GüncelGündem

Büyük Alevi Kurultayı: İşte 11 maddede Alevilerin tüm talepleri

Paylaş:

Alevi kurumlarının “Laik ve demokratik Türkiye için” çağrısıyla düzenlenen Büyük Alevi Kurultayı, binlerce kişinin katılımıyla Yenikapı Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Kurultayın sonunda Cumhuriyetin ikinci yüzyılı için taleplerin yer aldığı bir manifesto oluşturulacak.

Alevi Bektaşi Federasyonu, Alevi Dernekleri Federasyonu, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Demokratik Alevi Derneği, Alevi Kültür Dernekleri, Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı ve Alevi Bektaşi Federasyonu’nun imzasıyla kurultay sonrası sonuç bildirgesi yayınlandı.

İşte bildirgenin tam hali:

“İnsanlık, geçmişten günümüze kendi içinde aydınlık ile karanlığın mücadelesine sahne olmuştur. Bu mücadele günümüzde de devam etmektedir. Biz Aleviler bu tarihsel süreçte, karşı karşıya kaldığımız bütün kıyım ve saldırılara rağmen aydınlıktan yana durmaktan asla geri durmadık.

Yaşadığımız çağda çok büyük sosyal, teknolojik, ekonomik ve siyasal gelişmeler yaşanmaktadır. Ancak bu gelişmelerin her zaman iyi yönde olduğunu söylemek mümkün değildir. Haksızlıklar, sömürü, açlık, sefalet, savaş ve doğanın tahribatı her gün daha da artmaktadır. Farklı kültürel ve toplumsal cinsiyet kimlikleri, farklı etno-dinsel ve yaşam tarzları devamlı baskı altında tutulmaya devam edilmektedir.
Ülkemizde de bu sorunların fazlasıyla yaşandığına tanık olmaktayız. Türkiye’de tekçi, Türk-İslam sentezci uygulamalar hayatın her alanında kendini hissettirmekte ve iktidarın kurduğu sosyal ve politik baskı mekanizmalarıyla daha da kurumsallaştırılmaktadır. Zorunlu din derslerini kaldırmak bir yana eğitim daha da dinselleştirilmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı hayatımızın her alanına müdahale eden ‘’fetva’’larına devam etmektedir. Cemaat ve tarikatların önü açılarak yoksul halk yığınları kimliksizleştirilmekte ve her türlü istismara açık bırakılarak kullanılmaktadır. Kız çocukları ‘’evlilik’’ adı altında sistemli cinsel istismara maruz bırakılmakta ve sorumlular cezasız kalmaktadır. Toplumsal yaşam, başta kadınlar olmak üzere her türlü şiddete ve cinayete açık hale getirilmektedir. Gelir dağılımındaki adaletsizlik ile toplumun büyük bir kesimi her gün daha da yoksullaştırılmaktadır. Başta Kürt sorunu olmak üzere red, inkâr ve çatışmalar yüzünden insanlarımız hayatını kaybetmeye devam etmektedir. Baskı ve asimilasyon politikaları sonucunda halklar, inançlar ve kültürler mozaiği olan bu topraklar gittikçe çoraklaşmaktadır. Temel insan hakları yok sayılmakta, yeni yasaklamalar ve keyfi uygulamalarla ülkemiz bir hapishaneye dönüştürülmüştür.

Laiklik, demokrasi, temel insan hakları, ifade özgürlüğü ve eşit yurttaşlık konularında ülkemiz her gün biraz daha kötüye gitmekte, mevcut anayasa bile uygulanamaz hale getirilmektedir.
Rızalık toplumuna inanan bizler için, bu ülkede yaşayan, ayrımsız herkesin temel insan haklarından yararlanmasını ve eşit yurttaşlık temelinde bütün kimliklerin kendilerini özgürce ifade edebilecekleri laik ve demokratik bir anayasa, bizim açımızdan kaçınılmaz bir zaruriyettir.

Yetmiş iki millete bir nazarla bakan biz Aleviler, halkları eşit ve kardeş görürüz. Her Alevi bilir ki Kürt de Ermeni de Laz da Rum da Arap da ve devletin inkâr ettiği her kimlik bizim açımızdan tartışmaya açılamayacak bir hakikattir. Bizim gözümüz halklar arasına sınır çizen devletin gözü değil, ermişin, dervişin, abdalın, seyidin, pirin, mürşidin, talibin ve cümle canların gözüdür.

Geçmişe baktığımızda, herkes gibi biz de kıyımlardan geçmiş, asimilasyona uğramış ve inancını gizlice yaşamak zorunda kalmış bir topluluğuz. Bu gerçekliğin farkında olarak, toplumsal yüzleşme kaçınılmaz bir gerekliliktir.

