Gündem

En uzun gece uyarısı!

Paylaş:

Bu gece yani 21 Aralık gecesi yılın en uzun gecesi olarak biliniyor. Uzmanlar karanlıkta güne başlamanın depresyonu tetiklediğini belirtirken 21 Aralık gecesi için de benzer uyarılar yapılıyor. En uzun gece 21 Aralık gecesi ve sabah gün ağarmadan güne başlayacaksınız. Tüm bu gerçekler şu anda içinde bulunduğumuz gerçeklikleri değiştirmiyor ne yazık ki…

Karanlıkta güne başlamanın depresyonu tetiklediği söyleniyor. Doğası gereği tüm canlılar gün doğunca güne başlar, gün batınca da dinlenme moduna geçer.

Kış saati uygulaması için tartışmalar sürüyor. Ancak şimdilik olumlu ve olumsuz yanlarının değerlendirileceği için saatler geri alınmayacak. Bu durumda yılın en uzun gecesi olsa da olmasa da karanlıkta güne başlıyoruz zaten. Güne karanlıkta başlama ve karanlıkta geçirilen sürenin uzunluğu ise insan psikolojisini olumsuz etkiliyor, depresyona bile yol açabiliyormuş. Gündemdeki uyarı ise yılın en uzun gecesinin yaşandığı 21 Aralık için.

Kışın güneşsiz, kasvetli havası ve soğuğu zaten ruh sağlığımızı olumsuz etkiliyor. Sabahları karanlıkta okula, işe gitmek için yollara düşmek bu olumsuzluğu perçinliyor. Performansı düşürüyor, depresif bir ruh haline neden oluyor.

“Ne yapabiliriz? Nasıl korunalım?”
Uzmanlar beslenmede dikkat edilecek bazı noktalarla bu olumsuzlukları atlatabileceğimiz görüşünde…

Başka çare yok madem, ne yiyebiliriz bakalım :

Ceviz, baharatlar ve C vitamini

Cevizde bulunan yüksek miktardaki omega 3 yağ asidi depresyonu azaltıyor. Ayrıca ceviz içerdiği melatonin hormonuyla uyku düzensizliğini engelliyor, antioksidan özelliği ile kış aylarında hastalıklardan korunmamızı sağlıyor.

Baharatlar ise içerdikleri magnezyum oranıyla depresyonda sık görülen gün içindeki sinir kasılmalarını önler. Örneğin 1 çorba kaşığı kurutulmuş kişniş günlük magnezyum ihtiyacının yaklaşık yüzde 3’ünü karşılar. Magnezyum bakımından zengin diğer baharatlar ise nane, adaçayı, geyik otu ve fesleğen.

Uzmanlar C vitamini eksikliğinin, bazı depresyon vakalarının kaynağı olduğunu da düşünmekte.

Vücudumuzdaki fizyolojik, psikolojik ve davranışsal birçok süreç, uyku-uyanıklık döngüsü, vücut sıcaklığı, kan basıncı, hormonların salgılanma düzeni doğal aydınlık-karanlık döngüsüne göre düzenlenir. Bu duruma örnek verecek olursak; vücut sıcaklığı, kortizol hormonu seviyesi ve kan basıncı gün içinde yükselirken gece saatlerinde düşer. Biyolojik saat adı verilen iç mekanizmamız tarafından düzenlenen günlük ritim 24 saatlik zaman aralıklarını takip eder. Işık ise bu mekanizmayı düzenleyen temel etkendir. Kaliteli bir uykunun en önemli sağlayıcılarından biri karanlıkta uyumak olduğu gibi; mutlu uyanmak ve güne iyi başlamak için de gözümüzü açtığımızda gün ışığına ihtiyacımız vardır.

Karanlığa uyanmak soğukluk, cansızlık, enerji düşüklüğü, negatiflik ve olumsuz duyguları artırmaktadır.

Bu durum karanlıkta salgılanan uyku hormonu melatonin ile gün ışığında salgılanan mutluluk hormonu serotonin arasındaki ilişkiden kaynaklanır. Bu ilişki; duygu durumu, depresyon, yaratıcılık, zihinsel netlik ve sağlık açısından önem taşıyor.

Paylaş:

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu