İSTANBUL (AA) – Üç sezon ve 26 bölüm hazırlanan dizinin ilk bölümleri TRT’nin uluslararası dijital platformu tabii’de yayınlandı.
Dizi, Trablusgarp’ı işgal eden İtalyan ordusuna karşı koyacak düzenli ordu imkanı olmaması nedeniyle bir avuç gönüllü Osmanlı subayının yerel halkın desteğini almayı başararak işgale karşı başlattıkları büyük direnişi ekrana getiriyor.
A23 Medya yapımı dizinin yayına giren ilk bölümlerinde aralarında o tarihlerde Kurmay Binbaşı olan Mustafa Kemal Atatürk ile Enver Paşa’nın da olduğu Osmanlı subaylarının Trablusgarp’taki mücadelesine odaklanıyor.
“Ömer Muhtar’ı diziye koymak bizim için keyifliydi”
Dizinin senaristlerinden Ozan Bodur, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dönem filmlerinde geniş çaplı araştırma sürecinin önemine değinerek, diziyi kaleme alırken çok fazla kahraman ve hikayeden dolayı zorlandıklarını söyledi.
Osmanlı subaylarının yanı sıra Trablusgarp’a gidip savaşan çok fazla gönüllü kahraman olduğunu da aktaran Bodur, “Bu kahramanlar içerisinde kimi seçeceğiz, hangi hikayelere değeceğiz? Bunun yanında yerli unsurlarda kime temas edeceğiz? Orada Osmanlı subayları gönüllü bir direniş ortaya koyuyor ama direnişin en büyük ayaklarından bir tanesi de yerel güçlerin kendilerine verdiği destek. Bu desteğin de çok geniş bir yelpazesi var.” dedi.
O dönem Senusi tarikatını kuran Muhammed ibn Ali el-Senusi ile Ömer Muhtar’ın kahramanlıklarına da dizide yer verdiklerini kaydeden Bodur, şöyle devam etti:
“Belki de Mahsusa projesinin en öne çıkan hikayelerinden bir tanesi şu; Mustafa Akad filmiyle Ömer Muhtar’ın 1930’lı yıllarda işgalci İtalyanlar’a karşı yaptığı destansı mukavemeti dünya seyretmişti. Ama ondan önce Ömer Muhtar savaşmayı, hücre yapı örgütlenmeyi kimden öğrendi. Her şeyden önce düzenli bir birliğe karşı muharebe nasıl verilir vesaire? Ömer Muhtar’a ve ekibine bunu öğreten düzenli bir güç, bir kurmay beyin vardı. Bu kurmay beyinler kimdi? Belki de seyirciler ilk defa bu hikayede bunları öğrenecek. Ömer Muhtar’ı diziye koymak bizim için keyifliydi. Bunun yanında İzzeddin el-Kassam vardı. Bu karaktere ayrı bir önem verdik. Hikayede tıkandığımız bir nokta oldu ve Enver Paşa ile ekibinin oradan mutlaka kurtulması gerekiyordu. Buraya çok reel isim koyabilirdik. Ama birisinin hatırası yaşasın, birisine değelim istedik. Gerçek hikayesinde İzzeddin el-Kassam, Trablusgarp savaşına mücahitleriyle beraber destek veriyor. Biz gerçeği kurguya kurban etmeden düzgün bir hikaye kuralım istedik ve İzzeddin el-Kassam, Enver Paşa ve ekibini kurtardı. Şu andaki süreçte de ismi çok fazla anılıyor. Fakat belki Araplar, Türkler bile İzzeddin el-Kassam’ın 1911’de gönüllü Osmanlı subaylarıyla beraber işgalcilere karşı savaştığını bilmiyordu.”
“Emperyalizm bütün argümanlarıyla saldırırken ‘ne yapabiliriz’in cevabını tarihin eczanesinden aldık”
Bodur, dizinin diğer kahramanlarına değinerek, “Mustafa Kemal Atatürk, Enver Paşa, Fethi Okyar gibi, ilerleyen yıllarda Türk savunma sanayisinde çok önemli bir adım atacak ve 1940’lı yıllarda İsrail ilan edildikten sonra oradaki Arap mücahitlere silah satacağı sırada esrarengiz bir patlamayla Sütlüce’de hayatını kaybeden Nuri Bey’in (Killigil) anısı yaşasın istedik. Bunları tek tek drama doğası çerçevesinde dizide gerçekleştirdik.” diye konuştu.
