Çağlayan Adliyesi önünde Can Atalay’ın mektubu okundu

AYM kararlarına rağmen bir türlü tahliye edilmeyen TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın meslektaşları Çağlayan Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı ve Atalay’ın mektubunu okudu. Açıklamada anayasaya uyulması ve Atalay’ın bir an evvel özgür bırakılması gerektiği vurgulandı.

“BU HUKUKSUZLUK HALİ MEMLEKETE ZİYAN VERİYOR”

Can Atalay’ın meslektaşı Avukat Sibel Aydın, Atalay’ın cezaevinden yazdığı bildirisini okudu. Atalayın bildirisi şöyle:

“Olağanüstü olağanlaştırılmaya, tümü ile keyfi kuralların belirsizleştiği bir rejimi yerleştirmeye çalışıyorlar. Bu kuralsızlık, hukuksuzluk hali memlekete ziyan veriyor. Anayasanın açık kararına karşın yapılanlar, söylenenler karşısında durmak, memlekete sahip çıkmaktır.

Bu anayasayı askıya alma haline TBMM’yi ortak etmeyeceklerini ummak istiyorum. Bildiğimiz manada avukatlık yapmaya devam edebilmek için dahi anayasanın askıya alınmasına itiraz etmek, memlekete sahip çıkmak zorundayız. Memleketi, anayasaya, hukuka ve mesleğe sahip çıkan her birinize teşekkür ediyorum.”

“UTANÇ DUYUYORUZ”

Basın açıklamasında konuşan Basın Kurulu Lideri Pınar Türenç, hukuksuzlukta gelinen noktadan utanç duyduklarını belirterek, “Bu gri tabloda yol alamadığımızın, hukukun olmadığı iklimlerde aydınlığa çıkılamayacağının farkındayız. Demokrasi için tüm varlığımızı adadığımız bu vatanda; hak, hukuk, adalet içinde yaşamak istiyoruz. Anayasa, yaşamsal direğimizdir. ‘Benim hukukum, senin Anayasan, benim mahkemem’ olamaz” dedi.

“HEP BİRLİKTE DİRENECEĞİZ”

Türenç, basın ve söz özgürlüğünün yaşatıldığı ülkede var olma amaçlarının olduğunu belirterek, eşitlik ve Cumhuriyetin pahasını yitirmeden var olmak istediklerini ve Can Atalay’ın bu pahalar ışığında özgürlüğüne kavuşması ve milletin vekili olarak meclisteki yerini almasının bir hak olduğunu kaydetti. Türenç, gazetecilerin yıllardır tehditlerle, haksız gözaltılarla, ağır sansürlerle ve tutuklamalarla vazife yaptıklarını söyledi. Bu şartlarda gazetecilik yapmanın ağır bedelleri olduğunu tabir ederek, “Hak, hukuk ve adalet yolunda özgür irade ve demokrasi için daima bir arada direneceğiz” diye konuştu.

“GAZETECİLER İÇİN GÜÇ BİR AY”

Ocak ayının gazeteciler için sıkıntı bir ay olduğunu vurgulayan Pınar Türenç, Metin Göktepe’nin 8 Ocak’ta, Hrant Dink’in 19 Ocak’ta, Uğur Mumcu’nun 24 Ocak’ta ve Abdi İpekçi’nin de 1 Şubat’ta katledildiklerini hatırlatarak, “Onları bizden kopardılar. Hepimiz bunları yaşadık, yaşamaktayız. Tek isteğimiz, hukukun yerine gelmesi. Can Atalay kesinlikle özgür kalacak. Öbür yolu yok” tabirlerini kullandı.

“BİR ŞAHSA YAPILAN HAK İHLALİNİN BİR MİLLETE YAPILMASININ EN TİPİK ÖRNEKLERİNDEN BİRİ”

Eski UYGUN Parti Milletvekili ve hukuk profesörü Bahadır Fazilet ise yapılan hukuksuzluklara karşı burada olduklarını söyledi.

