GüncelGündem

Uzmanlardan “deprem bölgesinde muhtemel enfeksiyonlara karşı hijyen tedbiri” önerisi

Paylaş:

İSTANBUL (AA) – AA muhabirine açıklamalarda bulunan Acıbadem Ataşehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Çağrı Büke, yaklaşık son 25 yıldır dünyada meydana gelen depremler incelendiğinde, enfeksiyon hastalıklarının görülme sıklıklarında artış olduğunu ve bunun salgın düzeyine ulaştığını belirtti.

Büke, depremler sonrası solunum yolları enfeksiyonları, ishal ile seyreden gastrointestinal sistem enfeksiyonları, deri ve yumuşak doku enfeksiyonları ile kemirici hayvanlar ve haşereler aracılığı ile bulaşan enfeksiyon hastalıklarının gelişebileceğini vurgulayarak, “Kullanılabilir ve içilebilir temiz ve güvenli suların kısıtlılığı, ellerin hijyeninin gerektiği kadar yapılamaması, yaşam alanlarının yeterince temizlenememesi, olanaklar nedeniyle tuvaletlerin ve sonrasındaki temizliğin yetersizliği, zorunlu olarak dar alanlarda daha kalabalık yaşama düzenine geçiş, alt yapının etkilenmesi nedeniyle ortaya çıkan kemirici ile bunların üzerlerinde taşıdıkları haşaratlar ve bunlarla mücadelede yetersizlik, enfeksiyon hastalıklarının sık görülmesi ve salgın düzeyine ulaşması ihtimali ile karşı karşıya bırakabilecektir.” dedi.

Solunum yolu hastalıklarının, üst solunum yolları enfeksiyonlarının yanı sıra alt solunum yollarında zatürre olarak da görülebileceğini ifade eden Büke, depremin kış ayında olması nedeniyle Kovid-19, mevsimsel grip ve soğuk algınlığına neden olan çok sayıda virüsle yoğun karşılaşma olasılığının bulunduğuna işaret etti.

“Erken tanı ve tedavi uygulanmazsa zatürre gelişebilir”

Prof. Dr. Büke, solunum yolu enfeksiyonlarının, sıklıkla damlacık yoluyla bulaştıkları göz önüne alındığında, dar alanda, kapalı ortamda kalabalık yaşam şartları nedeniyle hasta birinden sağlıklı kişilere bu enfeksiyon etkenlerinin daha kolay bulaşıp, üst solunum yolları enfeksiyonu oluşmasına neden olacağını anlattı.

Büke, erken tanı ve gerekli tedavi uygulanmadığında başta yaşlılar, çocuklar ve bağışık sistemi zayıf kişilerde olmak üzere hastalığın alt solunum yollarına kadar ilerleyerek, virüsler ya da ikincil bakterilerin yerleşmesine bağlı olarak zatürre gelişmesine yol açacağını kaydetti.

Depremde oluşan yıkıntı sonucu vücudun herhangi bir yerindeki deri bütünlüğünün bozulmasıyla gelişen yaranın temiz ve hijyenik koşullarda bakımı yapılmazsa deri ve yumuşak doku enfeksiyonunun gelişebileceğini aktaran Büke, bazı yaralardaki enfeksiyonların da başka birine bulaşabileceğini ve bunda yara enfeksiyonu olan kişinin yarası ile diğer kişinin vücut bütünlüğü bozulmuş derisine temasın rol oynadığını dile getirdi.

Çağrı Büke, kemiriciler ya da haşaratlar aracılığıyla bulaşan enfeksiyonların ortaya çıkmasına, söz konusu hayvan ve böceklerin ısırması, bulundukları ortamın insanlarca solunması ya da çıkartıları ile bulaşan besin maddelerinin tüketilmesinin neden olduğunu belirti.

“Kapalı plastik ya da şişe sularının kullanımı tercih edilmelidir”

Enfeksiyon hastalıklarının yayılmasını azaltmada erken tanıyla birlikte kişilerin izolasyonunun sağlanmasının faydalı olduğunu vurgulayan Büke, şöyle devam etti:

“Öksürük, boğaz ağrısı, yutma güçlüğü, baş ağrısı, burun akıntısı ya da tıkanıklığı, kas ve eklem ağrısı, yüksek ateş gibi yakınmalardan bir ya da birkaçının birlikte olması solunum yolu enfeksiyonunu akla getirmelidir. Toplu yaşam alanlarında ağzı ve burnu kapatacak şekilde maske kullanılması birincil önlemdir. Aynı ortamda yaşayan, kronik ya da bağışıklık sistemini etkileyen hastalığı olanların da maske kullanmaları yararlıdır. Hastanın bulunduğu ortamın sıklıkla havalandırılması, aynı ortamı paylaşan kişilerin ellerini temiz tutmaları, ellerin temas ettiği yüzeylerin gerekli olduğu durumlarda çamaşır suyuyla 1/100 oranında sulandırılmış suyla temizlenmesi alınacak önlemlerdendir.”

Büke, kirli ve güvenli olmayan suların içmede, gıdaları yıkamada ya da pişirmede kullanılmamasının ishalle seyredecek hastalıkları önleyeceğini aktararak, “Şu an deprem bölgesinde içme ve kullanma suyuna erişimin kısıtlılığı önemli sorunların başında gelmektedir. Bu nedenle mümkün olduğunca kapalı plastik ya da şişe sularının kullanımı tercih edilmelidir. Şebeke suyunun dağıtımının mümkün olduğu durumlarda ise rutin olarak uygulanan klorlama ile güvenli bir kullanım suyu elde etmek mümkündür. Bu suların içileceği durumlarda söz konusu şartlar göz önüne alındığında kaynatılıp soğutulduktan sonra içilmesi uygun olur.” değerlendirmesinde bulundu.