Bu yapımda bir kavram ve söylem üstünlüğü ortaya koymayı amaçladıklarını vurgulayan Ozan Bodur, şunları kaydetti:
“Bazı yerlerde tıkanıp kalıyoruz, Orta Doğu halkları, Müslümanlar, Doğulular, Türkler, Kürtler, Araplar olarak bir kavram ortaya koyma konusunda. Bugün üstümüze emperyalizm bütün argümanlarıyla saldırırken ‘ne yapabiliriz’in cevabını tarihin eczanesi içerisinden, Trablusgarp direnişinden aldık. Birbirimizle nasıl sırt sırta dayanmalıyız, kol kola girmeliyiz, bu emperyal söyleme karşı ne geliştirmeliyiz diye bunun için böyle bir hikaye kurduk. 26 bölümden oluşan harika bir hikaye oldu. İnşallah dünya seyircisi de yavaş yavaş izlemeye başlayacak. Sonucu umarım güzel olur.”
Bodur, dizi seyircilerinden olumlu görüşler aldığını söyleyerek, “Bazı şeyleri seyirci ilk defa seyrediyor, duyuyor. Milletleri millet yapan şeylerin başında tarih, kültür, duygu birliği gelir. Bizim gençlerimize yapılan en büyük haksızlık, bu tarih birliğinin altına koyulan dinamitlerdir. Biz Enverizm, Kemalizm gibi çeşitli blokların etrafına ayrılmışız. Gençlerimizi de buna sürüklüyoruz. Biz gençlerimize burada total tarih birliğini sunduk. Bu tarih birliği içerisinde bütün kahramanların hikayesini ortak bir öykü içerisinde nasıl görebilirler, bunu sunduk. Biz her şeyden önce bu hikayeyle bir kavram üstünlüğü ortaya koymaya, mercek tutmaya, yol göstermeye çalışıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
“O dönem kullanılan araçlar, toplar, tüfekler hepsi ince şekilde tasarlandı”
Dizinin yapımcılarından Uğur Veli de diziye 2020’de çalışmaya başladıklarını belirterek, “Okurken bizi çok heyecanlandıran bir mevzuydu. Enver Bey’in bu konuda birçok hatıratı, belgeler var. Bunları ekrana doğru yansıtma konusunda da insan endişeye düşüyor ve işin ciddiyeti orada başlıyor. Senaryonun emin ellerden çıkması ve doğru yolda yürüdüğümüze emin olmamız yaklaşık 1 yıl sürdü.” ifadelerini kullandı.
Prodüksiyon sürecinde ciddi bir araştırma yaptıklarını da anlatan Veli, şu bilgileri verdi:
“O dönem Osmanlı subaylarının kullandığı silahların versiyonları, İtalyan ordusunun kullandığı silahlar, üniformalar ve çok farklı yerel unsurlar var. Bu unsurlar içerisinde en çok sahnede gördüğümüz Senusiler, Tuaregler ve Avakirler var. Hepsinin kostümüyle ilgili ciddi çalışma yapıldı. Hatta İtalyan askerlerinin o dönem kullandığı üniformalarla ilgili İtalya’da Vatikan’daki arşivlere kadar ulaşan bir serüven oldu. Pek çok isim tarafından yüzlerce kostüm dikildi. O dönem kullanılan araçlar, aslına uygun olarak toplar, tüfekler hepsi ince şekilde tasarlandı. Batı’daki kaynaklardan da taramalar yapıldı.”
Veli, Trablusgarp savaşından bahsederek, “Osmanlı ordusunun ilk defa gayri nizami harp yönüyle ortaya çıktığı bir savaş. Bizim subaylarımız rütbelerini söküp, jandarma müstafisi olarak gidiyorlar ve orada bir örgütlenme yapıyorlar. Tarihin ilk hava bombardımanı bu savaşta yapılıyor. İtalyan ordusu bu savaşa 6 uçakla geliyor. Bu uçak modellerini tek tek inceledik ve aslına uygun yapmaya gayret ettik. İlk keşif uçuşu da bu savaşta yapılıyor ve biz ilk savaş uçağını düşüren bir askeri birlik olma unvanını da alıyoruz.” şeklinde konuştu.
“Dizide Trablusgarp’tan hemen sonra 1913’te Batı Trakya’yı geri almamızın hikayesi var”
Trablusgarp savaşının geçtiği aynı coğrafyaya benzer olarak Eskişehir’in birçok ilçesinde çekimleri gerçekleştirdiklerini aktaran Uğur Veli, ayrıca 4 farklı şehirde büyük platolarda çekimlerin yapıldığını söyledi.
