Cinayetten yargılanıyordu avukatın savunması ipten aldı

Nilüfer ilçesi Barış Mahallesi’ndeki gece kulübüne 9 Ağustos 2022’de eğlenmeye gelen Caner Yaşa (29) ile Yusuf A. (38), saat 04.30 sıralarında taşkınlık yaptıkları gerekçesiyle işletmeci M.S. ve güvenlik vazifelileri tarafından dışarı çıkarıldı.

Dışarıda görevlilerle tartışıp, olay yerinden ayrılan Caner Yaşa ve Yusuf A., durumu arkadaşları Veysel Karani Karakaş (27), Aytaç Yaşa (36) ve İnanç Kanun’a (27) söyledi. Bunun üzerine Veysel Karani Karakaş, Aytaç Yaşa ve İtimat Yaşa kendilerine ilişkin arabaya binip, kulübe gitti.

Dışarıda bekleyen şüpheliler, yerin kapanmasının akabinde işvereninin arabasını almaya gelen Buyruk Çelik’e ateş edip, kaçtı. Yaralanan ve özel bir hastaneye kaldırılan Çelik, kurtarılamadı.

İZMİR’DE YAKALANDILAR

Soruşturma kapsamında Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Ofis Amirliği grupları, güvenlik kamerası imajlarını izleyip, cinayette kullanılan arabanın sahibinin Caner Yaşa olduğunu tespit etti.

Polis, Caner Yaşa ile arkadaşı Yusuf A.’yı gözaltına aldı. Şüphelilerin sorgularında Veysel Karani Karakaş, Aytaç Yaşa ve İnanç Kanun’un arkadaşları oldukları, olayın akabinde Yıldırım ilçesinde bir ortaya geldikleri, yanlarına da Yusuf Çelik (26), D.Ç. (33), H.M. (30), Y.S. (34), A.İ.yi (38) yardım için çağırdıkları öğrenildi.

Ekipler, kelam konusu 5 şüpheliyi de gözaltına aldı. Bu şahıslar ise sözlerinde Veysel Karani Karakaş, Aytaç Yaşa ve İtimat Kanun’a İzmir’e kaçmaları için yardım ettiklerini ve aracı da sakladıklarını itiraf etti.

Şüphelilerin İzmir’de S.T.’ye (37) ilişkin bağ konutunda saklandığı belirlendi. Gruplar, cinayetten 3 gün sonra 12 Ağustos’ta düzenledikleri operasyon ile Veysel Karani Karakaş, Aytaç Yaşa ve İnanç Yaşa ile saklanmalarına yardım ettiği belirlenen S.T.’yi gözaltına alıp, Bursa’ya getirdi.

Gözaltına altına alınan 11 şüpheliden 7’si isimli denetim kuralıyla özgür bırakılırken, Aytaç Yaşa, İtimat Yaşa, Veysel Karani Karakaş ve Yusuf Çelik tutuklandı.

OLAY ANI GÜVENLİK KAMERASINDA

Öte yandan olay, güvenlik kamerasına yansıdı. İmgelerde, şüphelilerin arabayla gelip hareket halinde ateş açtıkları, Buyruk Çelik’i vurdukları ve olay yerinden kaçtıkları görüldü. Manzaralarda olay yerinde bir de minibüs olduğu tespit edildi.

Otomobilden açılan ateşle Buyruk Çelik’in vurulduğu sırada, minibüsten de ateş açıldığı kamera manzaralarına yansıyınca, ateş açan kişinin Buyruk Çelik’in amcasının oğlu olan İ.Ç. olduğu belirlendi.

CİNAYETTEN 5 AY SONRA GÖZALTINA ALINDI

Olaydan 2 ay sonra bir yaralama olayına karışan İ.Ç., kuzeni Buyruk Çelik’in olay günü kullandığı silahtan çıkan kurşunla öldürülmüş olma ihtimali üzerine, cinayetten 5 ay sonra ‘kasten öldürme’ suçlamasıyla gözaltına alındı.

