Polis kurşunuyla ölmüştü, 3 polis söz verdi

İstanbul Ümraniye’de hacizli olduğu gerekçesiyle trafikten men edilen arabasını yakan ve polise bıçakla saldıran Yavuz Genç’in vefatına ilgili soruşturmada, 3 emniyet görevlisinin ‘şüpheli’ sıfatıyla sözleri alındı. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nda tabir veren polis memurları isimli denetim uygulanarak özgür bırakıldı. 

İstanbul Ümraniye’de, 20 Eylül’de kontrol yapan takımların süreç yapmasına sonlanıp arabasını yakan şoför Yavuz Genç etrafa ve polis gruplarına bıçakla saldırdı.

Önce havaya ateş eden polis grupları buna karşın durmayan sürücüyü ateş ederek etkisiz hale getirdi. Hastaneye kaldırılan şoför hayatını kaybederken, seken kurşunlardan 3 kişi de yaralandı.

Genç’in vefatına ilgili soruşturmada, 3 emniyet görevlisinin ‘şüpheli’ sıfatıyla sözleri alındı.

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nda söz veren polis memurları tabirlerinde Yavuz Genç’i sakinleştirmek için efor gösterdiklerini lakin, kendilerine ve etrafta toplanan insanlara elindeki bıçağı savurduğu için evvel havaya, sonra da ayaklarına hakikat ateş açtıklarını söylediler.

“KENDİ BOYNUNU KESMEYE ÇALIŞTI”

Kurşunlardan birinin Genç’in boynuna gelmiş olabileceğini söyleyen polis memurları, kendi boynunu kesmeye çalıştığını, bıçağı zorla elinden aldıklarını anlattı.

Trafik polislerinden S.B. tabirinde, Necip Fazıl Caddesi üzerinde misyon yaptıkları sırada, sağ tarafta yasak yere park etmiş bir araç gördüklerin, süreç yapmak için aracın plakasını sorgulattıklarını söyledi.

Yakalamalı olduğunu görünce etraf esnafa kime ilişkin olduğunu sorduklarını, bu sırada Yavuz Genç’in geldiğini belirten S.B. şunları söyledi:

“Yaka kameramızı da faal hale getirerek kimlik sorduk. Kimliğini de söyleyip, özel eşyalarını araçtan aldı. Biz aracı çekecektik. Bu sırada eşyalarını götürüp geri döndü. Yanıcı bir husus getirip aracın üzerine döktü ve biz mani olmaya çalışınca bize gerçek savurdu. Sonra da aracı tutuşturdu.

Aracı yanmaya başlayınca biz güvenlik hedefiyle öbür araçları uzaklaştırdık. Bu ortada etraftaki bir kişi yangı tüpüyle aracı söndürmeye çalıştı ancak, Yavuz Genç bıçakla saldırınca söndüremedi. Yangın düzgünce büyüdü, araçta patlamalar meydana geldi.

Bu sırada itfaiye de geldi. Lakin itfaiyenin de aracı söndürmesine kardeşiyle birlikte mani olmaya çalıştılar. İtfaiyecilere saldırdılar. Biz engelleyince bu sefer de bize saldırdılar.”

“KENDİ BOYNUNU KESMEYE ÇALIŞTI”

Yavuz Genç’i etkisiz hale getirmek için evvel kelamlı ihtarda bulunduklarını söyleyen S.B. sözünde şu tabirlere yer verdi:

“Sakinleştirmeye çalıştık ama, ikazlara uymayınca havaya, durmayıp bize ve etraftakilere bıçak sallayınca ayaklarına hakikat ateş açtık. Ancak tekrar bıçakla eğilmiş halde herkese bıçak sallıyordu. Kurşunlardan biri boynuna gelmiş olabilir, bir müddet sonra refüje yanlışsız gidip yattı.

Elindeki bıçakla kendi boynunu kesmeye çalıştı. Yanına giderek bıçağı elinden zorla aldım. Bıçağı aldıktan sonra boynunda yara olduğunu gördüm. Kanı durdurmak için tampon yaptım.

Bir vatandaş da bez getirdi, kanamasını durdurmaya çalıştık, sıhhat vazifelileri gelince onlar müdahale etti. Bu ortada etraftaki bir vatandaşın daha yaralandığını fark ettik. Ona da müdahale ettik.

Ben taammüden vurmak gayesiyle ateş etmedim. Benim silahımla yaralanıp yaralanmadığını da bilmiyorum. Etkisiz hale getirmek için ayaklarına ateş ettim.

Bana salladığı bıçak montumun sol kol altına değdi. Montum yırtıldı ancak vücuduma değmedi. Suçlamaları kabul etmiyorum.”

“BEN MİSYONUMU YAPTIM”

Şüpheli olarak sözü alınan E.C.’nin olaya birinci müdahale etmediğini, dayanak gayesiyle geldiğini belirterek, şunları anlattığı kaydedildi:

“Şahıslar aracı yakmış, itfaiye gelmişti. İtfaiye aracı söndürmek isteyince bıçakla saldırıp pürüz olmaya çalışıyorlardı. Ben sakinliğini koruyup şahıslara sakin olmalarını söyledim. Bu sırada başka polis arkadaşlarımız vazife yapmamıza pürüz olan iki şahsa müdahale edip yakalamaya çalıştı.

Adem isimli kişiyi tutunca polisle boğuşup direnmeye başladı. Hatta polisi yere düşürdü. Bu sırada Yavuz isimli kişi de bıçakla polislere, bizim üzerimize hakikat saldırmaya başladı. Ben olayı bertaraf etmek için evvel havaya, sonra da şahsın ayak kısımlarına hakikat ateş ettim.

Fakat yeniden hareketlerini ve saldırgan hallerini sürdürüyordu. Eğilerek yerde yatan polise vurmaya çalıştı. Tekrar ayağına gerçek ateş etti. Boynuna nasıl kurşun değdiğini bilmiyorum, hatırlamıyorum. Boyun kısmına ateş etmedim.

Ayağına yanlışsız kurşun sıktığımda hala yürüyebiliyordu. Ben vazifemi yaptım. Taammüden vurmak emeliyle ateş etmedim. Yalnızca etkisiz hale getirmek için havaya iki-üç el, sonra da ayaklarına yanlışsız iki el sıktım. Lakin durmayınca iki el daha şahsın ayağına sıktığımı hatırlıyorum.”

Hakkında soruşturma başlatılan üçüncü polis memuru A.G. ise, ağabeyinin vefatı nedeniyle daha sonra detay savunma yapacağını söyledi.

ŞÜPHELİ POLİS MEMURLARINA ‘KARAKOLA İMZA’ İSİMLİ KONTROLÜ 

Savcılık, üç polis memuru için de yurtdışı çıkış yasağı ve karakola imza atmaları kuralıyla, isimli denetim talebinde bulundu. Polis memurları soruşturma tamamlanıncaya kadar isimli denetim kurallarına tabi olacak. (DHA)