Mahsusa dizisini Trablusgarp’tan başlayan bir evren olarak tasarladıklarının altını çizen Veli, şunları aktardı:
“O zaman henüz Teşkilat-ı Mahsusa kurulmuş değil ama Mahsusa’yı kuran enerjinin Trablusgarp’ta oluştuğunu düşünüyoruz. Orada operasyonel istihbarat yapabilecek alt yapıyı, özgüveni, tecrübeyi bu ekip edindi ve Trablusgarp’tan hemen sonra 1913’te Batı Trakya ve oranın işgali, bizim buraları geri almamızın hikayesi var. Hatta Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş simülasyonunu, Batı Trakya Türk Cumhuriyeti’ni kurarak yapmışız. Diziye bu hikayeyle devam etmeyi düşünüyoruz. Sonrasında Teşkilat-ı Mahsusa bir kuruma dönüşüyor, bu teşkilatın bütün kıtalarda neredeyse üstlendiği misyonlar var. Bu proje Batı Trakya sonrasında belki ülke bazlı operasyonlara, belki 1917, 1918’deki Gazze cephesine, belki de en son Teşkilat-ı Mahsusa’nın işgal yıllarındaki İstanbul macerasına yönelecek.”
Veli, dizinin her cuma yeni bölümünün yayınlandığını ve ilk sezonun 10 bölüm olarak kurgulandığını belirterek, 2. sezonun 8, 3. sezonun da 8 bölüm olarak seyirciyle buluşacağını sözlerine ekledi.
“Oyuncularla birebir çalışarak karakterleri üzerlerine giydirdik”
Dizinin yönetmeni Şafak Bal ise önemli tarihi kahramanları resmetmenin farklı bir sorumluluk getirdiğine işaret ederek, “Bunlar kurmaca karakterler değil. Olabildiğince özlerine inerek, olabildiğince oyuncularla birebir çalışarak, birebir performans alarak karakterleri giydirdik üzerlerine. Onlar gibi yaşadık, düşündük. Bu bizi zorladı. Başından sonuna kadar her saniyesinde çok eğlendiğimiz, çok keyif aldığımız bir iş oldu.” değerlendirmesini yaptı.
Böyle bir projeyi çekmenin kendisine nasip olduğu için çok mutlu hissettiğini söyleyen Bal, şunları anlattı:
“Senaryo önüme geldiği an şu anki dünya bitti. O döneme gittim, o dönemin kitaplarını okudum, videolarını seyrettim, tarihçilerle konuştum. Beni çok iyi yönlendiren tarih danışmanlarımız vardı. Her şeyden önce bize öğretilmiş bir tarih var. Bize öğretilmiş tarihin dışında bu komutanlarımızın ilk yola çıkış hikayeleri, insan halleri en heyecanlı kısmı da bu. Bir örnek vereyim Mustafa Kemal bizde hep bir komutan, hep bir toplantı, nutuk havasında. Ama ben Mustafa Kemal’in üzüldüğünü çektim. Çok heyecanlıydı. Sevindiğini çektim, şakalaşmasını, heyecanını resmettim. Savaş meydanında dövüşmesini çektim, bu benim için çok kıymetliydi.”
Senaryosunu Ozan Bodur’la Enes Şengönül’ün kaleme aldığı dizide, Enver Paşa’yı Baran Akbulut, Mustafa Kemal Atatürk’ü Baki Çiftçi canlandırıyor.
Raif İnan’ın yapımcılığını üstlendiği dizinin oyuncu kadrosunda ayrıca Kenan Çoban, Uğur Pektaş, Ali Ersan Duru, Öykü Çelik, Mehmet Emin Kadıhan, Mert Carim, Sera Tokdemir, Münir Can Cindoruk, Emre Törün, Mehmet Çepiç, Oben Onur, Uğur Roman, Sefa Zengin, Kamil Güler, Ersin Olgaç, Selahattin Bel, Abdül Süsler, Soner Türker, Şahverdi Ali Eren, Asir Gündoğdu ve Hüseyin Baylan yer alıyor.
Muhabir: Aişe Hümeyra Akgün
Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.
- Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
- Kan dolaşımını hızlandırır,
- Kronik yorgunluğu azaltır,
- Bağışıklık sistemini güçlendirir,
- Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
- Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
- Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
- Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
- Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.
Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER
- SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
- 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
- SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
- Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
- Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
- DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
- 05523307100-05325466184
- www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
- www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
- www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,