“Emre Mor’un olduğu kanata o kadar para harcanır mı?”
Dün gece Kadıköy’de tribünler tıklım tıklım doluydu. Kanarya’nın lige “merhaba” diyeceği maç için taraftarlar stadı doldurmuş rahat bir galibiyet bekliyorlardı.
Bu beklentinin altında yatan en büyük neden yaşadığımız büyük deprem felaketinden dolayı büyük hasar gören şehirlerden Gaziantep’imizin takımı Gaziantep FK’nin yaklaşık 6 aydır resmi maça çıkmamış olmasıydı.
İlk 11’e baktığımda da esasında eleştirecek bir şey bulmadım.
Son iki flaş transfer kadroda yoktu belki ama ideal 11’e yakın bir kadro vardı sahada.
Gerçekten de Fred ligin üzerinde bir ortasaha oyuncusu, mükemmel bir transfer olarak kayda geçti.
Cengiz Ünder de günümüz futbolunda Türk pasaportuna sahip en önemli yıldızlardan biri…
Bu ikili takıma monte edildiğinde benim de ideal 11 anlayışım değişecektir.
Kalede Altay’ın durumunu saymazsak, sağ bek Osayi, sol bek Ferdi, stoperde Becao ve Dijiku artık ilk 11’in büyük ihtimalle değişmez savunma dörtlüsü olacak.
Gaziantep maçı özelinde de 6 numara pozisyonunda Maribor maçında çok iyi işler çıkaran İsmail, onun önünde iki 8 numara gibi oynayan Szymanski ve Mert Hakan yazılmıştı.
İleride ise esas pozisyonunda oynayan bir Tadic, sağ kanatta İrfancan yerine sahada olan Ryan Kent ve ileri uçta Edin Dzeko.
Beni bir günlüğüne Fenerbahçe teknik direktörü yapsalar ve dünkü maç için ilk 11 çıkar deseler ben de hemen hemen böyle bir kadro kurardım.
O yüzden birazdan eleştireceğim şeylerin kadroyla alakası yok. Bu uzun girişi bunun anlaşılması için yaptım.
Maça Fenerbahçe çok hareketli başladı ve 18 dakikada 2-0’ı buldu. Beş dakika sonra da Gaziantep 10 kişi kaldı.
Buraya kadar her şey Fenerbahçe için çok güzeldi. Tarihi fark geliyordu, hissediyordum.
Ancak o dakikadan sonra takım tam anlamıyla disiplinden koptu ve taraftarın beklediği farklı galibiyeti getirecek golleri atamadı. Bir de üstüne ilk yarının son dakikasında kalesinde bir gol görerek rakibini umutlandırdı.
Tadic’in 53. dakikada penaltı kaçırması bile konsantrasyon ile ilgiliydi.
Aslında maç sonunda 5’i isabetli 20 şut atılmış ve 4.15 gol beklentisine ulaşılmıştı ulaşılmasına ama Fenerbahçe takımının böyle maçlarda farka gidememe gibi bir mazereti olamaz. Artık olmamalı. Böyle bir kadrodan sonra olmamalı. Yıllardır kupaya hasret taraftar karşısında olmamalı…
İlk haftadan hiçbir takımı çok ağır eleştirmemek lazım dediğinizi duyar gibiyim.
İstatistikleri önünüze alıp baktığınızda da takımın ikinci yarıda %76 topla oynayıp, rakibe şut çektirmediğini de görüyoruz, buna da lafım yok.
Ama oyunu izlerken gördüğüm benim tatmin edici bir oyun değildi. Yaklaşık 80 dakika 10 kişi oynayan, 6 aydır resmi maça çıkmamış bir takıma karşı bu oyun yeterli değil.
Bu kadar isabetsiz şut olmaz. Yaratıcılık anlamında, bu kadar durağan oynanmaz.
Dolayısıyla Fenerbahçe’de dün sorun kadroda değildi. Sorun sahadaki oyuncuların oyunun akışında tutuk kalmalarındaydı.
Sonuç olarak lige üç puanla başlamak önemli ama geliştirilmesi gereken yerler var.
Yeni Transferler hakkında:
Fred takıma geldiğinde büyük ihtimalle İsmail’i değil Zajc ile Mert Hakan’dan birini kesecektir.
Cengiz konusunda kafam karışık açıkçası. Sevgili dostum Atınç Can Tülciler’in dün maç öncesi olan sohbetimizde bana şu soruyu sordu: “Emre Mor’un olduğu kanata bu kadar para harcanır mı?” Açıkçası Cengiz’in bencil futbolunun çok hayranı değilim, Emre Mor’u da çok beğenen biriyim. Dolayısıyla bence harcanmaz dostum.
Bu arada maçın son dakikasındaki pozisyonla ilgili de aşağıdaki notu okumanızda fayda var.
Hafta içi MHK’nın bilgilendirme toplantısında açık ve net şekilde yeni el kuralı anlatıldı.
Kendi takım arkadaşından yakın mesafeden gelen top ele çarpsa da penaltı verilmez.
Son dakikada herkesin penaltı diye ayağa kalktığı pozisyon, yeni kurallar gereği penaltı değildir.