İfadesinin akabinde İ.Ç., özgür bırakıldı. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında 4’ü tutuklu, 12 sanık hakkında Bursa 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. 4’ü tutuklu 8 sanığın ‘tasarlayarak öldürme’ cürmünden ağırlaştırılmış müebbet, 3 sanığın ‘suçluyu kayırma’, ‘suç kanıtlarını yok etme, gizleme yahut değiştirme’ suçlamasıyla 5 yıla kadar mahpus, belgeye sonradan dahil edilen ve iddianamede ‘müşteki şüpheli’ olarak yer alan maktulün kuzeni tutuksuz sanık İ.Ç.’nin ise ‘kasten öldürme’ suçlamasıyla müebbet mahpusu istendi.

AVUKAT, 2 FARKLI GÜVENLİK KAMERASINI BİRLEŞTİRDİ

Bursa 4üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 5’inci celsesinde, tutuksuz sanık İ.Ç.’nin avukatı Sedat Gülen’in yaptığı savunma davanın seyrini değiştirdi. Olay yerinde 2 aracın bulunması ve Buyruk Çelik’in hangi araçtan açılan ateşle öldüğünün tespiti için cinayet anına ait 2 farklı güvenlik kamerasını birleştiren Gülen, olay yerinde yaptığı canlandırmayı mahkemeye sundu.

Ateş açıldığı anda Buyruk Çelik’in, kuzeni İ.Ç.’nin içinde olduğu minibüse binmeye çalıştığını belirten Gülen, yaptığı canlandırmada ortadaki arayı metre ile ölçtü.

Emir Çelik ile İ.Ç. ortasındaki aralığın 30 santim olduğuna dikkat çeken Gülen, polis ve belgeyi hazırlayan savcının argümanının, Buyruk Çelik’in, İ.Ç.’nin silahından çıkan kurşunla öldüğü tarafında olduğuna, bu durumda Buyruk Çelik’in yakın atış arasından ölmüş olması gerektiğine dikkat çekti.

MAKTULÜN KIYAFETLERİNİN İSİMLİ TIP’A GÖNDERİLMESİNİ İSTEDİ

Yakın uzaklıktan açılan ateşle ölen bir kişinin üzerinde barut izi ve atış artığı olacağını söyleyen avukat Gülen, Buyruk Çelik’in öldüğü vakit üzerinde olan kıyafetlerin kriminal inceleme için İsimli Tıp Kurumu’na gönderilmesini istedi.

Gülen’in, atış uzaklığının hesaplanması tarafındaki talebi üzerine, Çelik’in öldüğü anda üzerinde olan kıyafetleri kriminal incelemeye gönderildi. İncelemede Buyruk Çelik’in kıyafetinde atış artığı bulunmadığı ve uzak atış arası ile öldürüldüğü tespit edildi. Bu rapor üzerine savcı, karar duruşmasında mahkemeye sunduğu temel hakkındaki mütalaasında tutuksuz sanık İ.Ç.’nin beraatini istedi.

KARARDA ‘TİŞÖRT’ DETAYI

Kararını açıklayan mahkeme heyeti, hatasını sabit gördüğü sanıklara 10 ay ile 27 yıl ortasında mahpus cezası verirken, ‘kasten öldürmek’ kabahatinden müebbet mahpusu istenen İ.Ç.’nin, ‘maktulün tişörtüyle ilgili tanzim edilen İsimli Tıp Kurumu raporu ve mahkumiyetini gerektiren her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı kanıt elde edilemediği’nden beraatine karar verdi.

İ.Ç., ‘ruhsatsız silah taşımak’ ve ‘delilleri yok etmek’ hatasından ise toplam 20 ay mahpusa çarptırıldı. İ.Ç.’nin bu cezası da ertelendi.