Ocaklarımızın bin yılı aşkın süredir, bin bir emekle bu günlere taşıdığı Alevilik, kentleşmeyle birlikte vakıf, dernek ve Cemevlerimizin kurulmasıyla yeni bir boyut kazanmış, daha görünür olmuş ve hak temelli mücadelesini geliştirmiştir. Bütün bunlar emekle ve tırnakla kazınarak elde edilmiştir. Devlet Alevilerin bu gelişme sürecine kayıtsız kalamamıştır. Bu sebeple, çalıştaylar düzenleyerek ve farklı biçimlerde ilişkiler kurarak sorunları çözmek yerine, yeni sorunlar yaratarak toplumu yanıltma yolunu seçmiştir.

Alevilerin içinde kendi Alevisini yaratma çabalarını sürdürmüş, tarihsel belleğinde olumsuz yer bulan tarihsel kişilikler öne çıkarılmıştır. Başta okullar olmak üzere kamu kurumları ve hayatın her alanında iktidar eliyle ayrımcılık hız kesmeden devam etmiş, ayrımcı uygulamalar ve nefret söylemleri bizzat iktidarın en yetkilileri tarafından ifade edilmiştir.

İktidar, Diyanet İşleri Başkanlığı ve diğer kamu kurumlarının eliyle asimilasyon politikalarına hız kesmeden devam etmektedir.

Son dönemde Alevilere yönelik çalışmalar hızlandırılarak birçok yeni uygulama hayata geçirilmiştir. İç İşleri Bakanlığı eliyle Alevi toplumunun içinde çalışmalar yapılmakta ve Alevilerin sorunları maddi sorunlara indirgenerek Alevilerin gerçek sorunlarının üstü örtülmeye çalışılmaktadır. Alevilerin gerçek sorunları, doğrudan negatif ayrımcı esaslara ve siyasal rejimin ihtiyaçlarına göre yapılandırılmış ve kronik hale gelen sorunlardır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şahkulu Sultan Dergahı’nda yine her zaman yaptığı gibi Alevilerin kendi öz örgütlerini yok sayarak, çevresinde toplayabildiği kimi göstermelik, muhataplarıyla, sanki tüm Alevi toplumu ve örgütleri kendi arkasındaymış gibi, bir fotoğrafın önünde Alevilere sözüm ona müjde adı altında sözde demokratik bir reform paketini açıklamıştır.

Mecliste geçirilen torba yasa ve resmi gazetede ilan edilen Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ne demokratiktir, ne de müjdedir. Aksine bunlar Aleviliğin şimdiye kadar devlet gücüyle soluksuz bırakılmasının yeni bir aşamasıdır. Ancak, Alevi, toplumunda bunun bir karşılığı yoktur, beyhude bir çabadır.

Bir inanç olarak, Aleviliği tüm yönleriyle kabul etmek yerine, Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı bir ‘’Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’’ kurarak bizi hem inkâr etmekte hem de bir kültürel bir öğeye indirgeme çabası içine girmektedirler.

Aynı zamanda Alevilerin sorunlarını, 17/18 Eylül 2022 ‘deki Hacı Bektaş deklarasyonunda ifade ettiğimiz üzere, Cemevlerinin elektrik, su sorunu, imar sorunu, dedelerimize ulufe diye dağıtılacak maaş sorununa indirgemektedirler.

Bir taraftan da bizzat Cumhurbaşkanı ve devlet yetkilileri Aleviliği kendilerine göre tanımlama çabalarına devam etmekte, Alevileri kendi içinde, İslam içi İslam dışı, Ali’li Ali’siz diyerek, hedef tahtasına koyma, kutuplaştırma ve bölme girişimleri yürütmektedirler.

Anayasada Türkiye’nin laik, demokratik bir hukuk devleti olduğu belirtilmektedir. Ancak bütün uygulamalar laikliğin olmadığını göstermektedir. Biz Alevilerin, haklarını talep ederken Diyanet İşleri Başkanlığı’nın karşısında bir Alevi diyaneti talep etmiyoruz. İstediğimiz laikliktir. Devletin tüm inançlardan elini çekmesi, laikliğe aykırı olan kurumların kapatılarak gerekli yasal ve anayasal düzenlemelerin yeniden yapılması ve toplumsal ilişkilerin dinsel temalardan arındırılması gerekmektedir.

İnsanlığın büyük ilerlemeler kaydederek geldiği bu çağda, yaşadığımız ülkede geriye dönüp baktığımızda, yok sayılmayı ve büyük acılarla karşı karşıya bırakılmayı görüyoruz. Ancak biz Aleviler, nasıl bir ülkede yaşamak istediğimizi geçmişimizden aldığımız mirasla, tüm farklı toplumsal kesimlerle birlikte eşit, özgür, laik, demokratik ve hakça bölüşümün olduğu bir ülkede yaşama isteğidir.

