı beni, soruşturma açıldığını duyunca. Diyor ki “Ben oradaydım. Sizin tweetinizle alakası yok.”
Bölgede internet çekmiyor. Bölgeden barajla ilgili beş tweet atılmış. İnternetin çekmediği yerde bir tweetin infiale yol açması mümkün değil. Sonra baktım ki, Emniyet’ten aranıyorum. Allahtan, gelip beni almadılar.
Alabilirlerdi.
Tabi, çok çirkin olurdu.
Nasıl bir muameleyle karşılaştınız?
Hiç düşmanca bir manzarası yoktu savcı beyin. O da konunun farkında bence.
Biraz bekletildiğinizi duydum.
Çünkü çok büyük bir baskı var. Kendi trolleriyle sosyal medya baskısı olduğu için… Kanıtları verdik. Ben “Değerlendireceğim” dedi. Koridorda beklemek zorunda kaldık.
Ne kadar?
İki saat desek… Toplamda 3.5 saatte çıktık.
İfadenizi verdiniz.
Verdim. Dedim ki Beyaz TV Ana Haber’de diyor ki “Megafonlu şahıslar.” Binin üzerinde insan, göçük altından çıkarılmasına yardımcı olduklarımız da içerisinde, soruşturmayı duyunca dediler ki “Biz şahidiz ne olduğuna, ifade verelim.” Bir çoğunu TC’sini gönderdim.
Biz 04.04’te kargaşa sonrasında şöyle bir tweet atmışız: “Bir yalan yüzünden insanlar ortalığı boşaltıyormuş, böyle bir durum yok, insanların desteğe ihtiyacı var.”
Şu an durum ne?
Savcılıktan arayan soran yok. Bahçeli’nin açıklamasıyla biraz irkildik. Kendisinin yanlış bilgilendirildiği kanaatindeyim. Konunun örgütlü kötülük olduğunun farkındayız. Bunlarla uğraşacağıma belki iki tane tır koordine edecektim.
Örgütlü kötülüğü biraz açabilir misiniz?
Kanıta rağmen talimat aldıkları başlık üzerinden saldırıyorlar.
Linçe varan öneriler duydum.
Bir Star yazarı, “Yağmacılara ne yapılıyorsa aynısı yapılsın” demiş. Ahlaksızca şeyler. Amma velakin bugün sayın Kılıçdaroğlu aradı, desteklerini belirtti.
Ne konuştunuz?
Neden bunu yaşadınız?
İlk dakikadan itibaren birçok insanın hayatına dokunduğumuz için, sosyal medyada halk “Ulan Oğuzhan Uğur, ulan Haluk Levent size helal olsun, devlet sizin gibi çalışmıyor” dedikleri için… Bizim ismimiz ön plana çıkıp yetkililer eleştirilince, yaptığımız yardımların ne kadar büyük olduğunu görmemek için öyle başlıklar koydular ki, bizi yıpratırlarsa bir tek yardım yapan kendileri kalacaktı. Çünkü bizden başka yardım yapan yok.
Kurumlara güven duymayanlar sizin üzerinizden yardım yapıyor.
Aynen öyle. Onların zoruna giden bu oldu. “Devletimiz burada, AFAD burada” diyemediler. Biz oradaydık daha önce çünkü. Bizi aradan çıkartıp “Her türlü yardımı biz yapıyoruz” demeye çalıştılar. Halbuki ilk iki gün yaşanan koordinasyon sıkıntısının siz de farkındasınızdır. Zaten bütün halka tweet atsalar, TV yayını da yapsalar, orada acıyı yaşayan 13 milyon insan var. Bu insanlar görüyorlar. Ve bu insanlar konuşuyor bizim yardımlarımızı. Bu da onları çok sinirlendiriyor.
Sizde bir kaygı yarattı mı?
Ben de hiçbir endişe yok. Çünkü hiçbir hatamız olmadığının farkındayım. Alnımız açık. Üzüldüğüm şey şu: Bize gelen gönüllü çocuklar 20-25 yaşında. Bu çocuklar elbette korktular. Düşünsenize, koskoca Bahçeli çıkıp bir şeyler söylüyor, Soylu açıklama yapıyor. Çocuklar zaten bu insanlardan hep korktular. Ben de onların korkusunu gidermek için mesai harcadım. Hukuk profesörleri kalktı, Babala’ya geldiler. Dediler ki “Merak etmeyin, suçunuz yok.” Topladım çocukları, dedim ki “Korkmayın, buradayız.”
Dün bir video paylaştım. Paylaştığım videoda “AFAD’a gerek yok, ben yaparım” diyorlar. Biz jandarma komutanlarıyla eşzamanlı çalıştığımız için birisi yolluyor tırı, diyor ki “Bunun koordinasyon için AFAD’ı arayayım mı” O da diyor ki “AFAD’a gerek yok, ben hallettim.” Onu bile alıp…
Büyük bir çirkinlik var. Beni zaten korkutamazlar. Ben yıllarca Silivri’ye gitmiş gelmiş adamım. Ayrıca çoluğum yok çocuğum yok, gider yatarım. Ekibimizdeki koordinasyonun bozulmasını neredeyse sağlıyorlardı ama toparladık. Babala TV tweetlerini durdurdum. Durdurmamın sebebi korkmak değildi. Sebebi şu: artık göçük altından çok ses almıyoruz. Az ihbar geliyor. Biz tırlarımızı, çadırlarımızı koordine etmeye devam edelim. Mesela yurt dışından elektrik için güneş panelleri geliyor, hemen valiliklerle iletişime sokuyoruz.
Siz devletle koordineli çalışıyorsunuz değil mi?
Her zaman.
Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.
- Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
- Kan dolaşımını hızlandırır,
- Kronik yorgunluğu azaltır,
- Bağışıklık sistemini güçlendirir,
- Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
- Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
- Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
- Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
- Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.
Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER
- SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
- 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
- SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
- Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
- Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
- DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
- 05523307100-05325466184
- www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
- www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
- www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,