Disleksi: Öğrenme Güçlüğü

Thomas Edison, Albert Einstein, Leonardo da Vinci, Tom Cruise, Picasso gibi başarılı isimlerin ortak bir sorunu vardı. Disleksi yani Öğrenme Bozukluğu (Özel Öğrenme Güçlüğü).
Ne yazık ki öğrenme güçlüğü çeken her çocuk onlar kadar şanslı olmayabiliyor. Bu yüzden bilinçli ebeveyn ve bilinçli eğitimciler şart. Belki de dünyaca ün yapacak veya çok faydalı işlere imza atacak bu çocuklar ön yargılar altında ezilip yok oluyor! Kaldı ki günlük hayata uyum sağlamalarına bile izin verilmiyor.
Dinleme, konuşma, okuma, yazma, akıl yürütme ile matematik yeteneklerinin kazanılmasında ve kullanılmasında önemli güçlüklerle kendini gösteren bir öğrenme bozukluğu olan ‘Disleksi’nin toplumda görülme sıklığı yüzde 8 civarında. En belirgin özellikleri harflerin ve kelimelerin karıştırılması ve tersten algılanması. Öğrenme güçlüğü yaşayan kişiler yazılı kelimeleri öğrenme ve hatırlamada zorluk yaşıyorlar. Örneğin b, d, p, q harfleri, 6, 9 ; ne- en, 3-E, 12-21, çok-koç; kelime ve rakamları karıştırıyorlar. Okurken kelime atlıyorlar. Hecelerin seslerini karıştırıyor ya da sessiz harflerin yerini değiştiriyor ve sıklıkla yazım hatası yapıyorlar. Disleksi yazı yazmada zorlanmak olarak da kendini gösteriyor. Bu çocuklar konuşurken anlama uygun kelimeyi bulmakta güçlük çekiyorlar. Örneğin; yön ( yukarı-aşağı) ve zaman (dün, bugün, yarın ) kavramları konusunda zorlanabiliyorlar.
Disleksi, okuma, heceleme, yazım dili gibi öğrenme alanlarından biri ya da daha fazlasını etkileyebilir. Sayı sayma becerisi, nota becerisi (müzik), motor becerisi, yazım dili ustalığı, organizasyon becerileri etkilenebilir. Dereceleri de olabilir. Tanı nadiren okul öncesi ya da anaokulu düzeyinde konur. Erişkinlikte de devam edebilir.
Disleksi bir hastalık değildir yalnızca öğrenmeyle ilgili zihinsel süreçlerde bir farklılıktır. İlkokula başlayan çocuklarda disleksi var ise; henüz zihinsel gelişimini tamamlayamadıkları için okuyamazlar, yazamazlar ve matematiksel işlemleri kavramakta zorluk çekerler. Ancak bu onların zeka düzeylerinde bir sorun olduğunu göstermez. Sadece dinleme, konuşma, okuma, yazma, akıl yürütme ile matematik yeteneklerinin kazanılmasında ve kullanılmasında önemli güçlüklerle kendini gösteren bir öğrenme bozukluğu yaşıyorlardır. Bazen de zeka düzeyi yüksek ya da özel yetenekli çocuklarda disleksi görülmektedir. Disleksili olduğu bilinen bilim adamları ve sanatçılara örnek vermek gerekirse, Thomas Edison, Albert Einstein, Leonardo da Vinci, Tom Cruise, Picasso en bilinenleridir.
Aynı zamanda dikkat bozukluğu da yaşayan disleksili çocuklar için sözel, işitsel, görsel eğitim metotları tavsiye edilmektedir. Genellikle sınav sorularını çabuk okuyamaz ve cevapları yazamadıklarından bu çocuklara sözlü sınav yapılması daha etkin olur. Çoktan seçmeli sınavlarda (test) ise daha başarılı olurlar.
Her sorunda olduğu gibi disleksi için de erken tanı ve müdahale önemlidir. Çocukların okul öncesi dönemde dikkatle izlenmesi, gelişimlerinin takip edilmesi erken tanıya imkan verir. Erken tanı konulduğu oranda çocuklar akranlarına yetişebilmekte ve gerçek potansiyellerine ulaşabilmektedir. Konuşma gelişiminde gecikme, aşırı hareketlilik, algılama sorunları ve koordinasyon zayıflığı olan riskli çocukların öğrenme bozukluğu açısından değerlendirilmesi, erken tanı ve müdahale için önem taşır.
Tanı konduğunda ise öğrenme bozukluğu olan çocuk ve gençler normal sınıflardaki müfredat programı dışında özel ve ek bir takım dersler ile eğitilmektedir.
Sınıf ortamında da öncelikle duygusal olarak güvenli bir çevre oluşturulmalıdır.