Bugüne kadar, Alevi toplumunun meşru kurumları, farklı zamanlarda ve değişik zeminlerde, kendi içinde, akademik çevrelerle, devletin ve iktidarın yetkili organlarıyla, siyasi partilerle, sivil demokratik çevreler ve kurumlarıyla defalarca, kongreler, sempozyumlar, çalıştaylar, toplantılar, görüşmeler gibi çok sayıda çalışmalar yaparak ne istediklerini çok açık ve net bir şekilde ortaya koymuştur. Ne istediğimiz daha iyi bilinsin diye, defalarca açıklamalar, mitingler, yürüyüşler ve benzeri etkinlikler gerçekleştirdik. Bu çalışmalarımızın büyük bir bölümünü tüm kurumlar ya birlikte gerçekleştirdik ya da her birimiz farklı platformlarda ama aynı şeyleri ortaya koyarak gerçekleştirdik. İşte, bu sonuç bildirgesiyle ortaya koyduğumuz talepler, bütün bu çalışmaların birikimi olarak ortaya çıkmıştır. Zaten, herkesçe bilindiğini düşündüğümüz haklarımızı ve taleplerimizi bir kez daha açıkça ifade etmiş oluyoruz.

Alevi toplumumuzun meşru kurumlarının, ocaklarının, süreklerinin ve cümle canlarımızın bu kurultayda ortaya koydukları temel talepleri bir kez daha kamuoyuna ilan ediyoruz:

  1. Cemevlerinin ibadethane statüsünün kabul edilerek, bu statünün gerektirdiği tüm hakların tanınması, el konulmuş dergahlarımızın ve mekanlarımızın geri iade edilmesi ve aleyhimize düzenlenmiş olan yasal düzenlemelerin geri çekilmesi,
  2. Toplumun tüm kesimlerine bir deli gömleği gibi giydirilen, zorunlu din derslerinin zorunlu olmaktan çıkarılması, toplumun tümüyle çağın gerisine savrulmasına neden olan eğitimin dinselleştirilmesinden vazgeçilmesi,
  3. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, toplumun tümünü domine etmeye yönelik girişimlerden bir an önce elini çekerek, temel siyasal sorunlarımız konusunda bir referans mercii olmaktan uzaklaştırılması ve nihayet tasfiyesine dönük adımların atılmaya başlanması,
  4. Gerek kamu kaynaklarının ve gerekse kamu kadrolarının liyakat, adalet ve eşitlik ilkelerine göre dağılımının sağlanması, başta Aleviler olmak üzere ötekileştirilen tüm kesimler aleyhine sürdürülen negatif ayrımcılığa derhal son verilmesi,
  5. Madımak’ın utanç müzesi yapılması,
  6. Alevilere karşı işlenen nefret suçlarının açığa çıkarılması ve bu gibi nefret suçlarının önüne geçilmesi için gerekli hukuki tedbirlerin alınması,
  7. Alevilere karşı yapılmış olan kıyım, katliam ve asimilasyon uygulamalarıyla yüzleşilmesi,
  8. Kutsal mekanlarımıza ve coğrafyamıza yönelik yağma, talan ve el koyma girişimlerine son verilmesi,
  9. Alevi yerleşim yerlerinin isimlerinin değiştirilmesinden vazgeçilmesi ve değiştirilen yerlerin isimlerinin iade edilmesi,
  10. Alevi inancında özel yeri olan günlerin resmi tatil edilmesi,
  11. Kamusal yayıncılığın ayrımcılıktan arındırılması,

Ve uzun sözün özü, EŞİT YURTTAŞLIĞI da içeren yeni bir anayasanın yapılması, taleplerini bir kez daha buradan ilan ediyoruz.

Kurultayımız, eşitsizliklerin derinleştiği, demokrasinin ve temel insan haklarının rafa kaldırıldığı, laiklikten giderek uzaklaşıldığı, ayrımcılık ve şiddetin arttığı, politik gerilimlerin yükseldiği ve Alevilerin daha da ağır sorunlar yaşadığı bir dönemde yapıldığından daha da önem kazanmaktadır. Biz Aleviler geçmişte olduğu gibi bugün de birlikte yaşamanın sorumluluğunu bilerek yeniden yaşanabilecek bir ülke özlemini gerçekleştirmek için üzerimize düşen sorumluluğu son bir evimiz kalsa dahi yerine getirmekte kararlıyız. Ülkemizin geleceğinin konuşulduğu bugünlerde biz Aleviler, herkesin kendisini temsil ettiği demokratik parlamenter sistemden yana olduğumuzu bu kurultayda beyan ediyoruz.

Bu kurultayda bir araya gelen bizler, laik, eşit ve özgür bir yaşamın sadece Alevilerin ihtiyacı değil, bu ülkede yaşayan herkesin ihtiyacı olduğunun bilincindeyiz. O yüzden ne istiyorsak, herkes için istiyoruz. Ne yapacaksak hep birlikte yapacağız.

Tekrar söylüyoruz, asimilasyon ve yok etme politikalarına karşı, Seyit Nesimi’nin dediği gibi iki cihana sığmayan bizler, Kültür Bakanlığına da torba yasaya da sığmayız. Aleviler Vardır, Alevilik Haktır.”

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu