Kısırlık sorunu yaşayan bayanlar için yeni bir talih

Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği (TJOD) 20’nci Ulusal Kongresi’ni KKTC’de gerçekleştirdi. 17-21 Mayıs tarihleri ortasında düzenlenen kongreye sarsıntı bölgesinde misyon yapan uzmanların da ortalarında bulunduğu bin 800 hekim katıldı.

Kongrede TJOD Lideri Prof. Dr. Bülent Tıraş, TJOD İkinci Lider Prof. Dr. İsmail Mete İtil, TJOD İdare Konseyi Saymanı Prof. Dr. Gazi Yıldırım ve TJOD İdare Heyeti Genel Sekreteri Op. Dr. Volkan Kurtaran’ın yer aldığı bir basın toplantısı düzenlendi. Jinekoloji alanındaki yenilikler, meseleler ve tüp bebek tedavisindeki en yeni formüllerin ele alındığı toplantının detayları şöyle:

‘EKSOZOMLAR YUMURTALARI GENÇLEŞTİRİYOR’

Tüp bebek tedavisinde PRP ile sürat kazanan ve kök hücre çalışmalarıyla desteklenen gelişmelere ‘‘eksozom” sisteminin de eklendiğini belirten TJOD Lideri Prof. Dr. Bülent Tıraş, kelam konusu yolun bayan kısırlığında tesirli tahlil yollarından biri olduğuna dikkat çekti. Tıraş, ‘‘Yeni kuşak hücresel tedavilerden biri olan bu metot yumurtalık rezervi düşük bayanlarda yumurtaları gençleştiren münasebetiyle tüp bebek talihini da artıran bir yöntemdir” dedi. Tıraş, sistemi ise şöyle anlattı: Eksozomlar nano boyutlarındaki küçük keseciklerdir. Haberleşme casusları nanovezikül dediğimiz yapılardır. Hepsi hücrelerin birbiriyle haberleşmesini sağlar. Tıpkı mektupla, e-mail ile haberleşmemiz gibi… Bunlar kandan çok kolay elde edilemiyordu. Lakin ABD’deki Stanford Üniversitesi’nden Utkan Demirci, geliştirdiği usulle elde edilmelerini sağladı. Yeni sistemle eksozomları kandan alıp, süzebiliyoruz. Bu sistemi yaklaşık 4 aydır kullanıyoruz. Birinci sonuçlar âlâ. Özetle bayanlarda PRP, kök hücrenin akabinde eksozom metodu de yumurta rezervi düşük, artık yaşı belirli bir düzeye gelmiş ya da tam aksine genç yaşta menopoza girmiş bayanların annelik bahtını artırmak için yeni bir fırsat oldu.

 ‘SEZARYEN ORANLARI  ASLINDA YÜKSEK DEĞİL’

Normal doğum mu sezaryen mi konusunun her daim tartışıldığına dikkat çeken TJOD İdare Şurası Genel Sekreteri Op. Dr. Volkan Kurtaran, bahsin kongrede de gündeme getirildiğini  belirterek, şu açıklamayı yaptı: Ülkemizde sezaryen oranları yüksek üzere görünüyor fakat aslında o denli değil. Dökümante etme imkanımız arttığı için sayılar yüksek çıkıyor. Hamileler daha uygun izlendiği için sezaryen oranı yüksek yani yüzde 50’den fazla üzere görünüyor. Meğer oran artmadı. Anne ve bebek her açıdan yeterliyse olağan doğumu tercih ediyoruz. En ufak bir negatiflik olursa sezaryen istiyoruz. Olağan doğum diye tutturmak gerçek değil. Sıhhat Bakanlığı ile bu görüşlerimiz örtüşüyor. Bir de tabip malpraktis davalarından korkarsa sezaryene yönelir. Bir tabip kendisini koruyan yasalar olursa, özgür olursa olağan doğum yaptırır. Kurtaran, ayrıyeten 85 milyonluk nüfusu olan ülkemizde yılda 1 milyon 200 bin doğum gerçekleşirken; 5 milyon mültecinin ise 750-800 bin doğum yaptığına da dikkat çekti.

 ‘JİNEKOLOJİK AMELİYATLAR ARTIK HEM PRATİK HEM DE İZSİZ’

Rahim sarkması, miyom, kist üzere bayanlarda yaygın görülen problemlere karşı pratik ve izsiz bir tahlil olan ‘doğal açıklık cerrahisi’nin yani vajinal yoldan cerrahinin son periyottaki en değerli yeniliklerden biri olduğunu belirten TJOD İdare Heyeti Saymanı Prof. Dr. Gazi Yıldırım ise bu prosedürle ilgili şu bilgileri verdi: Son olarak göbek deliğinden kesi ile kimi ameliyatlar yapardık. Lakin yeni prosedürde hiç kesi yok hasebiyle iz de yok. Zira ameliyatları vajinal yoldan gerçekleştiriyoruz. Hasta bir günde taburcu olup, 5-6 günde güzelleşiyor.

‘ANNE VEFATLARI GİDEREK AZALIYOR’

Türkiye’de son 15-20 yıl içinde doğum sırasında anne vefatlarını önlemede büyük bir muvaffakiyet sağlandığını belirten TJOD İkinci Lider Prof. Dr. İsmail Mete İtil de kelamlarına şöyle devam etti: Geçmişte 100 binde 100 olan anne vefatları günümüzde 100 binde 13’lere geriledi. Bu sonuçla uygar ülkeleri yakalamış durumdayız. Kesin maksat bunun 100 binde 10’un altına indirilmesidir. Türkiye üzere nüfus yoğunluğu olan bir ülkede bu büyük bir muvaffakiyet. Bunun arkasındaki en kıymetli nedenlerden biri ülkemizde düzgün yetişmiş bayan hastalıkları ve doğum uzmanlarının olmasıdır. Ayrıyeten sezaryenlerin artmasıdır. Meskende doğum artık yok seviyededir. Anne ölümlerinin nedenleri ortasında emboli, yüksek tansiyon ve kalp krizi üzere problemler da var. Hasebiyle birtakım komplikasyonların önlenmesi mümkün değil. Öte yandan her 4 bayandan birinde görülen idrar kaçırma sorunu da yaşla birlikte artıyor. Rahim sarkmaları da bu meseleye yol açıyor. Tedavide yama cerrahilerinin yerini doğal dokularla tamir almaya başladı. Vajinal yoldan yapılan ameliyatlar ön plana çıktı.