Enfeksiyonlara karşı aşı önerisi

Ayrıca risk grubundaki kişilere sağlık ekiplerince mevsimsel grip ve pnömokok aşıların yanı sıra Kovid-19 aşısının da en son doz aşının üzerinden 6 ay ya da hastalığın üzerinden 3 ay geçmişse uygulanmasının korunma için önemli olacağını belirtti.

İshal ile seyreden gastrointestinal sistem enfeksiyonlarının özellikle çocuklar, ileri yaş grubundakiler ve altta bağışık sistemi baskılayan hastalıkları olan bireyleri ciddi sonuçlarla karşı karşıya bırakabileceğini aktaran Büke, temel önlemin kişinin hastalığı bulaştırmaması için tedavisinin planlanması ve bu kişilere tıbbi izolasyon kurallarının uygulanması olduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Çağrı Büke, deri ve yumuşak doku enfeksiyonu gelişen hastaların bir an önce hekime başvurmalarının önemine dikkati çekerek, tetanosa karşı da profilaksinin bir an önce başlatılması gerektiğini dile getirdi.

Çocukluk döneminden beri düzenli tetanos aşıları yapılan ve 10 yılda bir tekrar dozları sürdürülen kişilerin yaralanmaları durumunda öncelikle yara temizliği yapılması ve aşı durumunun değerlendirilmesi gerektiğini belirten Büke, şu önerilerde bulundu:

“Yaralanma ağır değilse düzenli aşılanmış ve son 10 yıl içerisinde tekrar dozu yapılmışsa aşıya gerek yoktur. Ağır bir yaralanma durumundaysa düzenli aşılanmış ve son aşıdan sonra 5 yıldan daha uzun süre geçmişse 1 doz aşı uygulanmalıdır. Aşı durumunun bilinmediği, aşılanmanın tam olarak sürdürülmediği ya da tekrar doz yapılma süresi 10 yılı geçmiş bir kişide aşı 3 doz (0, ilk dozdan bir ay sonra ve başlangıçtan 6 ya da 12 ay sonra) yapılmalıdır. Böyle kişilerde ağır bir yaralanma söz konusuysa aşı şemasının uygulanması yeterli olmayıp bu kişilere tetanos anti-toksini de uygulanmalıdır. Kurtarma ekibindeki kişiler için de tetanos aşı durumu sorgulanmalı ve gerekli profilaksi uygulanmalıdır.”

“Atıklar uygun şekilde ortamdan uzaklaştırılmalı”

Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Özlem Altuntaş Aydın, bu tür afetlerin ardından genellikle enfeksiyon görülme riskinin ortaya çıkabildiğini belirtti.

Prof. Dr. Aydın, deprem bölgesinde en çok görülebilecek enfeksiyonlara ilişkin, “Su ve gıda hijyenine bağlı gelişen ishal, bulantı, kusmayla seyreden enfeksiyonlarda artış görebiliriz. İnsanların toplu halde küçük alanlarda bulunmalarına bağlı gelişen, damlacık yoluyla bulaşan enfeksiyonlar da olabilir. Bunlar neler? Kovid, grip, zatürre, menenjit gibi hastalıklarda bir artış görebiliriz. Bu konularda dikkatli olmamız gerekiyor.” uyarısında bulundu.

Hastalıklara karşı deprem bölgesinde hijyenin sağlanması gerektiğine de dikkati çeken Aydın, sözlerine şöyle devam etti:

“Özellikle el, tuvalet ve gıda hijyeni çok önemli. Mümkünse kapalı suların kullanılması, sebze, meyve eğer yıkanacaksa onların temiz sularla yıkanması gerekir. Tuvaletten sonra el hijyenine dikkat edilmesi, atıkların uygun şekilde ortamdan uzaklaştırılması, başıboş hayvanların kontrolünün sağlanması, kemirgenlerin, etkilenmiş olan evcil hayvanların veya vahşi hayvanların da ortamdan uzak tutulması oldukça önemli. Bulunulan ortamların havalandırılması, uygun aşılamanın sağlanması ve mevcut aşılamanın da sekteye uğramaması da önem arz ediyor.”

Aydın, şu an öncelikli olan ihtiyaçlara ilişkin, şunları kaydetti:

“Öncelikle su ve gıda, ardından tuvalet. Bunlar şu anda öncelikli olan, insanın yaşayabilmesi, yaşamını devam ettirebilmesi için temel durumlar. Orada yaşayan insanlarımız olabilir, göç etmiş insanlarımız olabilir. Çünkü büyük bir insan hareketi yaşandı ve yaşanacağını da tahmin ediyoruz. Sadece deprem bölgesinde değil tüm ülkede herhangi bir ishalli, ateşli bir hastalık olduğu zaman mutlaka sağlık kuruluşuna başvurulması, bu tür salgınların kısa sürede fark edilip, boyutunun azaltılmasını, hemen kontrol altına alınmasını sağlayacaktır. Bu konuya da dikkat edilmesi gerekiyor.”

Muhabir: İrem Demir

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu