Seyahat Davası tutukluları için 200’üncü Adalet Nöbeti tutuldu

Gezi Davası kararlarını protesto için başlatılan Adalet Nöbeti’nin bugün 200’üncüsü tutuldu. Nöbetin tutulduğu Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi’nde bir de basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya kimi siyasi partiler de takviye verdi. Basın açıklamasını, TMMOB Vilayet Uyum Heyet Sekreteri Seyfettin Avcı okudu.

Avcı’nın açıklamasından sonra ise tutuklu bulunan Mücella Yapıcı’nın kardeşi Müberra Yapan ve tutuklu Tayfun Kahraman’ın eşi Meriç Kahraman kelam aldı. Tayfun Kahraman ile bugün açık görüşte bir ortaya geldiğini belirten Meriç Kahraman, eşinin cezaevinden gönderdiği iletisi okudu.

“GEZİ’YE SAHİP ÇIKMAYI KARARLILIKLA SÜRDÜRECEĞİZ”

İl Uyum Şura Sekreteri Seyfettin Avcı, basın açıklamasında şunları söyledi:

* “Gezi Davası’nın karar duruşmasının üzerinden 200 gün geçti. Ortalarında TMMOB İdare Heyeti Üyesi Mücella Yapan, Kent Plancıları Odası Onur Konseyi Üyesi Tayfun Kahraman, Mimarlar Odası avukatı Can Atalay’ın da bulunduğu 7 arkadaşlarımız 200 gün, Osman Kavala ise bin937 gündür cezaevinde. Hukuksuz tutuklama kararlarının verildiği günden itibaren başlattığımız ve bugün 200. gününe giren Adalet Nöbetleri vesilesiyle bir defa daha kararlılıkla belirtiyoruz: TMMOB ve bağlı odaları olarak, mesleksel ve teknik bilgimizi halkın faydasına kullanmaya devam edeceğiz, arkadaşlarımızı asla yalnız bırakmayacağız ve bu ülkenin en görkemli halk hareketi olan Seyahat’e sahip çıkmayı kararlılıkla sürdüreceğiz.

“ÜLKEMİZİN GELECEĞİNİN KARANLIĞA GÖMÜLMESİNİ DE GÜNDEMİMİZE ALARAK ÇABA ETTİK”

* Halka ilişkin olan her şeyi korumak ve kamu faydasını savunmak; mühendis, mimar ve kent plancılarının temel misyonları ortasındadır. İstanbul’un en değerli kamusal alanlarından biri olan Seyahat Parkı’nı korumak, Seyahat’in park olarak kalması için çaba etmek, mesleksel etik unsurlarımızın bir gereğiydi. 2013 yılının haziran ayında, yalnızca kamusal alanlarımızı değil iktidarın baskı siyasetlerini, temel hak ve özgürlüklerin askıya alınmasını, ülkemizin geleceğinin karanlığa gömülmesini de gündemimize alarak gayret ettik. TMMOB, ülke sıkıntılarını meslektaşlarımızın yaşadığı sıkıntılardan bağımsız görmeyen bir anlayışla hareket etmektedir. Mühendis, mimar ve kent plancıları da bu anlayışla toplumun ortak bedellerinin yok edilmesine karşı; bayana, farklı cinsel yönelimlere, sanata, kültüre yönelik gerici taarruzlara karşı omuz omuza uğraş etmiştir. Seyahat direnişi, toplum olmanın doğal bir sonucu olarak ülkenin dört bir yanında beden bulmuş, Cumhuriyet tarihinin en değerli direnişlerinden birisi olmuştur.

“ARKADAŞLARIMIZI DERHAL ÖZGÜR BIRAKIN”

* AKP iktidarı, toplumsal direnişimizi tekraren yargılamaya, karalamaya çalışmış, Gezi’yi düşmanlaştırmaya çalışmıştır. Uzun süren hukuksuzluk zinciri içerisinde, kendi partilerinin milletvekili aday adayı olan bir yargı mensubu üzerinden, arkadaşlarımız nezdinde Gezi’yi tutsak etmeyi, yalnızlaştırmayı amaçlamıştır. Arkadaşlarımızın nezdinde, milyonların örgütlülüğü, milyonların talebi hapsedilmek istenmiştir. Lakin tüm bunlara karşın Seyahat direnişini toplum vicdanında ve şuurunda lekelemeyi başaramamışlardır. Seyahat Davası’nda verilen cezaların siyasi cezalar olduğu, hukuk sonları içerisinde olmadığı, tüm toplumun bildiği ve kabul ettiği bir gerçektir. Seyahat Davası’nda verilen cezaların gecikmeksizin iptal edilmesi gerekmektedir. Tutukluluğun 200. gününde bir kere daha sesleniyoruz: Arkadaşlarımızı derhal hür bırakın. Gezi’den ve arkadaşlarımızdan elinizi çekin.”