Erdem, “Kaç kere bu hazirün bir ortaya gelerek bu ülkede hakkı, hukuku, adaleti hatırlatmak, siyasalları ve muktedirleri uyarmak, bu ülkeye hukuk gelsin demokrasi gelsin diye bir ortaya geldi biz artık saymaktan usandık. Bir ortaya geliyoruz zira tek bir kişinin hakkının hukukunun ihlal edilmesi bütün bir milletin, bütün bir toplumun hakkının hukukunun ihlal edilmesi demektir. Bir ortaya geliyoruz zira, hukukçuların demokraside hakkı hukuku anlatmaktan öbür dermanları yoktur. Bugün yeniden bir ortadayız ve hepimiz biliyoruz. Milletvekili sayın Can Atalay’ın anayasaya alışılmamış olarak Anayasa Mahkemesi’nin iki kez verdiği ‘ihlal’ kararına karşıt olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi sıralarında olmak yerine, mahpusta tutulmasının hukuka, adalete, demokrasiye karşıtlığını haykırmak için buradayız ve Can Atalay örneği aslında bir şahsa yapılan hak ihlalinin, hukuk ihlalinin bütün bir millete yapılmasının en tipik örneklerinden bir tanesidir” açıklamasını yaptı.

“HUKUK YOLUYLA ANAYASAYA DARBE TEŞEBBÜSÜ”

Yargıtay’ın hukuk yoluyla anayasaya darbe teşebbüsünde bulunduğunu hatırlatan Fazilet, “Can Atalay hakkında verilen karar Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyelerinin ve Yargıtay’ın aslında tüzel olarak hukuk yoluyla anayasaya bir darbe teşebbüsüdür. Sizlere ben anayasanın hususlarını burada anlatmayacağım. Zira artık sokaktaki çocuk bile anayasayı biliyor, sokaktaki benim genç simitçi arkadaşım bile anayasayı biliyor. Maalesef ki bu ülkenin. 85 milyonu her bir vatandaşı en az Merkez Bankası Lideri Gaye Erkan yahut Maliye Bakanı kadar artık iktisat biliyor bu ülkede. Pekala biz bütün bunları bilirken bizler, sokaktaki çocuk bile anayasayı bilirken, Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararına, Yargıtay’ın da bütün mahkemelerin de Türkiye’deki bütün gerçek hukukî şahısların de, kamu kurumlarının da uyması gerektiğini bilirken Yargıtay bunu bilmiyor mu? Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin sayın üyeleri bilmiyor mu? Sayın Cumhurbaşkanı bilmiyor mu? Ortağı Milliyetçi Hareket Partisi Önderi Sayın Devlet Bahçeli bunları bilmiyor mu? Ya da televizyondaki iktidar şakşakçıları bütün bunları bilmiyor mu?” tabirlerini kullandı.

“BU ÜLKENİN HUKUKÇULARIYLA ALAY ETMEYE KALKMAYIN”

Hukukun siyasetin buyruğuna verildiğini söz eden Fazilet, “Maalesef ki hukuku siyasetin ve iktidarın buyruğuna verdikleri için, hizmetine verdikleri için milletvekili Can Atalay bugün mahpusta. Kimse fakat hiç kimse bugün anayasanın bu bariz ihlalini bize hukukla falan anlatmaya kalkmasın. Yargıtay’ın sayın liderine buradan sesleniyorum; sakın ola ki bu hazirunun aklıyla alay etmeye kalkmasın. Sakın bu ülkenin hukukçularının aklıyla alay etmeye kalkmasın. Sakın doktrin yaratarak, ‘Yargıtay ile anayasanın fikri karşıttır. Onun için bu türlü karar çıkıyor’ demeye kalkmasın. Olağan ki Yargıtay’da, doğal ki mahkemeler de natürel ki hukukçular da ve alışılmış ki her bir vatandaşta Anayasa Mahkemesi’nin bir kararını beğenmeyebilir, eleştirebilir ancak ona uymak zorundadır” diye konuştu.

“HUKUK BU ÜLKEDE HERKESE LAZIM”

