Müjdat Gezen’in, 70. sanat yılı İstanbul’da Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda düzenlenen merasimle kutlandı.
Etkinliğe Cumhuriyet Halk Partisi Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Eski Genel Kurmay Lideri İlker Başbuğ, CHP İstanbul Vilayet Lideri Canan Kaftancıoğlu ile çok sayıda davetli katıldı. Gösterimi gerçekleştirilen tanıtım sinemasında ünlü isimler Müjdat Gezen hakkında düşündüklerini anlattı.
KILIÇDAROĞLU: SANATIN VE SANATKARIN EHEMMİYET KAZANDIĞI HER TOPLUM GELİŞMİŞ BİR TOPLUMDUR
Etkinlikte konuşan CHP önderi Kemal Kılıçdaroğlu, “Sanatın ve sanatkarın kıymetini bütün toplumun her katmanının bilmesi gerekir. ‘Bizi güldüren sanatçı’ olarak tanıttılar lakin izlerken duygulandığımız anlar da oldu. Dolasıyla sanatçı bizi güldüren, ağlatan, bizi düşündüren bedelli bir insandır. Sanatın ve sanatkarın değer kazandığı her toplum, bir manada gelişmiş bir toplumdur” dedi.
SANAT VE SANATKARIN GÜCÜNÜ ANLATTI
Öğrencilik yıllarında Alexander Dumas’nın 3 Silahşörler kitabını okuduğunu anlatan Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
“Kitabın ön kelamında Alexander Dumas’nın bu kitabı yazarken başından geçen bir hikaye var. O hikayeyi anlatarak sanatın ve sanatkarın ne kadar güçlü olduğunu tabir etmek isterim. Alexander Dumas 3 Silahşörler’i muharrir, günlük bir gazetede, Paris’te tefrika eder. Sabah erken saatlerde Parisliler sarfiyat, gazete büfelerinin önünde beklerler, gazeteyi alıp ve romanı izlemek isterler.
Yaz ayları gelir ve Alexander Dumas gazetenin işverenine der ki ‘Roman kalsın, ben tatile gideceğim, dönüşte bitireceğim’, ‘Mümkün değil’ der. ‘Bütün Parisliler sizi bekliyor, Roman ne olacak? Romanı bitir ondan sonra tatile gidebilirsin’ der. Dumas kabul etmez.
Bunun üzerine gazetenin işvereni Alexander Dumas’ı mahkemeye verir, yargıcın karşısına çıkar. Yargıç der ki, ‘evet gazete işvereni haklı. Siz bu romanı bitirmek zorundasınız. Zira bütün Parisliler senin romanını bekliyor.’
Geriye döner Alexander Dumas, ‘bana bir kağıt kalem getirir misiniz?’ der. Bir kağıt kalem gelir. Romanın baş aktörünün ismini muharrir. ‘Elinde kılıcı, ayakları titredi, yere düştü ve öldü.’ Altına ‘son’ muharrir. ‘Roman bitmiştir, gidin yayınlayın’ der.
Bunun üzerine işveren der ki, ‘Tamam, pes ettim. Tatile git, dön ve ondan sonra romanını bitir.’ Sanat ve sanatkarın gücü bu aslında…”
“BÖYLE BİR ORTAMA TOPLUMUN DA GEREKSİNİMİ VAR”
Kılıçdaroğlu, “Gönül ister ki Türkiye’nin bu kabus atmosferinde her siyasetçi vaktin belli bir dilimini sanatkara ayırabilsin. Sanatkarlarla oturup konuşabilsin, onlarla dertleşebilsin. Fakat maalesef bu türlü bir ortam çabucak hemen son 20 yıldır hiç yaratılmadı. Bu türlü bir ortama toplumun da muhtaçlığı var, siyasetçilerin de muhtaçlığı var. Bu türlü bir ortamı yaratmak dileğiyle hepinize şükran borçluyum. Hepinize teşekkür ederim. Bizi güldüren, vakit zaman ağlatan Müjdat Gezen’e de hepinizin huzurunda hürmetlerimi sunuyorum” tabirlerini kullandı.
Sanatçı Mustafa Alabora, Müjdat Gezen’in çok yakın dostu olduğunu belirterek, “60 sene oldu hala beni güldrür. Müjdat için orada bir şey demiştim. Evet, Müjdat nitekim bri devrimcidir. Ve Müjdat kin biriktirmemekle hepimize çok şey öğretmiştir” dedi.
MÜJDAT GEZEN: MERAK ETMEYİN BİRLİKTE YÜRÜYECEĞİZ
Müjdat Gezen ise konuşmaların akabinde sahneye çıkarak, teşekkür etti. Gezen, Kılıçdaroğlu’na “Merak etmeyin birlikte yürüyeceğiz. Her şey çok hoş olacak” dedi. Aktiflikte Gezen de bir müzik söyledi. Çocuklardan oluşan koro da sahneye çıktı.