“TARİHE GEÇTİLER”

Mücella Yapıcı’nın kardeşi Müberra Yapan da “Yaşadıklarımıza dayanabilmemiz için, ailem ismine, yanımızda olduğunuz için hepinize minnettarız. Ablam tarihe geçti hem kamu faydasına hem de Seyahat Parkı’nı korumak ismine. Hukuk fakültesinde, hukukta yapılan adaletsizlikle ilgili ders var mı? Şayet yoksa bence koyacaklar. Birinci derste de Seyahat mahkemesini işlemeleri gerek. Bu konuda da ablam tarihe geçti. Her mevzuda tarihe geçtiler. Bu manada ablama teşekkür ediyorum” dedi.

“DEMOKRATİK BİR ÜLKEDE FARKLILIKLARIMIZLA BİR ORTADA YAŞAMA HAYALİMİZDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ”

Meriç Kahraman da eşi, eski İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Sarsıntı Risk İdaresi ve Kentsel Güzelleştirme Daire Lideri Tayfun Kahraman’ın cezaevinden gönderdiği bildirisi okudu. Kahraman’ın, açık bir hukuksuzlukla karşı karşıya olduğunu belirttiği ve İBB Lideri Ekrem İmamoğlu’nun manen yanında olduğunu lisana getirdiği bildirisi şöyle:

* “Sevgili dostlar, tutukluluğun birinci günden bu yana süren adalet nöbetleriyle dayanaklarınız hiç azalmadan devam etti. Birinci günkü kadar yüksek bir sesle adaletsizliğe karşı duruşunuz ve dayanışmanız için çok teşekkür ederim. Sürdürdüğünüz bu dayanak, içeride bizlere büyük bir güç veriyor. Bizlerin karşılaştığı hukuksuzluk ve adaletsizlik, ne yazık ki memleketimizdeki tek örnek değil. Milyonlarca yurttaş, karşılaştıkları haksızlıklara karşı hukuk ve adalet taleplerini seslendirip hukuksuzlukla baş etmek zorunda kalıyor.

* Demokrasinin, özgürlüklerin, hukukun her geçen gün daha da tahrip edildiği, otoriter baskının arttığı bir ortamda özgürlük ve hayat hakkı için verilen gayret yükseliyor. Eşitsizliklerin daima arttığı; adalete, sıhhate, eğitime, kâfi gelir ve sağlıklı konuta ulaşmanın neredeyse imkânsız hale geldiği bugünlerde itiraz eden herkes şiddetle susturulmak istense de buna karşı tek çıkar yol yan yana gelmektir. Toplumsal tansiyonlardan yarar sağlamak karşısında acil ve demokratik bir ülkede farklılıklarımızla bir ortada yaşama hayalimizden vazgeçmeyeceğiz.

“YOL ARKADAŞIM İMAMOĞLU, HUKUKSUZ BİR YARGILAMAYLA KARŞI KARŞIYA”

* Bu adaletsizliklere bir yenisi daha eklenmek isteniyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı’mız, yol arkadaşı olmaktan onur duyduğum Sayın Ekrem İmamoğlu, hukuksuz bir yargılamayla karşı karşıya bırakılarak İstanbul halkının demokratik iradesine dayanan yetkilerinin gasp ve siyasi hayatının bitirilmesiyle tehdit ediliyor. Bu acı hukuksuzluğa karşı madden olamasan da manen yanında olduğumu, takviye ve dayanışma hislerimi bildirmek isterim. Umarım çok yakında tüm bu hukuksuzlukların sona erdiği; demokratik, adil, özgür ve eşit bir ülkede bu karanlıktan bir daha kelam etmeyeceğiz. Az kaldı. Özgür günlerde sizlerin, tüm sevdiklerimizin yanında olacağımıza, gayretimize birlikte devam edeceğimize dair sarsılmaz inançlarla hepinize sevgilerimi iletiyorum.”