Prof. Dr. Bahadır Fazilet, anayasanın ihlal edilmesi halinde ülkenin batacağını söyledi. Fazilet, “Buradan bir hukuk hocası olarak uyarıyorum, siyasetçileri uyarıyorum, hatta Yargıtay’ın üyelerini uyarıyorum. Hukuk herkese lazımdır. Hukuk bize lazım olduğu üzere hukuk bu ülkede herkese lazımdır. Uyarıyorum, hukuk sizin elinizde oyuncak değildir, oyuncak ettirmeyiz. Anayasa ve hukuk iktidarın ve ortağının birbirlerine karşı siyasi güç şovlarında bir vasıta, bir gereç değildir. Buradan uyarıyorum, anayasayı ihlal ettiğiniz gün ülke biter. Anayasayı ihlal ettiğiniz gün. Bu ülkede kaos olur, anarşi olur. Anayasa toplumsal barışı sağlamak içindir. Hukuk topluma barışı getirmek içindir. Anarşiyi önlemek, kaosu önlemek içindir. Buradan uyarıyorum, anayasayı ihlal ettiğiniz gün, bugün içinde bulunduğumuz üzere bu ülkede iktisat biter, batar.16 milyona yakın emekli ve onun ailesi sizin bugün vermekle övündüğünüz bugün için açlık sonunun 2 bölü 3 parasıyla ölmeden ayakta kalmaya çalışır. Bugün uyarıyorum anayasayı ihlal ettiğiniz için bu ülkenin bütün gençleri bu ülkeden kaçıyor. Bizler yetiştiriyoruz evlatlarımızı hukukçuları yetiştiriyoruz, tabipleri, hemşireleri, mühendisleri yetiştiriyoruz ve onları Almanya’ya ihraç ediyoruz. Onları Kanada’ya, Amerika’ya ihraç ediyoruz ve sizler Türkçe bilmeyen hekimlerle hastaneleri doldurmak zorunda kalıyorsunuz” dedi.

“AKP HER SEÇİMİ KAZANDIĞINDA HIRSIZLIK VE HUKUKSUZLUK BU ÜLKEDE DAHA DA ARTMIŞTIR”

Asıl beka sorununun hukuku ihlal etmek olduğunu vurgulayan Fazilet, “Beka sorunu arıyorsanız Yargıtay’ın 3. Daire üyelerine bakın. Bu ülkede beka sorunu anayasayı ihlal edenlerdir, hukuku katledenlerdir ve anayasanın 2 defa ihlaline karşın bir milletvekilini bugün hala meclis sıralarında olması yerine mahpusta tutanlardır. Bugün Can Atalay bizim hakkımızı hukukumuzu millet meclisinde savunacakken bizler hukukçular olarak onun hakkını hukukunu burada savunmak durumunda kalıyoruz. Pekala ne yapacağız? Ne yapabiliriz? İşte orada 85 milyona sesleniyorum. Birlikte hareket etmek, birleşmek zorundayız. Bu ülkede hukukun üstün olmasını isteyen, adaleti ve eşitliği isteyen, demokrasiyi isteyen bütün vatandaşların bir ortada siyaset üstü düşünmesi gerekiyor. Biz biliyoruz ki 22 yıl içinde AK Parti iktidarı her seçimi kazandığında hırsızlık ve hukuksuzluk bu ülkede daha da artmıştır. Daha da ağır kaideler altında yaşamak durumunda kalmışızdır. Önümüzde bir lokal seçim var. Ondan sonra 4 sene boyunca seçim yok. Bu seçimde bütün ülkenin, hakkını hukukunu arayan seçmenlerine bir ortada, makul hareket etmeye davet ediyorum” açıklamasını yaptı.

“BÜTÜN KABAHATİ MEMLEKETİ SEVMEK”

Can Atalay’ın annesi Şükran Atalay ise şunları söyledi:

“Çağ açıp kapatan Fatih Sultan Mehmet demiş ki ‘Kadıyı satın alırsan devlet çürür. Devlet çürürse devlet çöker’ Canım oğlum ve arkadaşlarının hiçbir kabahati olmadığını biliyorum. Beraat iki defa ‘Hak ihlali’ durumunda bile birileri dedi ki ‘Bunları mahkum edin.’ Bu mahkumiyet devam ediyor. Benim oğluma ‘Terörist’ dediler, hepsini reddediyorum. Biz her türlü şiddete, fizikî şiddete karşıyız. Bunu hepsi çok güzel biliyor. Benim oğlum bir çakı bıçağı bile taşımadı. Hatay halkı onu tanımadan oy verdi. Bütün toplumsal olaylarda hiçbir menfaat gözetmeden, beş kuruş para almadan vatanı için çalıştı. Memleketini sevdi. Bütün cürmü memleketini sevmek. Sizlerle de onu sevdiğiniz için ve dayanışma gösterdiğiniz için çok teşekkür ediyorum. İnşallah zahmetin adaleti değil, adaletin gücü galip gelecek”